Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>LO J İ «2* Delnnocheirus'un önkol kemlğlydl. 15 metrelik boyuna göre 60 km'lik önkolları küçük sayılabilecek T.rex'in tersine, Deinnocheirus'un önkolu 270 cm.'i buluyordu! Bulgularının en önemlisi ise Kuzey Amerika'da Puchyccephalosaurus adıyla bilinen kalın kafalı hayvana benzetilen 90 cm. 3 metre boutlu Asya otoburunun fosilleriydi. Jaworowska bu hayvanlar arasındaki farkların en az benzerlikler kadar olduğunu kanıtladı. Dinozorların kökünü Asya'da bulunan Sovyet ve Amerikalı meslektaşlarından farklı olarak, daha önce bulunan Asya (osillerini tekrar inceledi ve Kuzey Amerika'nın dinozorlarıyla farklarını vurgulayarak yeniden yorumladı. Bütün bunlardan hareketle dinozorların gelişiminde kıtalar arası tarih öncesi köprünün önemlı bir rolü olmadığı sonucuna vardı. Kıtalar arası yolculuk etmiş hayvanlanndüzenli bir göçün parçası değil, boş okyanus çukurunda yolunu kaybetmiş veya kopan bir buzdağıyla denize sürüklenmiş tesadüfi turistler olabileceğıne inanıyordu. Bu gezıleri yapmış hayvanlar arasında şunların akrabaları var: Soldan sağa: insan boyutunda Velociraptor, korkunç Aublysodon ve kuş benzeri hayvanlardan Troödon ve Ornıthomimus. Jaworowska hayvanların toplu halde göçlerinı engelleyecek, uygun olmayan iklim gibi, baziı olumsuz koşulların bulunduğuna inanıyor. Ünü fazla artan bu araştırmacıyı Sovyetler geri çekınce başka Sovyet paleontologlar yıllarca aynı bölgede kazıiar yaptılar. Kayda değer bulgularıyla sadece Kuzey Amerika'da bulunanlardan farklı fosilleri değil, farklı olmayanları da ortaya koydular. Bunu yapmakla Jaworowska'nın kuramını 180° döndürerek benzerliklerin sadece kara köprüsünü kullanmalarına değil benzer iklimlerde yaşamalanna bağladılar. stik yolculuğu Currie, Protoceratops kafatasından toprakları temizlerken görülüyor. 1986'da çalışmaya başlayan ÇinKanada ekibinin o yıl yaptığı en önemli keşif Troönon adıyla bilinen bir hayvanın kafatasıydı. Orta kulaktaki hava kanalları kuşa benzediğini gösteriyordu. Bu da dinozorların çağdaş kuşların atası olabilecek kadar ortak özellik,ler taşıdığını ortaya koyuyordu. Çağdaş kuşların atası Gobı fosil bölgelerıni analize eden Sovyet jeologlar, göllerde bulunan kalsiyum karbcnatın yüksek oranlarda saptandığını bildirdiler. (Sudan ağır olduğu için CaCO3 dibe çöker ve su buharlaştıktan sonra da göl tabanında kalır.) Bu durumda Gobi, yeşillikler içinde, göllerı bulunan, iklimi Kuzey Amerika'ya çok yakın bir yöre olmalıydı. Sovyetler bu kuramları üretırken, Amerikalı ve Kanadalı paleontologlar da kendi hipotezlerini ortaya atıyorlardı. Gobi'ye giden araştırmacılann bulgularını yeniden inceleyerek tek yönlü, Asya'dan Amerika'ya doğru bir göçün muhtemel olmadığı görüşüne vardılar. Dinozorların kıtalar arası bir hareket içinde olduklarına inanıyorlardı. 1970'lerde Currie ve Tyrell'ın Alberta kazılarında bulduklarına çok benziyoriardı. Böylece Asya ve Kuzey Amerika dinozorları arasındaki son fark da ortadan kalkmış oluyordu. Currie ve arkadaşlan bu yakın benzerliğin ancak çok uzun süreli genetik alışverişin ürünü olabileceği sonucuna vardılar. Ortak gen havuzu 1987'de Curne, Ottavva'daki Ulusal Müze'den Dale Russell, Çinli paleontolog Dong Zhinlng ve 45 asıstanla bırlıkte Andreus'un 60 yıl önce kazdığı bölgeye doğru yola çıktılar. Ancak kum tırtınaları ve erozyon yolu bulmaları için gereken ışaretleri yok etmişti. Sonunda Currie, Andreus'un notlarından yararlanarak, tahmın yoluyla bölgeyi buldu. Bu yılın ilk keşifleri iki dinozorun dişleriydi: Velociraptor ve Aublysodon. Aublysodon ilk kez Asya'da bulunuyordu. Oaha önce Kuzey Amerika'da yakın akrabaları bulunmuştu. Bu ve benzeri bulgular hayvanların ortak bir "gen havuzu" paylaştıklarını, dolayısıyla kıtalar arası bağlantıyı destekliyordu. Currie ve ekibinin paleontolojik olmasa da anlamlı bir tarihi bulgusu oldu. Currie kazdıkları alanın Andreus'un kazdığı yer olduğundan emin değildi. Bir gün heyecanla bağıran Dong Zhining'in elinde ne olduğunu görmek için koştu. Çinli paleontoloğun elinde 1920'lerin Amerikan ürünü bir matara vardı! Burada çöl tabanını inceleyen sedimentolog, Sovyetler'ın dediğı gibi bol kalsiyum karbonat bulunduğunu doğruladı. Ancak bölgenin daha önce göllerle kaplı olduğunu kabul etmedi, çünkü kalsiyum karbonat sadece göl tabanlarında değil, aynı sıklıkla çöl tabanlarında da bulunabiliyor. Nadir de olsa çöle yağmur yağınca CaCO3 nodüller halınde toplanıyor ve birleşerek tabaka oluşturuyor. Bu yaz Currie ve ekibinin son kazı mevsimi. Elde edecekleri bulgularla yanıtlamaları gereken yeni sorular var: Neden bazı dlnozor türleri bu seyahatleri yapmadı? Ne n tosılleşmiş kafatası ve belkemlğl, geçen yaz Uobl Çölü'nde bulundu. Ot yiyen bebek, bir kum 'il burada rahatsız edllmeden vattı. yon yıl önce Batı Amerika'yı kaplayan üç boynuzlu Triceratops'un ataaı olduğuna karar verdi. Daha sonra paleontologlar Andreus'un bulduğu hayvanın, Triceratops'a daha uzak bir akraba olduğunu kanıtladılar. Andreus, o sırada büyük bir şey keşfettiAndrevvs o sırada büyük bir şey keşfettiğini sanıyordu: Bu hayvanın Asya'dan Kuzey Amerika'ya, şimdi bulunmayan kara köprüsünden geçerek Triceratops'a evrimleştiğini düşünüyordu. Bugün bu saptamalar yanlış görünse de bazı yönlerden anlamlı sayılabilir. Jeologlar buzul çağiarında okyanus seviyesinin düşmesiyle bu iki kıta arasında binlerce yıllık dönemlerde bir köprünün çıkıp battığını kabul ediyorlar. Sibirya'yla Alaska arasındaki en yakın yürüyüş yolu yalnızca 10.000 yıl önce kaybolmuş olabilir. Bir süre jeolojik ölçülerle "dün" anlamına geliyor! Kuzey Buz Denizi üstünden KanadaGrönland ve Kuzey Rusya arasında da benzeri köprüler bulunmuş olabilir. Andreus'un son ziyaretinden sonra, pek çok araştırmacının yanı sıra 19461949 yıllarında Sovyet ve Çinli ekipler de Gobi'de araştırmalar yaptı. En belirgin bulguların Kuzey Amerika'nın Thrannosaurus rex'i çağrıştırıcı.Tarbosaurus adını verdikleri bir dev oldu. Aynı zamanda yine Kuzey Amerika'da kuzenleri bulunan 12 metre boyunda ördek gagalı Saurolophus'u buldular. 1960'larda Polonya doğumlu Zofia Kielan Jaworowska kendisinden önceki paleontologlara meydan okudu. Bu yeni araştırmacı bir paleontologda olmaması gereken bütün özellikleri laşıyordu: Genç bir kadındı ve Andreus tarzı bir keşiften çok, her bulguyu bilimsel temele dayandıran bir araştırmacı niteliği vardı. Javorovvska Gobı'ye 1963'tş geldi, 1971 'e kadar defala'rca gelip gitti. Bulduğu tosiller Kuzey Amerika'da görülenlerden o kadar farklıydı ki iki kıtanın dinozorları arasındaki bağ konusunda ciddi kuşkular doğdu. Keşiflerinin arasında en ilginci, boyutları açısından T.rex'i ezip geçen korkunç Roy Andrews, Kuzey Amerika'nın THceratops'unun, Asya'nın Protocemtops'undan geldlğlne inanıyordu, fakat yanıldığı anlaşıldı. den fosll kayıtlarında Batıda bol bulunan tamamen boynuzlu dinozorlardan, Gobi Çölü'nde bir tane bile bulunmuyor. (Dlscover Haz.89)