17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 7 TEMMUZ 2020 SALI DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ BORSA ALTIN CUMHURİYET EKONOMI ALTIN 24 AYAR 6.8790 0.3 kuruş 7.7850 6 kuruş 8.5910 0.7 kuruş 9.79 0.16 puan 118.485 2.737 puan 2.646.13 4.25 lira 394.70 2.39 lira Sigorta sektörü, yılın ilk 3 ayında gelirgider dengesini güçlendirdi Yurtdışı seyahatlere koronavirüs teminatı Sompo Sigorta’nın, koronavirüsü teminat altına alan yeni “Yurtdışı Seya hat Sigortası”nı piyasaya sunduğu açık landı. Buna göre, sigortalıların yurtdışı seyahatleri sırasında bu hastalığa yaka lanmaları halinde oluşan tıbbi ve yata rak tedavi masrafları ile karantina gider leri poliçe kapsamında ödenecek. Uygu lama ilk etapta Schengen ülke lerinde geçerli. Yurtdışı seyahat sigortasına koronavirüsü ekleyen ilk şir ket olduklarını belirten genel müdür yardımcısı Şenol Or taç, “Dünyayla birlikte ül kemizi de etkisi altına alan koronavirüs salgını Şenol Ortaç ile mücadelede, müşterilerimizin sağlığı nı korumak her zaman ilk he defimiz oldu” dedi. ‘Trafik’ kâra geçti Zorunlu trafik sigortasında, yılın ilk 3 çeyreğinde 66 milyon lira teknik kâr elde edildi. Bu branş için 2018’in üçüncü çeyreğinden beri teknik zarar açıklanıyordu. Sigorta sektörünün yılın ilk çeyreğiyle (ocakşubatmart) ilgili “Teknik Gelir” verileri, özellikle hayatdışı branşında dikkat çekici bir kâr artışına ulaşıldığını gösterdi. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) yayımladığı verilere göre, hayatdışı branşındaki teknik kâr geçen yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 114 artarak 1.9 milyar lirayı aştı. Teknik kâr artışını olumlu etkileyen temel unsurlardan biri ise ödenen hasarlardaki gerileme oldu. İlk çeyrekte ödenen toplam hasar yüzde 0.8 düşerek 7 milyar 184 milyon lira oldu. Bu, branşın kâr ve zarar toplamını prime bölerek bulunan teknik kâr/zarar oranını olumlu etkileyerek yüzde 11.5’ten yüzde 19.9’a çıkmasını sağladı.. Kaskoda düşüş var Hayatdışı kapsamında özellikle zorunlu trafik sigortasının yeniden teknik kâr elde etmesi dikkat çekti. Halen tavan fiyat uygulanan ve “havuz” tartışmaları yaşanan branşta, yılın ilk 3 ayında 65.7 milyon lira teknik kâr oluştu. Geçen yılın aynı döneminde 378.2 milyon lira zarar vardı. Böylece 2018’in üçüncü çeyreğinden sonra ilk kez kâr elde edildi. Bu branşta ödenen hasardaki artış da yüzde 5.6 ile sınırlı kalarak 2.6 milyar lira oldu. Bu branşta teknik kâr/zarar oranı da artıya geçerek yüzde 2.1 oldu. Geçen yıl yüzde 14.8’di. En büyük alt branşlardan olan kaskoda ise teknik kâr yüzde 113.4 artarak 683 milyon liraya ulaştı. Bu branşta ödenen hasar ise yüzde 8.3 dü şerek 1.3 milyar lirada kaldı. Artan maliyet ve trafik cezala rının kasko kapsamındaki hasarlı durumları azalttığı tahmin ediliyor. Teknik kâr/zarar oranı da yüzde 16.8’den yüzde 29.3’e yükseldi. ‘Hayat’ta hasar çok Yine ilk çeyrekte, hayat branşında teknik kâr yüzde 44.1 artarak 715.1 milyon lira oldu. Ancak ödenen hasar da yüzde 56 artarak 1 milyar 244 milyon liraya yükseldi. Bunun da etkisiyle bu branşın teknik kâr/zarar oranı yüzde 23.5’ten yüzde 18.5’e geriledi. Özel kasko paketleri tamiri kolaylaştıracak Magdeburger Sigorta’nın, sigortalıların araç tamir süreçlerini daha kısa süre içerisinde tamamlayabilecekleri avantajlı iki yeni kasko ürününü piyasaya sunduğu açıklandı. Buna göre, “Genişletilmiş Eko Kasko” paketi kapsamında, sigortalıların belirli marka ve model otomobilleri ya da kamyonetleri hasar sonrasında eşdeğer parçayla onarılıyor. Bu paket anlaşmalı veya anlaşmasız tüm özel servislerde geçerli. “Genişletilmiş Usta İşi Kasko paketi” kapsamında ise sigortalılar, araçlarının hasar görmesi halinde anlaşmalı özel servislerde orijinal parçayla değişim sağlayabiliyor. TSB’NIN YENI YÖNETIM KURULU BELLI OLDU TSB’nin 29 Haziran’daki genel kurulu sonrası, yönetim kurulu da belirlendi. Genel kurulda yönetim kurulu başkanı seçilen Atilla Benli’nin (Güneş Sigorta) yönetiminde şu isimler yer aldı: Mehmet Şencan (Anadolu Sigorta), Taylan Türkölmez (Allianz Emeklilik), Cemal Kişmir (Bnp Paribas Cardif) ve Ceyhan Hancıoğlu (HDI Sigorta). Önceki yönetimde Atilla Benli hariç şu isimler vardı: Ahmet Turul (Allianz Sigorta), Ayhan Sincek (Katılım Emeklilik), Burak Ali Göçer (Garanti Emeklilik), Ali Erlat (Axa Sigorta). Atilla Benli ‘SAHTE YEDEK PARÇA ÜRETIMI ÇOĞALIYOR’ Anıl Yücetürk Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği Başkan Yardımcısı Anıl Yücetürk, son yıllarda sahte ürün imalatının çoğaldığını ve kolaylaştığını belirterek “Perakendecilerin, servislerin ve son tüketicilerin bu konuda bilinçlenmesini sağlamak için yürüttüğümüz çalışmalara aralıksız devam ediyoruz” dedi. Ayrıca sahte ürün tanımının iyi yapılmasını isteyen Yücetürk, toplumdaki “araç markası taşımayan ürünler sahte” algısının çok yanlış olduğunu söyledi. Yasadışı ve merdiven altı üretime dikkat çekti. COŞKUN İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ COŞTAŞ İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ŞEREF COŞKUN – SİNAN COŞKUN KONKORDATO KOMİSERLİĞİ ALACAKLILAR TOPLANTISI DAVET İLÂNI İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/313 ESAS İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/313 E. sayılı dosyasında, 2140423337 vergi kimlik numaralı vergi mükellefi “Coştaş İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi”ne, 9480357687 vergi kimlik numaralı vergi mükellefi “Coşkun İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi”ne, 23573231466 kimlik numaralı Şeref Coşkun ve 23504233798 kimlik numaralı Sinan Coşkun’na 2004 sayılı İİK'nun 7101 sayılı kanunun 15. maddesi ile değişik 287.maddesi uyarınca, 04.02.2019 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile konkordato kesin mühleti verilmiştir. Mühlet kararı 07.03.2019 tarih 9782 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nin 831. sayfasında yayınlanmış ardından kesin mühletin 6 ay uzatılmasına karar verilerek gerekli ilanlar yapılmıştır. İİK md. 299 uyarınca alacaklılara alacaklarını bildirmeleri için davet gerçekleştirilmiş (İşbu alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet ilânı, Basın İlan Kurumunun Resmi İlan Portalında 11.07.2019 tarihinde ILN01023442 yayımlanmış olup, söz konusu davet ilânlarında, İİK md. 299 f.1, c.3 gereğince alacaklarını bildirmeyen alacaklıların, bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtaren bildirilmiştir), alacak kayıtlarının tamamlanmasından sonra İİK md. 300 uyarınca alacak kayıtları hakkında borçlunun beyanları alınmış, alacak kayıtları üzerindeki tahkikat tamamlanmış, Konkordato Komiseri ve alacaklar kurulu ile bunların görevleri başlıklı İİK md. 290 düzenlemesinde yer alan görevler yerine getirilmiş, dolayısıyla alacaklılar toplantısı yapılabilmesi için gerekli işlemler tamamlanmıştır. Komiserlikçe İİK md. 301 uyarınca 22 Temmuz 2020 günü saat 10:00 – 12:00 saatleri arasında 5 Temmuz Cad. No:42 İskenderun/Hatay adresinde bulunan “Ramada Otel İskenderun Toplantı Salonu”nda borçlu tarafından hazırlanan konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar toplantısı yapılmasına karar verilmiştir. İİK md. 301 çerçevesinde alacaklıların alacaklılar toplantısından önceki yedi gün içerisinde ilgili belgeleri saat 10:0012:00 saatleri arasında inceleyebilecekleri, projeyi müzakere edip oy kullanabilecek alacaklıların yukarıda belirtilen yer ve günde gerçekleştirilecek toplantıya katılarak kabul/ret beyanında bulunabilmeleri için toplantıya bizzat veya yetkili temsilci vasıtasıyla katılmaları; alacaklı çoğunluğunun dikkate alınmasında İİK md. 302 düzenlemesinin dikkate alınacağı, katılacak alacaklıların yanlarında kimliklerini, tüzel kişilerde ise noter onaylı imza sirküleri, temsilci olarak toplantıya katılacak avukatlar bakımından HMK m. 74 uyarınca ÖZEL YETKİ içeren vekaletname aslını veya onanmış bir örneğini, tüzel kişi temsilcileri bakımından noterde düzenlenmiş imza sirküleri aslını, diğer yasal veya iradi temsilciler bakımından temsil yetkisini gösteren resmi belge aslını, bu belgelerin Komiserliğe tevdi edilmek üzere “aslına uygundur” ibaresi içeren imzalı bir adet örneğini ve ayrıca kimlik teşhisine yarar resmi bir belgeyi (nüfus cüzdanı, ehliyet, baro kimliği v.b.) yanında getirmeleri gerektiği; yetkili temsilci olduğu anlaşılamayan kişilere alacaklılar toplantısı sırasında oy hakkı tanınmayacağı, İİK m. 302/VI uyarınca toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihakların da kabul olunacağı; yedi günlük iltihak süresinde aynı esaslar çerçevesinde, bizzat veya iadeli taahhütlü mektup ile katılabilecekleri ilân ve ihtar olunur. Hüseyin ÇOLAK Yahya Kemal DÜZEN Fuat KALAYCIOĞLU Konkordato Komiseri Konkordato Komiseri Konkordato Komiseri Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1186060) Pamuk ekim alanları yüzde 35 gerileyecek İstanbul Sanayi Odası (İSO), pamukta yeni bir üretim politikası gerekliliğine işaret etti. İSO’nun “Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu”nda arazi bölünmesi, göç, destek politikaları gibi faktörler nedeniyle pamuk ekim alanının son 20 yılda yaklaşık yüzde 30 azalarak 5 milyon dekarın altına indiği, 2020’de de yine yüzde 35 civarında düşüş yaşamasının beklendiği belirtildi. Raporda, dünyadaki GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üreten Türkiye’nin pamuktaki gerilemenin önüne geçmesi için şu öneriler yer aldı: n Stratejik ürün olarak kabul edilmeli, üretim, hasat ve çırçır süreçlerindeki tüm ya sal yetki ve sorumluluk Tarım Bakanlığı’nda toplanmalı. n Verimle birlikte kaliteyi önceleyen, pamuğu fiyat dalgalanmalarına karşı koruyacak bir destekleme sistemi oluşturulmalı. n Tüm süreçler teknolojik bir altyapı ve devletSTKüretici işbirliğiyle geliştirilen bir sistemle denetlenmeli. n Pamuk ekim alanları birleştirilerek büyütülmeli, ölçekten kaynaklanan maliyetler minimuma çekilmeli, modern tarım teknikleri ile istikrarlı pamuk ekimi yapılmalı. n Çiftçiler, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasat konularında eğitilmeli, bütün süreçlerde bilgilendirmeli. l Ekonomi Servisi Bu enflasyon faiz anlayışının sonuçlarını yaşamıştık Hazirandaki yüksek enflasyon verilerini değerlendiren Merkez Bankası, çekirdek enflasyonda yıllık artışın yükseldiğini, eğilimin de yukarı doğru olduğunu belirtmiş. Bu analizden yola çıkarak Merkez Bankası’nın önümüzdeki aylarda faiz indirimini düşünemeyeceği beklentisi oluştu. Haziran sonunda yüzde 12.6’ya çıkan yıllık enflasyon oranlarına rağmen Merkez Bankası’nın fonlamasında faiz oranları yüzde 7.6’ya inmiş durumda. Dolayısıyla enflasyonun çok altında faiz geçerli, bu da neredeyse yüzde 5’lik negatif reel faiz anlamına geliyor. Merkez Bankası şimdiye kadar, reel faiz hesaplarında yüzde 7.4’e revize ettiği yılsonu enflasyon tahmininin baz alınmasını istiyordu ama bu mantıkla bile negatif reel faize geldik. Zaten bu ay sonunda yayımlanacak Enflasyon Raporu’nda tahminin en az 1 puan yükseltilmesi bekleniyor. Kaldı ki reel faiz hesaplarında gerçekleşen oranlar üzerinden hesap yapılıyor, hele ki bizim gibi Merkez Bankası güvenilirliğinin bu kadar zayıfladığı ülkede, mecburen gerçekleşen rakamlara bakılıyor. Eski Hazine bürokratı, yazar Mahfi Eğilmez dünkü blog yazısının başlığını “Faizi İndirince Enflasyon Düştü mü?” koymuş. Türkiye’nin, 1994 yılından bu yana, zaman zaman faiz ile enflasyon konusundaki neden sonuç ilişkisini yanlış kurduğunu, faizi düşürerek enflasyonu düşürmeye uğraştığını söyleyen Eğilmez, “Bunun altında yatan temel neden faizin haram sayılmış olması” diyor. Olaya bu ön kabulle bakınca neden ve sonuç ilişkisinin karıştığını ve enflasyonun nedeni faizmiş gibi göründüğünü belirten Mahfi Eğilmez, oysa Türkiye’de enflasyonun temel nedeninin üretimde ithal girdi kullanılması ve kur arttıkça o girdilerin pahalanması olduğunu belirtiyor. Kurun risklerin artmasıyla yükseldiğini, risklerin artmasının altında da her gün değişen kurallar, yaklaşımlar, Merkez Bankası’nın rezervlerindeki erimeler, uygulanan yanlış yaklaşımlar gibi nedenlerin bulunduğunu ifade ediyor. Eğilmez’in bu analizi beni de 1994’e, ekonomi profesörü Tansu Çiller’in uygulamalarına götürdü. Düşündükçe, içinde bulunduğumuz dönemin o dönemle ne kadar çok benzerlik taşıdığını, bir kez daha hatırladım. İşin ilginç tarafı, Tansu Çiller’in ekonomik görüşünün “faiz haramdır” anlayışıyla hiç ilgisi yoktu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ekonomi anlayışında da böyle bir ilkenin öncelik taşıdığını sanmıyorum. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 18 yıllık icraatına bakacak olursak; son yıllara kadar “faiz haramdır” değil ama “faiz sebeptir” anlayışını duyduk ama uygulamada rastlamamıştık. Ne zaman ki makro dengelerde önemli sapmalar yaşandı, o zaman “faiz haramdır” denmeden, “faiz nedendir, enflasyon sonuç” anlayışı yürürlüğe sokuldu. Zorla faiz indirmelerin sonucu Tansu Çiller döneminde Merkez Bankası’na rağmen, Sibirya semalarında uçaktan verilen talimatlarla Hazine ihalelerindeki faizlere müdahaleleri gördük. Sonuçta araba yine devrildi, sonunda IMF’yle anlaşmak zorunda kalındı. Dolayısıyla piyasaya yüksek enflasyona rağmen faizleri zorla indirerek yapılan müdahaleler ve sürekli değiştirilen uygulama ve kararlar Türkiye’yi yine IMF’yi çağıracak kadar zor duruma soktu. Çiller ve ekibinin popülizm sevdası bitmediği için de, 1 yıl içinde “tamam biz toparladık” denilip, IMF anlaşması bozuldu. Çiller ekonomisinin etkileri, kendisi iktidardan gidince de bitmedi, o dönemin etkisiyle bozulan ekonomik ve finansal dengeleri toparlamak için de zaman kaybı yaşandı. Çok iyi hatırlıyorum; IMF yetkilileriyle başlatılan yeni standby görüşmeleri yıllar almıştı. Açık açık “Size güvenmiyoruz, anlaşma yapıp 1 yıl sonra vazgeçiyorsunuz” diyorlardı. Halbuki o dönem içlerinde Mahfi Eğilmez’in de bulunduğu, şimdiyle kıyas kabul etmeyecek kadar yetkin bir kadro vardı, Hazine bürokrasisinden gelen Hikmet Uluğbay da başbakan yardımcısı olarak ekibin başındaydı. IMF, Çiller döneminin etkisiyle güven duymakta zorlanıyordu ve o nedenle standby anlaşması imzalanmadan, bankaların konsolidasyonu dahil birçok radikal reformu “önkoşul” olarak önümüze koymuşlardı. Üçlü koalisyon hükümeti bu radikal reformları uygulamaya sokunca yeni standby anlaşması imzalandı, sonra Kemal Derviş ile bu anlaşma güçlendirildi. Türkiye’nin o dönemki bürokrasisinin büyük ölçüde hazırlayıp kabul ettirdiği IMF programının olumlu etkileriyle bugünlere kadar gelinebildiği, bence önümüzdeki dönem daha iyi anlaşılacak. Şuna inanıyorum ki, yeniden düze çıkılabilmesi için, kurumsal yapı başta olmak üzere, o dönemki reformlarla yeniden işe başlamak zorunda kalacağız. Ancak bu kadroyla mümkün değil, bu anlayışla hiç değil… Halkın çoğunluğu, popülist kararların aslında kendisi ve çocuklarının cebinden çaldığını anlayana kadar, bu politikacıların yanlış kararlarının faturasını ödemeye devam edeceğiz belli ki…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle