Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YAŞAM Baştarafı 1. sayfada Bır HE durumunda, kozmetık emülsıyonun derıyle temasında, suyun derı uzerınde buharlaşması sonucunda barız bir serlnllk ve dlrlllk hıssı duyulur Bır EH emulsıyonundan daha az yağlı olduğu ıçın kullanımı da daha hoştur Fakat yağlı cısımlere meyıllı olduğundan, cild'n yağını alarak, kuru cıltlerın daha da kurumasına neden olacak, yağlı cıltlerde ıse sebore artışlarına yol açacaktır Deshıdratasyon, clttte su tutumunu kolaylaştırma yoluyla da tedavı edılebılır EH emulsıyonu derı uzerınde ınce bır yağ tabakası oluşturur fakat bu koruyucu tabakanın tumuyle su geçırmez olması, derının bu kapalı ortamında mıkrop üremesını destekleyeceği ıçin çok sakıncalıdır Bundan başka NMF'yı oluşturan maddeler arasında bulunan pırrolıdon karboksılık asıt ve laktık asıt, bu emulsıyonlarda, onların etkılerını daha da guçlendırmek ıçın kullanılmakta ve derı hucrelerı ıçınde su tutumunu sağlamaktadır Desoksırıbıonukleık asıt (DNA) molekülü de guzellık uzmanlarını çok yakından ilgılendırmektedır Bu makromolekul kozmetıkte genetık ışlevınden çok başka bır rol oynayarak derı uzerınde nemlı bır tabakanın oluşmasını sağlar Kollajen ve hıalüronık asıt de, benzer etkılerı nedenıyle kozmetıkte çok sık kullanılan maddelerdır Derinin ikinci düşmanı Kurumadan sonra, cıldın başlıca duşmanı yaşlanmadır. Yaşla bırfıkte alt ve ust derıde bır ıncelme görulur Yüz kırışır, kırışıklıklar belırgınleşır, çizgıler oluşur Organızma, derının mekanık tutumu ıçın ıkı vazgeçılmez unsur olan kollajen ve elastını. ne nıcelık ne de nıtelık olarak artık sentetıze edememektedır Yaşlılık kollajenın daha katılaşmasına, elastının de bozulmasına neden olur Derısel doku canlılık ve esneklığını yıtırır ve kendını bırakır Pasteur Enstıtüsu ve Christıan Dıor Araştırma Merkezı, derlnln yaslanma bellrtllerlnden en önemlisinln hücre zarlarının sertteşmesl olduğunu kanıtlamıştır. Hücresel metabolizmada gözlenen yavaşlamanın ve hucre zarlarının sertleşmes nın nedenı ıse bu zarlardakı kolesterol bırıkımı olarak açıklanmaktadır Zarlarda yığılan kolesteroi, hucre ıle bulunduğu ortam arasındakı değış tokuşun azalmasına yol açar Araştırmacılar, zarın akışkanlığını ve hucrenın yaşamını sağlayabilmek ıçın lısozomlardan yararlanmayı düşünduler Geçen yıl ılk olarak Chrlatlan Oior "Capture" adını verdiğl lısozomlu bır urunu pıyasaya surdü Araştırma merkezı yöneten Plerre Perrier kozmetık sanayıının eczacılığın çok ılerısınde olmasına şaşmamak gerekt'ğını soylüyor Tıpta lısozomun lyıleştırıcı yukunü hasta dokuya ulaştırması ıçın tum vucudu geçmesı gerekecektır Oysa kozmetıkte hedeflenen derı hucrelerıne ulaşma çok kolaydır Dahası kozmetikte lısozomların içerdıklerı etkın maddelerın hıçbır zararı yoktur Oysa ılaçlarda, hedeflenen hucreler dışındakı hucreler uzerınde bu maddelerın bırçok yan etkılerı olabılmektedır Yanı kullanılan maddelerın sağlığa zararlı hıçbır yanları görulmemıştır, dolayısıyla lısozomların koznetıkte kullanımları tıpta olduğundan çok daha kolaydır Guzellık bakımı ıçın yeterınce etkın olup olmadıklarına gelınce Kozmetıkte kullanılan lısozomlar ıkı ayrı etkınlığe sahıptir. Ust derı hucrelerıne taşıdıkları etkın maddelerı getırmek ve derıdekı hucrelerın zarlarına yerleşerek buradakı fosfollpid oranını arttırmak ve dolayısıyla yuksek mıktarda kolesterolun yol açabıleceğı sertleş meyı önlemek Fakat bu ıkınci nokta şımdıye kadar hıçbır bılımsel deney ıle kesın olarak kanıtlanmış değıldır Uretıcıler lısozom kullanarak hazırladıkları urunlerının sadece ust derıde yayıldıklarını ve alt ve ust derılerı bırbırınden ayıran zarı geçmedıklenm söyluyorlarsa da bu ürunlerin daha derın dckular uzerınde de etkılerını surduruyor olmaları çok mumkundur Lısozomlu kozmetıklerın sayıları son zamanlarda gıderek artıyor Yves SalntLaurent "Prıncıpe actıf" adlı urununde, Vlchy ıse "Serum Vıtal"de lısozomları kullanmış Bıotherm'ın "Bıologıcs"ı ıse Oreal araştırmacıları tarafından bulunan ve 'nıozom' adı verılen lısozomları ıçerıyor Bıotherm'ın kullanamadığı bu adı, Oreal'ın ünlu markası Lancome "Nlosome systeme antıage" (yaşlanmaya karşı Nıosome sıstemı) adlı urunune vermış Lısozom ve nıosomlar cılt bakımında devrım yaratacak nıtelıkte urunler olarak tanıtılıyorsa da Rothschild Vakfı, Dermatolojl Servisl'nden doktor AronBrunetiere bunların hucre yuzeyındekı etkınlıklerının henuz kesın olarak kanıtlanmadığını ve derı tabakasının nıtelığınde yarattıkları duzelmenın daha öncelerı bırçok başka ürünle de gerçekleşmiş olduğunu söyluyor Caen Ünıversıtesı Araştırma Laboratuvarı Şefı Pıerre Depraetere ıse kozmetık sanayıının urunlerlnı tabı tuttuğu testlerın çoğu kez yetersız olduğunu vurguluyor Bır kozmetığın etkınlığının klınık testlerın yanı sıra, cıddı bır ıstatıstıksel analızle de kanıtlanması gerek Oysa bazı üretıciler, billm adamlarının bu testler konusunda gösterdıklerı tıtızlığe ıçerlıyorlar bıle Payot Pazarlama Şefı Alaın Cazellese göre uretıcı ıçın ana krıter, laboratuvar deneylerlnden çok, tüketicılerin izlenimleri Çoğu zaman uretım sırları bahaneslni öne suren uretıcı fırmalar, analız raporları yerıne kendı sözlerıne guvenılmesı gerektığını savunuyorlar Estee Lauder'ın son ürünlerınden bırı olan "Eyzone Repaır Gel"de, katılardan krıstalın yapılarını, sıvılardan ıse molekullerındekı hareketlılığı almış organık maddeler olan sıvı krista'ler yardımıyla derı hucrelerıne etkın maddelerı lıpozomlardan çok daha başarılı bır şekılde dağıtabılmek amaçlanmış 'Dokusal madde ekstresı' olarak tanıtılan bu etkın maddeler, alt derıyı meydana getıren kollajen ve lamının ıle glıkoproteınlerden oluşmuş Kendısı akışkan bır madde olup molekullerı belırlı bır eksen uzerınde yönelmış bulunan sıvı krıstaller, derı hücrelerının bırbırıne yapışık kalmasını sağlarlar Bu konuda Estte Lauder çok açık konuşmaktan kaçınıyor Yakında benzer bır urunu pıyasaya surmesı beklenen Revlon'un açıklamalarının ne olacağı merak konusu Modern kozmetolojinın dlğer bır uğraşı Ise "serbest kökler". Ultravıyole ışınları ıle havadakı oksıjen ust derıde atomık bağlantı kopukluklarına neden olurlar Derı dokusunun molekullerı dış katlarında bır "bekâr" elektron bulunan atomlara bölunurler Bu serbest kökler aralarında bırleşerek, kesın nötralızasyonlarına dek surecek reaksıyonlar doğururlar Zarsal lıpıdlerı oksıtleyen, kollajen ve elastın gıbı yapı proteınlerının kımyasal bağlarını bozan bu reaksıyonlar cıldın de bozulmasına yol açarlar Dokulardakı suyla bırloşerek oluşturdukları oksıjenlı su, ust derı ıçın guçlu bır oksıtleyıcı nıtelığındedır Derının yaşlanma surecı ıçınde bu tur olayların buyuk rolu vardır Serbest kökler, sonunda enzımler tarafından nötralıze edılırler Yaş ılerledıkçe en zımlerın sentezı azalır, serbest köklerın uretımı artar E vıtamının bır turu olan 'tocopherol' guçlu bır antloksldandır; fakat bozulmuş dokuları yenıleme özellığınden çok, sadece koruyucu etkı yapar Oysa Onagrlne fırması "Formule majeure"un yaşlılığı önledığinı ılerı surmekten kaçınmamıştır Guerlaln'ın "Evolutıon" serısınde kullanılan 'tocopherol' sayesınde dokularda belırgın bır yenılenmenın sağlandığı öne surulmektedır Satış ılanları uzerınde yenı yenı görmeye başladığımız dığer bır ad ıse adenosine trlfosfat'tır Hucre ıçı enerjının korunma sı ve yenılenmesını sağlayan bır 'karburan' (yakıt) olan ATP uzerınde etkılı olan tlmus ekstresını Yves Saınt Laurent "Prıncıpe Actıf'ınde kullanmış Bu ekstıelerle hucrelerin nefes alabılmelerı ve harekete geçmelerı, dolayısıyla kendı akımlarını sentetıze etmelerı sağlanıyor Yıne de tımustan sadece etkın ve derı yuzeyını geçmeyı başarabılecek ekstrelerın ayrılmış olmaları gerekıyor kı Yves Salnt Laurent'ın bu konuda yeterınce başarılı olup olmadığı konusunda henuz kesın bılgı sahıbı değılız Helena Rubinstein de hucreler yoluyla ATP sentezını uyarmayı amaçlayan bır kremin uzerınde çalışmalarını surduruyor, burada kullanılan polıpeptıd at plazmasından ayrılmış bır ekstre Hucre metabolızması uzerinde nasıl etkılı olacağı konusunda ıse aydınlatıcı bilgi verılmıyor Yapılan deneylerle bu kozmetık urununun, hucrelerın yenılenmesı suresını normal sureye oranla uçte bır kadar kısalttığı kanıtlanmış Fakat bu deneyler, hucrelerın bu çoğalma hızlarını derıdekı ATP mıktarının artmasına borçlu olduklarını kanıtlamak için yeterlı değıl Carlta fırması hücrelerdekl ATP oluşumunu hızlandırmak yerıne, "Progressif Carıta" serlsınde hücre yenlleyıcı urunlerınde, doğrudan ATP kullanmış Bu molekülun ne denlı hassas ve kımyasal açıdan değışken olduğunu duşunursek, yenılenmesı amaçlanan hucreler uzerınde beklenen etkıyı yapmasının zorluğunu kolaylıkla anlarız Açık bır ızahı henuz yapılmayan olumlu etkilere sahip kozmetıklerın yanı sıra, imkansızı vaat eden kozmetikler de var Genlerımızi taşıyan deoktırıbonukleık asld bunlardan bırı Bır kultur ortamında canlı hucrelerle temas eden DNA onların yenılenme hızlarını arttırıp oksıjen tuketımle rını de hızlandırmaktadır Fakat molekuler ağırlığının çok fazla olması, derı ıçinde kolaylıkla suzulmesını engeller Dış derı tabakasının hucre sıralarını aşabılmek ıçın çok fazla buyuktur ve butun bılım adamları bunu bılırler Oysa bazı kozmetık markaları bu gerçeğı bılmemeyı yeğlemektedır Yves Rocher'ln Iki yılı aşkın bir süredir plyasada bulunan urunu "DNA vegetal" (Bıtkısel DNA)'ın, derı hücrelerının canlılığını ve hayatıyetını arttırıcı bır mtelığı olduğunu duyuyoruz Bır Isvıçre fırması olan Valmont, Fransız pıyasasına 'polımerıze DNA' kullanarak yaptığı bakım kremlerını sokmaya çalışıyor Bu bıyolojık bır saçmalıktan başka bır şey değıl Çunku polımerızasyonun amacı çok buyuk molekuller elde etmektır Oysa Valmont, urununun, derinin en dıp hucrelerıne ulaşıp bozulmaya yuz tutan metabolızmalarını onarmayı amaçladığını söyluyor Yıne de bu "ıkılem", tupu 400500 F'a alıcı bulabılmekte Coryse Salome nın "Creme renaıssance ARNADN" adlı ürOnu ve Pier Augen'ın "ADN Gel"ı de aynı tur etkilere sahıp JeanMarc Dunaffourd'un yaptığı gıbı, kırışıklıkları önleyıcı kremı "Selene"dekı DNA'nın hucre çekırdeklerının genetik yapılarıyla bırleştığını, onları yenıden programladığını ve derıye yepyenı bir gençlik sağladığını iddıa etmek ıse bir kurgu bılim öykusu yazmaya benzlyor Derıde doğal halınde bulunan kollajen, ona esneklığını ve dırılığını verır, fakat bir guzellık kremınde kullanıldığı zaman bu özellıklerını yıtırır Tıpkı DNA'da olduğu gıbı molekulunun boyutu, derının alt kısımlarında etkılı olabılmesını engeller Kozmetık laboratuvarlarında onu peptıd ve aminoasıtlere ayırarak derının ıçıne sızabılmesını sağlamaya çalışılıyor Şimdılik bu maddeler sadece derı yuzeyıne yakın bır kesımde etkılı olabılıyor ve hafıf bır nemlendırıcı görevı yapıyorlar Sıkılaştırıcı ve canlandırıcı etkılerı yok içlerındekı kollajenın, derının alt yapısını bıle etkıledığını savunan upuzun bır kozmetık lıstesı ıse hıç de aynı şeyı söylemıyor Bunun yanı sıra kırışıklıkian gldermeyl amaçlayan kremlerin buyuk bır çoğunluğunun nemlendırıcı etkılerıyle derıyı şışırip gerdığını ve kırışıklıkları yok etmeden, gözlerden sakladığını bılmek gerek D Lisozoma gelince H ücreyı oluşturan elemanlardan bıri olan, 01 mıkrometrelık kuresel yağ kesecıklerı lısozomların dış kabukları, hücre zanyla aynı fosfolipıdlerden oluşmuştur llaç laboratuvarları bu mıkroskobık lıpıdık (yağ) kesecıklerı hastaların dolaşım sıstemlerıne zerk ederek, hasta dokulara ilaç taşıtmayı tasarlamaktadır Bu, tedavı ıçın gereklı maddelerı vucut ıçınde dolaştırmanın en emin ve etkin yolu olacaktır Aynı zamanda, ılaç lısozom ıçinde hapsolmuş durumda olduğu ıçin, toksık maddelerın geçmek zorunda oldukları organızma ıle temasları da engellenmektedır Bır ılerı adım, çok konsantre dozlarda etkın maddelerı vucuda verebıl mek olacaktır çunku ılaçların doğrudan kana kanştınlmasıyla bu mumkun olamamaktadır Dığer bır avantaj ıse, hucre zarı fosfolipıdlerı ile aynı yapıya sahıp lısozomların, hucreyle bırleşerek, taşıdıkları yuku tedavı edılmesl gereken hucrenın ta ıçıne bırakabılmesı olacaktır Lısozomun dış kabuğu çoğu zaman 'plurılameler'dır Yanı tıpkı bır soğan gıbı, ust uste bırçok fosfolıpıd katlarından meydana gelmıştlr Dolayısıyla lısozomun taşıdığı yukü, yaprak yaprak ayrılarak, kademelı olarak bırakacağı duşunulmekte ve bunun da dığer bır avantaj olabıleceğı tasarlanmaktadır Çunku boylelıkle hasta hucreye tum ılaç dozunu bır kerede vermek yerıne, pozolojiyi ayarlamak mumkun olacaktır Bu durumda bılım adamlarının, teorıde ıdeal bır bıyolojık araca sahıp olmaları gerekırken, gerçekler ne yazık ki, hıç de umulduğu gıbı gözukmemekte ve lısozomlar organızma tarafından kabul edılmek bır yana, doğal bağışıklık sıstemınce duşman olarak algılanıp ımha edılmektedır imha edılmedıklerı zaman ıse, çoğu zaman hedefledıklerı hucreye ulaşabılmek ıçın çok buyuk kalmaktadırlar Dahası, taşıdıkları ılacı hedeflerıne varmadan yolda sızdırdıkları ıçın de guvenılır değıldırler Şımdl araştırmalar bu zorlukları altedebılmeye yönelmıştır Tıpta lısozomların 'evcilleştırılmesı' oldukça sorun yaratmışsa da kozmetolojı onu kendı lehıne kullanabıleceğını görmuştur Bir guzellık urununun organızma ıçınde dolaşması gerekmez, derının hemen uzerınde surulduğu yerde etkılı olması yeterlıdır Yıne de, kozmetolojı urunlerı lısozomlara buyuk bır yer veriyorsa da, etkınlık mekanızması hakkında henuz yeterli kanıt olduğu söylenemez Serbest kökler