22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KISA KISA FELSEFE Molekül teller ve yarının bilgisayan Devasa bir bilgisayan blr kesme şeker boyutlarına indirme olanağı doğdu. Çeviru Filiz Gülkan Define avcıları dikkat! ıl 1922, Mısır Firavun Tutankhamen'ın mezarının açılmasıyla, mezarı açan kışıler garıp ve farklı şekıllerde ölurler Bu ölumlerın şans eserı olmadığını duşunen insanlar bu sırrı "Rjtankhamen'in lanetıne bağlarlar Yıl 1973, Polonya 14471492 yıllarında Krakov'da yaşayan Kral Casimir IV Jagıello'nun mezarının açılmasıyla mezarı çıkaran 12 kişı gene garıp şekıllerde ölurler Krakov'da görulen bu "lanet", Polonyalı bılım adamlarını cıddı bir çalışma yapmaya yönelttı Mıkrobıyolojık analızler sonucunda lahıtte "Aspergılus flavus" adı verılen bir mıkrobun varlığı saptandı Bılım adamları bu mıkrobun bataklıklarda yaşadığını, nemli yerlerde çuruduğunu ve normalde ınsanlara karşı pek saldırgan olmadığını bllmekte Ancak hiç kimse onların öldürucü özelliklerini, yeraltında havasız blr yerde yıllarca nasıl korunduklarını açıklayamadı Bu mlkrop insanı doğrudan etkilemez, kişinin en zayıf organına saldırır ve farklı nedenlerle (kanser, kanama veya kalp krızı gıbı) ölumune neden olur Bu öldurucu mıkrop kral mezarlarına nasıl gırıyor, kazayla mı yoksa planlanmış olarak mı? Bu belkı de eskı Mısırlıların, mezarlarını yağmacılara karşı kullandıkları özel bir yöntemdı (N ASputnık) Y Işe sıfırdan başlayan kuramsal dehalar ilk filozoflar doğal olayların sonsuz çeşitliliğindekl birliği aradılar. ilk sorun "ana varlık" sorunuydu. nsanın varoluşundan bugune onun duşunsel gelışımını yönlendıren ıkı temel ıhtıyaç vardır Bunlardan ılkı, ınsanın doğayı daha yaşanılır kılma ve rahatını arama ıhtıyacıdır Insan doğayı bu ıhtıyaç doğrultusunda dönuşturmek ıçın aklını ve elını kullanmış ve çevresındekı doğal nesnelerı araçlaştırmış, yanı onların mekanık, fızıksel ve kımyasal nitelıklerınden kendı amacına göre yararlanmıştır Taş devrının en ılkel aracından gunumuzun en karmaşık ılerı teknolojı urunlerıne değın uzayıp gelen bu surecı 'ınsanın teknolojık geleneğı' olarak adlandırablllrlz insan geçımını sağlamak, yaşamını surdurmek ve daha lyı yaşamak amacıyla doğayı dönuşturmesının yanında, ıçınde yaşadığı doğayı ve evrenı anlamâ ıhtıyacını da duymuştur Insanın doğa ve evrenı anlama çabası onun 'kulturel geleneğım' oluşturur Kulturel geleneğın "Bu dünya nasıl var oldu? Insanın bu dunyada yerl ve yazgısı nedlr? gıbı sorulann sorulmasıyla başladığını söyleyebılırız Doğanın ve kendısının varoluşuna ılışkın sorularla bırlıkte, her ınsan lopluluğu bunların yanıtını kendı mıtoslarında, yanı söylencelerınde ve dınsel tasarımlarında aramıştır Toplumun kolektıf hayal gucunden kaynaklanan yanıtlar, gelenekler yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılmış, blreyler de bu yanıtları oldukları gıbı kabullenmış, bunlara ınanmıştır Ancak toplumun kulturel geleneğınden çıkan söz konusu yanıtların artık Insanın doğayı anlama ıhtıyacını yeterınce doyuramadığı ve ınsanın artık bu geleneksel yanıtlara ınanmaz olduğu bir an gelmıştır O zaman ınsan, doğaya ve kendıne yönelık sorulann yanıtlarını yıne kendı duşuncesı ve gözlemlerıyle arayıp bulmaya gırışmıştır Böylece sözunu ettığımız kulturel gelenekten felsefenin farklılaşması, bireyin kendı doğa tasarımını oluşturmasıyla gerçekleşmıştır Gunumuzde Izmır ve Aydın illerimızi ve karşısındakı adaları ıçıne alan lyonya toprakları uzerınde bulunan Mılet kentınde yaşayan Thales 2500 yıl önce toplumda egemen olan geleneksel/dınsel yanıtlardan vazgeçıp doğayı anlama konusunda kışısel gözlem ve aklını kullanan ılk ınsandır isa'dan önce VI yuzyıl, yalnızca lyonya'da değıl, o dönemın diğer önemlı uygarlık merkezlennde de akıllı sdamların yetıştığı bir zaman dılımıdır Iran1 da Zerdust, Hındıstan'da Buda, Çın'de Konfüçyüs ve Ortadoğu'da Yahudı peygamberlerı dunya çapında bir duşunsel atılımı mujdelıyordu İsa'dan önce 800 ve 200 yılları arasındakı bu parlak dönem daha sonra felsefe tarıhçılerı tarafından 'felsefenin gelişlm eksenını belırleyen bir evre" olarak kabul edılmıştır Ancak ne Hıntlılerın Upanışadları, ne de Çın'dekı bılge Konfuçyus gelenek ve dınden kopamamış ve iyonyalı fılozofların benımsedığı özgur duşunceye erışememışlerdır Thales (625545) ve onu ızleyen ılk İyonyalı filozoflar doğayı gözlemleyen doğanın yapısını ylne doğada arayan doğa bılgınlerıdır ve feisefedeîyonya Okulu' olarak anılırlar Arlstoteles (384322) bu ılk filozoflar hakkında şunları soyluyor (Metafızık 1,3) "Onlara göre butun şeylerı meydana getıren, bunların ılk çıkış yerı olan ve sonunda her şeyın son bulduğu, görunuş biçımlerı değlşmekle bırlıkte töz olarak hep aynı kalan şeybulun varlıkların unsuru ve ılkesı arkhe'ydı Onlara göre hıçbir şey meydana gelmiyor. Felsefenin başlangıcı C ok buyuk boyutlarda bir super bılgısayar duşunun Bu devasa bılgısayar ^ her bırı bir molekul boyunda olan trılyomarca entegre devrenin sığdığı, bir kup şeker boyutuna getırılebılecek Amerıkalı kımyacılar, yaptıkları nanoelektronık (1 nanometre = 109 metre) çalışmalarıyla, bu yönde onemlı ıncelemeler kaydettıler Nanoelektronık dalı, bılgısayarların kuçultulmelerınde buyuk rol oynamaktadır Mınnesota Unıversıtesı'nden Larry Mlller ve çalışma arkadaşları, uzunluğu 75 nanometreyı (nm) bulan molekul zincirlerı elde etmeyı başardılar Bu molekül zıncırlerı, geleceğın mınıbılgısayarlarında ıletken tel görevını ustlenecekler Iletkenlığı, molekullerın elektronlarının bağlantıları sayesınde sağlayacaklar îsmail Murat I hıçbır şey yok olmuyordu" Ilk filozoflar doğal görungelerın sonsuz çesıtlılığındekı bırlığı aramaktaydılar Bu anlayışla doğaya yönelen felsefenin ele alacağı ılk sorun "ana varlık" sorunudur" Ana varlıkarkhe" sorunu, çokluk ıçındekı bırlığı, şeylerın ılk nedenını, kaynağını arama demektır Ilk fılozof Thales "ana varlık (ark he) sudur" dıyor Thales'ın öğrencısl Anakslmandros (611546) bıldığımız kadarıyla ustasından da ha ayrıntılı bır doğa tasarımı gellştırmıştır Anaksımandros'a göre doğanın temel ılkesı "sonsuz ve sınırsız bır ılk madde" olan "Apeıron"dur Apeıron'dan, önce sıcak ve soğuk oluşur Sıcak, blr alev yuvarı halınde, soğuk ve karanlığı sarmaktadır Soğuktan da yıne ıkı karşıt oluşmaktadır Katı ve sıvı Alev yuvarıyla çevrılı olan sıvı, sıcaklık yuzunden buharlaşır ve havayı oluşturur Hava ıle alevın bırleşmesı gökyuzunu meydana getırır Anaksımandros aynı zamanda evrımcı duşuncenın öncusu sayılabılır Yaşamın suda başla dığını söyler, ınsanın "suda yaşayan ve balığa benzeyen bır ılkcanlıdan turedığım" one sürer Anaksimandros'un öğrencısı Anaksimenes (588 524) havayı ana varlık olarak kabul eder, bunun nedenı, dayanaksız kaldığında duşen suyun tersıne havanın sınırsız bır yay gınlığa sahıp olmasıdır Her bır nesne havanın sıkışıp gevşemesınden oluşur Ana varlık sorunun yanında "oluş" sorununun, yanı temelılkeden sayısız çeşıtlılıktekı varlıkların ortaya çıkışı tam olarak Herakllt'ın duşunceslnde görulür Heraklıt'e göre anavarlık ateştır ve tıpkı onun gıbı butun doğa sureklı bır değişme ve oluş ıçındedır ilk fılozofların ne denlı az bır bılgı ve olgu bırıkımıyle neredeyse ' sıfırdan" ışe başladıklarını duşunocek olursak onların kuramsal dehasına şaşırmamak elde değıl Ancak ılk fllozofların tumuyle soyut bırer duşunce adamı olduğunu soylemek de doğru olmaz Her ne kedar lyonya fılozofları, pratık yarardan çok kuramsal bılgı duzeyınde bır sıçramayı sımgelese de dönemın uygulamalı bılımlerıyle de uğraşmışlardır Thebaılı uyanık bır tuccar aılesınden gelen Thales, felsefe çalışmalarının yanında meteoroloji ve astronomıyle ılgılenmıştı Bu bılgısı sayesınde bol zeytın urunu alınacağını bır yıl önceden hesaplayarak Mılet kentındekı zeytınyağı preslerını kıralamış, hasat zaman ında preslerı daha yuksek bır fıyattan başkalarına kıralayarak köşeyı dönmuştu" Anstoteles ın aktardığı bu anektoda gore "hesap adamı" Thales, böylece fılozofların ısterlerse zengın olabıleceklennı, ama tutku larının başka turden olması nedenıyle yoksul bır yaşamı yeğledıklennı göstermış oluyordu " Thales'ın Mılet kentınde unlenmesını sağlayan bır başka olay, astronomı bılgısı sayesınde 28 Mayıs 585 tekı guneş tutulma sını önceden haber vermeslydı Anaksimandros'un ıse guneş saatını bulduğu, ılk harıtayı çızdığı söylenır Ilk fılozofların doğa ve evren karsısında takındıkları tutum, bugun de bılımln lemelinde yer alan elestırel bır tutumdur Bılımın sonuçlarını uygulamak kadar, btzı o sonuçlara götbren duşunce bıçımını de ozumsemek, ınsanlığın ortak duşunsel mırasını paylaşmakla blze yenı ufuklar açacak olan bır kapıyı aralamış oluruz a Molekuler elektronık, aslında yalıtkan olan organık molekullerı, elektrık ıletır hale, hatta yanıletkene dönuşıurme ışıyle uğraşır iletken polımerler metallerden hem daha hafıf, hem de daha ucuzdur Plastık gıbı eğılıp bukulebılırler, bu yuzden de kolaylıkla ışlenebılırler Organlk molekullerın en ılgınç yanı elektrıksel özellıkleridır Kımyacılar, elektrığı bakır kadar lyı ıletebılen plastıkler uretebılıyorlar Organık molekuller aynı zamanda, sllıkon çıplerde (yonga) bulunan mıkroskobık elektrık devrelerının gorduğu anahtar ışlevını de yerıne getııebılıyorlar 8u devrelenn elemanları şu anda 100000 nm boyutlardadır ve gıttıkçe de kuçultulmektedır Ancak bu kuçultmenın sınırları, çıpın yapıldığı yarııletken maddenın elektronık özellıklerıyle belırlenır ve bu da gunumuzde kullanılan maddeler ıçın bir mıkrometre cıvarındadır (metrenln mllyonda bırı) Eğer molekuller, devre elemanları olarak kullanılabılırlerse, bırbırlerı arasındakı uzaklıklar çok çok kısa olacaktır Bunu nanometre boyutlarında sağlayabılmenın tek yolu "molekul teller" kullanmaktır Mıller ve ış arkadaşları bu yönde ılk adımları attılar Bu Amerıkalı kımyacılar, polıasenekuınon (polyaceneouinones) denilen kımyasal yapı taşlarını, ımıd (ımıde) bıleşıklerıne dızı halde ekleyerek ışe başladılar Imıd molekullerı, buyuyen "telın" zıncır özellığını korudu (Kaynak Journal of the Chemıcal Socıety, Chemıcal Communıcatıons, 1988, s 84) Araştırmacılar, 306, 5 28 ve 750 nm uzunluklarında, elektrık ıletebılen molekul teller yapmayı başardılar Ayrıca, bu teller kloroform gıbı organık çözuculerle tamamen çözuluyorlar Çozunurluk özellığı, teller ın f elektronık sanayısının gerektırdığı standartlara çok uygun olarak gelıştırılebılmelerını sağlıyor Mınnesota ekıbı, özel bir elektron mıkroskobu kullanarak, molekul tellerın uzunluklarını saptama yöntemı gelıştırmeye çalışıyorlar Ayrıca, boyutları 5 ıle 10 nm arasında değışen 3 boyutlu ağ (netvvork) yaratmayı da hedeflıyorlar Eğer başarı sağlanırsa, gelecekte molekuler tellı bılgısayarlarımız da olacak (New Scıentıst, 19 Mayıs 88) Itp ve "kadavralı bilgisayarlar" de, anatomıcıler, öğrencılerının bılgısayar ve vıdeo yoluyla kadavra kesıp bıçmelennı sağlıyorlar Açılım resımlerıyle donatılmış bılgısayarları kullanan tıp öğrencılen, hem çok sayıda hem de daha doğru olarak açılım yapabılme olanağına kavustular Böylece, butun dunyada rastlanan kadavra yokluğuna çözum getırılmış oluyor Elektronık kadavra adı verılen sıstem, Californıa Stanford Unıversıtesı Tıp Merkezı'nde gelıştırıldı Davıd Bassett adındakı çok unlu bir anatomıcının 1940'larda yapmış olduğu açılım çalışmalarının resımlerınden oluşan bu sıstem, i600slaydı ıçerıyor Bılgısayara kaydedılen bu resımler, ıstenılen anatomık parçanın 3boyutlu renklı göruntusunu ekrana yansıtmakta kullanılıyor Öğrencıler ısterlerse herhangı bir parçayı değışık açılardan ınceleme olanağına sahıpler ilerde, gerçek 3boyutlu göruntuler elde edılırse, bılgısayarla yapılan çalışmaların gerçek bir kadavra uzerınde yapılan çalışmalardan farkı kalmayacak Çunku şımdı elde edılen göruntuler, renklendırme sayesınde 3boyutlu hale gelıyorlar Gerçekte, ekrana yansıyan göruntuler 2boyutlu, üçüncü boyut renkten geliyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle