23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 28 ŞUBAT 2021 PAZAR HABER ‘Mavi Vatan’ kavramının müellifi emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’le son gelişmeleri konuştuk: Yunanistan dolaylı sömürge n Yunanistan ve ABD arasında son yıllarda yaşanan yakınlaşma, bölgesel ve küresel jeopolitiği nasıl etkiler? Yunanistan ve ABD, 1990’da imzalanan Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması’nı üç yıl içinde ikinci kez güncelliyor. 5 Ekim 2019’da, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’ın imzaladığı protokol ile güncellenen anlaşma, Yunanistan’ı dolaylı olarak ABD’nin bir nevi sömürgesi yapıyor. Ülkedeki askeri tesislerin sınırsız kullanılmasına olanak veriyor. Girit’teki Suda Üssü’nün genişletilmesini; Stefanovicio, Larissa ve Dedeağaç üslerinin altyapısının ABD’nin sınırsız kullanımına açılmasını; Dedeağaç’a deniz üssü kurulmasını karara bağlıyor. Son güncelleme talebi ile ABD, anlaşmanın her yıl değil, 5 yılda bir uzatılmasını istiyor. 20’den fazla yeni bölgede konuşlanma talep ediyor. n Bu stratejik hamlenin hedefleri neler? İki hedefi var. İlki, Türkiye kozu kullanılarak ABD askeri varlığının Yunanistan’da tarihte örneği görülmemiş şekilde yerleşmesini sağlamak. İkincisi, kenar kuşakta Türkiye eğer kaybedilirse, Rusya’nın ve Kuşak Yol Projesi sayesinde bölgede etkisi daha da artan Çin’in, Balkanlar ve Akdeniz’den kuşatılmasında Yunanistan’ı merkez yapmak. n Yunanistan’da güçlü sol gelenek olmasına karşın ABD’nin taleplerinin yerine getirilmesi şaşırtıcı değil mi? Geleneksel toplumsal yapısı, siyasal iklimi ABD karşıtı olan Yunan kamuoyuna rağmen ABD’nin Yunanistan’da bu kadar geniş çaplı askeri yığınaklanma ve üslenme imkânı bulması çekici. ABD, Soğuk Savaş döneminde bile yakalayamadığı fırsatı kullanıyor. Fakat küresel dengeler değişiyor. Hegemonya el değiştiriyor. ABD’nin tek kutuplu dünya düzeni ortadan kalktı. Çok kutuplu dünya düzenine geçildi. Bu yeni düzende asıl mücadele alanı Batı Pasifik, tali alan ise Arktik bölge. ABD için birincil tehdit Çin ve Rusya. ABD deniz gücünün kabaca yüzde 60’ı zaten Pasifik harekât alanında. Akdeniz; Pasifik ve Arktik Okyanusu’na nazaran ikinci planda. Ancak Akdeniz havzasında 3 jeopolitik çekim alanı olduğundan, ABD bölgeden kopamıyor. Birincisi kenar kuşak jeopolitiği; ikincisi enerji jeopolitiği; üçüncüsü İsrail’in güvenliği. n Gücü azalan ABD, bu hedeflerine ulaşabilir mi? ABD’nin dünyadaki tüm kriz alanlarına kendi çıkarları çerçevesinde müdahale edecek konvansiyonel kapasitesi çok geriledi. Rusya askeri alanda büyürken, nükleer anlamda ABD için en ciddi tehdit. Çin’in Rusya ile yaptığı ittifak sonucu Avrasya’nın kuzey ve doğu sahilleri Rus ve Çin kontrolüne geçti. Bu da Pasifik’te çok büyük jeopolitik kırılma yarattı. ABD, bu yükselen güç alanını tek başına karşılayamıyor. Küresel hegemonya için olmazsa olmaz şart, okyanus ve denizlerin kontrolüYunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), son dönemde ABD’yle alışılmışın ötesinde, dikkat İsrail’le, Mısır’la, Suudi Arabistan’la ve onun öncülük ettiği Körfez ülkeleriyle yakınlaşıyor. Yunanistan’ın Türkiye’ye yöçeken bir yakınlaşma içinde. Türkiye’nin bölgesindeki yalnızlığından da yararBARIŞ DOSTER nelik tacizleri de son günlerde sıklaştı. Biz de konuyu dış politika, strateji, jeopolitik, lanan Yunanistan; Ege Denizi’nde, Dodenizcilik konularındaki en yetkin isimğu Akdeniz’de hamle üstüne hamle yapıyor. lerden olan, “Mavi Vatan” kavramının müelliABD ve Avrupa Birliği’nin desteğini de alarak fi, emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e sorduk. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı “TCG Turgutreis” ve “TCG Oruçreis” fırkateynleri ile ABD Deniz Kuvvetleri’ne bağlı “USS Porter” ve “USS Donald Cook” muhripleri arasında Karadeniz’de ikili deniz eğitimleri yapılmış, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı F16’lar ile ABD deniz karakol uçağı da buna katılmıştı. Cem Gürdeniz ‘CİDDİ SONUÇLARI OLUR’ n ABD’nin bu kuşatması Rusya’yı nasıl etkiler? Bu kuşatma sadece Türkiye için değil, aynı zamanda Rusya için de ciddi sonuçları olan bir sürecin habercisi. Rusya ve Türkiye’nin jeopolitik kuşatılmışlığı aynı düzeyde. Türkiye, güneyden ve batıdan kuşatma altında. Doğuda İran ve Rusya’nın olması, Türkiye için önleyici faktörler. Bugün Batı ve Batı’yla birlikte hareket eden Arap âlemi, Türkiye’yi çevrelemeye çalışıyor. Rusya da aynı tehditle karşı karşıya. Baltık’tan çevrelendi. Polonya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Ukrayna ve Gürcistan üzerinden çevreleniyor her geçen gün. ABD, bu ülkeleri yeni dönemde yoğun şekilde kullanacağını açıkça söylüyor. Türkiye’yi de bu süreçte Karadeniz’den zorluyor. Montrö rejiminin sahibi olmamıza rağmen Rusya’ya karşı hamlelerde bulunmamızı teşvik ediyor. İçimizdeki Atlantikçiler de bu tuzaklara çanak tutuyor. Örneğin, böyle bir jeopolitik fırtına döneminde, Karadeniz’de 9 Şubat 2021 günü Türk savaş gemileri ve uçaklarının ABD savaş gemileri ve uçakları ile tatbikat yapması, daha önceden B1 stratejik bombardıman uçaklarına destek verilmesi, açıklanması zor hareketler. n Koşullar, 100 yıl öncesini anımsatmıyor mu? Kesinlikle. Türkiye’yi 15 Temmuz 2016 gecesi ateş gücüyle terbiye etmeye çalışan bir güce karşı, ona denge olacak bir gücün aleyhine hamle yapıyoruz. Bugün 100 yıl önceki şartlar oluşmuştur. Azerbaycan’da bu yapıldı. Başarılı oldu. Çin ile Orta Kuşak yapılarak bir manevra alanı açıldı. Lehimize oldu. Şimdi Türkiye; Kırım ve Uygur sorunlarını bahane ederek emperyalizmin Türk Rus ve Türk Çin dostluğunu baltalamasına müsaade etmemeli. Yunanistan üzerinden kışkırtılan Türkiye, ancak büyük güçler mücadelesi içindeki değerli kartlarını oynayarak bu zorlu süreçten başarıyla çıkar. dür. ABD, toplam 293 gemiyle bu gereksinimin üstesinden gelemiyor. Karşısındaki gücün yetenekleri çok arttı. n ABD, Akdeniz ve Atlantik’te gemileri azalınca güç kaybını neyle dengeler? Üsler yoluyla; yığınaklar sayesinde; vekil durumundaki Yunanistan, GKRY gibi devletlerle ve oydaşma sağlayabilirse 30 üyeli NATO ile dengeleyecek. Burada gerek Rusya ve Çin’in etki alanlarının güneyden çevrelenmesi, gerekse önemli bir kriz anında kendi çıkarlarına göre müdahale edebilmesi için altyapının, üslenme ve yığınaklanma ile önceden hazır olması gerekir. O yüzden Yunanistan’a Dedeağaç ve Girit başta olmak üzere büyük yatırım yapıyor. Suriye’de yeni üs kuruyor. ABD’nin organik uzvu NATO, Irak’taki varlığını 500 askerden 4 bin askere çıkarıyor. İtalya’da, Sigonella’da stratejik nitelikte Global Hawk İnsansız Hava Aracı Üssü kuruyor. Böylece Rusya’nın ithalat ve ihracatının yüzde 65’inin; Çin’in Kuşak Yol Girişimi’nin önemli kısmının geçtiği deniz ulaşım hatlarının kontrol yeteneğini geliştiriyor. Özellikle Dedeağaç sayesinde KaradenizSüveyş; KaradenizCebelitarık akslarını; Girit sayesinde ise SüveyşKaradeniz; SüveyşCebelitarık akslarını kontrol edebilecek konuşlanma sağlıyor. n ABD, bu adımlarıyla aynı zamanda Türkiye karşısında açıktan Yunanistan’dan yana taraf olmuyor mu? Evet, oluyor. Gelecekte olası bir TürkYunan çatışması çıktığı takdirde, Yunanistan lehine dengeleri değiştirecek bir konuşlanma sağlıyor. Aynı zamanda bu stratejik üslenme ve yığınaklanma, Balkanlar üzerinden icra edilecek kara harekâtı için de çok önemli. Gelecekte geniş Karadeniz havzasına Balkanlar üzerinden bir harekât olursa, Türkiye gerek Boğazların gerek Trakya’nın kullanılmasına izin vermeyebilir. Dolayısıyla ABD; yayılmasını Dedeağaç, Bulgaristan, Romanya üzerinden yapacaktır. Bir kısım yığınak da şüphesiz Tuna üzerinden sağlanacaktır. Düşmanlık kullanıldı n Yunan kamuoyunda ABD sempatisi nasıl gelişti? Doğu Akdeniz ve Yunanistan kaynaklı Ege sorunları öne çıkarıldı. Türkiye düşmanlığı kullanıldı, kışkırtıldı. Bu sayede ülkedeki geleneksel ABD karşıtlığı törpülendi. Yunan kamuoyunda ABD’ye sempati arttı. Bu sayede ABD’nin istediği yasalar geçti. ABD, NATO’daki en ABD karşıtı ülke olan Yunanistan’da, ABD karşıtlığını öldürdü. ABD’li neocon yazar Michael Rubin, 24 Ocak 2021’de Yunan Ekathimerini gazetesinde çıkan makalesinde (US and Turkey on course for Diplomatic, Economic Collision), Girit’teki yığınaklanmayı ABD’nin Almanya’daki (Ramstein) en büyük denizaşırı hava üssü ile Japonya’daki (Okinawa) deniz üssüne benzetti. T.C. BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN T.C. BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2020/133 Esas KARAR NO: 2020/332 Diyarbakır ili, Silvan ilçesi, Güzderesi mah/ köy, Cilt No:40, Hane No:3, BSN:14 ‘da nüfusa kayıtlı, Hanifi ve Meryem’den olma, 06/05/1990 Silvan doğumlu, 20620799320 TC kimlik numaralı Şoreş Uğur’un “ŞOREŞ” olan adının “NİDA” olarak Tashihen Tesciline, karar verilmiş olup tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 21/01/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1320590) ESAS NO: 2020/46 Esas KARAR NO: 2020/350 Davanın KABULÜNE, İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, Zafer mah/köy, Cilt No:76, Hane No:32, BSN:1 ‘de nüfusa kayıtlı,Mohammad Adnan ve Tahanı’den olma, 04/01/1996 Damascus/Suriye doğumlu, 47096012302 TC kimlik numaralı Tuğba Adnanoğlu’nun “Bekar” olan medeni halinin “Evli” olarak Tashihen Tesciline, karar verilmiş olup tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 19/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1320612) T.C. BAKIRKÖY 27. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN DOSYA NO: 2020/136 Esas KARAR NO: 2020/352 Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek, Bulundurmak ve Kullanmak suçundan Mahkememizin yukarıda Esas ve karar numarası yazılı 15/10/2020 tarihli ilamı ile 191/1 maddesi gereğince 10 AY HAPİS, İNFAZ SÜRESİNCE KAMU HİZMETLERİNDEN YASAKLILIK (TCK 53/1a,d) cezası ile cezalandırılan Rahmi ve Melahat kızı, 09/08/1989 doğumlu, Erzurum, Aziziye, A.Canören mah/köy nüfusuna kayıtlı NESRİN AKSAKAL tüm aramalara rağmen bulunamamış, gerekçeli karar tebliğ edilememiştir. İş bu hüküm özetinin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28 29 ve müteakip maddeleri uyarınca YURT GENELİNDE YAYIN YAPAN BİR GAZETEDE İLANEN TEBLİĞİNE, İlan tarihinden itibaren 15 gün sonra sanığa kararın tebliğ edilmiş sayılması ile 7 gün içinde yasal yola başvurmadığı takdirde kararın kesinleşeceği ve ilan masrafının sanıktan tahsil edileceği hususu ilanen tebliğ olunur. 25.02.2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1321153) T.C. İZMİR 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2021/41 Esas KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: İzmir İli, Konak İlçesi, İmariye Mah. MEVKİİ: PAFTA NO: ADA NO: 3323 ada PARSEL NO: 14 VASFI: YÜZÖLÇÜMÜ: MALİKİN ADI VE SOYADI: MEHMET AKGÜL KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI KAMULAŞTIRMANIN VE BELGELERİN ÖZETİ: Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2021/41 Esas Esas sayısında dava açılmıştır. 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 11/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1320608) TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. KAZIM TAŞKENT ESKİŞEHİR ŞEKER FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN FESİH İLANI Fabrikamız Şeker ambarlarında ve Organize Sanayi Bölgesinde kiralık ambarlarda istifli halde bulunan ±%20 toleranslı 150.000 ton şekerlerin Müşteri ve Çiftçi vasıtalarına yüklenmesi ve gerektiğinde diğer Fabrikalara nakledilmesi halinde vasıtalara yüklenmesi Tahmil, Tahliye ve İstif işleri, uhdesinde bulunan Ertem Loj. Tem. İnş. Pet. Ürün. Emlakçılık San. Tic. Ltd. Şti. ihale dökümanı ve sözleşme hükümleri gereği, yeterli eleman bulundurmayarak, taahhüdünü yerine getirmemiştir. İhale Komisyonumuzca 15.02.2021 tarihinde sözleşmesinin feshine karar verilmiş olup, 7 işgünü içinde itiraz etme hakkı saklı kalmak kaydıyla ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1319770) Fezlekeler, Meclis’e komplo kurmak mı... Meclis’e savcılar tarafından gönderilmiş 1400 kadar fezlekeden, Meclis Başkanı 33 tanesini karma komisyona gönderdi. Bu iş ne zaman oldu? MHP’nin aylardır HDP’nin kapatılması konusunda ısrarla çağrı yapmasından sonra. Sözde onlar da dosya hazırlamış ve başsavcılığa kapatma için başvuracaklarmış. Fakat ana hedefleri Başsavcılık; adeta “ne duruyorsunuz kapatmak için, harekete geçsenize” şeklinde yargıya bir baskı var. Ama şüphesiz AKP’nin işaret vermesi gerekir. Çünkü savcılık AKP’nin tavrını biliyor, parti kapatmayı zorlaştıran onlar. Fakat AKP, ortağının artan baskısına kayıtsız kalamaz. Koskoca Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ayakta tutan, sistemi sırtlamış parti! Kapatma yok ama fezleke var AKP’nin bu isteğe yanıtı fezlekeler oldu. 33 fezleke, 29’u HDP milletvekili, geri kalan 3’ü CHP’li. Sayı, ortağı tatmin edici mi bilmiyoruz, eğer savcılık kapatma için de ayrıca harekete geçerse, artık arka planda dönen pazarlıkları düşünebilirsiniz! Evet, bu fezlekelerin neden şimdi sorusuna başka bir yanıtı daha var: Hepsi 7 yıl önceki Kobani olaylarında söylenmiş laflardan açılmış. Peki, neden 7 yıl önce değil de şimdi? Bir suç araştırması 7 yıl mı sürer veya neden 7 yıl bekledi savcılık? Veya başka bir soru: 7 yıl önceye kadar suç görülmeyen lafların, birden nasıl suç olduğu saptandı? Şüphesiz vahiy iktidardan düştü! Gizli tanıklar devrede yine Tabii, 2014’teki olaylardan sonra açılan Kobani davasından sonuç çıkmamıştı. Çünkü o sırada iktidar İmralı ve Kandil’le “Barış süreci” içinde görüşmeler yapıyordu! 2015 seçimlerinden sonra “Seni başkan yaptırmayacağız” kampanyası sürdüren Selahattin Demirtaş milletvekili seçilmişti ve 2016’da bu davadan hâlâ tutuklu. Kobani davası geçen yıl ekim ayında yeniden canlandırıldı, bir “gizli tanık” bulundu, PKK’den HDP’ye doğrudan talimat verildiğini söyleyen.. ve yüzü aşkın kişi ve 82 HDP’li daha davaya dahil edildi. “Gizi tanık”lığın bu iktidar döneminde, özellikle FETÖ’cü yargıçların, savcıların egemen oldukları mahkemelerde özel bir yeri var. Buldukları kişilerin neredeyse hepsi kirli kişilerdi veya konuyla ilgisi yoktu! Düzene devam! Bu dava şimdiki fezlekeler için iktidara elverişli bir zemin yarattı. Lafı uzattım: Bir siyasi olayla, kararla karşı karşıyayız. 33 fezleke olayını HDP’den çok Meclis’e karşı bir komplo olarak sayan görüşe, doğrusu şapka çıkarırım! İfade özgürlüğü mü kaldı? Daha önemli noktalar var fezlekelerle ilgili gündemde hiç tartışılmayan: Fezlekelerin içeriklerine bir göz attığınızda “terör örgütü propagandası yapma”, “suçu ve suçluyu övme”, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma”, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” gibi suçlamalarla dolu. Konuşmaların içeriklerine sonra bakarız ama iktidar zamanında ifade özgürlüklerinin sınırları o kadar daraltıldı ki, hakaret, terör propagandası vb. davaları gökten yağıyor adeta. On binlerce cumhurbaşkanına hakaret davası var; Boğaziçili öğrencileri bile terörist olarak gören bir siyasi suç yaratma ortamındayız! İktidar ve savcılar istediklerini, alabildiğine genişletilmiş, adeta sınırsız bir suç yorumu kavramı içine sokabiliyorlar. Ülkenin demokratiksizleşmesinde başlıca sorunlardan biri bu! Dün suç olarak görülmeyen sözlerin yarın veya ertesi gün de suç kapsamına sokulması vakai adiyeden! İçerik önemli değil Meclis’te “eller evet dokunulmazlık kaldırılsın” diye havaya kalkıp inecek! Fakat bu ellerin sahiplerinden hiçbiri “Acaba ne söylemiş bu milletvekili, bu suç olabilir mi” sorusunu hiç merak etmeyecek. Nasılsa kendi yerine düşünen ve emri verenler var. Evet diyeceklerini açıklayan İYİ Partili bir yetkili de içeriği merak etmiyor. AKP’nin “Ne söyledikleri önemli değil, bunlar PKK ile iltisaklı, kararımız bu, çekin iplerini gitsin” tavrının bir parçası olmaya hazırlanıyor. Aynı zamanda tıpkı AKP liderliği gibi, anayasada yazılı, oylamada grup kararı alınamaz, milletvekilleri özgürce davranır biçimindeki emrini çiğnemeyi de göze alarak! Meclis kendi varlığını dinamitliyor! Mücadeleyi sürdürüyoruz! Desteğinizi bekliyoruz. Bilgi hattı: 0312 231 1923
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle