Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AR AŞTIRMA Maraton Yarışı Eklemleri Yıpratıyor Derleyen: Dr. Necdet Tuna ISAAC ASIMOV Ara cisimler Çeviri: Fatma Artunkal stronomlar, yıldızlar ve gezegenler hakkında bılgı sahıbıdır, şımdı ıse bu ıkısı arası cısımlerı araştırmakla meşguller Bu cisimler, bır yıldız ıçın çok kuçuk, bır gezegen ıçın ıse fazla buyukturler Ele geçmez nesnelerdır, ne kı varlıkları şayet var ıseler çok önemlı olabılır En lyı tanıdığımız yıldız, şuphesız, kendı Guneşımzdır, tanıdığımız en buyuk gezegen ıse Jupıter Guneşın kutlesı, ıçerdığı madde mıktarı, Jupıter'ınkının bın katı kadardır Guneş, öylesıne masıftir kı, yureğındekı hıdrojen atomları, çok yuksek ısılarda ezılıp bırbırıne bıtışır ve bu nedenle fuzyona uğrar Bu da muazzam mıktarlarda enerjıyı serbest bırakır, zaten guneşin parlamasının, mılyarlarca yıldır parlıyor olmasının nedenı de budur Jüpıter, yureğındekı atomların basınçla ısı ve fuzyona dönuşebılmesı ıçın yeterınce buyuk değıldır Ayrıca Jupıter, kendı kendıne parıldayabılmek ıçın de fazla soğuktur, bız onu guneşın ışığını yansıtması sayesınde göruyoruz Tabıı yıldızlar boy boy oluyor Bız yıldız ne kadar buyukse, yureğınde o kadar çok enerjı uretılır ve yıldız da o ölçude parlak ve sıcak olur Guneşın kutlesının 60 katı kadar buyuk yıldızlar olduğu gıbı, Güneşten daha kuçuk, dolayısıyla da daha az parlak ve soğuk yıldızlar da vardır Hatta bazı yıldızlar, guneşın kutlesının sadece onda bırı kadardırlar Gördüğumuz en kuçuk yıldızlar, sadece kor kırmızısıdır ve bu nedenle de onlara "kırmızı cüce"ler denır Uzak mesafede olduklarında görülmelerı mümkün değıldır, çünku çok sönükturler, onları eğer çok fazla ışık yılı uzaklıkta değıllerse lyı ınceleyebılırız En kuçuk kırmızı cuceler, Jupıter'ın kutlesının yuz kat daha buyuğudur U zun mesafe koşucularının bacak eklemlerınde olumsuz gehşmeler oluştuğuna ılışkın uzun suredır kuşkular vardı Ne var kı kontrolu, belgelendırılmesı ve genelleştırılmesı zor bır olay olduğu ıçın, sorun hep askıda kalıyordu Zurıhlı Dr. Bernard Marti'nın yaptığı ve Brltlsh Journal'da yayımlanan çalışması, konuya bellı ölçuler ıçınde açıklık getırmış görunuyor Dr Martı 19731988 yılları arasında, yanı 15 yıl sureyle 27 uzun mesafe koşucusu ve 9 buz kızağı sporcusunu ızlıyor Aynı süre ıçınde 27 sağlıklı bırey de kontrol olarak değerlendırılıyor Söz konusu sporcular 15 yıl sonra, yanı 1988'de muayene edılıyor ve kalça eklemlerının on arka fılmlerı çekilıyor 8u sure ıçınde yaptıkları antrenmanların boyutları, sakatlanmaları ve genel durumları saptanıyor Uzun mesafe koşucularının bu sure ıçınde haftada ortalama 100 km , buz kızakçılarının da 12 km antrenman yaptıkları saptanıyor Gene bu 15 yıllık sure ıçınde maratoncuların, gunluk yaşantılarındakı aktıvıtelerıyle blrhkte 130000 km yol almış oldukları hesap edılıyor Kontrol deneklerının vasat gunluk yaşamları krıter alınıyor Astronomlar, galaksilerdeki "kayıp kütlenin esrarını' çözmeye çalışıyorlar. A ısım, çunku bunların rengı sahıden kahverengı değıldır Bunlara "enfraruj cuce'Mer demek daha doğru olurdu ) Buyuklere kıyasla kuçuk yıldızlara daha sık rastlanır Buyuk, yoğun yıldızlar çok enderdır, hatta Guneş gıbı orta boy yıldızların sayısı bıle nıspeten azdır Işıldayacak kadar parlak yıldızların en az dörtte uçu, kırmızı cucelerdır Bundan, daha da kuçuk kahverengı cucelerın gerçekten çok bol olduğu sonucunu çıkarabılırız Kayıp kütlelerin esrarı Eğer böyleyse, bu önemli Astronomlar, galaksılerın bızım onların ıçınde gördüğumuz yıldızlarla açıklanabıleceğınden daha fazla kutleye sahıp olduğunu bılıyorlardı Bunun adına "kayıp kutlenın esrarı" denmektedır Ama eğer her galaksı (bızımkı de dahıl olmak uzere), bızım görmedığımız kahverengı cucelerden oluşan muazzam kalabalıklara sahıpse, bu, kayıp kutlenın hepsını olmasa bıle, hıç değılse bır kısmını açıklar Böyle ılave kutlenın doğrulanması, evrenın gelecektekı gelışmesı ve nıhaı kaderı hakkındakı kuramlarımızı derınleştırecektır Ote yandan, yıldız oluşumunun mekanığı Jupıter'ın 10 ılâ 80 katı buyukluğunde kutlesı olan cısımlerın oluşmasına elvermeyebılır Eğer durum böyleyse, kayıp kutlenın esrarını çözmek daha zorlaşır Işte bu nedenle astronomlar harıl harıl kahverengı cucelerın varlığına daır ışaretler arıyorlar Son yıllarda kahverengı cuceler bıldırıldı, ne kı her sefennde bu bıldırımlenn fazla erken olduğu anlaşıldı Kahverengı cucelerı aramak ıçın en lyı yerlerın şu sırada aktıf yıldız oluşumunun sürmekte olduğu yerler olduğu anlaşılıyor Buralarda yenı, genç yıldızlar saptamak mumkun olabılır Bunların arasında kahverengı cuce olabılecek kadar kuçük cisimler bulunabılır Taurus yıldızlar kumesı ıçınde böyle bır yer vardır ve New York'takı Rochester Unıversıtesı'nden Wllllam Forest önderlığınde bır grup astronom, bu yıl başlarında kahverengı cüce denebılecek bırtakım cisimler saptadıklarını bıldırmışlerdır Siyah cüce Araştırmanın sonunda, 1988'de, uzun mesafe koşucularının kalça eklemlerinın çekılen ön arka fılmlerinde, kontrol bıreylerıne ve kızakçılara oranla, eklem kıkırdak kalınlığında önemlı ıncelme, kıkırdak altındakı kemık dokusunda sertleşme (subkondral skleroz) ve eklem çevresınde kemıksı çıkıntılar (osteofıt) saptanıyor Bu verılere göre uç krıterden oluşan radyolojık ındeks, ötekı gruplara oranla belırgın yuksek görunuyor Beş maratoncuda belırtıler, ötekılere oranla daha hafıf bulunuyor Dört yarışmacıda, kalçadakı aşınma, yıpranma, yanı artroz sonucu ağrılar ortaya çıkıyor, nıtekım bunlar çalışmaları bırakmak zorunda kalıyorlar Bu verıler başka araştırmacılarca da desteklenıyor Maraton ve benzerı uzun mesafe koşularının, kalça eklemı ıçın bır rısk faktöru olabıleceğı kabul edılıyor Bu araştırma ışığında başka bır gerçek de yınelenmış oluyor Ayak bıleklerinde, dızlerınde ve kalçalarında artroz (kıreçlenme) olanların egzersız amacıyla yuruyuş yapmaları, tumuyle ters bır davranış olduğu ortaya çıkıyor Bu tıp şıkayetlerı olanların hıç kuşkusuz egzersız yapmaları şart, ama vucudun yukunun eklemler uzerınden kaldırılmasından sonra, yanı oturarak ya da yatarak yapmak koşuluyta Şayet bır kırmızı cuce, kendı görülebılır öz ışığı ıle parlamasına yeterlı ısıyı uretemeyecek kadar kuçukse, o zaman adına "siyah cuce" denebılır Jupıter'ı böyle bır siyah cuce olarak kabul edebılırız Aynı şekılde Dunya ve bıldığımız butun ötekı gezegenler de böyle kabul edılebılırler Pekı, ya uzayda yoğunlukları Jupıter'ınkınden çok, ama kırmızı cucelerınkınden az cısımleı, mesela Jupıter'den 10 ılâ 80 kat daha yoğun cisimler oluşursa, onlara ne demelı? Bunlar, hıdrojen fuzyonu uretecek ve hatta solgun bır yıldız kadar bıle parlayamayacak kadar kuçukturler öte yandan sıradan hıdrojen fuzyonu dışında başka nukleer reaksıyon bıçımlerı oluşturacak kadar da yoğundurlar Ya da bunların yerçekımsel guçlerı, bunları bellı bır noktaya kadar ısıtabılır, o noktada az mıktarlarda enerjı yayarlar Bu tür ara cisimler, son derece ölgün bır ışık uretebılırler Bunlar, aynı zamanda, gözlerımızın göremedığı, ama aygıtlarımızın saptayabıleceğı düşük enerjilı enfraruj ışığını da bellı mıktarlarda, üretebılir Bu tür cisimler, büsbütün siyah olmadıMarı ıçın, bunlara "kahverengı cüce"ler denıyor (Bu kötü bır Jüpiterden yoğun bağımsız cisimler. Bu cisimler, aygıtların alabıleceğınden daha uzun dalgalı radyasyon yayarlar ve dönen normal yıldızlara benzemezler, yıldızlardan gelen radyasyonu yansıtan gezegenler de değıldırler Bunlar, bağımsız cısımlerdır Forrest, bu kahverengı cucelerın, Jupıter'den beş ıla on beş kat daha yoğun olduklarını tahmın etmektedır Dahası, mınıcık bır bölgede bunlardan yedı tane bulmasından hareket ederek Forrest, bu yörede her normal yıldız başına en az 100 kahverengı cüce düştuğunü tahmın edıyor Eğer bu dogrulanırsa ve eğer bunun uzayın başka yerlerınde de böyle olduğu bulunursa, o zaman belkı kayıp kutlenın esrarı çözülebilır D