09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YÜKSEK YAĞLI DIYETLERDEN KAÇININ Uzman Diyetisyen Kübra Şahin, güç nizmayı barındıran, bağırsak mikrobiyotasıdır. Mikrobiyotanın en önemli enerji lü bir bağışıklık sistemi gittikçe önem kazanırken yüksek yağlı diyetlerden kaynağı diyet ile alınan karbonhidratlardır. Diyetin prebiyotik özellik gösterebiuzak durulması gerektiğine dikkat çekti. Şahin, “Vücutta en fazla mikroorga len karbonhidratlardan zengin olması gerekmektedir” dedi. l DHA 19 OCAK 2021 SALI [email protected] 22 OCAK’TA KİTLESEL EYLEM VAR Zehir saçan santrala hayır CEMİL CİĞERİM Koruma altındaki Çarşamba Ovası’nda tarım arazilerinin ortasına Oltan Köleğlu Enerji Şirketi’nce kurulan biyokütle enerji santralı 22 Ocak’ta yapılacak kitlesel eylem ile protesto edilecek. “Çarşamba Köprüsü’nden Önce Son Çıkış” konulu eylemle ilgili konuşan Samsun Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu (SAMKON) Genel Başkanı Sezgin Gümüş, “Karşımızda ciddi bir güç var. Kurulan bu düzeni ancak halkımızın büyük dayanışmasıyla yeneceğimize inanıyorum. Bu yolda tek başına kalsam bile güzel ilçem Çarşamba’yı mahvetmelerine ve zehirlemelerine göz yummayacağım” dedi. Başkana tepki Meclis Toplantısı’nda biyokütle enerji santralıyla ilgili konuşan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, insanların yanlış bilgilendirildiğine vurgu yaparak santralın çevreye zararlı bir yatırım olmadığını ileri sürdü. Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı ise açıklamaya tepki gösterdi: “Madem bu kadar eminseniz 22 Ocak Cuma günü saat 10.30’da sizi ve heyetinizi santral alanında bekliyoruz” açıklamasında bulundu. l SAMSUN KAR ALTINDA ARAMA Gürcistan’ın Poti Limanı’ndan yük alarak Bulgaristan’a giden Palau bandıralı geminin Bartın’ın İnkumu açıklarından batması sonucu kayıp 5 kişiyi arama çalışmaları dün de sürdü. 2 kişinin daha cesedine ulaşıldı. Kayıp 3 kişi için çalışma devam ediyor. l AA ANAOKULU İKİNCİ KEZ SOYULDU Şeker kavanozu bile çalınmış! İstanbul Beykoz’da, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Yeni Mahalle Anaokulu üç hafta arayla iki kez soyuldu. Hırsızların, ilk soygunun ardından önlem amacı ile bir yardımsever tarafından alınan kamera sistemini, öğrenciler için alınan yapıştırıcıları, suluboyaları, pastel boyaları, çay makinesini, bir poşet çayı ve bir kavanoz şekeri çaldığı kaydedildi. OdaTV’deki habere göre, ilk hırsızlık, üç hafta önce yaşandı. Anaokulu müdürünün odasından giren hırsızlar okuldaki televizyonları, bilgisayarları, mikrofonları, kamera sistemine varıncaya kadar tüm elektronik cihazları çaldılar. Yardımseverlerin katkılarıyla, çalınanlar kısa sürede yerine konuldu. Ancak okul yönetimi, üç hafta sonra ikinci hırsızlık olayının şokunu yaşadı. Bu kez bir kavanoz şekeri bile çalındı. İki hırsızlık olayındaki benzerlikler nedeni ile hırsızların aynı kişiler olduğundan kuşkulanılıyor. l Haber Merkezi ‘ZEHİR’ DENİZE KARIŞTI Antalya’nın dünyaca ünlü şelaleleri Yukarı Düden ve Akdeniz’e döküldüğü Aşağı Düden’i de içeren Düden Çayı’nda geçen hafta ortaya çıkan zehirli köpüklenme sonrası binlerce balık öldü. Denizde 2 kilometreyi aşkın mesafede zehirli köpüklerin yayıldığı görüldü. Konuya ilişkin açıklama yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, “Kepez ilçesinde bulunan Düden Çayı’nda, il müdürlüğü ekiplerimizce yapılan incelemeler neticesinde kirliliğe neden olduğu tespit edilen 10 işletmeye toplam 2 milyon 598 bin 797 TL idari ceza uygulanmış ve 10 tesisin faaliyetleri durdurulmuştur” dedi. l Haber Merkezi ÇIN’DE GÖÇÜK ALTINDAN MESAJ Umut dolu not Çin’deki Wucailonghushan altın madeninde meydana gelen patlamada göçük altında kalan 22 madenciden 12’sinin yaşam belirtisi verdiği ifade edildi. Ekiplere “not” ulaştıran madenciler, çalışmalara devam edilmesi çağrısı yaptı. Mahsur kalan işçilere ulaşmak için açılan kuyudan çelik halatlar uzatılması ile madencilerin hayatta oldukları öğrenildi. 10 Ocak’ta meydana gelen patlamayla göçük altında bulunan 12 işçinin kurtarma ekiplerine ilaç istekleri ve bulundukları durumu anlatan yazılı bir not göndermeyi başardığı belirtildi. Notta, “Acil olarak soğuk ilaç, ağrı kesici, tıbbi bant, harici antiinflamatuar ilaçlara ihtiyacımız var. Kurtarma ekibinin durmamasını diliyoruz, böylece hâlâ ümidimiz olabilir” denildi. l Cumhuriyet KANSER HASTALARINDA BESLENME ÖNEMLI PROF. DR. ABBASOĞLU, kanser hastalarında beslenme yetersizliği olması durumunda vücut yapısının değişeceğine, fiziksel ve zihinsel işlevinin bozulabileceğine dikkat çekerek “Beslenme yetersizliği olan bir kanser hastasının herhangi bir nedenle hastaneye yatması durumunda, bu kişinin hastanede ölüm riski, beslenmesi iyi olan kanser hastalarına göre iki kat fazla” dedi. Prof. Dr. Osman Abbasoğlu SAĞLIK Ölüm riski iki kat fazla Kanser hastalarının tedaviye uyumunda beslenme büyük önem taşıyor. Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği (KEPAN) Başkanı Prof. Dr. Osman Abbasoğlu, beslenme yetersizliği olan bir kanser hastasının herhangi bir nedenle hastaneye yatması durumunda, bu kişinin hastanede ölüm riskinin, beslenmesi iyi olan kanser hastalarına göre en az iki kat fazla olduğuna dikkat çekerek “Ayrıca beslenme yetersizliği olan kanser hastalarında cerrahi tedavi, kemoterapi ya da radyoterapi gerekmesi halinde yara iyileşmesi bozulur, yatış süresi uzar ve enfeksiyon riski artar” dedi. Prof. Abbasoğlu ile kanser hastalarında beslenme ile ilgili merak edilenleri konuştuk. l Kanser hastalarında beslenmenin önemi nedir? Hastaların tedaviye uyumu için beslenme durumunun iyi olması büyük önem taşımakta. Beslenme yetersizliği olması halinde (malnütrisyon) kanser hastalarında vücut yapısı ve bileşimi değişir, fiziksel ve zihinsel işlevler bozulur. Vücut bileşi‘HIÇBIR GIDAYI YASAKLAMIYORUZ’ l Hastaların hekimlerine beslenmeyle ilgili en sık sorduğu sorular nelerdir? Hasta ve hasta yakınlarının bize en çok sorduğu sorulardan biri “Bana yasak olan gıdalar nelerdir” sorusu. Hastalar belki de çevre baskısı nedeni ile sanki bazı gıdaları yememeleri düşüncesindeler. Bu gıdaların başında ise tatlılar ve yağlı besinler gelmekte. Biz, hastalarımıza eşlik eden metabolik ve sistemik bir hastalığı yoksa hiçbir gıdayı yasaklamıyoruz. Buna yağ ve şeker de dahil. Özellikle yağlar değerli bir enerji kaynağıdır ve beslenmede yer almalıdır. Neredeyse her kanser hastasında iştahsızlık görülür. Gıda kısıtlama ve sınırlandırmaları, bu iştahsızlığı daha da artırır. minin değişmesinden kastediğunu gördük. len temel