Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M Tl p idiği göç yollan genetik yoluyla yeniden çizildi ısteren bu soyağacı tablosu, bugun dunya jenetık ıncelemelerıne dayanarak ortaya çı<fe Avrupa'nın tumu aslında dort halktan ı, ınsanlığın Afnka'da duğduğu olgusudur apıens" grupları, zaman ıçmde kollara ayrı]elenne yayıldılar Böylece bugun her halk, n kuzeyınden guneyıne kadar ınen çok genış bır coğrafı alana yayıldıkları halde, Kuzey AvrupaAsya kökeninden gelmektedırler Bu soyağacının gerçeklere dayandığını gösteren çarpıcı bır gözlem de şudur Soyağacının en ucundakı halk grupları, genelde komşu halk grupları ıle aynı dıl lamılyasına mensuplar Aynca bu tabloyu en kesın çızgılerle ortaya çıkarabılmek ıçın, öncelen ayrı yollar ızleyen ve bınlerce yıl ıçmde yer yer bır araya gelerek melez halklar oluşluran toplumlar burada goz önune alınmamıştır Örneğın Kafkasyalılar kolundan gelen Berberıler kısmen Alrlka halklarıyla bırleştıklenndon, AfrıkaAsya dıl grubuna dahıldırler Aynı şekılde, modern çağ göçlerınden sayılan, Amerıka kıtalarının Avrupalılar tarafından Istila edılmesı hareketı de incelemelerde dıkkate alınmamıştır Hekimlikte uzmanlaşma Prof. Dr. M. Şerefetlm Ccında Dokuz Eylul Üniversitesi Tıp Fakultesi Patoloji Anabilim Dalı. ağımızda, teknolojı alanındakı gelışmeler tıp bılımlerınde de bırçok yenı yon tem ve kolaylıkların kullanılmasına yol açTİ Ozellıkle, goruntuleme alanındakı ge lışmeler ve bılgısayarın tıp alanında kullanımı, klasık tıp bılgılerının değerlendınlmesınde buyuk kolayhklar sağlıyor C Ulkemızde son yıllarda kurulan yenı tıp fa kultelorı ıle bırhkte, tıp eğıtım ve öğretımınde bu/uk bır potansıyel oluştu Aynca bu gune dek yotışmış hekım sayısı da dıkkate alındığında, bu konuda cumhurıyet donemın de yapılan atılım daha lyı anlaşıhr Bu potansıyelın, ulke yararına en lyı bıçımde değerlendırılmesı konusu çağımızdakı bılımsel ve teknolo|ik gelısmelerın ışığında ele alınmalıdır Bu arada, ulkenın gerek duyduğu uzmanlık ve ust uzmanlık alanlarına yonelmenın sağlanması da unutulmamalıdır Çunku, gunumuzde koruyucu hekımlık hızmetlerı dışın da kalan hekım potansıyelının, çeşıtlı uzmanlık alanlarında egıtılmelerı ve bu yolla değer lendırılmelerı gerekıyor Tıp konusunda pek cok uzmanlık ve ust uzmanlık dalı bulunuyor Çeşıtlı konularda derınleşmıs genç beyınlerın yetıştırılmesı, hem saglık hızmetlerının nıtelığının yukselmesıne hem de uluslararası duzeyde değerlerın ortaya çıkmasına yol açar Çunku ge lışmış ulkelerın ust uzmanlık konularında teknolojık yenıhklenn de katkısıyla elde ettıgı aşamaları anlamanın ve bunlardan haberdar olmanın yolu, bu nıtelıklere uygun bılım adamlarına sahıp olmaktır Hekımlık meslegı bır yonuyle sanat, bır yonuyle de bılım kımlığı gostermektedır Bu bılgılerın ışığında tıp lakultelerını yenı bılıren hekımlerın zorunlu gorev nedenıyle Ana dolu yu tdnımaları mesleksel ılk deneyımlerı edınmelerı olumlu karşılanabılırse do bu ışın "gonullu hızmete" donuşmesı sağlanırsa daha olumlu sonuçların elde edılmesı de kolaylaşır Bu amaçla zorunlu gorev suresı 1 yıla ındırılmelı maddı yonden ozendırılmelı aynca uzmanlığa gırışte zorunlu gorev yerının yoksulluk derecesıne goıe bır olumlu puan verılmelıdır Bu arada. SSYB unıversıtede kendı adına uzmanlık yapmak ısteyenlere yenı kad rolar sağlamalıdır Ozellıkle ust uzmanlık alanlarında gerek ıınıvprsıte gerekse SSYB hastanelerınde eksıklık duyulan dallardakı açığın kapatılması ıcın onlemler alınmalıdır Bu amaçla her kurum kendı asıstanını ya da uzmanını kendı seçnıelıdır Ancak mer kezı bır yeterlılık sınavı (TYS) şu anda uygulanan merkezı Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) yerıne yapılmalıdır Bu merkezı TYS'nın olması gerekmektedır Bu sınav unıversıteve qırışte uygulanan sınavdakı "mantallte" çerçevesınde yapılmalıdır Bu durumda, sınav soruları ıle ılgılı ılerı surulen yakınmalar ortadan kalkacaktır Çunku bu yolla da olsa ulkemızın çeşıtlı bolgelerındekı tıp fakultelerınden yetışen tıp doktorlarının uluslararası normlara uygunluğu gozden geçırılebılır Bu arada, çeşıtlı tıp fakultelerındekı eğıtım duzeylerı arasındakı eksık yönler bellrlenerek gıderılebılır I bulunabılecegını ancak bunların ayrıntılar ıçerısınde sınırlı kaldığını belırtıyorlar Burada kesın olan tek olgu, teknık ılerlemelerın ro ludur 40 bın yıl kadar once yaşanan cılalı taş çağında besın maddelerı urelımınde ye nı yontemlerın keşfedılmesı, çağımızdan bırkaç bın yıl once Ortadoğu'da tarım yapılmaya başlanması kesın etapları oluşturdular Atın naklıye aracı olarak kullanılmaya başlanması ve yenı sılahların gelıştırılmesı, steplerde yaşayan goçebe halkların değışık uç lara yayılmasını kolaylaştırdı Tarıhçılere gore ınsanın bu yayılması çeşıtlı aralıklarla bınler ceyıl, taaCengız Han (11621227) donemıne kadar surdu Insanın dunyayı fethını mumkun kılan en belırgın unsur' dıl ' olmuştur Çağdaş ınsanın da sahıp olduğu bu ayncalık, bundan 3540 bın yıl once yaşayan ve Çın'e kadar ulaşan Neanderthal ınsanının sadece kuzenı Homo sapıens sapıens" kadar gelışlırılmış bır dıle sahıp olmadığından, yok olup gıdışıne de mantıklı bır açıklama getırıyor (Sclence et Vıe Aralık 88)