Katalog

OTOMOBİ L KISA KISA Anaokulları ve çocuk C Yanda, 1964'lerde MonteCarlo Rallisi'ni kazanan Paddy ve "mikrop" adını verdiğl minisi. Üstte, mlninln, bugünkü halt. Mini otolar, çok az değişen çizgileriyle artık klasikleştiler. Korhan Gümüş Mini, otuz yaşında ri olmakla kalmamış, MonteCarlo, Alpler, Akropol gibi önemli rallilerı üst üste kazanarak sportif yaşamdaki iddiasını da ispatlamıştır. Mini'nin yaratıcısı olan Alec Isslgonls, motoru ön tarafa yan (transversal) yerleştirerek büyük bir hacım kazandığı gibi (bugün bu yerleştirme biçımi VW, Peugeot, Renault, Fiat, Honda gibi birçok üretıci tarafından kullanılmakta) arabanın dört tekerlekteki bağımsız süspansiyonu da dört kauçuk yastık ile çözümlemiştir. Üstelik arabanın organlarının yerleştirirmesinden boyutlarına, kadar uzanan bu yenilikçi tutum, tipik "İngiliz" sayılabilecek bir görünümle başarılı biçimde uzlaşabilmiştir. Mini'nin bir başka ilglnçliğl ise "taraftarları" ve "karşıtları" olacak kadar popülerlik kazanmasıdır. Bu da olsa olsa onun ne kadar kimlikli olduğunu gösterir. Kimileri ıçirı Mini, yaşantı biçimlerinin bir parçasıdır, kimileri içınse ideal bir ikinci otomobil, bir sehir içi ulaşım aracıdır. Ama zjplatan sert süspansiyonu, bozuk yollarda sürekli yere sürten tabanı, ortalamanın altındaki frenleri başta olmak üzere "spartiat" bir yaşantı özlemi olmayanların sürekli şimşeklerinı üzerine çekmiştir. Mini hakkındakı değerlendirmeler ne olursa olsun, Austin firması bugün hâlâ Mini'yi üginç renkler ve donanımlarla özel bir müşteri kitlesine sunmaya devam etmekte. Ne Austin Allegro, ne yeni Metro, ne de italyanların mpdernleştirdiklerı Innocenti benzer bir ilgi yaratabildi. 1959'lann her bakımdan devrimci otomobili. bugün tam bir "klasik" olarak yaşıyor. Bugünün "mini" kavramına gelince... Galiba bugün rüzgâr tam ters yönden, uzak doğudan esiyor... ocuğun okul öncesi programlarla topluma daha çabuk uyum sağlayacağı düşüncesi, California Ün#ersitesi'nden Profesör Lavrence Harper'ın araştırmaları ile yeni bir boyut kazandı. Psikolog Harper, on yıllık araştırmaları sırasında, okul öncesi çocukların davranışlarını izleyerek, eğitim dönemlerindeki sonuçlarla karşılaştırdı. Geçmişte yetışkinlerle daha çok vakit geçirmeyi tercih ec'an çocukların, üçüncü sınıftan itibaren derslerinde yaşıtlarına göre daha başarılı oldukları gözlendi. Bu nedenle, okul öncesi yaşıt gruplan üzerine hazırlanmış programların, özellikle ailesi çalışan çocuklar için yararlı olmayacağı saptandı. Bu çocukların, sosyal becerılerden çok, yetişkinlere yönelmelerinın gerektiğini vurgulayan Harper, "Eğer amaç lyl eğltllmlş bir kuşak olusturmaksa, bu durumda çocuklan onlarla yalnız blrllkte oynayabilen değil, aynı zamanda öğretebllen bir çevre içinde yetiştlrmeliyiz" diyor. (e.ö.) H er yıl değişen modelleri, sürekli yenilenen çizgileri ile dünya otobil tarihi, bir taraftan baş döndürücü bir değişim tarihi ise diğer taraftan bazı ilginç modelleri ile de bir değişmezlik tarihidir. 8u ilginç modellerin başında da herhalde Volksvvagen "kaplumbağa" gelır. Bir F.Porsche tasarımı olan VW, arkadan hava soğutmalı motoru, arkada kırık dıngilli önde çift paralel kollu ve torsion çubuklu süspansiyonu ve dönemin otomobil tipolojisine aykırı kaportası ile II. Dünya Savaşı'ndan 1980'li yıllara kadar yarım yüzyıla yakın bir süre ufak sayılabilecek değişimlerle üretildi. VW nasıl hem yenıliğı hem de kalıcılığı simgelemişse, Cltroen 2 CV (Döşovo) da "bir şemsıye altında dört tekerlek" diye nitelendirilecek bir teknik yeniliğin ve basitliğın simgesi olarak 40 yıldan fazla üretildi. Avrupa'nın belli başlı otomobil üreticisi ülkelennin her birinin aşağı yukarı neredeyse ülke "folklorlarına" mal olmuş bir otomobılleri olmuştur: Almanların VVV'si, Fransızların 2 CV'si, italyanların Topolino'su, ingilizlerın Mlni'sı gibi. Bu otomobiller hem teknik açıdan hem de tasanmlar açısından benzerleri ile önemli farklılıklar yaratmışlar, ayrıca modacıları "çatlatacak bıçımde" yıllara meydan okumuşlardır. Bu ölümsüz otomobiller içınde bugün hâlâ üretilmekte olan Austin Mini, 3 m'ye 1.20 m. boyutları, 10'luk küçük tekerlekleri ile sarı olarak üretilen otomobillerin en küçüklerinden bi Atlar karanlığı sevmiyor C ornell Üniversitesi'nde atlar üzerine yapılan bir araştırmada, atların karanlıkta çok saldırgan davranışlar sergiledikleri ve kapalı tutuldukları ahırların ışıklandırılmasını tercih ettikleri gözlendi. Cornell Üniversitesi veterinerlerinden Katharine ve Richard Houpt, penceresiz bir ahırda tuttukları atları, fotoelektrik hücre ışığı altından geçerek bulunduklan yeri aydınlatabilecekleri bir sistem içinde incelerler. Işığın kaynağını çabuk keşfeden atların bütün gün boyunca ışıkları açık tutmayı tercih ettikleri gözlendi. Devamlı gün ışığında yaşayan, geceleri de ay ve yıldızlardan gereklı olan ışığı sağlayabilen atlar üzerinde yapılan bu deneyin beklenilen sonuçları verdiği belirtlldi. Mini'nin otuz yılı kutlamak Için çıkardığı "Thirty" 20