21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY / ASLAN YILDIZ 3 7 TEMMUZ 2020 SALI 320/220 360 /25 0 360/2 10 330/240 330 /23 0 330 /1 6 0 280 /1 4 0 350/2 10 340 /22 0 360/240 360 /20 0 310/24 0 200/13 0 300/24 0 230/10 0 300/17 0 250/100 390 /20 0 190/12 0 300 /1 9 0 300/220 290/220 TARİHTE BUGÜN 1828: Kars, Emin Paşa’nın teslim kararı alması üzerine Rus işgaline uğradı. 1942: Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Samsun’a çıkan kişilerden, Türkiye Cumhuriyeti’nin 4’üncü Başbakanı Dr. Refik Saydam İstanbul’da vefat etti. 1993: “Hababam Sınıfı” serisinin yaratıcısı şair ve yazar Rıfat Ilgaz 82 yaşında öldü. Almanya, seyahat kısıtlamasının kaldırılması için olumlu ancak ‘koşullar sağlanırsa’ Temkinli yeşil TURİSTE ÜCRETSİZ TEST ÇAĞRISI Alman hükümetinin Turizm Sorumlusu Thomas Bareiss, koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’ye getirilen seyahat uyarısının kısa sürede kaldırılması yönünde olumlu mesajlar verdi. Bareiss, Türkiye’ye seyahat uyarısının kaldırılması şansını iyi gördüğünü belirterek “Durum iyi olursa, ki geçen hafta iyiydi, oldukça hızlı bir şekilde açılım için hazırlık yapabiliriz” dedi. “Seyahati mümkün kılmak için önümüzdeki günlerde ne yapabileceğimizi düşünme aşamasındayız” ifadelerini kullanan Bareiss, bunun için gereken koşulların sağlanması gerektiğini vurguladı. Seyahat uyarısının ne zaman kaldırılabileceği konusunda kesin bir Antalya’da oteller izole tatil için düzenlemelerini yaptı. tarih vermeyen Alman yetkili, “İnsanların yakında Türkiye’ye uçabileceğini ve güvenli tatil yapabileceğini umuyorum” dedi. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya ise “Belçika, Hollanda veya Almanya yasağı kaldırır kaldırmaz turistlerin koşarak Türkiye’ye gelmesi gibi bir durum yok. İnsanlar temkinli” diye konuştu. l Ekonomi Servisi BÜLENT ECEVİT Almanya’nın Türkiye’ye seyahat kısıtlamasını bu ay ortasında kaldırmasını bekleyen turizmciler, bunun gerçekleşmemesi halinde 2021 Ni san ayına kadar birçok turizm firmasının dayanamayacağını dile ge tiriyor. Turizmci Hüseyin Baraner, “Kısıtlama kaldırılır ve temmuz da sezon açılırsa binlerce insanımız biraz para kazanır. Yoksa Nisan 2021’e kadar kim, nasıl dayanır” diye sordu. Baraner, “Almanların yüzde 60’ı yılın ikinci yarısından sonra seyahat etmek istiyor” diye konuş tu. Avrupa’daki Türk tur operatörü Bentour Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Uğur ise “Biz yolcumuzu sigorta da ettiriyoruz. Testini de para almadan yaptırıyoruz. Bunları devletimizin yaptırması gerekir” diye konuştu. l ANTALYA RESTORASYON ÇALIŞMASI YAVRULARI AÇ BIRAKMIŞTI Galata Kulesi’nin ebabilleri yaşayacak Simurg Kuş Yuvası Derneği ve Galatalı muhtarların çabası sonuç verdi. Galata Kulesi’nin duvarlarındaki oyuklara yumurtlayan ebabil türündeki kuşların yavruları, restorasyon çalışmaları yüzünden açlık ve ölümle karşı karşıya kalmıştı. Anne kuşlar restorasyon çalışmaları yüzünden yuvalara ulaşıp yavrularını besleyememişti. Simurg Kuş Yuvası Derneği, kuşların ekim ayında uçmaya başlayarak yuvalarından çıkacağını, iskele ve önüne kurulacak perde yüzünden kuşların ölüme mahkum edildiğini söyleyerek yetkililere dertlerini anlatmaya çalışıyor, sosyal medyada da kampanya yapıyordu. Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı, eski Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan da dün kuleye gelerek durumu inceledi. Simurg Kuş Yuvası Derneği Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkililerine durumu izah edince sevindirici haber geldi. Çelik iskele sökülecek ve sağ kalmış ebabil yavrularının yuvadan çıkıp uçması beklenecek. Restorasyona ise daha sonra devam edilecek. l Kültür Servisi TARIHI YARIMADA’DA 300 HEKTAR ORMANLIK ALAN YOK OLDU Çanakkale Boğazı gemi trafiğine kapatıldı, 3 köy boşaltıldı Gelibolu alevlere teslim Çanakkale’nin Gelibolu Tarihi Yarımadası’nda ormanlık alanda, dün yangın çıktı. İtfaiye ve orman ekiplerinin havadan ve karadan müdahalesine rağmen şiddetli poyrazın da etkisiyle kısa sürede büyüyen yangından dolayı 3 köy boşaltıldı. Ilgardere ormanlık alanda saat 14.50’de belirlenemeyen nedenle çıkan yangın rüzgârın da etkisiyle kısa sürede büyüyerek Eceabat ilçesindeki köylere doğru yayıldı. Yangın bölgesinden yükselen dumanlar Çanakkale Boğazı’nı kapladı. İhbarı üzerine bölgeye sevk edilen 510 kişilik personelle 2 uçak, 20 helikopter ve 118 arazöz ile yangına havadan ve karadan müdahaleye başladı. Denizden de yangına müdahale eden ekiplerin rahat çalışması için Çanakkale Boğazı’ndaki çift yönlü ge Yurttaşların köylerinden uzaklaşırken, bir kız çocuğunun kedisine sarılarak ağlaması dikkat çekti. çiş ticari gemilere kapatıldı. Alevlerin tehdit ettiği köylerden Yalova, Kumköy ve Bigalı köyleri de tedbir amaçlı boşaltıldı. Alevlerin Kumköy’e 1 kilometreye kadar yaklaştığı kaydedildi. Ekiplerin yoğun mücadelesine rağmen geniş alanda devam eden yangında saat 20.00 sıralarına kadar yaklaşık 300 hektar ormanlık alanın kül olduğu kaydedildi. Yangın bölgesinde incelemelerde bulunan Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, “Türkiye’deki hava araçları filosunun neredeyse toplamı burada ve müdahale ediyor. Rüzgârın çok yüksek seviyelerde olması yangını belli noktalarda kontrol altına almamıza olarak vermiyor. İlerleyen saatlerde değişen meteorolojik koşullar işimizi kolaylaştırabilir ya da zorlaştırabilir. Bir miktar daha alan kaybedebiliriz ama önemli olan bunu bir an evvel durdurmak” diye konuştu. Milli Savunma Bakanlığı da, yangının söndürülebilmesi için TSK’ye ait araçgereç ve personelin, gerekli katkıyı vererek istenilen talepleri karşıladığını bildirdi. l DHA\İHAA Lorand Gaspar Masanın üzerindeki kitaplar arasında, RTÜK rezaletinin sergilenmesinde işe yarayacak bir metni ararken Lorand Gaspar’ın Feuilles d’observation (Gözlem Sayfaları, 1986) adlı kitabı elime geldi ve yüreğim cız etti. Ölümünden (20 Ekim 2019) birkaç yıl önce Paris’te ona telefon etmiştim. Telefona kendisi çıkmışti. Türkçesiyle “Telefonda konuşan Özdemir İnce” demiştim. Bana, “Böyle tuhaf adı olan bir tanıdığım yok!” demişti. Kendimi tanıtmak, hatırlatmak için yedi dereden su getirdim. Nuh diyor peygamber demiyordu. “Monsieur, je ne vous connais pas (Bayım, sizi tanımıyorum)” diyordu. Üzülerek telefonu kapattım. “Neden” diye soruyordum. HHH 2019 Nisanı’nda Alzheimer hastalığından dolayı hastanede yatan Salah Stétié’den (28.9.19299.5.2020) söz ederken Vénus Khoury Ghata, şairin yemek yediğini unuttuğu için durmadan bir şeyler yiyip çok şişmanladığını söylemişti. Lorand Gaspar’la başımdan geçeni anlatınca “O zavallı da Alzheimer” demişti. Beni tanımaması demek hastalığından kaynaklanıyordu. HHH Lorand Gaspar’ı tanımazsınız. Türkiye’de şiir dostları arasında birkaç tanıyanı çıkar belki. Benim gibi yazarlar, bazen, sadece kendilerini ilgilendiren konularda da yazarlar. Nedeni bilinmez. Belki de yazının konusunda gizli bir şey vardır. Kendisi de bilmez. Lorand Gaspar’a dönelim: 1925 yılında kültürlerin buluşma noktası Doğu Transilvanya’da doğdu. Ailesi Macar kökenliydi. Bükreş politeknik okuluna girmişti ki askere alındı (1943). Savaş sırasında bir toplama kampına gönderildi. 1945 yılında buradan kaçıp Fransa’ya iltica etti ve burada tıp okudu, cerrah oldu. Kudüs ve Bethleem’de ve 1970’ten itibaren de Tunus’ta Fransız hastanelerinde çalıştı. HHH 1980’lerde Fransa Sefareti Müsteşarı olan Philippe Baude aracılığıyla Lorand Gaspar’ın şiirini ve ilgilendiği coğrafyayı öğrendim: Filistin toprağı ve çöl (Sol absolu, 1972), Anadolu ve Ortadoğu uygarlığı ve Ege Denizi ile çok ilgiliydi. Seferis’i Fransızcaya çevirmişti. Bir şiir kitabının adı Ege ve Yahudiye (Égée suivi de Judée, 1980) idi. 2001’de Patmos’u yazdı. Benim de şiir kazdığım top raklar, otladığım çayırlar, içime çektiğim hava. Philippe Baude sayesinde Lorand Gaspar’la yazışmaya başladık. O bana kitaplarını gönderdi, ben ona Fransızcaya tercüme edilen kitaplarımı gönderdim. Arkadaş ve dost olduk. Ama hiç buluşup yüz yüze gelemedik. 1986 yılında biz Ülker’le Paris’teyken bizi Sidi Bou Said’teki (Tunus) evine davet etti. Yazın göbeğiydi, uygun tarihlerde Tunus’a uçaklarda yer yoktu. Marsilya’ya gidip oradan gemiye binmek gerekiyordu. Bu da uygun değildi. HHH Bu arada 1986 yılında Gözlem Sayfaları’nı gönderdi. İçinde Türkiye üzerine gözlemler de vardı. 19601966 notları arasında. İthaf şöyle: “Özdemir İnce’ye gerçek dostlukla ve bir gün kanlıcanlı buluşmak umuduyla. Lorand Gaspar, Paris, 11 Haziran 1990.” Kitap 16 Haziran 1990’da elime geçmiş. HHH Kitabın ilk sayfasına 18.6.1990 günü, Çiçek Bar’da şunları yazmışım: “İnsan gövdesine dokunmak; sonsuzluğa ve hiçliğine gözkapaklarının. Dön köşeyi (Bilir misin?) bekleyen seni (beni) mi? Dünyanın toprağı olan rahim!” Bir şiir başlangıcı! Çok olanaklı, çok verimli! 1990 yıllarına ait, o yıllara tapulu duyarlık. Şiir için iyi bir tramplen! HHH Kitabın içinde 3 Nisan 1990 tarihli bir davetiye göndermiş. Macar Enstitüsü ile Paris Şiir Evi’nin ortaklaşa düzenledikleri “Lorand Gaspar Günleri”nin davetiyesi. Bana neden göndermiş olabilir? Anayurdunun kendisini unutmadığını haber vermek için mi? Bu var ama Macaristan’ın bir başka dille (Fransızca) yazan Lorand Gaspar’la gurur duyduğunu da kanıtlayan bir belge değil mi? HHH Sovyet iç savaşından kaçarken ailesi ile birkaç yıl Varna’da yaşayan Alain Bosquet aklıma geldi. Alain’in ölümünden birkaç yıl sonra Varna kenti büyük bir alana açılan caddenin köşesinde Alain Bosquet’nin büstünü dikmişti (2008). Alan üzerindeki bir kahveden bir Fransız şansonunun sesinde Norma ile (Alain’in eşi) dans etmiştik. HHH Ama Cumhuriyet’in Fedaisi Dr. Reşit Galip’in Mersin’de küncü kadar da olsa bir yeri yok! Yazının amacı belki de bu cümle idi! TÜBİTAK ÇOCUKLAR İÇİN YAYIMLAMIŞTI ‘Bebekler Nereden Gelir?’ kitabı ‘çocuklara zararlı’ bulundu! TÜBİTAK tarafından yayımlanan Anna Milbourne’un “Bebekler Nereden Gelir” adlı çocuk kitabı “muzır nitelikte” olduğuna karar verildi. Sansüre maruz kalan kitap, poşet içinde ve yalnızca 18 yaşından büyüklere satılabilecek. Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin aldığı karar üzerine ‘Bebekler Nereden Gelir’ kitabının Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından “muzır nitelikte” olduğuna karar verildi. Kararda, kitapta yer alan bazı yazıların 18 yaşından küçüklerin “maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğu” belirtildi. Kitabın, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu’nda yer alan kısıtlama hükümlerine tabi tutulacağı, “küçüklere zararlıdır” damgası vurulacağı kaydedildi. Kitaba yönelik bu sansürle birlikte eser poşette ve 18 yaşından büyüklere satılabilecek. “Pipkin” adlı penguen üzerinden çocukların nasıl olduğu anlatılan kitabın tanıtım yazısında, “Pipkin aklına hep çok büyük sorular takılan çok küçük bir penguen. Bu kez bebeklerin nereden geldiğini merak ediyor” deniliyor. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle