Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TE KN İ K S A L I NC AK Sıvı kömür yakıtı Vehbi Belgil ransa'nın kuzeydoğusundaki Metz kenti bir sanayi kentidir. Tabii, sanayi demek enerji yiyen kent demektir. işte, bu kentin elektriği termik bir santralda üretılmektedir. Ancak, termik sözü yanlış anlamalara yer verebilir. Bizde termik santraldan maksat, kömür yakılarak elde edilen buharla elektrik motoru çevirip elektrik enerjisi üreten santraldır. Metz kentinin santralı ise iyice öğütülüp pudra haiine getirilmiş maden kömürünün, külü en aza indirilerek, benzin gibi kullanılması ile çahşıyor. Topraktan çıkarılan taşkömür, kilcmelrelerce uzunlukta dibi kalbur oluklardan geçirilirken, bir yandan da yapay yağmura tabi tuıulur. Su, toz kömürleri kalbur deliklerinde çökeltir. Sonra tozlar birçok merdanelerden geçirilerek pudralaştırılır. Pudra kömür, büyük dizel motorlarına benzin gibi püskürtülür. Otomobil motorlarına benzeyen motorların pistonlan da elektrik motorlartnı çevirerek enerji üretir. Bu yolla hem tozların en ufak zerresi ziyan olmaz hem de büyük bir kent enerji sahibi olur. Niçin yer altında yaşamayalım Yılmaz tdil entler bir "beton cangılı'na dönüştü. Sokaklarda ağaç bırakılmıyor. Olanlar da kesilme sırasını bekliyor. Apartman pencereleri, çevreyi izlemeye değil, ışık ve hava girmesine yarıyor. Bu saçmalığın gerekçesi, "dar alanda çok nüfus barındırma" imiş. Dar alanda çok nüfus barındırmanın, bence çok daha akıllı bir çözümü var: Yeraltında yaşamak! Bir bölge düşünün: Ormanla kaplı. Burada bugünün teknikleri ile zor olmayan bir yeraltı kenti kurdunuz. Yüz metre derinliğe kadar inebilen, kat kat yeraltı apartmanları. Asansör ve merdivenle yukarı bağlı. Apartmanda sıkıldınız mı yukarı, ormana çıkarsınız. Itırazları duyar gibiyim: Gün ışığı nasıl girer ve gün ışığı girmeyen ev olur mu? Yanıt: Kolay! "Elyaf optiği" diye bir şey duymadınız mı? Bu yöntemle, köşe bucak her yanı gün ışığı ile aydınlatırsınız. Aynı yöntemle, dışarının görünümünü yeraltı odasının beton duvarındaki ekrana yansıtır, izlersiniz. Üstelik beton manzaraları değil, nefis orman ve doğa görüntusü! Üstten, orman havasını çekip bütün yeraltı kentine basan bir havalandırma sistemi varken, pen F K Şimdi bir adım daha atılarak kömür adeta sıvı hale getirılmiştir. Bu yeni tür kömürün mahalleleri ısıtmada yararlı olabileceği haber verilmektedir. Sıvılık şöyle sağlanıyor: Yeni kömürün % 54'ü, yukanda anlattığımtz biçimde pudra komürdür. Bu tozda kül en aza indirilmiştir. Sonra buna % 16 kalorifer yakıtı ile % 30 su katılıyor. Böylece, sıvı kömürün % 46'lık kısmı su ve mazot kerıştmi oluyor ve hop'lardan pompalanınası mümkün oluyor. 