17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 23 AĞUSTOS 2020 PAZAR PAZAR YAZILARI Dipsiz uçurumun kenarında “Sofra”nın bugün kapılarını açmasına daha bir saat var. Önünde uzun bir kuyruk oluşmuş. Kuyruktakiler çoğunlukla yaşlılarla sığınmacılar. Ellerinde torbalar hem bekleşiyorlar hem de birbirleriyle çene çalıyorlar. Giyimlerinden pek varlıklı olmadıkları anlaşılıyor. Günümüz Almanyası’nda 83 milyonun yaklaşık yüzde 20’si fakir. Resmi verilere göre, 300 bin fakir çocuğu her sabah evden kahvaltısız çıkıyor. Açıklamalar bir milyon insanın evsiz barksız olduğunu söylüyor. Bunların büyük bir kısmı 12 odalı sosyal konutlara başını sokuyor. 2018 verilerine göre 41 bin insan ise sürekli sokakta yatıp kalkıyor. Toplumların yaşadığı her krizde ilk elenenler dipsiz uçurumun kenarındakiler, en güçsüzler. Fakirleşen insan zamanla özgürlüğünü yitirebiliyor, kişiliğini de. O artık kendi kendinden sorumlu olamıyor. Büyük marketler akşam kapanırken sa tamadıkları ve ertesi gün de sa tamayacakla rı için atılması gereken gıda AHMET ARPAD malzemelerini “Sofra”lara hi be ediyor. Ta zeliğini çok az yitirmiş, görünümü pek çe kici olmayan, bu nedenle de paralının al mak istemediği sebze ve meyvelerin yanı sıra süt, tereyağ, ekmek, peynir ertesi sa bah, bu dükkânlarda çok düşük fiyattan geçim güçlüğü içinde olanın elindeki tor baya giriyor. Sosyal yardım ve işsizlik pa rası alanlar, sosyal yardım dairesinin ver diği kartları göstererek “Sofra”lardan alış veriş yapma hakkına sahip. “Sofra”larda satılan her şey marketteki fiyatının yaklaşık yüzde 80 altında. Bugün altı muz 30 Cent, bir yeşil salata 10 Cent, bir kilo ekmek 50 Cent... “Sofra”ların şoförleri çevredeki anlaşmalı marketlerden kapanış saatinden sonra “atılacak” gıda malzemelerini alıp depoya getiriyor. O gün ne satılacağına sabah dükkân açıldığında karar veriliyor. Müşteri de çoğunlukla umduğunu değil bulduğunu alıyor. Tezgâhlarda mal kalmayınca arka depodan sandıklar geliyor, boşaltılıyor. Buraya emek verenlerin tümü de görevlerini karşılıksız yapıyor. Çoğunlukla kadınerkek emekliler “Sofra”larda çalışıyor. Bazı günler, biraz Almanca öğrenmiş sığınmacılar da onlara yardıma geliyor. Yoksulluk hızla artıyor İlk “Sofra” 1993’te Berlin’de kurulmuş. Stuttgart şubesini de 1995 yılında Leonhard Kilisesi başpapazı Martin Fritz açmış. Kentte düşük gelirlilerin yaşadığı dört semtte “Sofra”lar var. Hepsi de tramvay, otobüs ve metro duraklarına yakın, çünkü müşterileri alışverişe otomobille gele miyor. Bugün Almanya’da 984 “Sofra” sayısız kuruluştan ve yardımseverlerden gelen bağışlarla ayakta durabiliyor. Çoğunluğu emekli 1.7 milyon insan günbegün ucuz gıda alabilmek için “Sofra”ların önünde kuyrukta bekliyor! Bu kuruluşlar 2019 yılında 265 bin ton gıda malzemesini, neredeyse bedava, yoksullara satmış. Kimi dükkân sebze, meyve dışında başkalarının hibe ettiği ikinci el giysi de satıyor. Korona başladığından bu yana sadece işsizlik tırmanmadı, “Sofra” dükkânlarından aldıklarıyla karınlarını doyuran yoksulların da sayısı yüzde 20 arttı. Yaz, kış gününü sokaklarda geçiren, dilenen, geceleri de kendine bir köprüaltı bulan yoksullar, “Sofra”dan her gün iki kez alışveriş yapma hakkına sahip... “Sofra”lar ayakta kalabildikleri sürece günümüz Almanyası’nda korona nedeniyle iyice sarsılmış yetersiz sosyal sisteme önemli bir destek veriyor. www.ahmetarpad.de Sefiremiz de sefir gibi Diplomatlık pek çok gencin hayalini süsler. Gençler, ülkesini yabancı baş kentlerde temsil etmenin, haksız saldı rılara karşı koymanın, ülkesinin çıkarla rını savunmanın gururunu duymak ister. Üst düzeyde davetlere katılmak, davet ler vermek de bu mesleğin keyifli yanla rı, cezbeden yüzüdür. Bunca yıldır göz lemlerime dayanarak bu işin keyifli ya nı kadar, bunaltıcı tarafları olduğunu da söyleyebilirim. Hele, Türkiye’yi eleştirmenin moda olduğu dönemler, Türk OSMAN İKİZ diplomatlarının en sıkıntılı zamanlarıdır. Ne soykırım ol madığını anlatabilirler, ne Kürtçenin ya sak olmadığını. Yabancı dışişleri yetkili leri kulakları sağır, gözleri kör gibi dav ranırlar. Türkiye’ye karşı karalama kam panyası yürütenleri referans olarak gös terirler. Aslında Türkiye’de olan biteni de tarihi de çok iyi bilirler. Ama çıkarları öy le gerektirdiği için ya da AB veya ABD is tediği için eleştiri kampanyasına katılır lar. Parlamentolarından kararlar geçirir ler. Bu kararlar Türk diplomatlarının ba şarısızlığından dolayı değildir. Son yıllar da Türkiye’ye saldırmanın gene moda ol duğunu görüyoruz. Stockholm’deki bü yükelçimiz Emre Yunt’un çetin bir müca dele yürüttüğü anlaşılıyor. İsveç Dışişle ri cenahından “Türk büyükelçisi çok kız gın” söylentileri kulağımıza çalındığına göre, tartışmalar çetin geçiyor. Büyükel çi Emre Yunt’un eşi Figen Yunt da müca deleyi başka koldan yürütüyor. Figen Yunt bir sefire olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni layıkıyla temsil etmek için vargücüyle çabalıyor. Buradaki va tandaşlarımızın her kesimiyle temas ha linde. Rezidansı kendi evleri gibi hisset meleri için üniversite öğrencilerine, yük sek lisans okuyanlara, doktora yapanla ra çaylı sohbetler için çağrılar yapıyor. Eşiyle ev davetlerine katılıyor, kadınları gruplar halinde rezidansta çaylı toplantı lara davet ediyor. Gelenlere, duvarlarda ki Halil Paşa’nın tablolarını, antika değe rindeki koltukları, kanepeleri, Türk halı larını tanıtıyor. Dernek kuruldu Bütün başkentlerde olduğu gibi Stockholm’de de büyükelçi eşleri yani sefireler Diplomatik Kulüp’te bir araya geliyorlar. Genellikle en yaşlı sefirenin düzenlediği etkinliklere katılıyorlar. Eğer sefire hanım pek meraklı değilse etkinlikler zayıf kalıyor. Türk sefiremiz, daha ilk yılında etkinlik önerilerinde bulunsa da başta Yunanistan olmak üzere Güney Kıbrıs, Mısır gibi ülkelerin direnciyle karşılaştı. Bunun üzerine bütün sefirelere mektup yazarak istenirse pilates kursu düzenleyebileceğini bildirdi. Kurs çok rağbet gördü. Bu kurs sırasında Türk yemeklerini tanıtma toplantıları düzenledi. Bunu çaylı toplantılar izledi. Pandemi engeli çıkmasaydı geniş katılımlı bir Türkiye gezisi olacaktı. Tabii sözünü ettiğimiz ülkeler bütün bu etkinlikleri sabote etmek istedi ama başarılı olamadılar. Sonunda Sefiremiz, yakın ilişki kurduğu büyükelçi eşlerini bir dernek kurmaya ikna etti. Kurucu üyelerden en yaşlı olan Rus sefiresi Büyükelçi Eşleri Derneği’nin başkanı seçildi. Figen Yunt da başkanvekili. 40 sefire gelecek yıl Türk Sefiresi’nin başkanlığı devralmasını kararlaştırdılar. Karolinska Enstitüsü’nün Onur Üyesi sefiremizin yakın arkadaşı Dr. Sophie Ekman da derneğin onur üyeliğine seçildi. Kraliyet Sarayı’nın diplomatik ilişkilerde bulunması yolunda bir misyon yüklediği Dr. Sophie Ekman, İsveç’in önemli kişiliklerinden biridir. Hakkında yapılan belgeseldeki konuşmacılardan biri de sefiremiz. Sefireler dünyasında Türkiye’ye çelme takmak isteyenler, Rusya, ABD, İngiltere, Almanya gibi büyük ülkeleri yanına çeken sefiremizin başarılı çalışmalarıyla etkisiz kaldılar. Sefiremiz de sefir gibi çalışıyor. Bize de tebrik etmek düşüyor. [email protected] AMAZONLAR’DA TEPKİ BÜYÜYOR Dünyada ABD’den sonra en fazla vakaya sahip olan Brezilya’da yerliler, yeni tip koronavirüsle mücadelede dışlandıkları gerekçesiyle eylem yaptı. Sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamamak tan şikâyetçi olan Kayapo yerli halkının üyeleri, otobanı trafiğe kapattı, uzun TIR kuyrukları oluştu. Yerlililer, Amazonlar’da yapılan otobanlarla bölgelerinin dış dünya ile bağlantı kurduğuna ve bu nedenle hastalıkların kendilerine ulaştığına dikkat çekti. Amazonların doğasına zarar veren alt yapı çalışmalarına da karşı çıktı. Öte yandan Brezilya’da savcılar, Amazon’da yasadışı çalışan madencilerin Çevre Bakanı Ricardo Salles ile görüşmeye getirilmesinde askeri bir uçağın kullanıldığı yönünde suçlamada bulundu. Cakarta’da tarihe yolculuk Endonezya, 17 Ağustos’taki 75. bağım masından dolayı halk arasında Gedung sızlık günü kutlamalarını bu yıl Co GajahFilli Müze olarak bilinir... vid19 pandemi önlemleri çerçevesinde Eski ve yeni olmak üzere iki binadan sanal ortama taşıdı. Başkanlık sarayı her oluşan müze, dünyanın baharat ihtiyacı yıl bayrak töreni için dolup taşarken bu nı karşılayan Baharat Adaları’ndaki tica yıl yalnızca 20 kişi ile sınır reti tekele dönüştüren Hol landırılmıştı. Geleneksel kıya landalı VOC firması tara feti içinde Başkan Jokowi ve fından özel ve küçük bir hükümetin önde gelenlerinin koleksiyon olarak başla hazır bulunduğu tören TV ka mış. 1788’de Batavia Sa nallarından canlı yayımlanırken birçok resmi görevli ve yabancı misyon şefleri de video konferansla kutlamada GÜLSEREN TOZKOPARAN JORDAN nat ve Bilim Kurumu’na dönüşen müze, 1868 yılında eski binası ile resmen müze olarak açılmış. Kolek yer aldı. 75 .Yıldönümü anısı siyonun giderek büyüme na çıkarılan banknot Endonezya’nın gele si sonucu 2007’de yeni bina eklenmiş. ceği için iyimserliğini yansıtıyor. Epeydir Ne yazık ki ender eserlerden oluşan Ha Cakarta’yı çok yazdım ama tarihi yerleri zine Koleksiyonu’ndan 6 yıl önce 10.yüz ne pek değinmedim. Turist olarak şehirde yıla ait çok değerli 4 altın parça çalın ne yapılır anlatmadım diyerek Bağımsız dı ve o bölüm bir daha hiç açılmadı. Bu lık Günü şerefine ben de sizleri bu pazar nunla birlikte yine zengin bir koleksiyon bu günlerde hem zorunluluk hem de mo dan oluşan Yeni Bina ve 4. kattaki Hazine da olan haliyle Cakarta’da sanal bir gezi Bölümü’nü görmeden geçmeyelim. ye çıkarmaya karar verdim! Müzeden çıkınca aynı güzergâhta yer Çok katlı modern binaları, iş merkezle alan iki dini mekanı görmek gerek. İstik ri ve kötü trafiği ile ünlenmiş Cakarta’ya lal Camisi ve onun tam karşısındaki ka çoğunlukla gezecek, görecek fazla bir şey tedral. Müze önünden saat başı şehir tu yok diye haksızlık edilir ve es geçilir. Oy ru otobüslerine binebilirsiniz. sa o gökdelenlerin arasına gizlenmiş bir Adını Endonezya’nın bağımsızlığı anısına tarih vardır ki tam anlamıyla gezecek ol alan İstiklal Cami, Güneydoğu Asya’nın en sanız bir kaç gün ayırmak gerekir. Gezi büyük camisi olup 1978’de açılmıştır. Dün mize şehrin tam ortasındaki, en ünlü sim yanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip gesel mekan Milli Anıt Monas’dan başla ülkede birçok dinin uyum ve hoşgörü için yalım. Anıt, 1945’teki Bağımsızlık Bildir de yaşadığını simgelesin diye Sukarno’nun gesi ilanını ve halkın özgürlüğe giden yol isteği üzerine Cakarta Katedrali’nin tam daki kararlılığını simgeler ve o çabaları karşısına inşa edilmiş. Her biri Allah’ın adı taçlandırmak için yapılmıştır. nı taşıyan yedi girişi, Allah’ın birliğini sim Altın heykel geleyen bir tane minaresi vardır. Ana binadaki merkezi küresel kubbenin İlk Devlet Başkanı Sukarno zamanında içi 45 m.’dir. 1945 bağımsızlık ilanını sim 1961’de yapımına başlanan anıt ancak geler. Sonra caddenin karşısına geçin ve 32 yıl iktidarda kalan Suharto döneminde katedrale uğrayın. Roma Katolik Kilisesi 1975’te bitirilmiştir. 137 metre uzunlu 1810 yılında açılmış, kısa bir süre sonra ğunda mermer dikilitaşın en tepesindeki yangın sebebiyle tadilat görmüştür. 19 alev heykeli 35. kg altınla kaplıdır. En üs 20 yy Avrupa neogotik mimari özellikleri tündeki bölüm özgürlük meydanıdır. Sis ni taşır. Hollanda sömürgesinin ikinci dö ve kalabalığa maruz kalmamak, asansör nemi sonlarından kalan tarihi bir kilisedir. önünde saatlerce kuyrukta beklememek Yapı üzerinde ok gibi yükselen 60 m. yük için erken gitmek ve en üst kata çıkarak seliğinde iki ince kulesi mevcuttur. şehri gözlem platformundan kuşbakışı iz Ruhani turdan sonra artık şehrin es lemek mümkündür. ki tarafı ve mutlaka görülmesi gereken Anıt, alt katta birkaç müzeyi de barın bölümü Kota Tua’ya gitmek zamanıdır. dırmakta. Bunlardan özgürlük salonunda Cakarta’nın eski adıyla Batavia City Squ Endonezya’nın bağımsızlık mücadelesinin are yani Fatahillah Meydanı’na vardığınız sergilendiği diorama ve bağımsızlık bildir da kendinizi büyülü bir atmosferin içinde gesi metninin aslını görmek ve sesli kaydını dinlemek mümkün. Park hafta sonları çeşitli gösteri ve törenlere de evsahipliği yapar. Bir sonraki durak Monas Anıtı’nın tam karşındaki Güney doğu Asya’nın en eski müzesi Ulusal Müze olmalı. Bu tarihi bi nada gönüllü rehber olarak ke yifli zamanlar geçirdim. Bina Tay land Kralı 5. Rama’nın hediyesi olan önündeki fil heykeliyle anıl bulur, adeta zamanda yolculuğa çıkmış gibi hissedersiniz. Tarih Müzesi, Wayang Müzesi, Güzel SanatlarSeramik Müzesi, Kota Postanesi ile çevrelenmiş meydan, adını Endonezyalı Milli Kahraman Fatahillah’tan almıştır. Kuzeybatısında şehir merkezinin en eski ikinci binası Batavia Cafe bulunur. Hollanda’nın sömürge olduğu yıllardan kalan, 19 yy mimarisinden izler taşır. Yüzlerce yıllık eserler Batavia Cafe’den çıktıktan sonra istikamet sağ tarafta yer alan Wayang Müzesi. Müze 1640’ta yapılmış Old Dutch Churh adlı kilise binasında hizmet verir. Hatta bahçesinde Hollandalı General Jan Pieteszoon Coen’in mezarı vardır. Adını Java Kukla Tiyatrosu Wayang Kulit’ten alır ve her bölgeye özgü hatta dünyadan birçok kuklayı barındırır. Hint destanları Mahabarata ve Ramayana’dan gelen konu ve kahramanları ile Cava orkestrası Gamelan’ın dinlendirici müziği eşliğinde akşam başlayıp sabahlara kadar süren kukla oyununun kahramanları ile tanışmak için eşsiz bir mekân. Şanslıysak kısa bir gösteriye de rastlarız. Görülecek diğer müze Hollanda sömürgesi zamanında Cakarta Batavia iken, Belediye Binası olarak 1707’de yapılmış Tarih Müzesi olmalı. Koleksiyonda 1500 yıllık eserler dahi vardır. Mekânın en alt katında sergilenen duvar boyamaları ve insanın içini acıtan bodrum kattaki su hapishaneleri bu müze içindedir. Onun sağ tarafına düşen Sanat ve Seramik müzesi ile tarihte yolculuğu bitirelim.1870’te yapılan bina başlangıçta Hollanda Adalet Sarayı olarak kullanılırken ülkenin Japon işgali sırasında askeri yurt, sonra belediye başkanı ofisi olmuş. 1975’ten bu yana müze olarak işlevine devam etmekte. 400’den fazla sanat eseri ve çok ünlü Endonezyalı ressamların tablolarını, tahta oyma eserleri görmek için iyi bir fırsat. Bütün bu tarih ve sanat dolu geziden sonra benim tavsiyem yorgunluk atmak için şehirde adım başı bulunan masaj salonlarından birine uğramak olur. Ancak tarihi bir mekân ve atmosferde unutulmaz bir Cava masajı yaptırmak için gidilecek en iyi mekân Taman Sari masaj ve spa salonudur. Onun için şehrin tarihi kısmından kısa bir yolculukla belki de her adım başı rastladı ğınız motosiklet taksi Gojek’e atlayıp masaj salonuna gitmek mümkün. Tarihi tura noktayı Thamrin Meydanı’ndaki modern BCA Binasının 56. katındaki Skybar da koymayı tavsiye ederim. Yemek eşliğinde 21 Haziran’da 493. yaş gününü kutlayan aziz Cakarta’ya bir de tepeden, ışıklar altında bakmanın keyfini yaşar ve belki tekrar dönmeyi dilersiniz kim bilir... [email protected] Çölde zaman ağır akar Koronavirüs salgınından korunmak için Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) giriş çıkışlar 24 Mart 2020 tarihinde yasaklan mıştı. Yeni bir dönemin başlan gıcı olan bu karar Dubai’de yaşanacak ların da işa reti gibiy di. Emirates, uçak REMZİ GÖK larının tamamını park pozisyonuna alıp binlerce çalışanını izne çıkar dı. Turizm zincirinin diğer halkala rı da krizden çabuk etkilendi. Otel, restoran, müze, mağaza, kısaca tu riste hizmet veren her yer kapan dı. Pek çok ülke, benzer uygula maları hayata geçiriyordu ama tu rizmin durması Dubai’nin sonu de mekti. Burayı sıfırdan inşa edenler her şeyi planlamıştı fakat inşa et tikleri turizm cennetinin pandemi ye yenik düşmesine engel olama dılar. Petrol fiyatlarının dibi gördü ğü günlerde turizm gelirinden olan şehri zor günler bekliyordu. Eski günler... Kâbus tam 105 gün sürdü. 7 Temmuz’da, Dubai Uluslararası Havalimanı’na inen yeni dönemin ilk turistleriyle onları karşılayan güvenlik birimleri kameralara poz verdiler. Ziyaretçilerin yüzünde maske, elinde Covid19 raporu ve aralarında ikişer metrelik mesafe vardı. 3.5 aylık gecikmeden sonra gelen turistlerin pasaportlarına “İkinci evinize hoş geldiniz” etiketleri yapıştırıldı. Testi negatif olanlar kalacakları otele yönlendirildi. 7 Temmuz’dan itibaren, Covid19 negatif raporu olan ve vizesini alan herkes Dubai’yi ziyaret edebiliyor. Termometreli güvenlik görevlilerini aşıp sahillerde serinliyor, uçsuz bucaksız alışveriş merkezlerinde doyasıya para harcayabiliyor. Ancak, bütün bu turistik faaliyetleri yapabilenlerin sayısı beklenenin çok altında. Resmi rakamlar henüz açıklanmasa da sahillere veya turistik mekânlara yapılacak kısa bir gezinti, turist yoğunluğu hakkında fikir verebiliyor. Bir yanda pandemi sürecinde oluşan hasar diğer yanda yasakların kalkmasıyla baş gösteren hayal kırıklığı. Turizmden beslenen Dubai eski günlerinden çok uzakta. Belirsiz geleceğe doğru 9 milyon nüfuslu BAE’nin Covid19 karnesi pek çok ülkeye göre iyi sayılabilir. Erken alınan önlemler ve halkın kurallara uyma kararlılığı başarının temelinde yatan en önemli iki etken. Ancak onları asıl düşündüren virüsün yarattığı manevi yıkım... Koronavirüs insanları hasta etmekle kalmadı, şehirlerin görüntüsüyle birlikte dengesini de değiştirdi. Sessiz ve uzun süren karantina günlerinde dünyaca ünlü oteller, aylar öncesinden rezervasyon isteyen lüks restoranlar kapılarına kilit vurdu. Fuar alanları bir anda boşaldı. Dünyanın en yüksek binası Burç Halife, bir anda dünyanın en ıssız gökdelenine dönüştü. Her akşam dünyaca ünlü isimleri ağırlayan gece kulüpleri perdelerini indirdi. Dubai’nin vazgeçilmez görüntülerinden olan lüks araçlar ortalıktan kayboldu. Sokakları parfümleriyle renklendiren zenginler de piyasada yoktu. Milyon dolarlık mücevherler, gösterişli vitrinlerden alınıp güvenli kasalara kilitlendi. Geleceğini turizme bağlayan esnaf iflas etti. İşini kaybedenler bir ay içinde oturma iznini de yitireceklerinin farkındaydı. Gergin bekleyiş dönemi henüz tam olarak aşılamadı. Seyahat yasakları kalksa da Dubai’ye beklenen sayıda turist gelmedi. Kurulduğu günden bu yana turizm ve ticareti geliştirerek büyüyen Dubai’nin, karşılaştığı bütün krizleri fırsata çevirebilme gibi ilginç bir özelliğini de unutmamak lazım. 50 yıllık kısa tarihleri, bunun farklı örnekleriyle dolu. Küçük balıkçı köyünden bugünlere uzanan yolda zorlukları aşarken paniğe kapılmadan geleceğe odaklanmışlar. Bu krizi de aşacaklarından eminler. Herkesin merak ettiği “Ne zaman?” sorusuna henüz cevap veremeseler de soruyu soranlara çölün en önemli yaşam kurallarından birini hatırlatıyorlar: “Çölde zaman ağır akar, hayat aceleye gelmez. Kızgın kumlarda verilen hayatta kalma mücadelesinde yarını düşünmek, umut etmek ve cesur olmak gerekir. Korkmadan atılacak adımların sizi bir vahaya götürür.” [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle