Katalog

HABER 3 19 OCAK 2021 SALI EGE’DE DEPREM Ege Denizi Datça açıklarında 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin Muğla’nın Datça ilçesine 97.78 km yakınlıkta ve 28.18 kilometre derinlikte gerçekleştiği belirtildi. 10/80 140/40 00/30 60/20 20/100 90/170 60/110 30/100 90/20 40/00 10/50 90/50 30/30 130/100 120/80 100/220 100/30 90/60 110/40 120/20 50/00 80/10 TARİHTE BUGÜN 1960: İsveç’in başkenti Stockholm’den Ankara’ya gelen İskandinav Hava Yollarına (SAS) ait yolcu uçağı, Esenboğa Havaalanı yakınlarında düştü, 42 kişi öldü. 2007: Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Hrant Dink, suikast sonucu yaşamını yitirdi. Tetikçi Ogün Samast, ertesi gün Samsun’da yakalandı. Prof. Dr. Kayıhan Pala: Aşı takvimi belirsiz, toplumsal bağışıklık için 120 milyon doz gerek Altı ay daha sıkı önlem Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabinovac aşısının etkinliğinin yüzde 50’nin biraz yukarıda olması nedeniyle biz bu lim Dalı Öğretim üyesi Prof. düzeyi yakalayabilmemiz Dr. Kayıhan Pala, aşı takviiçin aslında daha fazla aşı minin belirsizliği nedeniyle yapmak zorunda kalabiliTürkiye’nin kısa vadede topriz” dedi. lumsal bağışıklık “Ne zaman toplumsal radüzeyini yakala Prof. Dr. Pala hatlama olur” yönündeki ma ihtimalinin sorumuza Prof. Pala, “Bu görünmediğini vurguladı. durum aşı takviminin açıklanması Prof. Pala, Çin’den geti sonrası tartışılabilir. Şu an önümüSIBEL rilen ve sağlık çalışanla zü göremiyoruz. Sayın Bakan demişBAHÇETEPE rına yapılmaya başlanan ti ki ‘2020’nin sonuna kadar 20 milCoronoVac aşısını olan yon doz aşı Türkiye’ye gelecek’. OyPala, yan etki yaşamadığını anlattı. sa ocak ayının ortasını geçtik eliProf. Pala, “Toplumsal bağışıklık mizde yalnızca 3 milyon doz aşı var. düzeyini yakalamamız için toplumun Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı 54.5 yüzde 70 kadarında bir bağışıklık ya milyon doz aşı ilk 3 ay içinde gelekalamamız lazım. Toplumun yüzde 70 cek olsa bile her aşı yapılanın da aşakadarı dediğimizde, 18 yaş altını da ğı yukarı 5 hafta sonra koruyuculuk aşılama dışında tuttuğumuzu da dü düzeyine gelebileceğini varsayacak şünecek olursak Türkiye’deki 83 mil olursak, bu yılın ilk 6 ayı içerisinde yon yurttaş ve 4 milyonu aşkın sığın henüz büyük bir rahatlama olabilme macı ile birlikte kabaca 60 milyon in ihtimali çok görünmüyor” değerlensanı aşılamamız lazım. Bu, 120 mil dirmesini yaptı. yon aşıya en az ihtiyacımız olduğuOkulların açılması için gerekli hanu gösteriyor. Şu an kullandığımız Si zırlıklara başlamak gerektiğininin al18 OCAK PAZARTESI 151 BIN 342 5862 27 MILYON 523 BIN 423 24 BIN 161 %4.5 749 164 7905 2 MILYON 392 BIN 963 2183 2 MILYON 270 BIN 769 tını çizen Pala, şöyle konuştu: “Okulların uzun süre kapalı tutulması da çocukların hem beden hem ruh sağlığı açısından da gelişimlerini olumsuz etkiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanlığı’nın ortak bir tutumla okulların hangi koşullarda açılabileceği, gerekirse sınıfların ikiye bölünerek ikili eğitim ya da haftada üç günlük eğitimler gibi modeleri de gündeme getirerek okulları 15 Şubat’tan itibaren açması gerektiği kanısındayım. Çünkü zaten Türkiye’nin mevcut aşı politikasıyla toplumsal bağışıklık düzeyini yakalama ihtimali görünmüyor. Bir yandan yapabildiğimiz kadar aşıyı yapıp öte yandan da aşı yapmakla birlikte maske kullanımına devam edeceğimiz, fiziksel mesafeye uygun koşulları yaratabileceğimiz, kişisel hijyen önlemlerini sürdürebileceğimiz bir hayat tarzını en azından önümüzdeki 6 ay gündemde tutmak gerekir.” Kısıtlamaların bedeli... “Aşılamanın başlamasıyla kısıtlamaların 15 Şubat gibi gevşemesi gündeme geldi. Bu doğru bir yaklaşım mı” sorusuna Pala, “Kısmi kısıtlamaların olguda ve ölümlerde de bir miktar azalmaya yol açtığı görünüyor ama bunun bedelinin yalnızca toplumun bir kesimi tarafından ödenmesi doğru bir tutum değil. Çünkü bu haliyle biz küçük esnafı, çalışan insanları çok ciddi bir ekonomik zorlukla karşı karşıya bırakıyoruz” dedi. Kayıp İstanbul doktordan VEDAT ARIK acı haber 5gündür aranan Dr. Uğur Tolun’un cenazesi, evinin yakınında dereye devrilen aracında bulundu. Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde, geçen çarşamba günü kamyonetiyle gezmeye çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan ortopedi ve travmatoloji uzmanı Doktor Uğur Tolun (51) dün ölü bulundu. Tolun’a ait aracın, Derbent Mahallesi’ndeki kanala düştüğü, kazada doktorun öldüğü tespit edildi. Başiskele’deki özel hastanede ortopedi ve travmatoloji uzmanı Tolun, 13 Ocak’ta aracıyla Kartepe’ye gitmişti. l AA Koca: 90 yaş üstünü aşılamaya başlıyoruz Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık çalışanlarını aşılamayı çarşamba günü bitirmeyi ve bugün huzurevleri, engelli ve bakımevlerinde aşılamayı başlatmak istediklerini duyurdu. 81 il sağlık müdürü ile görüşen ve perşembe günü başlatılan aşı kampanyasında 829 bin kişiye ulaşıldığını söyleyen Koca, “Ayrıca 90 yaş üstü vatandaşlarımızı sağlık kuruluşlarına getirmeden aşılamalarını evinde organize etmenizi istiyoruz. Sağlık ekibinin ekipmanıyla birlikte eve giderek yapması son derece önemli. Yerinde yapılan aşıdan sonra sağlık ekibinin 1 saat kadar beklemesi gerekir” dedi. l ANKARA Dört sağlıkçı daha öldü Bir günde 4 sağlıkçı daha koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Türk Tabipleri Birliği açıklamasında, Mersin’de diş hekimi Nedret Yılmaz (69), Kocaeli’nde bir hastanenin doğumhanede çalışan Aşkın Demirören (45) Mersin’de Tarsus Devlet Hastanesi’nde ambulans şoförü Rasim Güçlü ile Kocaeli Üniversitesi Teknoloji Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Durmuş Kaya’nın koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiği kaydedildi. l Haber Merkezi Erişime ‘saldırı’ engeli Çin menşeili Sinovac şirketi yetkilileri “Birkaç gün önce Türkiye’den bilgisayar korsanlarının sitemize saldırması nedeniyle Türkiye’den erişimi engelledik. Sayfamız Türkiye için tekrar açılmıştır” dedi. OdaTV’den Ali Sarıkaya’ya açıklama yapan şirket yetkilileri, bir süredir Türkiye üzerinden siber saldırılar nedeniyle siteyi erişime kapattıklarını açıkladı. l Haber Merkezi Uçaklar Çorlu’ya indi İstanbul’da hafta sonu etkili olan kar yağışı dün hava ulaşımını etkiledi. AirportHaber’de yer alan habere göre Türk Hava Yolları’nın Tiflisİstanbul uçuşunu yapan TK387 sefer sayılı uçağı İstanbul Havalimanı’ndaki olumsuz şartlardan dolayı Tekirdağ Çorlu Atatürk Havalimanı’na yönlendirildi. Yaşanan gecikmeler nedeniyle başka seferlerin de durumdan etkilendiği kaydedildi. Aydın’ın turistik ilçesi Kuşadası’na da 6 yıl sonra kar yağdı. Karla güne uyanan çocuklar, kartopu oynayarak karın tadını çıkardı. 145 köy yolu kapalı Tunceli’de merkeze bağlı 10 köy ile Pülümür’de 40, Ovacık’ta 32, Çemişgezek’te 2, Hozat’ta 22, Nazımiye’de 21, Pertek’te 10 ve Mazgirt’te 8 köy yolu olmak üzere toplamda 145 köy yolu ulaşıma kapandı. Ekipler yolları açmak için çalışmalarını sürdürüyor. 1 metreyi aştı Bitlis’te, bir haftadır aralıklarla etkili olan kar yağışı sonucu 165 köy yolu ulaşıma kapandı, merkezdeki kar kalınlığı 60 santimetreyi, yüksek kesimlerde ise 1 metreyi aştı. Kapalı yolların açılması için çalışma başlatıldı. ALTUN’UN ‘ESKIYENI TÜRKIYE’ PAYLAŞIMINA TEPKI ‘83 yıl önce Çin’e aşı gönderiyorduk’ TÜRGEV Yönetim Kurulu kiye kendi aşısını kendi üretiyorBaşkanı Fatmadu Fatmanur Hanur Altun’un aşınım... Para verip lama çalışmasıybaşka yerden alla sosyal medmıyorduk” yanıtyada yaptığı “esları geldi. Tarihkiyeni Türkiye” çi Sinan Meydan, paylaşımı tartış 1938, Cumhuriyet “Atatürk Türkiyema yarattı. Alsi 1930’lardan ititun, “Son 20 yılda artan bir baren Refik Saydam Merkez özgüvenle büyüyen çocuk Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde larımız ‘eskiyeni Türkiye’ kendi aşısını kendisi üretti. farkını anlamıyorlar Türk Bu dönemde Yunanistan’a, tarihinde bir sapma olan o Suriye’ye, Irak’a tetanos ve eski karabasanı nasıl anla difteri serumları gönderildi. sınlar? 24 saatte 250 bin Ayrıca Çin’e bir milyon kişikişiyi aşılama kapasite sa ye, Mısır’a da 500 bin kişihip ülkemizi çağdaşları ile ye yetecek kolera aşısı gönkıyaslayarak anlatalım. Gu derildi. 83 yıl önce Çin’e aşı rur doluyor gençler” ifade gönderen bir Türkiye vardı. lerini kullandı. Şimdi Çin’den aşı bekleyen Altun’un sözlerine sosyal bir Türkiye var” ifadelerini medyadan “Yalnız eski Tür kullandı. l Haber Merkezi DSÖ ‘ADALETSİZLİĞİ’ GÖZLER ÖNÜNE SERDİ Yoksul ülkeye 25 doz aşı uygulandı! Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen 148. yürütme kurulu oturumunda konuşan DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, zengin ülkeler tarafından Covid19 aşılarının istiflenmesinin yalnızca etik olmadığını, bunun aynı zamanda salgının süresini uzatacağını belirtti. 40 yıl önce ortaya çıkan virüse karşı hayat kurtaran ilaçlar geliştirildiğine değinen Ghebreyesus, ancak yoksulların bu ilaçlara erişmesinin on yıldan fazla zaman aldığını aktardı. Son haftalarda COVAX’ın ihtiyaç duyduğu aşıları alıp almayacağına ve yüksek gelirli ülkelerin verdikleri sözleri tutup tutmayacağına dair şüpheleri olduğunu belirten Ghebreyesus, “En az 49 yüksek gelirli ülkede 39 milyondan fazla aşı dozu uygulandı. En düşük gelirli bir ülkede sadece 25 doz aşı uygulandı” dedi. Ahlaki başarısızlık Dünyanın feci bir ahlaki başarısızlığın eşiğinde olduğunu belirten Ghebreyesus, “Bu başarısızlığın bedeli dünyanın en fakir ülkelerinde yaşamlar ile ödenecek. Eşit erişim dilini konuşsalar bile bazı ülkeler ve şirketler çift taraflı anlaşmalara öncelik vermeye, fiyatları artırmaya ve kuyruğun önüne geçmeye devam ediyor. Bu eylemler yalnızca pandemiyi, onu kontrol altına almak için gereken kısıtlamaları ve insani ve ekonomik acıyı uzatacaktır” dedi. l İHA AKP’nin Müslüman Kardeşlik çıkmazı (3) Telos Yayınevi’ni yönettiğim sırada Amin Maalouf’un Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri adlı kitabını, 1997 yılında, M.A. Kılıçbay’ın çevirisiyle yayımlamıştım. Kitabın Sonsöz bölümünden yaptığım alıntı İslamcı AKP’nin sahip çıktığı saptantıyı çok güzel tasvir etmektedir. HHH “Haçlı Seferleri, Batı Avrupa için aynı anda hem ekonomik hem de kültürel bir gerçek devrimin başlatıcısı olmuştur. Bu kutsal savaşlar Doğu’da ise uzun bir gerileme ve karanlık dönem başlatmıştır.. Her bir yandan saldırıya uğrayan Müslüman dünyası kendi üzerine kapanmıştır. Dayanıksız hale gelmiş, savunmaya çekilmiş; hoşgörüsüz olmuş ve kısırlaşmıştır. Durumu, karşısında kendini marjinalleşmiş olarak hissettiği dünya evrimiyle orantılı olarak ağırlaşmaktadırlar. Artık öteki gelişmektedir. Modernizm, ötekidir. Acaba bu modernizmi reddederek dinsel ve kültürel kimliğine mi sarılması gerekirdi? Yoksa bunun tersine, kimliğini kaybetme tehlikesini göze alarak modernizm yoluna kararlı bir şekilde girmesi mi gerekirdi? Ne İran ne Türkiye ne de Arap âlemi bu ikilemi çözmeyi başarabilmiştir. Bugün işte bu nedenden ötürü hâlâ Batılılaşma zorunluluğu ile şu yoğun yabancı düşmanlığının yarattığı aşırı fondamantalizm arasında, çoğu zaman, ani geçişler yaşamaya devam etmektedir. Barbar olarak tanıdığı, yerdiği ama o zamandan bu yana dünyaya egemen olmayı başaran bu Frenkler’den hem büyülenen hem de korkan Arap dünyası, Haçlı Seferlerini gerilerde kalmış bir geçmişin basit bir dönemi olarak kabul etmeyi başaramamaktadır. Araplar ve genelde Müslümanlar, Batı karşısında bugün bile hâlâ yedi yüzyıl önce bitmiş olması gereken olaylardan etkilenmeye devam etmektedir. Oysa üçüncü bin yılının arefesinde, Arap dünyasının siyasal ve dinsel sorunları hâlâ Selahaddin’e, Kudüs’ün düşmesine ve geri alınmasına atıfta bulunmaktadırlar. Halk, tıpkı bazı resmi söylevlerde de olduğu gibi İsrail’i yeni bir Haçlı devleti saymaktadır. Filistin Kurtuluş Ordusu’nun üç tümeninden biri hâlâ Hattin, diğeri de Ayn Çalut adını taşımaktadır. Başkan Nasır, şanının zirvesinde olduğu günlerde bile Suriye ve Mısır’ı hatta Yemen’i birleştirmeyi başarmış olan Selahaddin’le karşılaştırılmıştır. 1956’daki Süveyş harekâtı, tıpkı 1191’deki gibi Fransızlar ve İngilizler tarafından girişilen bir Haçlı Seferi sayılmıştır. Benzerliklerin şaşırtıcı oldukları doğrudur. Sibt elCevzi’nin Şam halkının önünde, Kutsal Kent’te düşmanın egemenliğini kabul etmeye cüret eden elKâmil’in ‘ihanet’ini ifşa ettiği duyulduğunda, başkan Sedat’ı düşünmemek mümkün müdür? Golan veya Bekaa’nın denetimi için Şam ile Kudüs arasındaki kavga söz konusu olduğunda, geçmişi şimdiden ayırmak nasıl mümkün olacaktır? Usama’nın istilacıların askeri üstünlüğüne ilişkin fikirleri okunurken, düşünceye dalmamak nasıl mümkün olacaktır? Devamlı saldırıya uğrayan bir Müslüman dünyasında, zulme uğrama duygusunun ortaya çıkması önlenemez. Bu duygu, bazı fanatik kişilerde tehlikeli bir saplantı haline gelmektedir. 13 Mayıs 1981’de Mehmet Ali Ağca’nın Papa’ya ateş ettiği ve bunu daha önce yazdığı bir mektupta şöyle açıkladığı görülmemiş midir? Haçlıların başkomutanı “Papa II. Johannas Paulus’u öldürmeye karar verdim.” Bu bireysel eylemin ötesinde, Arap Doğu’nun Batı’yı her zaman doğal düşman olarak gördüğü açıktır. Ona karşı girişilecek bütün hasmane hareketler, ister siyasal ister askeri veya isterse petrol alanında olsunlar, meşru bir intikamdan başka bir şey değillerdir. Ve bu iki dünya arasındaki kırılmanın, bugün Araplar tarafından hâlâ bir tecavüz olarak hissedilmeye devam eden Haçlı Seferleri sırasında meydana geldiğinden kuşku duymak mümkün değildir.” (*) HHH Bu bulaşıcı travma salgını, Arapların geleceği geçmişte arama saplantısıdır, yani Selefi saplantısıdır. Neden geri kaldıklarını kendilerine sordukları zaman aldıkları (verdikleri) cevap hep aynıdır: “Çünkü dinimizin altın dönemi olan Halifeler döneminin inanç ilkelerinden uzaklaştık! O halde o dönemin kuvvet ve ihtişamına kavuşmak için o döneme dönmeliyiz.” Sadece Arap halkının değil, aklı redettiği için çağının çağdaşı olamayan, dolayısıyla “Batı” sandığı evrensel uygarlığa düşman olan öteki Müslümanların da içine düştüğü “Gayya Kuyusu”dur bu. Günümüz AKP’si de bu kuyunun içindedir. (*) Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, s.339. İpek’in itirazı reddedildi Antalya’da çıplak ve kelepçeli şekilde şiddetine maruz kaldığı eşi Ramazan İpek’i (36) tüfekle vurup öldüren 2 çocuk annesi Melek İpek (31), mahkemece cezaevine gönderilmişti. 10’a yakın avukat, 15 Ocak Cuma Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliği’ne verdikleri dilekçeyle İpek’in tutukluluğuna itiraz etti. Dilekçeyi değerlendiren 1. sulh ceza hâkimliği, tutukluluğa itirazı reddetti. Melek İpek’in avukatı Ahmet Onaran, “Melek İpek’in özgür kalması için mücadele edeceğiz” dedi. l İHA