Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ LİM D Ü N Y A S I N D A N K I S A K I S A Uykusuzluğun çaresi var mıdır? aıle yapısındakı duzensızlıkler ve bırçok nedendır uykusuzluğu doğuran Gun boyunca doğayla ıç ıçe olmak, arkadaşlarla konuşarak bazı baskılar dan kurtulmak, kıtap veya dergı okumak, spor yapmak gıbı dınlendırıcı uğraşlar edınmek, sınır sıstemının yıpranmasını önleyecektır Ayrıca çok kullanılan çay ve kahve turunden ıçeceklerden kaçınılmalıdır, çunku bunların ıçındekı bazı maddelerın uykusuzluğa neden olduğu kanıtlanmıştır Gunun ılk saatlerınde bu tur ıçeceklerın bır ıkı fıncan alınması zararlı değıldır Ancak çay veya kahve yerıne sut ıçmek, her zaman ıçın daha yararlıdır Geceler boyu rahat uyumak sızın elınız dedır IJ Pioneer 9 kayıp ımdıye kadar yapılan en dayanıklı uzay araçlarından olan Pioneer 9'un mart başlarında kaybolduğu açıklandı 67 kg 'lık sonda 8 Kasım 1968'de guneşten 70 mılyon mıl uzaklıkta, 297 gunde tamamlayacağı bır yörungeye oturtulmuştu Pioneer serısını hazırlayan NASA'nın Ames Araştırma Merkezı, sondadan en son 1983 martında haber aldığını ve o zamandan berı yer kontrol merkezının tum radyo komutlarının yanıtsız kaldığını açıkladı Pioneer 9 gezegenlerarası uzayda manyetık alanlar ve yuklu parçacıkları ızleyen ılk sondalardan bırıydı Bulunmasına yardımcı olduğun şeyler ıçın teşekkurler Pioneer 9 Bılım adamları artık guneş ruzgârı dıye adlandınlan guneşten yayılan parçacıkların nazık ve hafıf olmadığını, duzenlı bır akımdan çok, şok dalgalarıyla dolu hızla devınen bır sel olduğunu bılıyorlar Pioneer 9 ayrıca Apollo serısı sırasında gezegenlerarası fırtınalardakl uyarı sıstemının gelıştırılmesı ıçın de kullanılmıştı Pioneer 6,7 ve 8 çalışmalarını halen surdurmektedır Pioneer 9'un da kaybıyla Pioneer serısınde devre dışı kalan uzay aracı sayısı 5'e yukselmış bulunmaktadır D S guneş ve buzul çağı yüzyılda, güneş şimdıkı boyutlarından daha buyüktü ve daha yavaş dönüyordu Aynı zamanda, guneşin uzerındekı kara lekelenn sayısı da çok azdı. Dunyada ise hafif geçen bır buzul çağı yaşanıyordu Belkı de butun bu olaylar bırbırlerıyle bağıntılıydı Eğer öyle ıse, bu bıze guneşin manyetık alanının nasıl oluştuğu, guneştekı değışımlerın dunya ıklımını nasıl etkiledığı konularında yenı bilgıler verebılır Colorado gozlemevınde çalışan Jack Eddy ve Ronald Gılland, geçmışte yapılan guneş gözlemlerıyle ılgılı bır araştırma yurutuyorlar Eddy, 17 yy'da yapılan guneş gozlemlerının doğruluğunu ıspatladı Bu gozlemlere gore o yıllarda guneşte kara lekeler bulunmuyordu Mounder mınımumu dıye bılınen, guneşte kara lekelenn bulunmaması olgusu, gözlem eksıklığınden kaynaklanmıyordu Henuz tam olarak bılınmeyen bazı nedenler yuzunden o yıllarda guneşin aktıvıtesı azalmıştı Guneş uzerındekı kara lekelenn sayısı, her 11 yılda bır mınımum duzeye ıner Mounder mınımumu da bu 11 yıl dongusune rastlamıştır Ancak 11 yıllık dongunun en yuk sek noktasında bıle çok az kara leke gözlemlenebılmıştır Gılland ıse, Eddy'nın bulguları uzerıne, guneşin eskı ölçumlerını ınceledı ve guneşin 17 yy'da bugunkunden bıraz daha buyuk olduğunu saptadı Gılland ıddıalarını guneşte meydana gelen olaylar uzerıne yapılan tarıhsel gozlemlere dayandırıyordu Yenı araştırmacılar, Jean Pıcard adında, oncu bır gökbıhmcının 17 yy'ın ıkıncı yarısındakı bulgularıyla ılgılenıyorlar Pıcard, çok hassas olçum araçları yapımıyla uğraşmış ve guneşin çapını defalarca ölçmuş O ve arkadaşları, guneşin uzerındekı kara lekelerı, bu lekelenn değışımlerını ıncelemışler Yaptıkları gözlemlenn sonuçlarına gore o donemde guneş, bugunkunden çok daha yavaş donuyordu Parıs gozlemevınden Elızabeth Rıbes ve arkadaşları eskı kayıtların tekrar ın celenmesl sonucunda, guneşin Mounder mınımumu sırasında 2000 km daha buyuk olduğunu buldular Bu, Gıl land'ın ıddıasını doğrulayan bır bulgudur Dunyanın daha soğuk olduğu bır donemde, guneş daha buyuktu Parıslı araştırmacılar, guneşin yavaşlaması ıle, guneş uzerınde az sayıda ka ra leke saptanan ıkı 11 yıl dongusu ara sında ılışkı kuruyorlar Onlara gore bu olay, guçlu manyetık alanlar arasındakı etkıleşımler sonucu ortaya çıkmıştır Ay rıca guneşin ıçınde meydana gelen konveksıyon (ıçbukey), (convectıon) olayının da etkılı olduğunu ılerı suruyorlar Guneş yuzeyınde kara lekeler olarak gozle gorulen manyetık akışı yuzeye taşıyan buyuk boyutlu konveksıyon olayı, Moun der mınımumu sırasında mevcut değıldı Rıbes, guneşin ıçınde dev boyutlu ıç bukey kıvrımlardan oluşan bır sıstem olduğunu öne suruyor Bunun araştırılması sonucunda, guneştekı 11 yıl döngu sunun gızlerının çozulebıleceğını ve bu dongunun, dunyadakı ıklım değışıklıklerıne nasıl neden olabıldığı sorusunun yanıtlanacağını ıddıa edıyor n 17. G unluk yaşantımızda uyku, gun boyunca harcanan enerjının tekrar kazanıldığı, rahatlatıcı ve dınlendırıcı bır sureçtır Uyku sayesınde, sabah olup da uyandığımızda kendımızı daha dınç, dınamık ve yenılenmış hıssederız Ancak bu arada normal uyku duzenını bozan bazı etkenler olduğu da unutulmamalıdır Gunumuzde uykusuzluk (ınsomnıa) sorunu yaşlıları olduğu kadar gençlerı ve çocukları da tehdıt eder hale gelmıştır Uykusuzluğun nedenının yorgunluk olduğu duşunulebılır, ancak bırçok ınsan uzerınde yapılan araştırmalarda, çok az kışıni'i bundan etkılendığı gorulmuştur Ayrıca çabuk kızan, sınırlı kışılerın soğukkanlı kışılere kıyasla uykusuzluk sorunlarının daha çok olduğu duşunulmuşse de kanıtlanamamıştır Bu açıklamalar, uykusuzluk sorununun çozumu olmadığı anlamına mı gelmektedır? Kesınlıkle hayır Uykusuzluğun çaresi, ıç ve dış etkenlerı ıçoren uç yoldan geçer, saldırmak, sığınmak ve uyum sağlamak Bazı ınsanlar uykusuzluk sorunlarına, yatma dan once uyku ılaçları ıçerek, adeta saldırırlar Ancak bu çozum, başka bır çare kalmadığında kullanılmalıdır, aksı halde beynın ışlerlığını engeller Dığer bır çare olan sıgınma kendını tamamıyla uykusuzluğa teslım etmek anlamına gelır Uyuyamayan kışı kalkar, gıysıle rını gıyer ve hâlâ gece olmasına rağmen çalışmaya başlar, bır sure sonra da uykusu gelır Ancak bu kışı ertesı gun ıçın de bırkaç saat uyuyarak bır gece once kaybettığı saatlerı kazanabılmelıdır Başka bır çozum yolu da uyum sağlamaktır Gece yarısı kalkan kışı rahatlam?k ıçın kıtap okuyabılır veya kısık bır sesle muzık dınleyebılır Boylece bılınç altı sıkıntılar azalır ve uyunabılır Ameliyatlarda mıknatısla dikiş yöntemi uyuk şehırlerde trafık kazaları ve dığer kazalarla yaralanmalar her zaman gundemdedır Kaza geçıren bırçok ınsanın yaşaması, kazadan hemen sonra yapılan acıl yardıma bağlıdır Bu kazalardan sonrakı cerrahı sorunlardan bırı ıç organların ne kadarının zarar gorduğu ıle ılgılıdır Ne yazık kı hassas dokularda yapılan dıkışler bıyolojık açıdan tam olarak kapalı değıldırler Ozellıkle saçlı derıde olduğu gıbı dıkış ığnesı derıyı tahrıp ettığı ıçın ıstenmeyen cerrahı etkılere neden olur Sovyetler Bırlığı'nde gelışıırılen mık natısla dıkış yontemıyle, travmatıze olmuş (yaralanmış) ıncebağırsaklar çok çabuk onarılabılmektedır Bu yenı yontemde ığne ve ıplık yerıne ıkı ınce mık natıs halkası kullanılmaktadır Halkalar ıncebağırsağın bırbırınden ayrılmış kısımların ıç bolgelerıne yerieştırılır Boy lece mıknatısla yapıştırmak ığne ıle dıkmeye kıyasla daha etkılı ve sağlam bır şekılde bağırsağın kopan uçlarını bır araya getırır Yaralanmış bölgede kalan mıknatıslar bağırsağın ışlevını engellemezler ve zararsız bır çekım alanı oluştururlar Bu yöntemi yuzlerce amelıyatta kullanan doktorlar, şımdıye kadar hıçbır sorunla karşılaşmamıştır n B Karıncaların dili MirtJe astronomi D S Uykusuzluk sorununa psıkolojık bır yaklaşımla bakarak daha etkın ve basıt cozum yolları bulunabılır Yatmadan bırkaç saat once geçen gunu değerlendırebılmelı doğruları ve yanlışları goz deh geçırerek sonuçland'rabılmelıdır Yatmadan once Neden bunu soyledım?1 Nıçın şunu yapmadım 91 Eğer boyle olursa " gıbı soruları yanıtlayabılmelıdır, unutmamalıdır kı uykusuzluk sorunu çoğunlukla ınsanın kendı ıçınden kaynaklanmaktadır (uykusuzluğa neden olan bazı hastalıklar dışında) Kışının davranışlarını, geleceğını ve ış orlamındakı huzursuzlukları duşunmesı, ovyetler Bırlığı, Mır Uzay Istasyo nu'na çeşıtlı ve oldukça genış parçalar ekledı Kvant adı verılen bu ek 31 martta fırlatıldı, ancak kısa bır zaman sonra Mır ıstasyonuyla kenetlenme konusunda cıddı sorunlarla karşılaştı 12 nısanda Mırdekı kozmonotlardan Yurıy Romanenko ve Aleksandr Laveykın ıs tasyondan ayrılıp, uzayda yururlerken sıkışmış sallanan bır parça enkaz buldular ve parçayı sıkıştığı yerden kurtardılar Kvant, Rusçada kuvantum anlamına gelmekte, bırçok Avrupalı ve Sovyet bılım adamı tarafından tasarlanan 4 adet x ışını tayfolçerı taşımakta 12 1 tonluk modul ayrıca Sovyetlsvıçre ortak yapımı bır morotesı teleskobu, bıoteknolojık deneyler ve kozmonotların yaşamı ıçın gereklı olan bırtakım malzemeler bulundurmakta Romanenko ve Laveykın SN 1987A ıle ılgılı daha ayrıntılı gozlemler yapacak, Kvant ıse 1 ya da 2 yıl kadar Mır'e bağlı kalacak n aha once yapılan araştırmalarda, arıların 'dans ederek' bırbırlerıyle haberleştıklerı ortaya çı<arılmıştı Sovyetler Bırlığı'nde NovosıDirsk'dekı Bıyolojı Enstıtusu'nde yapılan araştırmalarda, karıncaların da kendı aralarında ıletışım kurdukları yapılan deneylerle kanıtlanmıştır Deneyde su dolu bır kuvetın ıçıne, su ustunde yuzen ve sonunda bır arpa tanesı bulunan bır labırent yerleştırılmıştı Bu labırentın başına yerleştırılen denek karınca, labırentın sonuna ulaşıncaya kadar deneyerek bulduğu her donuşu ezberleyerek yıyeceğe ulaşmıştı Daha sonra dığer karıncaların yanına yerleştırılen bu denek, dığerlerıne labırentın sonuna nasıl ulaşacaklarını henuz bılınmeyen bır dılle anlatmış ola cak kı, denenen dığer karıncalar hıç şa şırmadan yollarını bulmuşlardı Labırent ne kadar karmaşık olursa olsun, karıncalar yapılan dığer deneylerde de aynı sonucu vermışlerdır Karıncalar ınsanlar gıbı duzenlılığe onem verırler ve bu ozellıklerını bılgılerı kodlamakta kullanırlar Zaten karıncaların bu denlı duzenlı ve çok çalışmaları ıçın haberleşmelerı gerekmez mı? D