25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 7 23 AĞUSTOS 2020 PAZAR Türkiye’ye karşı baskı peşindeki Atina ile Abu Dabi, işbirliğini artırma hamlesinde Bir tatbikat da BAE’den EMEKLİ KORAMİRAL KEZEK Türkiye, 17 yıl boyunca bir şey yapmadı Emekli Koramiral Atilla Kezek, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), 2003’te, Mısır ile MEB anlaşması yapmış, üstelik bu anlaşmayla Mısır’ın 11 bin 500 ki lometrekarelik deniz alanını kendi alanına dahil etmiştir. Türkiye bu anlaşmayı tanımamasına rağmen 17 yıldır Mısır ile anlaşma yapamamıştır. Halbuki Mısır, karşılık SENA YAŞAR lı kıyılar açısından üçüncü ülkele rin itiraz edemeyeceği en iyi partnerdir” de di. Kezek, Doğu Akdeniz’deki gerilime ilişkin Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. n Doğu Akdeniz’de bu günlere nasıl gel dik? Bugünkü kriz ortamına gelişimizde ya pılan hatalar nelerdi? Milenyuma girerken Avrupa Birliği’nin, Se villa Üniversitesi marifetiyle ortaya attığı bir haritayla, Ege’de Yunanistan’dan kaynaklanan sorunlarımıza bir de Doğu Akdeniz sorunları eklenmiş oldu. Bu haritayla, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyıya sahip ülke olan Türkiye, ken di karasularına hapsedilirken ters tarafta ka lan 10 kilometrekarelik küçük Meis Adası bi le, binlerce kat büyüklükte deniz yetki ala nına sahip oluyordu. Yunanistan ayrıca Ro dos, Kerpe, Kaşot ve Girit adalarının Doğu Akdeniz’e bakan taraftaki kıyılarından da kı ta sahanlığı üretiyordu. Bunlar Türkiye tarafın dan asla kabul edilemezdi. n Türkiye nasıl bir tepki göstermişti? Türkiye kamuoyu başka konularla meşgul ken, daha 2002’nin martında, GKRY’nin kira ladığı Norveç bandıralı Northern Access araş tırma gemisinin Türkiye’nin kıta sahanlığında sismik araştırma girişiminde bulunması nede niyle Türk savaş gemileri müdahale etmiş ve araştırma gemisi uyarılarak sahadan uzaklaş tırılmıştı. Geçen 18 yıl içinde Deniz Kuvvetle ri unsurlarınca çok sayıda sismik araştırma ve sondaj gemisine müdahale edildi. 2009 AB İlerleme Ra poru’ndaki “Türk donanma sı, rapor döneminde, birçok GKRY için petrol arayan sivil gemileri engellemiştir” ifa desi ile verilen mesaj, 2009 yılından itibaren ‘cemaa tin’ eline geçirdiği milli yar Kezek gı, milli emniyet, milli siya set eliyle Balyoz, Casusluk, Fuhuş, Şantaj gibi davalara dönüşmüştür. Da valar büyük oranda tasfiye ile sonuçlanırken Yarbay Ali Tatar gibi onuruna yediremeyip ca nına kıyanlar, Albay Murat Özenalp gibi hapis te vefat edenler davaların sonunu bile göre memişlerdir. ‘Çözüm Mısır’la anlaşma’ n Bölge ülkeleri ile anlaşarak sorunu diplomatik olarak çözme yoluna neden gidilemedi? Deniz Kuvvetleri marifetiyle uygulanan “Gunbot Diplomasisi” dış politikada ikili deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşmaları ile taçlandırılamamıştır. GKRY, 2003’te, Mısır ile MEB anlaşması yapmış, Mısır’ın 11 bin 500 kilometrekarelik deniz alanını kendi alanına dahil etmiştir. Türkiye bu anlaşmayı tanımamasına rağmen 17 yıldır Mübarek, Mursi ve Sisi gibi birbirine benzemeyen dönemlerin hiçbirinde Mısır ile anlaşma yapamamıştır. Halbuki Mısır, üçüncü ülkelerin itiraz edemeyeceği en iyi partnerdir. Türkiye ile anlaşmaya yanaşmaması bizim adımıza diplomatik başarısızlık değil midir? Yine 10 yıl önce GKRY ile İsrail arasında deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması yapılması, İsrail’in bizle yapacağı anlaşmaya göre 5 bin kilometrekareye yakın deniz alanını kaybetmesine rağmen Türkiye ile bu konuda işbirliğine girmemesi, diplomasimiz açısından nasıl izah edilebilir? Yunanistan ve GKRY bölge ülkeleri ile anlaşmalar yaparken, bizim o ülkelerde büyükelçimiz bile yoktur. Türkiye hukuken sonuna kadar haklı olduğu konuyu maalesef diplomatik başarıyla taçlandıramamıştır. Çözüm öncelikle Mısır ve bilahare İsrail ile deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması yapmaktır. Bizim öncelikli muhatabımız