Katalog

FİZİK SAĞLIK SoÇurulan totun y yükaek enerji sevlymıln» geçış Yükaek enerjı sevlyetınden alçak enerll sevlyealne thktron uçraması Türkiye'de mammografi: 50 bin TL Profeaör Altan Ipllkçl, karbonhldrat ve yağlı ylyeceklerte beslenen kadınlarda ve genç kadınlarda meme kanseri rlsklnln yükaek olduğunu bellrttl. Vural Ahı nln yarattığı hava kirlillğl İle radyasyonun etklslni önemsemek gerekir. Ülkemlzdeki büyük kent hastanelerinde radyoterapi, patoloji ve cerrahi bilim dallannın eşgüdümüyle tedavi yönünden buyük aşamalar yapmıştır. memebaşı sıvısının sitolojik Incelemeleriyle erken tanı gerçekleştirilmektedlr. Amellyat sırasında çıkanlan parçanın 15 dakika içinde yapılan tahlili ile hastanın radikal tedavisi olanaklıdır. Mammografiultrasonografitermografi ve galotografl yöntemlerl İle radyolojl dalında meme karsinomlarının erken tanısında büyük aşama yapılmıştır." Türkiye'de tüberküloz taraması blçimlnde mammografi ile meme kanserl taramasının henüz gerçekleşmedlğine işaret eden Iplikçi, yaygınlaştırılan üniversite klinlkleri ile tam teşekküllu hastanelere göğüslerinde beliren herhangi bir şikayetle başvuran hastaların memeleri mammografi, galografi ve tarmografi aygıtları ile tetkik ediliyor. Mammografi daha yaygın bir biçimde kullanılıyor. Tek taraflı meme tetkiki 25.000 TL.'ye, çift taraflı tetklk de 50.000 TL.'ye mal oluyor. D Türkiye'de devlet hastahanelerinde mammogrofi, golografi ve tarmografi ile kanser taraması yapılıyor. Meme kanseri teşhisi Kuvantum Fızığını Doğrulayan Bir Deney Ytyılan toton Avnıpa ülkelerinde kadınlar İçin meme kanserl taraması planlanırken, ülkemlzde sadece başvuru hallnde teşhls yapılıyor. Çlft memenln röngenl Ise 50 bln TL. M odern fizikle ilgilenen I lerkes enerjinin paketçikler olarak alınıp verildlğini bılir. Bu alışverişi gerçekleştiren "kuvantum sıçramalan" gözlemlenemeyecek kadar küçüktür. öyle kı, atomun bir enerji düzeyinden başka bir enerji düzeyine bu kuvantum sıçramalan ile geçerken soğurduğu ya da yaydığı ışık, süreklı bir geçişı gösterir. Oysa ortaya çıkan olay süreksiz, sıçramalı bir geçiştir. Sonuçta, Niels Bohr'un ilk kez bir atomun nasıl foton soğurarak ya da yayarak başka bir enerjı seviyesine atladığını açıklamasından yetmiş beş yıl sonra, bilim adamları bu şaşırtıcı olayı gözlemleyebildiler. Üç ayrı fizıkçi grubu yaptıkları çalışmalar sonucu bir iyonu (artı veya eksi yüklü atom) yalıtmayı başardılar ve iyonun enerji seviyeleri arasında yaptığı sıçramalan izleyebildiler. Bu gruplar, VVashıngton ilmversıtesi'nden VVarren Nagourney, Hamburg Üniversitesı'nden Thomas Sauter ve Boulder, Milli Standartlar Enstitüsü'nden Jim Bergquist'in başkanlıklarında bir araya gelen fizikçılerden oluşuyordu. Bergquist'in yaptığı deneyde iyon, yüklü parçacığı tutmak için elektrik alanı kullanan bir radyo frekansı tuzağı içinde yalıtılır. Daha sonra lazer ışınları ile iyonun doğal salınımları durdurulur Son olarak dalga boyu ayarlanmış bir ışık demeti aracılığıyla iyon, S halı denen kuvantum düzeyınden, başka bir enerjı düzeyine P halıne sıçrar ve sonra geri döner. İyon daha yüksek bir düzeye çıkarken ışık soğurur, düşük bir düzeye inerken de ışık yayarak çeşitli renklerle ışıldar. Ancak tek tek elektronların sıçramalarını gözlemek zordur. Süreç çok kısa olduğundan iyon, bir koyu, bir parlak evreler göstermek yerine, süreklı olarak ışıldar. Bu nedenle, fizikçiler tek tek sıçramalan görmek için sürekli parlamayı ortadan kaldırmak gereği duydular ve iyonun üzerine farklı dalga boylarında lazer ışınları verdiler. Bu, iyonun D hali denen bir ara düzeye sıçramasına neden oldu. iyon bu düzeyo sıçramaya daha az eğilimli olmasına karşın, buradan ayrılmaya daha az eğilimlidir. Başka bir deyişle, bir kez bu düzeye çıkınca, tekrar S düzeyine geçmeden önce bir süre burada kalır. S haline geçerken iyon bir foton yayar, bu da parlaklığın bir süre kaybolmasına neden olur. Bu bir anlık koyuluk, sıçramanın gerçekleştiğini gösterir. Bu yöntemle sıçrama olayı ilk kez gözlemlenmiş oluyor. Bu, deney fizik çevrelerinde büyük sürprizlere yol açmadı. Kimse bu olayın gerçekleşmesinden kuşku duymamıştı. Ancak bu deney sayesinde teori, deneysel olarak gözlemlenmiş oldu (Dlacovcr) Prof. Dr. Altan Iplikçi M eme kanserinin oluşumu ve Olkemizdeki durumu hakkında bilgisine başvurduuumuz Istanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı öğretim üye8i Prof.Dr. Altan Iplikçi, meme kanserterinin tanı ve tedavi yönlemleri hakkında şu bilgllerl verdi: "Kadınlarda en sık görülen karsinom turü olan meme kanserleri son yıllarda gellşme gösteren erken tanı yönteml ve tedavide kullanılan kemoterapi llaçları ile korkulacak bir kanser türü olmaktan çıkmıştır. Bu arada radyoterapi ile koltuk altına ve akciöere yayılması önlenebiliyor." Hormon faktörü meme kanserinde etken Altan Iplikçi, hormon faktörü ile beslenme bozukluklarının meme kanserindeki olumsuz etkilerlni şöyie açıklıyor: "Kanında yüksek ostrojen hormonu olanlarda veya ostrojen hormonu ile tedavi edilenlerde meme kanseri riski artıyor. Karaciğer hastalıklanndan hepatid, siroz gibi olgularda, kanda ostrojen hormonu fazlalığından meme kanserierlne sık rastlanıyor. Diğer risk faktörlerinde heredite (soyaçekim) tek yönlü beslenme, karbonhldratlı ve yağlı besin alanlarda meme kanseri sık görülüyor. Hiç evlenmemiş kadınlarda evli kadınlara göre, tek çocuklu kadınlarda da çok çocuklu kadınlara göre meme kanseri fazla görülüyor." Travmaların (meme çarpmaları) son yıllardaki arastırmalara göre meme kanserinin bir nedeni olduğuna değinen Iplikçi, iyl huylu tümörler hablse çevrilebildiğinden selim tümörterde görülen epitel değişiklikler nedeniyle bu tümörierin mutlaka cerrahi yöntemlerte alınması gerektlğinl vurguluyor. l i 2025 yaş arası kadınlarda daha aık rastlanıyor Altan Iplikçi şöyie diyor: "Rahim kanserinden daha sıklıkla görülen meme kanserinin yaş ortalaması bugün daha aşağılara indl. Eskiden 4550 yaş arasında meme kanserlne sık rastlanırdı. Bugun ise bu yaş sınırı 20 yaşın altlanna kadar inmiştir. Nedeni ise tanı yöntemlerinln gelişmesl ile llgili olup, bir de endustriyel gelişme