'Ultracarbofluide54" ad, verilmış olan yeni yakıt (son derecfide sıvılaştırılmış kömür, demeiO Compife'ine (kompieny), Teknik lJn:versuesı ile bir özel şirketin işbirliğinm ürünü. Ancak, hu yeni "guzel"in de bir kusuru var Özel tesıslere gereksinme göstermesi. Sıvı körnür apartmanlarda dogrudan kullamlamıyor. Bütün bir mahafleyı toptan ıs.tebilen santrallarda işe yanyot. AnkL'ra'nın Saraçoğiu Mahallesı, 40 h yıllarda böyle tek Lır merkezden ısıtılıyordu. Mahallece ib'nnanın bazı yararları şunlar: • Her mahaliede birkaç avin önüne her gün tonlarla kömür dökülrnedıyı içın sokaklar nispeten temiz kalıyor. • Her eve yetenekti kalorifercı bulunamıyor. Bu yüzden könurler iyi yaıv mıyor, havayı kırletiyor; toplu ısınmada bu iş mak nelerle oto'natik clarak ynpılıyor • Yaııan kömürlerın rararlı maddeletini süzecok filtrelerı her eve taktırmak guç. Ama oir tek santralın bacalarına, istenen fılt.e kol&yca takılabilir. Kömürde 'jon bir gelışme, yakıtı toprak aftında yakıp, borular'a yer altına bevk edlen suyu orada buharlaştırarak başka borularla yukarı almaktı Bunun y^rarı, ışçileri toprak altında çalı^nıaktan kurtarmaktı. Fakat, şimdilik bu yön'.em pek de parlak sonuç vermedi. L l ~ cereyi açıp her türlü pis kent kokusunu odalara doldurmaya ne gerek var. Kent içi ulaşım, katlar arası asansör ve merdivenle, her katta da galerıleı ve raylı sistemle.le. Hızlı, sessiz ve ucuz. Isıtma ve soğutma dert değil. Yeraltı ne aşırı sıcak olur ne de soğuk. Her türlü gereksinimde elektrik enerjisi kullanılır. Havagazı, tüpgaz vb. yeraltında tehlikeli. Daha güvenliklidır yeraltı. Ömeğın yangın bastırma daha kolaydır. Depremden daha az etkilenir. Savaş halinde ideal! Doğal sığınak. Zaten oda içinde yapılacak işler ve uyumak dışında, yaşamınız yine yeryüzünde. Ama ormanlık, doğa ile iç içe bir yeryüzü. Soruyorum: Şimdiki beton kentlerde yaşayıp en basit bir yeşil hasretini gidermek için kilometrelerce otomobil yolculuğu yaptığınız bugünkü yaşam biçimi mi akıllıca, yoksa bu gibi bir yeraltı kentındeki mi? Her sabah ormanda koşup nefes açmak, kortlarda tenis oynamak, ya da orman görüntülerinin resmini yapmak, bir ağaç altı kahvesinde iki yudum çay ya da sair içki içmek... Ve bu, günlük yaşamınız. İşyerine bir galeriden geçip bir asansörle iner ya da çıkarsınız. işten eve gidiş geliş birkaç dakika. Her evin tam bir özgürlüğü var. Birbirine bakan pencereler yüzünden evinizde rahatça davranabiliyor musunuz bugun kü aptalca yığılmış binalardaki yaşamınızda? Oysa bir yeraltı kentınde evinizin kapısını örttünüz mü, özgür ve yalnızsınız. Uygar insanın en çok gereksinmesi olan iki şey. Özgürlük ve yalnızlık. Topluma karışmanız kendi ıradeniz ile ve anında birkaç adım atarak bir iletişim aracını kullanarak asansöre ya da yatay ulaştırma aracına (manyetik yataklı bir araçtır bu) binerek oluverir. Aynı hızla yalnızlığınıza çekilebilirsiniz. Gene aynı hızia yukarı orman ve doğa yaşamına girersiniz. Kısaca denizaltında kent kurmayı düşünenlere bunu öneririm. Daha kolay daha ucuz daha az riskli. Denizaltında her on metre Inildiğinde basınç bir atü artar. Bunun her an yenilmesi demek, devasa bir bakım onarım sistemi demektir. 500 m. derinlikte, bir denizaltı hücresıne ani ve hızlı bir su girişi olsa basınç hızla elli kat artacak demektir. Bir dizel motorunun sıkıştırma oranı 1/16'dır! Vebu sıkıştırma ile yakıt tutuşur! Böyle bir kazada ınsanlar tutuşmaz mı? Yeraltı kentleri, doğal mağaralarla dolu karstik tabakalı bölgelerde çok kolay ve ucuz yapılabılir. Bence en azından iyice bir etüde değer gibi gelır, ne dersiniz? 11