Yunanistan değil, karşılıklı kıyılarımız olan Mısır’dır. Diplomasi ve itidal... n Gerginlik herhangi bir çatışmaya dönüşür mü? Türk sismik araştırma ve sondaj gemileri halen yürüttükleri faaliyetlerle 18 Mart 2019 tarihinde daimi temsilciliğimiz kanalıyla Birleşmiş Milletler’e bildirdiğimiz kıta sahanlığımızın sınırlarını markalamaktadır. Bu durum Yunanistan ve GKRY’nin tepkisi ile karşılaşmıştır. Ancak yardım talep ettikleri adresler gerekli karşılığı vermemiştir. Şu anda Türk ve Yunan Deniz ve Hava Kuvvetleri teyakkuz halindedir. Fransa gibi üçüncü ülkelerin de krizde fiilen taraf olmasıyla gergin ortam halen devam etmektedir. Ama savaşmak sorunu çözmez, çözümü geciktirir. Türkiye ve Yunanistan’ın hiç kimseyi karıştırmadan Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de hakkaniyete uygun olarak yapacakları bir anlaşmadan iki ülkenin kazançları kaybettiklerinden çok daha fazla olacaktır. Şu anda en fazla ihtiyaç duyulan şey diplomasi ve itidaldir. İsrail ile normalleşme kararı tepki çeken Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), nüfuz ve enerji mücadelesinde gerilimin arttığı Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı cepheye desteği tırmandırıyor. Yunan basınına göre Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile ortak tatbikata hazırlanan BAE, Girit Adası’ndaki stratejik Suda hava üssüne F16 savaş uçakları gönderdi. BAE’nin 4 adet F16 tipi savaş uçağı Suda Hava Üssü’nde yaklaşık 10 gün süreyle konuşlanarak, Yunan F16’ları ile birlikte tatbikat yapacak. Kathimerini gazetesinin haberine göre, Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros geçen perşembe BAE’li mevkidaşı Korgeneral Hamad Mohammed Thani AlRumaithi ile telefonda görüşmüştü. ABD gemisi de bölgede Geçen hafta, Yunanistan Savunma Bakanlığı, Girit açıklarında Fransa ile ortak deniz tatbikatına başlandığını duyurmuştu. Bakanlık, söz konusu tatbikata Fransız firkateyni Lafayette ile helikopter ge Yunan basınına yansıyan haberlere göre BAE, Girit Adası’na tatbikat için savaş uçağı gönderdi. Yunanistan, geçen hafta da Fransa ile Girit açıklarında tatbikata başlandığını duyurmuştu. Türkiye’nin Akdeniz’de sondaj faaliyetleri sürüyor. misi Tonnerre’in, Yunanistan deniz kuvvetlerinden de dört firkateynin katıldığını ve tatbikat alanının, Türkiye’nin sismik çalışma yaptığı alanı da kapsadığını kaydetmişti. Fransa Hava Kuvvetleri’ne ait iki adet Rafale tipi savaş uçağının da Girit’te bulunduğu belirtilmişti. Yunan basını ABD’nin yeni sınıf dev gemilerinden ikincisi olan USS Hershel Woody Williams’ın 18 Ağustos’ta Yunanistan’ın Suda Körfezi’ne demirlediğini haber yapmıştı. Suriye, Katar, Libya, Müslüman Kardeşler konuları başta olmak üzere son dönemde Türkiye ile BAE arasında soğuk rüzgârlar esiyor. BAE, Libya’da ülkenin doğusunda kontrolü elinde bulunduran General Halife Hafter güçlerine destek olurken, Doğu Akdeniz’de de Yunanistan ile Mısır arasında oluşturulan bölgesel ittifaka Türkiye’ye karşı destek oluyor. İsrail ile BAE arasında geçen hafta ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik anlaşma imzalanmıştı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, El Cezire’ye verdiği röportajda Abu Dabi’ye yönelik çıkışına BAE Dışişlerinden Sorumlu Bakanı Enver Gargaş’tan “Türkiye’ye Arapların içişlerine müdahale etme” suçlaması gelmişti. BAE, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına karşı Mısır ile Yunanistan arasında varılan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasını da “uluslararası hukuk açısından zafer” olarak nitelendirmişti. Çatışmaların gölgesindeki Libya’da gözler Sirte için taraflar arasında yürütülen müzakerelerde. Navalny Berlin’de Rusya’da zehirlendiği iddia edilen, hastanede yoğun bakıma kaldırılan muhalif lider Aleksey Navalny dün tedavi için Almanya’ya götürüldü. Almanya’daki Cinema For Peace (Barış İçin Sinema) adlı bir vakıf tarafından Navalny’nin