Katalog

HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL / ASLAN YILDIZ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 5 7 TEMMUZ 2020 SALI Cumhurbaşkanı’nın yaverleri 15 Temmuz’a ilişkin tutuklu yargılanıyordu İYİ PARTİLİ AĞIRALİOĞLU: Yaverlere tahliye 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda gerçekleşen eylemlere ilişkin davada tutuklu yargılanan Cumhurbaş kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaverleri Mete Semercioğlu ve Erkan Kıvrak’ın tahliye edildiği orALICAN taya çıktı. Savcı, geULUDAĞ çen hafta açıkladığı esas hakkındaki mütalaasında iki sanık hakkında “darbeye teşebbüse yardım” suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istedi. Geçen mart ayında ise Erdoğan’ın bir diğer yaveri Şafak Deliacı tahliye olmuştu. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Temmuz’da görülen darbe girişiminin Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı ayağına ilişkin davada esas hakkındaki mütalaa açık Savcının verdiği mütalaada 20 yıla kadar hapislerini istediği Kara Yaver Semercioğlu ve Hava Yaver Kıvrak için tahliye kararı verildi. Deniz Yaver Deliacı daha önce tahliye edilmişti. landı. Savcı mütalaasında 90 sanığın “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. Sanıklardan 134’ü hakkında ise “darbeye teşebbüse yardım” suçundan 20 yıla kadar hapis talep edildi. Bu kişiler arasında en dikkat çekeni, darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaveri olarak görev yapan isimler oldu. Mütalaadaki suçlamalar Savcı, bu isimlerden Kara Yaver Mete Semercioğlu, Hava Yaver Erkan Kıvrak ve Deniz Yaver Şafak Deliacı’nın “darbeye te şebbüse yardım” suçundan 20 yıla kadar hapse mahkum edilmesini istedi. Mütalaada bu isimlerin, Erdoğan’ın başyaveri eski Albay Ali Yazıcı ile beraber kalkışmadan bir gün önce bir toplantı yaparak Erdoğan’ın darbe girişimi sırasında bulunduğu yeri öğrenip suikast timine haber verilmesi konusunda karar aldıkları belirtildi. Bu isimlerin yaptıkları plan doğrultusunda kalkışma sırasında Erdoğan’ın yerini öğrendikleri ve suikast timine bildirdikleri savunulan mütalaada, bu eylemlerin darbeye teşebbüse yardım suçunun yanı sıra “Cumhurbaşkanına suikast suçuna yardım” suçunu da oluşturdu ğu ancak tüm bunların bir bütün olarak değerlendirildiğinde “anayasayı ihlal suçuna yardım” olduğunun anlaşıldığı ifade edildi. Mütalaanın ardından mahkeme, duruşma sonunda verdiği ara kararla Semercioğlu ve Kıvrak’ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme, daha önce mart ayında da Erdoğan’ın deniz yaverliğini yapan Deliacı’yı tahliye etmişti. Erdoğan’ın başyaveri Ali Yazıcı ise darbeyi planlayan Yurtta Sulh Konseyi’nin üyesi olduğu gerekçesiyle Genelkurmay çatı davasında yargılanmış ve ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmıştı. Erdoğan’ın bir diğer yaveri olan Furkan Özdaban da FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle yargılandığı davada 10 yıl hapse mahkum edilmişti. Jandarma Yaver İsmail Terzi ise darbe girişimi sırasında izinliydi. l ANKARA MİT TIR’larının durdurulması davasında savcı mütalaasını açıkladı 27 sanığa ceza istedi Adana ve Hatay’da MİT TIR’larının durdurulmasını organize ettikleri belirtilen FETÖ’nün 11 “sivil imamı” ile eski bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkındaki davada, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, 27 sanığın 5 yıl ila ağırlaştırılmış müebbete kadar değişen hapis cezalarına çarptırılmasını talep etti. Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “devlet sırrı ve milli güvenlik gerekçesiyle” kapalı görülen duruşmaya tutuklu 12 sanık ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı, bir sanığın “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”ten ağırlaştırılmış müebbet, 2 sanığın “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etme ve açıklama” suçundan 40.5 yıla kadar, 21 sanığın ise “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Sanıklardan S.G’nin, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, gizli kalması gereken bilgileri temin etme ve açıklama” suçlarından 50.5 yıl, K.K.K’nin 30.5 yıla kadar hapsi istendi. Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde 1 Ocak 2014’te MİT TIR’larının durdurulması olayında jandarmaya ihbarda bulunduğu belirlenen ve saklandığı hücre evinde yakalanan FETÖ sanığı Mustafa İlhan’ın da 5 yıldan 43.5 yıla kadar hapsi talep edildi. Mütalaada, MİT TIR’larını durduranlardan eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Hamza Celepoğlu’nun da arasında bulunduğu 13 sanığın Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nce yargılamalarının yapıldığı gerekçesiyle haklarındaki davanın reddine, 10 firari sanığın da dosyalarının ayrılmasına karar verilmesi istendi. Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Ne olmuştu?.. MİT TIR’ları, 1 Ocak 2014’te Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde, 19 Ocak 2014’te ise Adana’nın Ceyhan ilçesinde durdurulmuştu. TIR’ların durdurulması ve arama işlemlerini organize ettikleri gerekçesiyle FETÖ/PDY’nin 11 “sivil imamı” ile eski bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 55 sanık hakkında açılan ve duruşmaları kapalı görülen davayla ilgili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yetkisizlik kararı verilerek dosya, Adana’ya gönderilmişti. l AA ‘Korsan dershane’ kuranlara gözaltı Bursa’da yeni yapılanma aşamasında olan ve illegal dershane kuran FETÖ’cülere yapılan operasyonda gözaltına alınan 15 eski öğretmen ile bir ebe adliyeye sevk edildi. Emniyet, FETÖ/PDY üyesi kişilerin bir araya gelerek örgütü ayağa kaldırmaya çalıştığını belirledi. 6 aylık takibin ardından illegal dershane açan, örgüte üye oldukları gerekçesiyle görevden ihraç edilen öğretmenleri de burada toplayan şüpheliler tespit edildi. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, örgüt üyelerini tekrar bir araya getiren 26 kişi hakkında yakalama kararı çıkardı. Bursa merkezli Konya, Giresun ve Manisa’da çok sayıda adrese eşzamanlı baskın düzenlendi. Baskınlarda, daha önce örgüte ait özel okul ve dershanelerde çalışan 15 öğretmen ile meslekten ihraç edilen 1 kişi gözaltına alındı. l DHA GEREKÇE: AÇIKLAMASI TELEVIZYONDA YAYIMLANDI Ufuk Yegin Hakkını arayan gaziye soruşturma SEFA UYAR Darbe girişimi sonrasında verilen sözlerin tutulmadığı gerekçesiyle eyleme başlayan 15 Temmuz gazilerinden Ufuk Yegin hakkında, “yaptığı basın açıklamasının bir televizyon kanalında yayımlandığı” gerekçesiyle disiplin soruşturması başlatıldı. Yegin, disiplin soruşturması ile memur olan 15 Temmuz gazilerinin korkutulmaya çalışıldığını belirtti. Bir grup 15 Temmuz gazisi, 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası verilen sözlerin tutulmadığı, gazilere tüm hakların verilmediği, gazilere maaş bağlanmadığı ve toplanan bağış paralarının 15 Temmuz şehit aileleri ile gazilerine verilmediği gerekçesiyle eylemlere başlamıştı. 9 Haziran’da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde basın açıklaması yapan, grup adına açık 9 Haziran’da bakanlık önündeki eylemde grup adına açıklamayı okuyan Yegin hakkında, çalıştığı Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu tarafından disiplin soruşturması başlatıldı. lamayı okuyan 15 Temmuz Gazisi Ufuk Yegin hakkında, çalıştığı Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu tarafından disiplin soruşturması başlatıldı. Basın açıklamasının birçok ulusal kanalda yayımlanmasına karşın Yegin’e yapılan tebliğde, Yegin’in “izinsiz olarak ulusal kanallardan FOX TV Ana Haber Programı’nda ‘Verilen sözler tutulmadı’ başlıklı habere sözlü ve görüntülü demeç verdiği” belirtildi. Cumhuriyet’e konuşan Yegin, Devlet Memurları Yasası’nda “görevi ile alakalı basına demeç verilemez” hükmü olduğunu ancak basın açıklamasının görevine ilişkin olmadığını söyledi. Soruşturma ile memur olan 15 Temmuz gazilerinin korkutulmaya çalışıldığını belirten Yegin, “Biz, Terörle Mücadele Kanunu’na dahil değiliz. Hükümet, bizi bu kanun kapsamına alana kadar bunun peşini bırakmayacağız. Çünkü FETÖ’ye Terör örgütü diyorlar ancak bizi terörle Mücadele Kanunu’na almıyorlar” dedi. 15 Temmuz sonrası kendilerine maaş bağlanmadığını, toplanan yardımların şehit aileleri ile gazilere dağıtılmadığını söyleyen Yegin, “Kanun kapsamında maaş bağlanana kadar, gazilik haklarımız verilene kadar, toplanan paralar hakkaniyetli biçimde dağıtılana kadar şehit yakınları ve gazileri olarak mücadeleyi bırakmayacağız” dedi. l ANKARA Özdemir’e ‘Memlekette satmadık yer bırakmadınız’ tepkisi AKP’li vekile köyünde isyan AKP Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir, doğup büyüdüğü köyde, bir yurttaşın “Memlekette bir şey koymadınız, sattınız hepsini. Ne dinleyeceğim. Bitirdiniz memleketi. Mahvettiniz, Allah’tan korkun. Sizde hiç mi Allah korkusu yok” tepkisiyle karşılaştı. Konya’nın Ilgın ilçesine bağlı Çavuşcugöl Mahallesi’nde 3 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun 165 bin metrekare sahada kömür üretim faaliyetlerini devam ettirebilmesi için acil kamulaştırma kararı alındı. Kömür madeni istemediklerini, köyde her evde bir kanser hastası olduğunu belirten bölge sakinleri ile AKP’li Özdemir ve Ilgın Belediye Başkanı Yalçın Ertaş, önceki gün köy meydanında bir araya geldi. Bölgede yapılacak kömür madeni ve kamulaştırma hakkında mahalleliye bilgiler veren AKP’li Özdemir ve belediye başkanı Ertaş köylülerin tepkisi ile karşılaştı. ‘Utanmıyorsunuz da’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, görüntüleri sosyal medya hesabından paylaştı. Köy halkının “Hakkı Dayı” diyerek sakinleştirmeye çalıştığı bir yurttaş, “Ahmet senin babanın da arazisi var burada. Benim 40 tane yerim gidiyor, hayatım bitiyor. Utanmıyorsunuz da. Sizi ne dinleyeceğim, memlekette satmadık yer bırakmadınız, bitirdiniz. Siz de hiç mi Allah korkusu yok?” dedi. AKP’li Özdemir de “Yaptığınız ayıp. Köyün satan da, bitiren de şerefsizdir. ‘Köyü sattı’ diyen de şerefsizdir. Böyle bir terbiyesizlik görmedim” karşılığını verdi. Daha sonra sosyal medyadan açıklamalarda bulunan Özdemir, “Zaman zaman sesimiz yükseldi, karşılıklı sitem ettik, jestleştik, restleştik ama saygı, sevgi hâkimdi. Sonunda bir ortak noktada birleştik” ifadelerine yer verdi. l Haber Merkezi Ağıralioğlu AKP’nin iki yumuşak karnı olduğunu anlattı. İktidar, FETÖ’yle mücadeleyi FETÖ yöntemleriyle yapıyor LEYLA KILIÇ İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, iktidarın FETÖ ile mücadelesini eleştirerek “AKP’nin iki yumuşak karnı var. Birincisi işin ucu kendilerine ve kendilerinden olanlara dokunur endişesi. İkincisi de bu mücadelede FETÖ’cülerin tenezzül ettikleri enstrümanları kullanmaları. AKP, ‘Benden olup suç işleyenler kandırılmıştır. Senden olup işleyenler suçludur’ mantığıyla hareket ediyor. Bu FETÖ ile mücadelede başarı sağlamaz” dedi. Sosyal medyaya uygulanmak istenen yasağa ilişkin de Ağıralioğlu, “Bu beyanları tutarsız buluyoruz. Başka bir iktidar görmeyen gençlik tarafından AKP’ye bir refleks oluşuyorsa bunun muhasebesini yapmak zorundalar. Gençlerin bunca sıkıntısı içinde iktidarın yasakçı anlayışla devam etmesi gençlerin ülkelerinden soğumasına neden oluyor.” diye konuştu. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Yavuz Ağıralioğlu şunları söyledi: n İktidar kanadından son dönemde FETÖ ile işbirliğini itiraf eden açıklamalar geliyor. Partiniz de FETÖ’cü olmakla suçlanmıştı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? AKP kanadında 15 Temmuz sonrasında seçilmiş belediye başkanları paldır küldür görevden alındı. Belediye başkanları için hiçbir şey yapılamadı. Eğer bir suçları yoksa neden görevden alındılar, suçları varsa neden bir işlem yapılmadı? Bu tutarsızlık millet iradesini önemsediğini her defasında vurgulayan iktidar partisi tarafından yapılıyor. FETÖ ile mücadelede de AKP’nin iki yumuşak karnı var. Birincisi işin ucu kendilerine ve kendilerinden olanlara dokunur endişesi. İkincisi de bu mücadelede FETÖ’cülerin tenezzül ettikleri enstrümanları kullanmaları. AKP, “Benden olup suç işleyenler kandırılmıştır. Senden olup işleyenler suçludur, şer güçlerin adamıdır” diyor. Ayrıca yaptığı onca hataya rağmen namlu kendisine doğrultulmuş biri olarak Erdoğan’ı FETÖ ile mücadelede olmazsa olmaz olarak görüyorum. Ama Erdoğan’a da adalet duygusu lazımdır. FETÖ’cülerle mücadele edecekseniz asla onlara benzemeyeceksiniz. n Peki, iktidar olursanız FETÖ ile mücadelede Erdoğan ile birlikte hareket eder misiniz? Devlette devamlılık esastır. Türkiye’de şu an mücadele edilmesi gereken şey FETÖ’cülüktür. Adam kayırma, algı oluşturma, makamlara kendi adamlarını yer leştirme gibi kötü ahlak örnekleri sergilemektir FETÖ’cülük. Devlet bu konunun üzerine gideceğiz diyorsa, onların yaptığı hiçbir şeyi yapmaması gerekiyor. Biz bunu dile getirdik. İktidara “FETÖ’cülerle FETÖ’cü gibi mücadele ediyorsunuz’ dedik. FETÖ’cülerin yaptığı gibi rakiplerinize iftira atıp kara çalıyorsunuz. FETÖ’cülerin istediği tam olarak bu. FETÖ’cüler bu hukuksuzluk içinde kuvvetlenir. Biz iktidar olursak bu konuda nasıl bir hassasiyet gösterilmesi gerektiğini göstereceğiz. n Devlet Bahçeli’nin FETÖ’den tutuklu Mümtazer Türköne’in yeniden yargılanması için yaptığı çıkışı nasıl değerlendirmek gerekir? Devlet Bey zaman zaman böyle çıkışlar yapar. Hikmetinden sual olunmaz. Ama Türkiye’de hukuk şahsileştirilemez. Cımbızla çekilerek bu istisna olsun denilemez. “Buna ben kefilim” demek hukukun işi değildir. Hukuk buna nezaret eden davranışlarda bulunursa başkaları da bundan faydalanmak için siyasilerin peşinden gidecektir. ‘İlk deneyimleri olacak’ n Yeni partilere karşı tutumu nasıl değerlendiriyorsunuz? İYİ Parti olarak biz bu zorluğu aştık. Organizasyonlarımızda, seçim dönemlerinde yaşadığımız iftiralar dahil epeyce eziyet çektik. Siyasetin tabiatında bu gibi şeyler var. Erdoğan, AKP’nin içinde en çok oy aldığı iki kurmayını şimdi rakibi olarak kendi karşısında görecek. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu tek başlarına bunu ilk kez deneyim edinecekler. 2002’de Milli Görüş’ten ayrılırken Erdoğan’ın dile getirdiği şikâyetleri ve talepleri şimdi Babacan ve Davutoğlu söylüyor. AKP’nin siyasi iddiasını kaybettiğine dair en büyük alamet kendilerini devlet zannetme hastalığına tutulmalarıdır. O yüzden her itiraz edeni hain ilan ediyorlar. n Türkiye ile Yunanistan arasındaki ada krizi ile ilgili görüşleriniz? Yunanistan, Akdeniz’deki varlığımızla ilgili birtakım cüretkâr ifadelerde bulunmaya başladı. Annan Planı gibi dış politikada zikzak çizdiğimiz bazı noktalardan ötürü onların bu kadar cüretkâr olduğunu düşünüyorum. Biz Yunanistan için menfaatlarımızdan vazgeçecek bir ülke değiliz. Nihayetinde biz huzursuzluğun olduğu bir ülke olmak istemiyoruz ama ben istediğim her şeyi alırım şımarıklığına da katlanamayız. Devlet olarak geri adım atacak değiliz. l İSTANBUL ‘BEYANLAR TUTARSIZ’ n Sosyal medyaya getirilmek istenen yasağı konuşmak gerekirse... Ne amaçlanıyor? AKP’nin bu tür meselelerde çok büyük zayıflığı var. Şimdi sosyal medyada ilke, ölçü, hukuki, ahlaki kontrol diye bir sürü şey konuşuyorlar. Berat Albayrak’ın ailesi üzerinden yapılanlar yanlış. Memlekette bozulan, iftiralarla ve hatta insanların ailelerine kadar uzanan berbat siyaset dilini de AKP’nin temsil ettiğini söylemek lazım. Yıllarca kendilerine rakip gördükleri kişilere bu sistemi uyguladılar. Bu olay üzerinden söylenen beyanları tutarsız buluyoruz. Öncelikle 18 yıldır AKP’den başka iktidar görmeyen bir gençlik var. Başka bir iktidar görmeyen gençlik tarafından AKP’ye bir refleks oluşuyorsa bunun muhasebesini yapmak zorundalar. Ama muhalefette gençlerin Erdoğan’a gösterdiği “dislike”lar karşısında bir zafer kazanmış gibi hareket etmesini de doğru bulmadım. Bu kolaycılığa kaçan bir durum. Gençlerimizi anlamak zorundayız. Bu siyasete kurban edilemeyecek kadar ciddi bir meseledir. Biz hem araştırmalar yapıyoruz hem de üniversite ayağında neler yapabiliriz sorusunun yanıtına ulaşmak için ders çalışır gibi çalışıyoruz. Bu iktidar muhalefet meselesi değil, memleket meselesidir. Gençlerin bunca sıkıntı içinde iktidarın bu yasakçı eda ile hareket etmesi de gençlerin ülkelerinden soğumalarına neden oluyor. n Ya baroların bölünmek istenmesi? Ankara Barosu’nun bizce de münasebetsiz bir açıklaması oldu. Onun ardından AKP harekete geçti. İlkeden çok bizim gibi düşünmüyorsunuz diyerek böyle bir düzenlemeye gittiler. İktidar, baro seçimlerini antidemokratik buluyor, sanırsınız ki memlekette demokrasi her tarafta kurumsallaşmış. Yargının siyasallaşma tehlikesi altında olduğu bu dönemde savunmayı da parçalayarak ideolojik birtakım kutuplaşmaların öznesi haline getirmek bir eşik daha aşılmasına neden olacak.