Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İ LA Ç B İ Lİ M İ Homeopati: Başka bir tıp mı? Alman doktorlar arasında homeopati merakı artıyor. Homeopati meraklıları, tıbbın yeni şamanları mı, yoksa gerçekten hastaya alternatif mi sunuyorlar? Der. tsmail Murat H omeopati, on sekızıncı yuzyılın sonunda Alman hekımı Samuel Hahnemann (17551843) tarafından gehştırılmış bır tıbbı duşunce sıstemıdır Hahnemann 1790 yılında unlu Ingılız doktoru VVIIIİam Cullen'ın "Materıa Medıca" adlı yapıtını Almancaya çevırırken, bu kıtapta sozu edılen kına kına bıtkısının sıtma hastalığı uzerındekı etkısıne ılışkın açıklamaları yetersız bulmuş ve ılacı kendı uzerınde denemeye karar vermıştı Uzun bır sure kına kına alan Hahnemann, ılacın sıtmada gorulen şıddetlı ateş donemlerıne benzeyen belırtılere neden olduğunu kendı uzerınde gozlemledı Sıtmayı lyıleştıren kına kına bitkısi, sağlıklı kışılerde sıtma belırtıieııne yol açıyoıdu1 Bu gozlemınden hareketle Hahnemann 1796'da homeopatının temel ılkesı olan "benzerlik yasasım" ortaya attı Buna gore, hastalıkları lyıleştırmek ıçın, sağlam kışılerde söz konusu hastalığın etkılerını yaratan ılaçlar kullanılmalıydı Hahnemann goruşunu "similıa slmilibus curantur" cumlesıyle ozetledı Turkçede bu anlayış "çivi çiviyı soker" ya da "dinslzln hakkından imansız gelir" gıbı ozdeyışlerle dıle getırılebılır Doktor Samuel Hahnemann (1755183) homeopatının kurucusudur Hahnemann yuzden lazla vaka uzennde ayrıntılı hastalık belırtılennı ve bunlara özgu homeopatık ılaçları tanımlayarak bunları alfabetık olarak kıtabında toplamıştır Soz konusu yapıt bugun de homeopatık sağaltımın temel başvuru kaynağıdır (Sağda) Homeopati karşısında "ortodoks" tıp anlayışı, allopatı veya heteropatı olarak adlandırılır, çunku bılınen tıbbı yaklaşım, hastalıkların belırtılerıne karşıt etkıler yaratan ılaçlar kullanır (Yunanca homeo= eş, hetero, allo = karşıt) Bununla bırlıkte gunumuzun tıbbı, hastalık belırtılerı ve ılaçların yarattığı etkıler arasındakı gorunurdekı benzerlik veya karşıtlıklardan çok, hastalığın temelınde rol oynayan patolojık mekanızmalara yonelmekte ve bılımsel sonuçlara gore davranmaktadır Nıtekım yıllar sonra, kına kına bıtkısının ıçındekı aktıf madde olan "kının"ın sıtmadakı gıbı ateş krızlerıne yol açmasının, aslında bu ılaçla seyrek gorulen atıpık bır alerjı reaksıyon olduğu anlaşıldı Hahnemann'ın "ateşe ateşle karşılık verme" kuramını uyguladığı hastaların akıbetlerı herhalde çoğunlukla yuz guldurucu olmuyordu Bu ılkenın mantığına gore, cıvayla zehırlenen bır hastaya cıva verılmesı ya da şıddetlı ıshalı olan bırıne mushıl verılmesı akılcı bır seçenek değıldı Ancak "benzerlik kuralı" bazı durumlarda belırlı bır doğruluk payına sahıptı Sozgelımı tahrış edıcı bır maddeyı ya da hastalık etkenını atmaya yonelık ıshal ve kusmalarda, Hahnemann'ın yaşadığı donemde afyon vererek bu belırtılerı ortadan kaldırmak yerıne hıntyağı gıbı bır mushılle hastalık etkenının vucuttan atılmasını sağlamak daha uygundu Bırıncı ılkesınden dort yıl sonra Hahnemann, ıkıncı ılkesını ortaya attı Buna go re, ılaçlar en duşuk dozlarında uygulanmalıdır Ilaçlar hastaya ne kadar ufak dozda verılırse etkılerı o derecede artar Hahnemann bu ılkesını bırıncıyle bağlayarak yuksek dozlarda sağlıklı ınsanlar uzerınde bellı bır hastalığın belırtılerını ortaya çıkaran ılaçların çok duşuk dozlarda verıldığınde lyıleşme sağlayacağı fıkrını gelıştırdı Homeopatının ıkıncı ılkesıne uygun olarak ılaçlar ondalık oranlarda seyreltılerek verılır Sozgelımı ılacın etkın maddesı alkol ıçınde 1 10, 1 100, 1 1000 oranlarında seyreltılır, hazırlanan çözeltıler D,, D2D33 şeklınde adlandırılır E J derecede az etkın madde ıçeren bır çozeltının ınsan vucuduna gırdıkten sonra daha da seyreleceğı duşunulurse, gunumuzun farmakolojı (ılaç bılımı) bılgılerı ışığında, homeopa tık çözeltılerın mucıze yaratmaları beklenemez Yıne de aşırı seyreltık etkın maddelerın ışe yaradığını gosteren bılımsel çalışmalar yok değıl, Ingılız tıp dergısı Lancet'ın ekım 1986 sayısında yayımlanan bır yazıda, araştırmacılar D^ derecesıne kadar seyreltılmış çıçek polenı çozeltıierıyle saman nezlesi tedavısınde olumlu sonuçlar alındığını bıldırıyorlar Aşırı seyreltılmış polen antıjenı çozeltısı verılen gruptakı hastalarda elde edılen sonuçlar, plasebo (ıçınde etkın madde olmayan ılaç) verılen hastalara gore daha tyı Ikı grup arasındakı fark ıstatıstıksel olarak anlamlı Benzerı çalışmalar surdurulduğunde belkı de Hahnemann'ın ıkıncı ılkesının tumuyle yanlış olmadığı anlaşılacak Bunun dışında homeopatık ılaçların etkısı, gunumuzun tıbbı açısından plasebo stkı jte bır anlam taşırnıyor Plase bolar ağrı veya sıkıntı gıbı subjektıf belırtılerı ortadan kaldırabılır Plasebo etkısı, hekımın hastaya karşı tutumundan, ılacın ambalajı, rengı, tadı veya kokusundan kaynaklanabılır Son yıllarda ozellıkle Batı Almanya'da homeopatık tedavı eğılımı gıderek yaygınlaşan bfr moda halıne geldığınden, doktorlar soz konusu eğılımı karşılarına almaktansa, homeopatık ilaçlardan hastanın guven ve moralinı destekleyecek yonde yararlanmayı seçmekteler Homeopatıye karşı duşmanca bır tutum takınmak yerıne, onun "kardeşı" durumundakı ortodoks tıp anlayışı allopatıyı tamamlayıcı şekılde davranılması, genelde benımsenmış durumda Boylece hasta kendısı ıçın "yapılab/lecek her şeyin yapıldığına" kanaat getırerek, tıbba olan guvenını koruyor 1987'de Augsburgda toplanan Alman Homeopati Hekımlerı Merkez Konseyı de, konvansıyonel meslektaşlarının olumlu tutumundan duydukları memnunıyetı belırtmış Bu dostane ılışkılerın yanı sıra Munıh Tıp Fakultesı'nde akademık çerçevede homeopati derslerı okutulmaya başlanmış Insan sağlığını şamanlara veya bılgısayarlara ya da robotlaşmış bır tıp bılımıne emanet etmektense ınsanı ve dolayısıyla hastayı bıopsıkososyal bir butun olarak goren, doğanın sağaltıcı gızıl gucunu ınsan aklının yuzlerce yıllık bılgı bırıkımı doğrultusunda değerlendıren akılcı bır senteze ulaşma çabası, ınsanın ve onun doğal çevresının sağlığını koruyacaktır L. Hahnemann, yaşadığı donemde ortaçağın eskımış tedavı yontemlerı karşısında yenı bır seçenek oluşturmaya çalışmıştı Hastadan bol mıktarda kan alınması ve cıva gıbı zehırlı maddelerın ılaç olarak kullanılması ortaçağ tıbbının gunluk uygulamaları arasındaydı