Berlin’de tedavi edilmesi için Rusya’nın Omsk kentine ambulans uçak gönderildi. Uçak dün sabah Berlin Havaalanı’na iniş yaptı, Navalny yakındaki Charite Hastanesi’ne sevk edildi. Vakıf sözcüsü Navalny’nin sağlığının kaygı verici olduğu açıklaması yaptı. Navalny’nin, geçen perşembe günü Tomsk kentinden Moskova’ya dönerken uçakta fenalaşması üzerine uçak Omsk’a acil iniş yapmıştı. Navalny’nin sözcüsü, muhalif liderin en son havaalanındaki bir kafede çay içtiğini söylemiş, zehirlendiği iddiasını gündeme getirmişti. Kremlin karşıtı liderin yakın çevresinin Almanya’ya tedaviye sevki talebine ise Rusya’da tutulduğu hastaneden ilk olarak durumunun böyle bir yolculuğa uygun olmadığı yanıtı gelmişti. Navalyn’nin eşinin de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e mektup yazdığı aktarılmıştı. Berlin hükümetinin de devreye girmesinin ardından önceki gece nakle onay çıktığı gündeme yansıdı. Aynı hastane... Rusya’daki hastanedeki doktorlar önceki gün Navalny’nin kan ve idrar tahlillerinde zehirlenme bulgusuna rastlanmadığı açıklaması yapmıştı. Berlin’deki vakıf ise testlerin sürdüğünü duyurdu. Navalyn’nin Berlin’e sevkine aracı olan vakıf ve kaldırıldığı hastane yaklaşık iki yıl önce Moskova’da zehirlendikleri haberleri gündeme gelen iki Kremlin karşıtı isim için de devreye girmişti. Almanya yine devrede Doğu Akdeniz ve Libya’da gerilim sürerken Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı Almanya’nın Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın gelecek hafta Yunanistan ve Türkiye’yi ziyaret edeceği belirtildi. Yu nan basınına yansıyan haberlere göre Maas, önce Atina’da temaslarda bulunacak, aynı gün Türkiye’ye geçecek. Berlin, daha önce de Ankara ile Paris, Atina hattıyla yaşanan gerilimde devreye girmişti. Öte yandan Avrupa Birliği, Libya’da çatışan taraflar arasında önceki gün açıklanan ateşkesten memnuniyet duyulduğunu bildirdi. AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bunun yapıcı bir ilk adım olduğu yorumunu yaptı. Kalıcı ateşkes, siyasi çözüm için tüm taraflara çağrı yapan Borrel, tüm yabancı savaşçıların ülkeden çekilmesi gerektiğini söyledi. ‘Gemide Hizbullah izi’ Alman Der Spiegel dergisi, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta en az 180 kişinin yaşamını yitirdiği patlama ile ilgili Hizbullah bağlantısı iddiasında bulundu. DW’nin aktardığına göre, patlayıcıları Beyrut’ta depolandıkları limana, sahibinin Hizbullah’la ilişkisi olabileceği belirtilen bir gemi taşıdı. İddiaya göre, geminin sahibi armatör Karalambos Manoli’nin, Tanzanya merkezli FBME bankasına yüklü miktarda kredi borcu bulunuyor. ABD’li yetkililere göre ise söz konusu banka Hizbullah’ın para aklama işlerini yürütüyor. FBME bankasının borcunu geciktiren veya ödemede zorlanan müşterilerini Hizbullah yararına faaliyetlere zorladığı öne sürülüyor. Der Spiegel’in bu bilgileri mahkeme protokollerinden edindiği bildirildi. Daha önce yapılan açıklamalarda geminin sahibinin Rus iş insanı Igor Greçuşkin olduğu belirtilmişti. Ancak Der Spiegel’in uluslararası Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi ile birlikte yaptığı araştırmaya göre, Greçuşkin’in gemiyi sadece kiraladığı, Rhosus adlı geminin asıl sahibinin Güney Kıbrıslı Manoli olduğu belirtiliyor. Haberde ayrıca 2013’te Gürcistan’dan Mozambik’e hareket eden gemide taşınan amonyum nitratın bir kısmının patlamadan önce ortadan kaybolduğu iddiası da dile getirildi. Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos’ta meydana gelen ve yaklaşık 3 bin ton amonyum nitratın neden olduğu bildirilen bir patlama yaşanmıştı. Patlayıcı maddenin 2013’te Gürcistan’dan Mozambik’e yola çıkan Rhosus adlı gemiden kaldığı, o zamanlar maddi sıkıntılar ve yetersiz güvenlik koşulları nedeniyle geminin yoluna devam etmesine izin verilmediği, akabinde de patlayıcının Beyrut Limanı’nda depolandığı duyurulmuştu. Beyrut’ta kurbanlar anılıyor. AŞI DENEMELERININ BIR AYAĞI TÜRKIYE’DE Dünyanın merakla beklediği ve artık son aşamaya en çok yaklaşan yeni tip Covid19 aşı çalışmalarından biri olan BioNTech ve Pfizer’ın ortak geliştirdiği aşının, faz 3 insan denemelerinin bir ayağı da Türkiye’de, İstanbul Tıp Fakültesi koordinasyonunda yürütülecek. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, her şey yolunda giderse aşının kasım ayı gibi piyasada olacağını vurgulayarak, Türkiye’nin aşıya erişimde bir sıkıntı yaşamayacağını söyledi. Tükek, “Gönüllülük esasına göre Türkiye’den 100 kişi katılacak” dedi. ‘2 yıldan az sürecek’ Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Covid19 salgınının iki yıldan daha az bir sürede bitmesini beklediklerini açıkladı. Ghebreyesus, salgının İspanyol gribinden daha hızlı alt edilebileceğini ifade ederek koruyucu ekipman yolsuzluklarını, “cinayet eksenli yolsuzluk” olarak tanımladı. Dün itibarıyla yeni tip koronavirüs salgınında vaka sayısı 23 milyonu aşarken can kaybı 803 bin 947’e yükseldi. Başkent Minsk’te Lukaşenko destekçileri yürüyüş düzenledi. Lukaşenko’dan işçilere tehdit Belarus’ta tartışmalı seçimleri kazandığı açıklanan Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, oylamada hile yapıldığı iddiasıyla meydanlara çıkan muhalefete baskıyı sürdürüyor. Kendisine karşı eylemlere katılıp, grev kararı alan fabrika işçileri de Lukaşenko’nun tepkilerinin merkezinde. Lukaşenko, destekçilerinin düzenlediği mitingde yaptığı konuşmasında, seçimler yeniden düzenlenene dek iş bırakma kararı alınan fabrikalara ilişkin, “Valilerden, yöneticilerden istediğim şu, eğer birileri çalışmak istemiyorsa onları zorlamayın. Hiç gerek yok. Her nasılsa onlara istemediklerini zorla yaptıramayız. Ancak fabrika çalışmıyorsa, pazartesi kapısına kilit vurunuz” dedi. RIA ajansına göre Lukaşenko, “Ortalık yatışınca bu fabrikalarda kimlerin çalışacağına karar verebileceklerini” söyledi. Başkent Minsk’te önceki gün Lukaşenko karşıtı gösteri düzenleyenler, şehrin bazı ana caddelerinde zincir oluşturdu. Lukaşenko taraftarları da Minsk, Gomel, Brest ve Polotsk başta olmak üzere ülkedeki pek çok şehirde destek gösterileri düzenledi. T.C. RİZE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2020/133134 Esas Davacı RİZE İL ÖZEL İDARESİ tarafından açılan Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil davasında verilen ara kararı gereğince; Mahkememize açılan iş bu dava ile aşağıdaki isimleri yazılı malikler adına kayıtlı bulunan taşınmazların davacı idare lehine kamulaştırılmasına karar verildiği, 4650 Sayılı Yasa ile değişik 8. maddesine göre oluşturulan kıymet takdir komisyonu tarafından taşınmazların tahmini bedellerinin tespit edilmiş olduğu, aynı madde uyarınca davalılar ile hiçbir şekilde taşınmazların idare adına devri konusunda anlaşmaya varılamadığından bahisle kamulaştırmayı yapan idarece 2942 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile tesciline dair mahkememizde dava açılmıştır. 1İş bu ilanın gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltme davası açılabileceği, 2Açılacak davalarda husumetin davacı idareye yöneltileceği, 3Kamulaştırma kanunun 14. maddesinde ön görülen süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, 4Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına Rize Vakıflar Bankası Şubesine yatırılacağı,5Mahkememizce karar gereğince duruşma gününün 05/11/2020 gününe bırakıldığı, Mahkememize yapılacak itirazların ve sunulacak belge ve bilgilerin duruşma tarihi esas alınarak mahkememize sunulması, 2942 Sayılı Yasanın 4650 S.Y. ile değişik 10. Maddesi 4. fıkrası gereğince ilan olunur. 21/08/2020 ESAS NO TAŞINMAZ ADAPARSEL MALİK 2020/133 Rize, Merkez, Hayrat Mahallesi 452 Ada 9 Parsel Dursun Çolak ve diğ. 2020/134 Rize, Merkez,UZUNKÖY Köyü 193 Ada 2 Parsel İbrahim Çoğalmış ve diğ. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1210983)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle