Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM KÜLTÜR Shockley gitti, transistörü kaldı!.. Frank Netler'ln çlziml "Submandibuler Bez extrakslyonu" Elektroniğe büyük katkı Bilim ve teknolojiye katkının çarpıcı bir örneği... Vehbi Belğîl kılde malıyetlerın ucuzlayacağı, el yapımı çizımlerın ıse halılarda olduğu gıbı orıjınal ve pahalı olacağı uzerıne varsayımlar gelıştırılmış Ancak bugun bılgısayarların asıl kullanım alanı slıde'lar Bır de, belırli bır ana temada değişıklıkler yaparak uretilen serı çızımlerde kullanılıyor Maclntosh'un Adobe lllustrator 88, Canvas, MacDravv II, Pıxel Paınt, Superpaint gıbı programları herkesın ıhtıyacına cevap verıyor Insan vücudunun tum katlarının göruntulerını programlama çalışmaları da gıderek yaygınlaşıyor Uç beş yıl sonra tıp öğrencılerı kadavra çalışmalarını ekran başında yapabılecekler Chıcago'dakı bır bölum ınanılmaz bır maddı destek ıle ınsan yuzunun detaylarını programlamaya uğraşıyor Yıllar önce kaybolmuş çocukların o zamankı fotoğraflarını bılgısayara verıp, on beş dakıka ıçınde aranan kışının şımdıki yuzunun göruntusunu alacaklar Medlkal llluatratörler başka alanlarda da çalışıyorlar mı? Veterlner hekımlerle çalışan pek çok çızer var Ayrıca entomolog ve botanıkçıler de ış ısmarlayabılıyorlar Siyahbeyaz çlnileme Kullandığınız teknikler neler? En çok sıyahbeyaz çınıleme yapılıyor, fazla zaman almadığı ıçın Onun dışında karbon tozu ya da boya ıle tonlama, suluboya, akrılık, kuru boya, guaş, pastel ve zamanınız bol ıse aırbrush Genellıkle kımse kendını lyı hıssettığı bırkaç alanın dışına çıkmıyor Medlkal lllüstratörün düşü, hedefl nedlr? öncelikle ekmek parası Çok buyuk paralar kazanmayı kımse beklemıyor Guzel sanatlardakı gıbı yuksek fıyatlar, koleksıyonlara gırme olanağı falan yok En etıketlı ısımler saatı 5060 dola.a çalışıyor Kışısel doyum ıse, buyuk bır dergıye kapak çızmek, ılgınç bır kıtabı resımlemek gıbı ışlerde Dr Netter gıbı mukemmel bır atlas kullıyatını çızebılmeyı ıse kımse duşleyemıyor Zaten ona karşı belırgın bır kıskançlık var Her ağzını açan Netter'ın "renk bılgısı" olmadığından dem vuruyor1 Dur sana bır bılmece sorayım Bır resmı altı medıkal ıllustrator bır arada nasıl çızer? Ne blleyim. Nasılmış? Bırı oturur çızer, dığerlerı onun başında kumelenıp "Ben olsam daha lyı yanardım" dıye söylenır durur D uşen Eşref, Damla Damla'sında şöyle der: "Ressam gider, rosml kahr; şair ölur şllri kalır; mlmar yıkılmış, yapısı ayakta; bestekâr susmuş, beateler kulakta. Bu dünya hep yaratılmıslann dünyası mı kl yaratanlar blrer birer geçlp gldlyor." (s 103) Eylulun ortalannda yıne böyle bırını yıtırdı dunya Transistor'u bulan Shockley'ı (Şaklı) Bılgın, 13 Şubat 1910'da Londra'da dunyaya geldığıne göre öldüğunde 79 yaşında ıdı Ingılız asıllı bır Amerıkalı olan Shockley, bır maden muhendısinın oğlu ıdı Kalıfornıya Teknolojı Enstıtusu'nden 1932'de çıktıktan sonra (22 yaşında), Massachusetts Teknolojı Enstıtusunu de 1936'da bıtırmış, Bell Telefon Şırketı'nde görev almıştı Burada Bardeen (Bardîn) ve Brattaın (Bratın) adlı ıkı araştırmacı ıletanıştı Bardeen 1908'de, Brattaın, 10 Şubat 19O2'de doğmuştu Bırıncisı Shockley'den 2 yaş, ıkıncısı 8 yaş buyuktu Uçunu bırleştıren en önemlı husus sonsuz araştırma, buluş yapma aşkı ıdı Nıtekım öyle oldu Uç bılgın, transıstoru buldukları ıçın 1956 yılında Nobel Fızık ödülu'ne değer görulduler Nobel ödul bültenınde, Odul'un, "elektronık transıstoru buldukları ıçın" verıldığı yazılı R nın yerını mercımek büyuklüğunde bır germanıum almıştı Germanıum, radyo araçlarının bozulma olanaklarını da en aza ındırdı Ufak bır sarsıntı lambaları bozuyor, koca makıneyı ışlemez hale getırıyordu Germanıum, radyoyu salonlardakı tahtından ındırıp cebe de soktu Boylece cep radyolarına hucum başladı Dahası şu ıdı Radyo, hafıfledığı, kuçuldüğü ve ucuzladığı ıçın uzaya da çıktı 810 lambalı bır radyonun uzaya taşındığını bır duşunun Yerınden kalkmaz bır meret Şımdı, mercımek büyuklüğunde bır araç, her ışı göruyordu Uzay ışlerınde bır gramın bıle buyuk önemı var Yenı buluş, bunu mümkun kıldı Ve Japon Esakl Büyük buluş Bılgınler, daha ılk çalışmaları sırasında, önemsız gıbı görunen bır olayın farkına varmışlardı Bazı krıstaller, alternatıf akımı, yanı, her an yön değıştıren akımı, doğru akıma çevırme özellığıne sahıptıler Galen, bunlardan bırı ıdı Böyle krıstallere bugun "yarı ıletken" denıyor Radyo cıhazları alternatıf akım ıle değıl doğru akımla çalışır Bu nedenle, ılk radyolarda, doğrultucu (rectıfıer) olarak hep galen (galena) kullanılmıştır Dedığımız gıbı, bu durum, öteden ben bılınıyordu Shcokley ve arkadaşlarının ödüle değer görulmelerı, başka bazı krıstallerın, örneğın germanıum'un da, yarı ıletkenlık özellığı olduğunun farkına varmaları ıdı Aslında, germanıum, daha 1886'da, Alman VVınkler tarafından bulunmuş ve Rus Dımıtrı Mendelyef'ın unlu çızelgesınde 32 sırada yerını almıştı Shockley grubu şunu bulmuştu Germanıum krıstallenne konan bazı yabancı madde zerrelerı, bu maddeyı, "galen"den daha tyı bır yarı ıletken halıne getırıyordu Bu yuzden, germanıum krıstallerının, galen yerıne geçmesı gerekırdı Oysa galenlı radyolar kullanımdan kalkalı yıllar olmuştu Radyolarda, galen'ın yerını, Ame rıkalı Flemıng ıle yıne Amerıkalı "De Foresf'ın buldukları "lambalar" almıştı Galen'lı radyolara krıstallı radyo denıyordu Şımdıki radyolara "lambalı radyo" denmıştı 4 lambalı, 8 lambalı gıbi Lambalı radyo, galen'lıye göre buyük bır aşama ıdı Tabiı, lambalar aydınlık vermeye değıl, alternatıf akımı doğru akıma çevirmeye ve sesı yukseltmeye yarıyordu Ancak, lamba radyoyu hantallaştırıyordu Böyle bır radyo ancak masa uzerınde kullanılabılıyordu Bunların başka bır özellığı, çalışmak ıçın bır dakıka kadar bır zaman ın geçmesını gerektırmelerı ıdı Bu süre ıçınde lambalar ısınıyordu Bır dakıka, ev radyolarında belkı buyuk bır sakınca değıldı Ama askerlıkte buyuk önem taşıyordu Doğrusu aranırsa, ev radyoları da ınsanı kızdırıyordu Neden hemen çalışmıyorlardı9 İletişimde devrim Bılgınlerımızın buluşu, bu sakıncaların hepsını ortadan kaldırdı Yanı, hem yarııletkenlık yapıyor hem sesı yukseltıyor, hem de ısınmak ıçın zaman yıtırmıyordu Duğmeye bastığınız anda cınazınız çalışmaya başlıyordu Bu durumda "lamba"ya ne gerek vardı? işte iletişimde buyuk devrim böyle başladı Önce lambalar kalktı Bunun sonucu, radyo cıhazları ağır bır yukten kurtuldu Tabıı, lamba masrafından da Lamba Yenı buluşa bir ad takmak gerekıyordu Translstor dendı (Trans + resıstor) Trans sözu, transfer kelımesınden alınmıştı Anlamı, nakleden ıdı Resıstor ıse dırenç (rezıstans) demek Hepsı bırden "rezıstansı geçen, aşan" anlamına gelıyor Yukarıdakı örnek, "bıhm ve teknolojiye" katkının tıpık örneği oluyor Sayın okurlarım, bılımde son söz dıye bır şey olmadığını çok lyı bılıyorlar Galen'den lambaya, lambadan transistora atlaınakla her şeyın btttığı sanılabılır Ama öyle değıl "Elelden ustundur, arşı âlâya kadar" sözumuzu anımsayalım Bunu, Fransız Paul Velery'nın, her fırsatta yıneledığım bır sözu ıle bırleştırırsek şu sonuca varırız "Dü•ünür, yenlden düşunulen ve duşunulmüslerln asla yeterlnce düşünülmedlğl kanısında olan kimsedir " Mercımek buyukluğundekı transıstor, bırçok sorunu çözdu Fakat ınsanoğlu bunun uzerınde duşunmekten yıne de kendını alamadı Sonunda, Leo Esakl adlı bır Japon bılgını, 1973 Nobel Fızık Odulu ıle taçlandırılan bır buluş yaptı Amerıkalı Glaever ve Ingılız Brian D. Josephson ıle Japon Esaki ödulu paylaştılar yanı bırlıkte aldılar Bu başarı, Nobel bültenınde şöyle özetlendı "Mlnyatur elektronlk alanını ilerleten ve genisleten kuramları nedenl Ile.' Sözumuzu yıne Damla Damla'mızdan bır özdeyışle bıtırelım "Buyuk adamlar Bır ömurluk zaman ıçınde yurt kuranlar âlem bulanlar, sağlık sunanlar ses yaratanlar, söz anlatanlar, kırılsa da anılacak şekıller, yıkılsa da ız bırakacak yapılar kuranlar Insanlığı tanrılığa yaklaştıran sırrın ey tadını tadanlar Varlığın en yuce belgelerı Ölumun oku, unlu vucutlannıza değse de ruhlarınıza eremez Gövdelerınız toz olsa bıle yapıtlarınız, aldığımız havadır Ey hayatın doslları, soyumuzun en ımrenılecek örneklerı " (sayfa, 135) D