olarak kas kaybıdır. Beslenme yetersizliği olan kanser hastalarında 2019 yılında Türkiye ‘Öğünleri atlamayın’ cerrahi tedavi, kemotegenelinde 3 bin l Kanser hastaları rapi ya da radyoterapi 521 kanser hastası nasıl beslenmeli? gerekmesi halinde yara üzerinde yapılan Yaygın kanının aksiiyileşmesi bozulur, yabir çalışmada, ne, kanser hastalarına tış süresi uzar, enfeksi kanser hastalarının yönelik özel bir beslenyon riski artar. Derneğiyüzde 44’ünde me rejimi yoktur. Bumiz tarafından 2015 yılında 20 il ve 7 bin 526 hastayı kapsayan bir çalışyetersiz beslenme olduğunu ortaya çıktı rada önemli olan hastaların tüm makrobesinleri ve mikrobesinleri yemada hastanede yatan her terli dengeli olarak almasıiki kanser hastasından birindır. Makrobesinlerden kastedide ağır beslenme yetersizliği oldu len protein, karbonhidrat ve yağlardır. Son yıllarda üzerine en çok durulan besin öğesi proteinlerdir. Biz, hastalarımıza protein kaynağı olarak hem hayvansal hem de bitkisel besinleri öneriyoruz. Bunlar arasında et, tavuk, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, baklagiller ve mantar gibi gıdaları sayabiliriz. Mikrobesinlerden kastedilen ise vitaminler ve demir, çinko, selenyum gibi eser elementlerdir. Kanser hastaları öğün atlamamalı ve mümkün olabildiğince ara öğünler de tüketmelidir. Ara öğün olarak yoğurt, meyve, küçük bir sandviç, ev yapımı atıştırmalıklar vs. önerilebilir. Paket içinde satılan gıdalardan kaçınmak yararlıdır. ‘Hekim önerisi olmadan almayın’ l Hastaların kendi başına ek takviye almasının tedaviye nasıl etkisi var? Yeterli ve dengeli beslenebilen kanser hastalarının ek vitamin, balıkyağı, mineral, eser element takviyeleri almasına gerek yok. Hastalara hekim onayı olmadan bu tür takviyeler almasını önermeyiz. Kış mevsiminde artan yanıkların yüzde 94’ü evlerde meydana geliyor KIŞ KAZALARINA DIKKAT Kış mevsiminde ısınma amacıyla özellikle soba ve elektrikli cihazların kullanımıyla yanık yaralanmalar da artıyor. Sıcak sıvılarla haşlanma, alev yanığı ve elektrik yanıklarının yüzde 94’ü evlerde meydana geliyor. Öğretim görevlisi Özlem Karagöl, “Sıcak sıvılarla haşlanma, alev yanığı ve elektrik yanıklarının çoğaldığı kış aylarında, vakaların yüzde 94’ü evlerde meydana geliyor” dedi. ‘Yoğurt sürmeyin’ Yanığın ciddiyetini belirlerken yanan cilt bölgesinin genişliği ve derinliği yanında yakan maddeyi de göz önünde bulundurmak gerektiğini söyleyen Karagöl, “Yanıklar kimi zaman hayati tehlike taşıyabilir. Çocuklarda da tüm vücut yüzeyinin yüzde 12’sinden fazlasının yanması durumunda, bebeklerde ise küçük gibi görülen bir yanık alanın dahi hayati tehlike oluşturabilir. Bu nedenle yanık üzerine diş macunu ve yoğurt gibi uygulamaların yapılmaması gerekir. İlk olarak yapılacak uygulama yanık bölgesinin acil olarak soğutulmasıdır. 15 dakika kadar yanık olan bölgeye su tutulması hem ağrıyı hem de yanığın derinleşmesini önleyecektir” diye konuştu. Karagöl, yanığın nedeni elektrik olduğunda yanan kişinin üzerine su dökülmemesi ve öncelikle elektrikle temasın engellenmesinin hayati önem taşıdığını da dile getirdi. Sağlık okuryazarlığı eğitim konferansı Sabri Ülker Vakfı tarafından düzenlenecek “Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı” Türkiye’den ve yurtdışından alanında uzman isimlerin katılımıyla 11 Şubat’ta gerçekleşecek. Ulusal ve uluslararası bilim insanlarının konuk olacağı ekonferansta, pandemi döneminde kritik bir önem taşıyan bilgi edinme, edinilen bilgiyi özümseme ve bu bilginin bilimselliğini ayırt edebilme gibi önemli noktalarda nasıl ilerleme kaydedilebileceği konuşulacak. Konferans ayrıca sağlıklı beslenmenin de temellerine odaklanan, bu yönde tavsiyeler ve son dönem çalışmaları paylaşacak konuşmacılarla boyut kazanacak. DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ YAYIMLADI TRANS YAĞ MIKTARI IZLENEBILECEK Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yeni yayımladığı protokolle birlikte gıdalardaki endüstriyel trans yağların izlenmesi artık mümkün. Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, “Endüstriyel trans yağ kısıtlamasına 1 Ocak 2021 tarihinde başlayan Türkiye’nin de bu metodu en kısa zamanda uygulamaya alması önemli” dedi. Derneğin yönetim kurulu üyesi Tanzer Gezer ise gıdalarda kullanılan endüstriyel trans yağlar ile hayvansal kaynaklı trans yağları birbirinden ayrıştıracak analiz metodunun nihayet belirlendiğine dikkat çekerek “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, endüstriyel trans yağların kısıtlanması yönünde gösterdiği kararlılığı, yönetmeliğe uyumu izlemek için de göstereceğine inanıyoruz. En kısa zamanda ilgili laboratuvarların altyapılarının tamamlanması ve yeterliliği olan laboratuvarların sayılarının artırılarak tüm ülkeye yayılması önemlidir” diye konuştu. SAĞLIK REHBERİ Çocuklarla sağlıklı iletişimin püf noktaları Bugünlerde pek çok anne baba, çocuklarıyla nasıl uyum sağlayabileceklerinin arayışında! Çünkü tüm dünyayla birlikte ülkemizi de derinden sarsan Covid19 pandemisi aylardır yaşantımızda çok radikal değişimlere yol açtı ve o değişimlerden en çok etkilenenlerden biri de çocuklar oldu. Uzman Klinik Psikolog Mine Şahbaz, çocuklarla bu zorlu süreçte sağlıklı iletişimin yollarına ilişkin bilgi verdi. n Kendi duygularınızın farkında olun: Anne ve babanın bakışının, ses tonunun ve duruşunun çocuğun sinir sistemindeki tüm süreçleri etkiler. Bu nedenle öncelikle sizin nefes alabilmeniz, sıkıldığınız zaman biraz sakinleşip yeniden devam edebilmeniz, eşler olarak birbirinize destek olabilmeniz birincil önem taşıyor. n Planlama haritası yapın: Çocuğun yaşına ve yapısına göre, mutlaka birlikte bu konuşma ve planlama yapılmalıdır. n İşbirliği yapın: Yapılacak her aktivitede belli zamanların olması, bunları planlarken de birlikte değerlendirebilmek önemli. İşbirliğinin oluşabilmesi için çocuğunuza seçenekler sunarak süreci kolaylaştırabilirsiniz. n Eleştirel ebeveyn tutumlarından kaçının: Eleştiri ve öğütleri bir kenara bırakarak daha az kelime kullanarak, yapılması gerekenin doğrusu neyse sadece bunu hatırlatmak yeterlidir. n Duygu düzenleyici oyunlara çokça yer verin: Amacımız bedende biriken stres ve öfke duygularının dışarı atılmasını sağlamak. Sakinleşmeyi sağlayan nefes teknikleri, yerinde zıplamak, müzik açarak danslar etmek, kovalamaca oynamak, kısa yürüyüşler yapmak, hamurla oynamak, suyla oynamak gibi. Bu yöntemleri çocuklarınıza öğreterek kardeşlerin kendi aralarında oynamalarını da teşvik edebilirsiniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle