Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARTIŞMA BİLİMKÜLTÜR Bir mektup Ali Alpar Sözlü sözcükler İki dil konuşan 8000 kellme dağarcıklı bilgisayarjar ile ispanyolca bir gazeteyi bile rahatlıkla okuyabilirsiniz. Vehbi Belgil nsanı değerlendirmede ölçüler çok ve çeşitlidir: Para başta gelir. Güzellik onu izler. Bir şarkımız, "Çirkin ile bal yenmez, güzel ile taş taşı" der. Kimileri, kafalarına doldurdukları saçmasapan bilgilerle evliyalık taslar, birşeyh postuna çayır tezeği gibi yayılıp bırtakım geri zekâlılara önlerinde diz çöktürürler. Demokraside politikacının gücü seçmen sayısı ile ölçülür. Böyleleri için, "Falanı partimize alalım, 800 bin seçmeni var" denir. Erkek çocuk sayısı da prim yapar. 45 delikanlı oğlu olanın evi kızlı anababalarla dolup taşar. Bunun tersi de olur. Erkek doğuramayan kadın ya kocadan olur ya kocasını kuma ile paylaşır... Erkek evlada fazla önem vermeyen ülkeler de vardır. ingiltere bunlardan biridir. Kanuni'nin çağdaşı Birinci Elizabeth (15581603) döneminde ingiltere en parlak günlerini yaşadı. Kraliçe Viktorya (18371901) dönemi de İngiltere'nin görkemli zamanıdır. Bugün bu ülkeyi, iki kadın, başörtüsü kullanmadıkları halde, başarı ile yönetiyor. İnsan değerlendirmede başka bir ölçü de bilinen dil sayısıdır. "Her dil bir insan demek" sözünü çocukluğumuzdan itibaren öğreniriz. Ancak, bu dil ölçüsü galiba önemini yitirmek üzere. Bilgisayardil öğrenmeyi daha şimdiden gereksiz kılacak gibi görünüyor. Aslında 4000 kelimelik ingilizce, bir o kadar da ispanyolca kelime taşıyor belleğinde. 4 bin, insana az görünüyor Ama şunu belirtelim ki gündelik yaşam da kullanılan kelime sayısı 23 bini geçmiyor. 7 yaşındaki bir çocuk belki bu kadar kelime de bilmez. Ama her derdini anlatabilir. Bu nedenle, ingilizce öğreten kitaplar, bu dilde en çok kullanılan ilk 2000 kelimeyi öğretmeyi hedef almıştır. Tabii, sadece kelimeler değil, bunlarla yapılan deyimler de öğreniliyor. "Kendi" ve "hal" kelimeleri ayrı ayrı anlam taşıdıkları gibi bir araya gelince üçüncü bir anlama geliyor: "Kendi halinçje".. Öğrenilen bu ilk 2000 kelime ile izahları yapılmış sözlükler olduğu gibi yine bunlarla yazılmış romanlar, öyküler de var. Bir kelimeyi sözlükte aradığınız zaman bunun açıklamasının, öğrendiğiniz dilde yapıldığını görüyorsunuz. Dil bilginizin artmasına bu yardımcı oluyor. Bilgisayar çevirmen, böylece, bir tür, sözlü sözlük oluyor. Bu bakımdan, 4000 kelime çok iş görür. Piyasa şimdilik "iki dilli" bilgisayarlarla açılmış. Yarın, belki, 78 dilde çeviri yapan bilgisayarlar göreceğiz: "Çok dilli/polyglot" bilgisayar. O zaman, hangi dilde konuşmak istiyorsanız, onun düğmesine basacaksınız: Toplama düğmesine, çıkarma düğmesine, çarpma, bölme dügmeleri ne basarak bu işleri yapar gibi. Sözünü ettiğimiz bilgisayar, tabii, bu dört işlemi de yapıyor Bilgisayar çevirmenin İngilizce/Fransızca, İngilizce/Almancaları da var. Oil okullarında da bılgısayarla öğretim yapıldığını, artık bilmeyen yok. Bunlarda dili, o dili en iyi konuşanlardan öğreniyorsunuz. Dil bilgisayarlan en çok ülkemiz için yararlı olacak. Bizde, dile, öteden beri hep kuşku ile bakılmıştır. Osmanlı döneminde Arapçadan başka dil öğrenmek dinsizlikle birdi. "Kim ö^renir Farisi/Gider dinin yarısı" sözü o dönernden kalma. Bırakınız Batı dillerini, Farisice gibi Doğu dillerini öğrenmek bile dinden, imandan olmak sayılırdı. Buna rağmen dil öğretme kitapları da yazılmamış değildir. Sünbülzade'nin Tuhfe'sinden Farisice, Nuhbe'sinden Arapça öğrenmeye çalışılırdı. Tuhfeden bir örnek: "Ağacın dalı nihal oldu, hem anın gibi şah/Yaprağa berk denir dala, budağa dahi fah." Nuhbeden örnek: "Dizgin'in adı inan, yular zimam/Kuskuna denmiş sukr, kolan hizam". Ülkemiz Tanzimatla Batıya açılınca aynı yol Fransızca öğretmede de tutulmuş. Tahir Ömerzade Yusuf Halis Efendi'nin "Miftahı Lisan" ı Fransızcayı şöyle öğretiyor: "Öğle, midi; geceyarısı, minüi; akşam, suar/Jur, gün; yıl, an; hafta, sömen; yarın, dömen; aydır mua." Örnekler, yeni buluşların bizi nereden nereye getirdiğini göstermeleri bakımından da ilginç değil mi? U 13 B ilim Teknik'in 7. sayısında Vehbi Belgil'in "Evren'in Sayfasız Kitabı" başlıklı yazısında üç önemli hata var: 1) Süpernovaların çok uzaklardan gözlenmesinin sebebi boyutlarının büyük olması değil, parlaklıklarının yani saniyede verdikleri, ışık olarak yaydıkları enerjinin büyük olması 2) Söz konusu süpernovanın doğup da ölmesi, dünya yılı ile trilyonlarca yıl olmuştu yanlış. Bir sonraki cümlede söylediği gibi "Süpernova ışığı bize 170.000 yılda, gelmişti" ama 170.000 ışık yılında değil. Burada ışık yılının ne olduğu konusunda tam bir yanılgı var. Işık yıiı bir zaman biriml değil "saniyesi 300.000 km. olan yıl (!) değil. Bir ışık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafe ve bu da 10 trilyon kilometre. Kısacası Süpernova 1987 A bize (10 trilyon x 170.000 km.) uzakta yani 170.000 ışık yılı mesafede. Bu mesafeyi de ışık tam 170.000 yıl zamanda kateder. Şu anda bize gelen ışık demek ki 170.000 yıl önce ora da olan tam bir patlamanın ışığı, olay trilyonlarca yıl önce olmamış. (Zaten bütün evrenin yaşı bile trilyonlarca yıl değil.) 3) Büyük patlama (Big Bang) sesi diye bir şey yok. Penzins ye VVilson'ın bujdukları ve 1978'de kendilerine Nobel Fizik Ödülü verilmesine yol açan dalgalar ses değil, Big Bang'den kalan elektromanyetik dalgalar yani radyo dalgaları ve ışık gibi, ancak dalga boyları ışığın dalga boyundan uzun, radyo dalgalarınınsa en kısa dalga boylarından kısa. Bu tür dalgalara mikrodalga deniyor. Evrenin her yönünden gelen ve büyük patlamanın kalıntısını oluşturan mikrodalgaların dalga boyu 3 cm. civarında. Görüldüğü gibi, epey yanıltıcı bir yazı. Doğrusunun uygun birşekilde verilmesi dileğiyle... Doçent AN Alpar, Gebze TÜBİTAK Flzlk Bölümünde astroflzik konusunda arastırmalar yapmaktadır. Bir yanıt Vehbi Belgil G ebze'deki Tübitak "Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü"nden sayın Ali Alpar, 4 Nisan 1987 tarihli sayımızda çıkan "Evrenin Sayfasız Kitabı" adlı yazımda "üç önemli hata" bulmuş. Bu hatalarımla yanıtlarını aşağıda sunuyorum: 1) "Süpernovaların çok uzaklardan gözlenmesinin nedeni, boylannın büyük olması değil parlaklıklarının büyük olması". Yanıt: Aslında her ikisi de. "Nükleer yakıtı tükenen bir yıldız yakınındaki bir yıldızdan çektiği gaz ve tozlarla büyür. Sözünü ettiğimiz süpernovanın güneşimizin bir buçuk misli (1.4) büyümüş, 'beyaz cüce' durumuna gelmiş, sonra patlamıştır. Alelade bir yıldız olan "ncva", böylece "süpernova" adını almıştır: Süper, yani dev. Süpernova patladığı zaman, 100 milyon güneş, bir milyar yıldız parlaklığına ulaştığı haber verilmiştir. Yani, yazımdaki bilgiler yanlış değil, eksikti. Bu da, çok kez kısa yazma sorunundan kaynaklanıyor. 2) "Süpernovanın doğup da ölmesl trilyonlarca yıl Önce olmuştu" cümlesi yanlış. Yanıt: Evet yanlış. Ama bu maddi bir hatadan kaynaklanıyor. Kilometre diyeceğim yerde yıl demişim. Işık bize 170.000 ışık yılında gelmiş. Okurum, bu münasebetle, ışık yılının ne olduğu konusunda tam bir yanılgı içinde olduğumu eklemiş: Işık yılı zaman birimi değilmiş, uzaklık birimi imiş... Ben de aksini söylemedim. Ancak, uzaklık birimi olarak kullanılan ışık yılı ışığın saniyede 300.000 kilometre yol aldığı hesabı ile astronomide ölçü olarak kabul edilmiş. Güneş kümesinde ölçü, güneşle dünya arasındaki 150 milyon kilometre. Buna Astronomi Birimi (Astronomical Unit) deniyor. Uzay boşluğu için ise ışık yılı ölçüsü kullanılıyor. Ama, uzman olmayanlar için yazılmış bir yazıda, okura, bilmediği bir şeyi bildiği bir şeyle izah için ışık yılını zaman birimi olarak tanımlamakta bir yanlışlık olmasa gerek. "Bir ışık yılı 10 trilyon kilometre" demekle okura bir şey anlatmış olmayız. Yazımda "trilyonlarca yıl önce" sözünü kullanmam, yukanda da söylediğim gibi, maddi bir hatadır. Bunun için okurlarımdan özürdilerim. Evreni oluşturan Büyük Patlama (Big Bang) 15 milyar yıl önce olmuşken bir yıldızın patlaması elbette trilyonlarca yıl önce olamaz. 3) Üçüncü yanlışım, uzayda sesten söz etmemmlş. 1978 Nobel Flzik Ödülü, Big Bang'den kalma sesler İçin değil, elektromanyetik dalgalar için verllmlş. Yanıt: Havasız yerde ses olmayacağını ilkokul çocukları bile biliyor. Uzayda da hava bulunmadığından teknik anlamda sesten söz edilemez. Resmi açıklamada "Cosmic microvvave background radiation"dan söz edilmişti. Yani, "kozmik mikrodalga arka radyasyonu". Bu sözcükler, işin bilimsel açıklamasında kullanılır. Uzman olmayanlara seslenirken kullanılmaz Nitekim ödülden söz eden dünya gazeteleri de ses dalgalarından söz etmişti (hissing sounds). Bunları kulaklarımız değil araçlar duyabiliyor: Radyo dalgalarını radyo cihazlarının alabilmesi gibi. D Ikı dil konuşan ^.iy.^ayarlar, daha şimdiden piyasayı sarmaya başladı. Resmimizde 8000 kelime dağarcıklı bir bilgisayar görüyorsunuz. Cep defteri büyüklüğündeki araç, tuşları ile yazılacak 4000 ingilizce kelimeyi 4000 İspanyolca kelimeye çevirdiği gibi bunun tersini de yapıyor. Pazar fiyatı 80 dolar. Söylemek istediğiniz sözleri tuşlarla yazın, çeviriyi dinleyin. Karşı taraf da kendi dilinde söylemek istediklerini yazıyor. Siz de onu dinliyorsunuz. Yahut, İspanyolca bir gazetenin haber başlıklarını da bununla okuyabilirsiniz. 4000 kelime az mı? "Bilgisayar çevirmen"in kelime dağarcığının 8000 olduğunu söylemiştik.