25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 13 23 AĞUSTOS 2020 PAZAR SONAT BAĞCAN’IN ÜÇ ŞARKIDAN OLUŞAN ALBÜMÜ DIJITAL MÜZIK MARKETLERİNDEKI YERINI ALDI Bağcan, erenlerin sözlerine ses oldu Sonat Bağcan Müzik ile nefes alan insanlar vardır. Derdini, sevincini, hüznünü müzik ile mazam’ adlı eserin aranjesi ve tüm bağlamaları Volkan Kaplan’a ait. Perküsyonda, Ufuk Akın İnce; ka anlatan. O böyle bir aileden geli valda Görkem Nurullah Ruken; mix yor. Müzik onun yaşama biçimi. ÖZNUR masteringde de Can Odman ile bir Sonat Bağcan, yine güzelliklerle OĞRAŞ ÇOLAK likte çalıştık, çok değerli müzisyen çıkıyor karşımıza... lerle birlikte ürettik” diyor. Bu sefer, Anadolu erenlerinin yüzyıl Şarkılarının daha çok taze olduğunu lardır söylenegelen sözlerine farklı yoru söyleyen sanatçı, “Anadolu Erenleri’ne, muyla nefes oluyor. deyiş tavrına layık bir eser ortaya koya Bağcan'ın üç şarkıdan oluşan EP'si bir bilmişsem, ne mutlu bana! kaç gün önce dijital müzik marketlerde Sonuç ne olursa olsun, hizmetteyiz!.. ki yerini aldı. Yüzyıllardır söylenegelen sözler ve Sanatçının bestelediği, Yunus hep söylenecekler; zira, insan olmaya da Emre’nin “Yine Geldi Aşk Elçisi” ve Sey ir şifreler var içinde” diyor. yid Nesimi’nin “Sığmazam” adlı eserleri nin yanında EP’deki diğer eser olan Kul Anadolu Erenleri Himmet Üstadım’a ait “Gafil Gezme Şaş “Anadolu Erenleri” seçimini ise şöy kın” da Ekin Eti aranjörlüğündeki özgün le açıklıyor Bağcan: “Anadolu erenleri yorumuyla dinleyicilerle buluştu. mizin adlarını duyarız, sözleri kulakla Yüzyıllardır bu topraklarda bizi bek ra çalınır ama yavaş yavaş sadece isim leyen sözlere ses olabildiği için kendini olarak bildiğimiz, kıymetlerini kaçır şanslı hissettiğini söyleyen Bağcan, din dığımız bir hal almış, onlarla olan iliş leyicilerine çalışmanın devam edeceği kimiz. müjdesini de veriyor. Söyleyecek sözüm olduğunda, ilham Yaratmak insana iyi geliyor geldiğinde, bir şeyden çok etkilenip heyecanlandığımda yaratımda buluna Bu aralar keyfinin çok iyi olduğunu biliyorum, ancak. söyleyen sanatçı, “Yaklaşık 22.5 sene Sevgili dostum, yoldaşım Fatma Mer dir üzerinde yoğunlaştığım bir eseri or yem Suna’nın, ‘Aşk Elçisi’nin sözle taya koymak, yaratmak insana iyi geli rini göndermesinin üzerine, bir anda yor” diyor. gönlümden düşüveren besteyle, Yunus Albümün yapımcılığını Bağcan ve eşi Emre’yle başladı süreç ve tümüne il Ferit Taneri üstlenmiş, prodüktör ve ham oldu.” aranjör Ekin Eti. Bu projenin devamı gelecek. 10 eser Ekin, eğitimini klasik Batı müziği alanın hazırlayan ekip şimdilik ilk 3’ünü ya da tamamlamasının yanında değerli ozanı yımladı. mız Feyzullah Eti’nin oğlu olduğu için ge Bağcan, “1.5 2 ay arayla diğer eser leneksel müziğimize de hâkim ve yeni so lerimizi de girerek tam albümümüzü undlardan haberdar bir müzisyen. tamamlayacağız. Her biri diğerinin de Bağcan, “Eserleri, hayalimin çok öte vamı ve bütünleyicisi olacak. sine taşıdı” diyor ve ekliyor: “Yunus Yine anonim, kulağımızın alışık ol Emre’nin sözlerini bestelediğim ‘Yine duğu eserlerin yanı sıra benim bestele Geldi Aşk Elçisi’ adlı eserin intro bestesi diğim ve özgün tarzda seslendirdiğim Ziya Keser’e ait. bir Yunus Emre ilahisi, Garip Bektaş, Bağlamalarda Ahmet Gökhan Coş Agahi ve Neşet Ertaş sözleri var. So kun, Başar Erbudak olmakla birlikte nunda da hepsini bir Long Play’de top Nesimi’nin sözlerini bestelediğim ‘Sığ layacağız” diyor. Tarsus’ta yeni kurulan şehir tiyatrosu ilk prömiyerini ‘Ezop’ oyunu ile yaptı Onların artık şehir tiyatrosu var SENA YAŞAR Tarsus Belediyesi tarafından ilk kez kurulan Tarsus Şehir Tiyatrosu, sahnesini Ezop ile açtı. Brezilyalı tiyatro eleştirmeni Guilherme Figueiredo’nun yazdığı “Ezop” oyunu. MÖ 6. yüzyıldan bugünlere her kuşağa “öğüt” aşılayan Ezop Masalları’nın yaratıcısı Ezop’un, kölelikten özgürlüğe giden mücadelesini konu ediniyor. Oyun, yaklaşık on bin yıldır tarihe tanıklık eden Tarsus’ta tiyatroseverlerin ilgisiyle karşılandı. Tarsus Belediyesi tarafından 2019 yılında kurulan Tarsus Şehir Tiyatrosu, seyircisiyle Tarsus Amerikan Koleji Salonu’nda buluştu. Geceye Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, CHP Mersin milletvekilleri Aytuğ Atıcı ve Alpay Antmen, Mezitli Belediyesi Başkanı Neşet Tarhan, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ve çok sayıda tiyatro sanatçısı ve tiyatro eleştirmeni de katıldı. Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, yaptığı konuşmada, “Kültürel kalkınmanın bir kentteki yaşam kalitesini yükselteceğini” vurgulayarak “Ezop’ta, kölelikten özgürlüğe, karanlıktan aydınlığa uzanan bir yolculuğu izledik” dedi. Bozdoğan, “‘Mümkünler Perdesi’ dediğimiz bir tiyatro, bu kente çok güzel insanlar verdi. Tiyatrocu rahmetli Haşmet Zeybek’ten sonra, Yusuf Öz ve 22 yıldır sanatı köklü hale getirmeyi çalışan bir grup çok çalıştı. Bir kentin bilincini ve kimliğini ortaya koymak istiyorlardı. En zor koşullarda vazgeçmeden yaşamı savundular. Onları biraz daha çalıştıracağım: Önümüzdeki yıl Tarsus’ta Ulusal 1. Tarsus Tiyatro Festivali’ni yapacağız” sözünü verdi. Brezilyalı Figueiredo’nun eseri “Ezop”ta, Trakya’da doğan ve köle olarak Samos adasında yaşayan, azat edi lince Delphoi kentine yaptığı yolculuk esnasında bir cinayete kurban giden Ezop’un, özgürlüğe adadığı yaşamöyküsü anlatılıyor. Oyun, Ezop’un, tüm dünyevi hırslardan arınarak yalnızca özgürlüğünü kazanma uğruna verdiği mücadele, “masalların gerçek, saf, tehlikesiz” yanlarını Ezop’un ağzından dinlemeleri için bir fırsat sunarken “masalların sanıldığı kadar masum olmadığına” tanıklık ettiriyor. Oyunda egoizmin, mülkiyet hırsının ve servet avcılığının “köleleştirdiği” insanlara Ezop’un hayvanlar üzerinden anlattığı masallarla “dil bilmenin yetersizliğine” de gönderme yapılıyor. Ezop rolünü, oyunun aynı zamanda genel sanat yönetmenliğini üstlenen Murat Çapar oynuyor. Egoist ve servet düşkünü Yunan filozofunu Özmen Güvençli, filozofun hırslarından arınamayan karısını ise Derya Güneri canlandırıyor. Oyunun kadrosunda Hacer Öner, Emre Akçiçek, Ertan Rüstem, Seçil Dedeyi, Yahya Okat, Ozan Karabulut, Tuğçe Nur Açıkalın, Emine Tanır, Damla Yeşil ve İrem Mut yer alıyor. Reji ve dramaturjiyi Nihat Çapar üstlenirken dekor tasarımda Rukiye Ilgın Tekli, dekor uygulamada Ahmet Seyhan Atamer, kos tümde Hülya Sağlık, ses ve ışıkta Hasan Tornacı, grafik tasarımda ise Şevki Zor yer alıyor. Belediye tarihinde ilk Tarsus Belediyesi Tiyatro Hizmetleri Müdürü Nihat Çapar, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, Tarsus Belediyesi tarafından kurulan Ayşe Lebriz Berkem Sahnesi’nin yanı sıra 3 yıldır atıl durumda olan 75. Yıl Kültür ve Sanat Merkezi’nin de yakında faaliyete geçirileceğini açıklayarak “Orada tiyatrodan tezhibe, ebrudan musikeye kadar onlarca atölye var. Tarsus Belediyesi, Türkiye’nin, en eski belediyelerinden biri, tarihi 152 yılı aşıyor. Ancak tiyatro hizmetleri müdürlüğü ilk kez 2019 yerel seçimleri sonrası, Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan tarafından açılarak kadrolaşma şansı tanındı. Aralık ayında 335 kişi kapasiteli Haşmet Zeybek Tiyatro Salonu faaliyete geçecek. Tarsus Şehir Tiyatrosu olarak hedeflerimiz arasında tiyatro sanatının tüm dallarında eğitim verip yerleşik ve turne düzeninde oyun sahneleyerek, ulusal ve uluslararası tiyatro festivallerinde Tarsus Şehir Tiyatrosu’yla sahne almak yer alıyor” ifadelerini kullandı. l TARSUS Patara’da senfonik ezgiler Patara Yılı Konseri’nde, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası şefi Oğuzhan Kavruk yönetimindeki dünya müziklerinden örneklerin sunulacağı senfoni orkestrası eşliğindeki konser, 27 Ağustos’ta saat 20.30’da Patara antik kentinde yapılacak. Patara Yılı Konseri’nde, DJ Burak Yeter ile La Casa De Papel dizisinin müziğini seslendiren Cecilia Krull sahne alacak. Rus sanatçı Siniahrybava Tatsiana ile Hollandalı söz yazarı, yapımcı ve vokalist Allan Eshuijs da müzikseverlerin karşısında olacak. ‘...VE AYŞEGÜL ALDİNÇ’ Türk pop müziğinin öncü isimlerden Ayşegül Aldinç’in ilk solo albümü “...Ve Ayşegül Aldinç” şimdi CD formatında tüm müzik marketlerde yerini aldı. Ayşegül Aldinç’in 1988 yılında yayımlanan albümünde Barış Manço, Aysel Gürel ve İlhan Şeşen’in şarkıları da yer alıyor. 12 şarkılık albümdeki 11 şarkının aranjmanı Garo Mafyan’ın üstlendi. Albümün şarkı listesi: n Kara Sevda n Hayır n Sen Güneşten Önce Gel n Bir Kız n Anlatmak İstediğim Bazı Şeyler Var n Böyle Bırakma n Gözlerin Su Yeşili n Bir Bahar Aşkısın n Gülbeyaz n Farketmez n Mavi Maviydi Gökyüzü n Yolla Yolla Bahçede klasik müzik keyfi Demircioğlu Tamkan Klasik müziğin açık havada yankılandığı “Bahçede Yaz Festivali” müzikseverlerle buluştu. Festival, Can Çakmur’un piyano resitaliyle 25 Ağustos’ta başlayacak. 27 Ağustos’ta, Macar klavsen virtüözü Márton Borsányi, İklim Tamkan (klavsen), Senem Demircioğlu (mezzo soprano) ve Mehmet Gökhan Bağcı (keman) ve arkadaşlarının düzenleyeceği konser, İstanbul’da ilk kez iki klavsenin aynı anda sahnede bulunduğu bir topluluğun konseri olması bakımından özel bir yere sahip.29 Ağustos’ta ise daha önce Bach & Bahar festivalinde akıllarda yer eden bir performans sergilemiş olan Baroque Ensemble Transylvania, Dimitrie Cantemir’in ülkesinden etkileyici bir barok gecesi sunmaya geliyor. Kariye kadına şiddet kalemtıraş Başlığa bakınca 3K çıkıyor: Almanya’da olsak Hitler döneminde faşizmin simgesi, baskı şiddet aracı olmuş 3K... Yani Kinder, Küche, Kirche (Çocuk, Mutfak, Kilise). Neyse ki Almanya’da değiliz, faşizm falan yok bizde! Benim 3K, sadece rastlantısal... Kariye Ayasofya Müzesi camiye dönüştürüldü ama bu “fetih” eylemi, ekmeğin daha ucuza satılmasına neden olmadı. Ayasofya’dan sonra Kariye Müzesi de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle önceki gün bir çırpıda camiye dönüştürüldü. Ama dolar ve Avro düşmedi. İşsizlik azalmadı. Bugüne dek dünyanın neresine gidersem gideyim eğer yolum mozaik ve fresklerle ünlü bir mekâna düşerse İtalya’da Ravenna’dan Tunus’taki Bardo’ya yetkililerle, sanat tarihçileriyle sohbetlerimde, nereden olduğumu sorduklarında, İstanbul’dan dediğimde, yüzleri aydınlanır, “Ama sizin de Kariye Müzeniz var!” derlerdi. İstanbul’un bir dünya kenti olduğunu bir tek bizim ülkenin yöneticileri anlamadı. Ya da onların “dünyası” Katar’dan oluşuyor... Öyleyse çekin kara perdeleri, asın suntaları o canım mozaikler ve fresklerin üzerine! Örtün, kapayın tüm güzellikleri! Yok edin evrensel kültür değerlerini! Silin, kazıyın tarihi birikimleri! Daha karanlık, daha karanlık fetihlere koşun geriye, koşun geriye! Soylu’ya sorular: Kadına şiddeti hepiniz gördünüz. Tanıksınız. Genç bir kadın, maskesini doğru dürüst takmıyor diye iki polis tarafından belinden yakalanıp yere fırlatılıyor, kolları bükülüyor, tekmeleniyor, yerlerde sürükleniyor. Çevreden imdada koşan tek tük bir iki kadının tüm çabaları boşuna, polisler kendilerini kaybetmiş canla başla girişmişler işe... Bu tüyler ürperten darp olayı sosyal medyada çok geniş yankı bulunca iki polis görevden uzaklaştırıldı. Şimdi sosyal medyada bu iki polisin göreve iade edildiği haberleri dolaşıyor. Süleyman Soylu’ya sormak isterim: Göreve iade haberi doğru mu? Kimilerinin dediği gibi siz mi göreve döndürdünüz? İçişleri Bakanlığı kadına şiddeti onaylıyor mu? Yerde sürüklenen sizin kızınız, kız kardeşiniz, anneniz olsa ne yapardınız? Kalemtıraş öyküsü Ülkemin her köşesinden hapishane mektupları yığılıyor önüme. Umut mektupları. Direnç mektupları. İstek mektupları. Özlem mektupları... En çok Grup Yorum’la ve adalet için ölüm orucuna girenlerle ilgili mektuplar... Hepsini okuyorum. Ama yayımlamaya ciltler yetmez. Çaresizliğimle baş başa kalıyorum. İzmir Aliağa kapalı hapishaneden gelen Yasin Karasulu’nun mektubu yüzüme koca bir gülümseme yerleştirdi. Onun da dediği gibi tam Aziz Nesin’lik! Bu kez “Konu: 0.25 TL’lik kalemtıraş” diyor Yasin. (Kendisini tanımıyorum. Ama belli ki mizah duygusu var!) “25 kuruşluk mevzunun maliyeti bizlere onlarca lirayı aşıyor çünkü boyun eğmemek gibi bir huyumuz var. İktidar eliyle devlete maliyeti ise on binlerce lirayı aşıyor, çünkü Nâzım Usta’nın dediği gibi korkuları var: Sanattan korkuyorlar. Türkülerimizden korkuyorlar.” Hapishane yönetimi kalemtıraş almalarına izin vermiyor: “Aynı idare 60 kuruşa kurşunkalem, 13 liraya 12 renkli kuruboya kalemi satıyor, onları alabiliyoruz. Ama bu kalemlerin ucunu açacak olan kalemtıraşı satışa sürmesine rağmen, keyfi bir kararla içeri girmesini engelliyor. Ve noter hâkimliği, infaz hâkimliği bu konudaki itirazımıza RET kararı veriyor!” Tüm başvuruları geri çevriliyor. Neyle açacaklar kalemleri? Dişleriyle mi? Çatal bıçak, cam bardak değil ama kalemtıraş güvenliği tehdit edermiş! “Kılıçtan keskin kalemlerin ateşte dövülmesi kalemtıraşla oluyor ve iktidarın gerici zihniyetinin aşamadığı tek mevzi Sanat Cephesidir” diyor Yasın. “İşte sırf bu yüzden 25 kuruşluk kalemtıraş için 50 kuruştan çok maliyetli kâğıtlarla karar metinleri yolluyorlar!” Aliağa Şakran hapishane yönetimi, korkmayın kurşun ya da renkli kalemden, gülünç olmayın, verin şu kalemtıraşları! Müzisyen Jack Sherman yaşamını yitirdi Amerikalı rock gru bu Red Hot Chil li Peppers’ın es ki gitaristi Jack Sherman yaşamı nı yitirdi. Red Hot Chil li Peppers’ın ikinci albümünde Sherman ki şarkıların yazılmasına da katkıda bulunan Sherman’ın ölüm nedenine ilişkin açıklama ya pılmadı. Grubun Twitter’daki resmi hesabında, “Jack Sherman’ın öbür dünyaya huzur içinde göç mesi” dileğinde bulunuldu. Bob Dylan ve George Clinton gibi sanat çılarla da çalışan Sherman, Red Hot Chil li Peppers’ın kurucu üyesi gitarist Hillel Slovak’ın yerine geçmiş, grup 1985’te yoluna yine Slovak ile devam etmeye başlamıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle