21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 13 TEMMUZ 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERHAN EREN HABER AÇLIK GREVİNDEKİ AVUKAT AYTAÇ ÜNSAL DURUMUNU ÇİZGİYLE ANLATTI Ayrıntılar Günah Keçisi! Cumhuriyet mucizeydi. Olağan sürecin çizgi dışı sıçramalarla başka yöne sapmasına “devrim” denir. Devrim bir durumu sonlandırır, tamamen yenisini ortaya koyar. Bir halkın uzun yıllar kul olarak yaşaması ardından, yurttaş olması güzel bir düştü. Devrim yürekli birilerinin kavgasıyla olur ve geniş yığınlar buna karşıdır. Güruh; yaratıcı değildir, geleceği hesaba katmaz, sadece günlük çıkarıyla meşguldür. HHH Bencil insanlardan ürkerim. Her koşulda yolunu bulur. Geleceğe dair herhangi bir kaygıları yoktur. Her tutumlarıyla işbirlikçilik ederler. Kim güçlüyse onunla yan yana olurlar. Başarı ölçüleri sığdır. Zenginlik, şöhret, itibar, yeme içme türü hazlarla ömürlerini geçirirler. Kendi iktidarlarını kurdular mı, yıkılmasın diye herkesle işbirliği yapar, boyun eğerler. Yoksula, güçsüze zalimlik etmekten kaçınmazlar. Sahte kibarlığı ile etrafınızda dört dönen bu türden birini, yanında çalışan ev emekçisine nasıl davrandığıyla ölçebilirsiniz ya da lokantada sipariş verirken. HHH Düşünmeyi öğrenen biri, ya konuşmalıdır ya susmalıdır. Arası olmaz. Çevredeki herkes, her olay batmaya başlar. Buna karşı hiçbir şey yokmuş gibi durmak can yakar. Genellikle geniş kesimler bu türden insanları tedirgin edici bulur. Yanlarına sokulsun istemezler. İlkesi, değerleri, ölçüleri olmak güçtür. Yığınlar böyle değildir. Dünyanın hiçbir yerinde kalabalıklar doğruyu hemen görmez. Yazgısına boyun eğmek kolaydır, ne zaman ki temel gereksinimler risk altına girer, o vakit mesele ilgilerini çeker. Salgın olduğunu ölünce kavramanın anlamsızlığını söylemeye gerek yok sanırım. HHH Charlie Camplell’nin “Günah Keçisi/ Başkalarını Suçlamanın Tarihi”ni bir solukta okudum. İnsan, varlığını sürdürmek için türlü bahanelere sığınıyor. Günah Keçisi, kökünü bir tür söylenceden alarak bugüne geliyor. Paskalya Adası’nda gereksinimleri karşılamak için sürekli ağaç kestiler: “Paskalya palmiyesi, adalılar tarafından keşfedildiğinde türünün en büyük örneğiydi. Bu ağaç yemek pişirme ve cenaze törenleri için ateş yakmakta, çatı, ev inşa etmekte, sallar ve kanolar yapmakta, son olarak da ulaşımda ve heykellerin dikilmesinde kullanıldı. Yıllar geçtikçe, adalılar binlerce ağacı yok etmiş, milyonlarca kayanın yerini de rüzgârkıran olarak kullanmak, birtakım bitkileri yetiştirebilmek ve bataklıkları bahçeye dönüştürebilmek için değiştirmişti. Fakat ormansızlaşma toprak kaymasına, toprak kayması da ekinlerin mahvolmasına sebep oldu.” Son ağaç kesilir. Yazar soruyor: “Acaba son ağacı keserken adalının aklından ne geçiyordu?” Yanıtsız sanıyor soruyu. Belli ki o kişi bencildi ve evreni kendinden ibaret sayıyor, o gün ne gereksinimi varsa karşılıyordu. Ardından felaket geldi. Ulaşım durdu, beslenme sorun haline döndü, ölüleri bile gömmek imkânsızdı. Adalıların “Günah Keçisi” aradığını öğreniyoruz, kolay olan bu. Zamanında tepki vermeyen herkes suç ortağıdır. Muhtemelen ağaçlar katledilirken biri “Yapmayın, bunun sonu felaket” demiştir. Yalnızdır o kişi; hapsedilmiş ya da öldürülmüş olması muhtemeldir. Bir kez düşünmeye başlayınca, bedenen ölmeseniz de ruhen her an bu denli derin acıyı duyarsınız. HHH Olanlara şaşıranlar var halen, ben de onlara hayret ediyorum. “İktidar” denen her neyse, onun uğruna ilkelerinden her tür ödünü verenleri dinliyor, izliyor, görüyorum. Adanın tüm ağaçları bir bir katledilirken susuyorlar, bize de diyorlar ki: “Ses etme, yakında ağaç falan kalmayacak, o zaman ne yapacaklar bakalım!” Son ağaç kesilince ne durumda olunacağından kimse söz etmiyor. Geniş kesimler tüm bu olanlar karşısında dilsiz, kör, sağır! Sığ siyasal ortamın ayak oyunu karşısında bilgelik çabasında olan kimse ne yapabilir? Elinde sadece kalem olan, söz söyleyen kimseyi bir an önce tecrit etmek için yığınlar uzlaşmıştır. Bencildirler. Herhangi aykırı ses tüm dengeyi(!) altüst eder. O kişi “Günah Keçisi”dir. Zaman geçer, haklı çıkar, yığınlar yine ona döner ve der ki “Niye zamanında görevini yapmadın?” HHH “Suçlanan ve suçlayan arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır. Gerçekte soylunun zıddı fakir değil günah keçisidir… Yönetici günah keçisini yaratır, dolayısıyla onun kaderini paylaşmaz. Liderlerimiz olmasını istediğimiz gibi nefret figürlerimiz olmasını da isteriz…” diyor Camphell. Aydın gönüllü “Günah Keçisi”dir. Bilmiyorum kesilmeyen ağaç kaldı mı ama eğer varsa kestirmeyin… Yaşatmak için bir adım Ayrıntılar Ayrıntılar Adil yargılanma talebiyle 162 gündür ölüm orucunda olan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Aytaç Ünsal, korona gerekçesiyle fotoğraf çektiremediği için son durumu nu gazetemiz için karikatürle anlattı. Ünsal’ın eşi avukat Didem Baydar Ünsal, “Dosyamız, 1 Haziran’da Yargıtay’da incelenmeye alınmıştı. Ve 23 SEYHAN hafta içinde karar verilmesi AVŞAR bekleniyordu. Verilen haksız cezaların 20 Temmuz adli tatil öncesi verilecek kararla bozularak tahliye edilmeliler” dedi. Aralarında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da bulunduğu ÇHD’li 18 avukat, gizli tanık ifadeleri gerekçe gösterilerek, “örgüt üyeliği”nden toplam 159 yıl hapis cezası aldı. Davada adil yargılanmadıklarını belirterek ölüm orucuna başlayan tutuklu avukat Ebru Timtik 203, Aytaç Ünsal ise 162 gündür eylemini devam ettiriyor. Ünsal ile dün cezaevinde görüşen eşi Didem Baydar Ünsal, cezaevi yetkililerinin salgını gerekçe göstererek fotoğraf çektirmesine izin vermemesi üzerine Ünsal’ın “kendisini karikatürize” ettiğini belirtti. Didem Baydar Ünsal eşi Açlık grevindeki avukat Aytaç Ünsal’ın eşi Didem Baydar Ünsal, “Çok fazla adaletsizlik, zulüm gördük. Sevdiklerimize çok fazla hasret kaldık. Dünya âlem bu dosyanın ne kadar hukuksuz olduğunu, adil yargılanmadıklarını söylüyor” dedi. nin durumuna ilişkin şunları anlattı: “Fotoğraf çekimine izin verilmiyor, ama bazen maskesiz, çok kalabalık gardiyan grupları ile hücrede aramalar yapılıyor. Aytaç’ın kasları, hücreleri adalet için günbegün ölüyor ama kimse onu göremiyor. Eskiden, Aytaç ile aramızda 30 kilo vardı, şimdi 7 kilo var. Ben 160 boyunda 52 kiloyum, Aytaç 185 boyunda ve 59 kilo. Kendisi son durumunu yansıtmak için hapishanede kendisini karikatüre çizdirdi. 20 Temmuz’da adli tatil başlıyor. Dosyamız, 1 Haziran’da Yargıtay’da incelenmeye alınmıştı. Ve 23 hafta içinde karar verilmesi bekleniyordu ve 40 günü geçmesine rağmen bir karar verilmiş değil. Yetkililerden olumlu veya olumsuz herhangi bir sinyal alamadık. 23’e yakın baro başkanı acil tahliye talebiyle bugün Yargıtay’a bir dilekçe gönderecek. Bu haksız cezaların adli tatil öncesi verilecek kararla bozularak tahliye edilmesini bekliyoruz.” ‘Hukuksuzluğun sanığıyız’ Bu süreçte çok şey yaşadıklarını vurgulayan Ünsal, “Çok fazla adaletsizlik, zulüm gördük. Sevdiklerimize çok fazla hasret kaldık. Büyük bir hukuksuzluğun hukukçuları olarak tanığı ve sanığı olduk. Öfkeliyiz, üzgünüz, endişeliyiz. Aytaç ve Ebru, umutlular, bekliyorlar. Bir an önce sürecin sonuçlanmasını ve bu ülkenin hukuk tarihinde kara bir leke daha eklenmemesini diliyoruz. Onların yaşaması için, adil yargılama için küçük bir adım yeterli. Dünya âlem bu dosyanın ne kadar hukuksuz olduğunu, adil yargılanmadıklarını söylüyor. Sağır sultan bile duydu, bu adaletsizliğin müsebbibi muktedirlerin de duyduğunu biliyoruz ama son ana kadar bekliyorlar. Eğer bu ülkede 2 avukat adil yargılama talebi için ölürse bunu hiç kimseye hiçbir suretle açıklayamazlar. Buna bir son vermeleri, bir adım atmaları gerekir” diye konuştu. Salgın nedeniyle fotoğraf çekilmesine izin verilmeyince Aytaç Ünsal, durumunu kendi çizdiği karikatürle anlattı. 2012’den bu yana yapılan hak ihlali başvurularının yüzde 51’i son iki yılda gerçekleştirildi Hak ihlallerinde büyük artış MAHMUT LICALI le Yüksek Mahkeme’ye baş vurdu. 20122019 yılları ara Anayasa Mahkemesi’ne 2012 yılından bu ya sında Yüksek Mahkeme’ye yapılan bireysel başvurula na yapılan bireysel başvuru rın 222 bin 637’sini adil yar hakkı kapsamında gerçek gılama hakkının ihlali iddia leştirilen baş sı oluşturdu. Bu vuruların yarı na göre 2012 yı sından fazlası lında adil yargı Cumhurbaşkan lama hakkının lığı hükümet ihlali konusuyla sisteminin yü yapılan başvuru rürlükte olduğu sayısı bin 144 son iki yıl içe olurken, 2019 risinde gerçek yılında bu sa leştirildi. 2012 yı 26 bin 719’a 2019 yılları ara oluşturdu. Adil sında Anayasa yargılama hak Mahkemesi’ne kının ihlali id toplam 478 bin Gamze Akkuş İlgezdi diasıyla yapı 407 başvuru ya lan başvurula pılırken, söz konusu başvu rın yüzde 45’i yeni sistem ruların yüzde 51’i yeni siste de yaşandı. 20172019 yılları min kabul edildiği ve devre arasında adil yargılama hak ye alındığı 20172019 yılları kının ihlali iddiasıyla 99 bin arasında yapıldı. 994 başvuru yapıldı. CHP Genel Başkan Yar İşkence iddiasında rekor: dımcısı Gamze Akkuş İl İşkence iddiasıyla yapılan gezdi, ikinci yılını dolduran başvurularda rekor artış ya Cumhurbaşkanlığı hükümet şandı. 2012 yılında yalnız sisteminde yaşanan hak ih ca 4 başvuru işkence iddia lalleriyle ilgili “Tek Adam sıyla yapılırken, 2019 yılın Rejiminin Hak ve Özgürlük da bu sayı 4 bin 181’e çıktı. ler Karnesi” başlıklı bir ça 2019 yılında işkence iddia lışma hazırladı. Yaşanan tab sıyla yapılan başvurular aynı lonun hukuk devletinin her zamanda son 8 yılda bu ko gün erozyona uğratıldığını nuda yapılan başvuruların gösterdiğini belirten İlgez da yarısını oluşturdu. Yaşam di, “Bu veriler aynı zamanda hakkı ihlali gerekçesiyle ya temsili hükümet, temel hak pılan başvurularda da rekor lar; denge ve denetleme; ka oranda artış yaşandı. 2012 mu idaresinin tarafsızlığı ve yılında bu konuda 18 baş katılım üzerinden şekillenen vuru yapılırken, 2019 yılın kapsamlı demokrasinin yeri da bu konuda yapılan başvu ni Cumhurbaşkanlığı hükü ru sayısı 2 bin 352’ye ulaştı. met sistemiyle birlikte otori Yaşam hakkı ihlali başvuru ter rejime bıraktığını göster su yapanların yüzde 57’sini mektedir” değerlendirmesi oluşturan 6 bin 676 başvuru ni yaptı. yeni sistemde yapıldı. İlgezdi’nin çalışmasında İfade özgürlüğü: İfade öz şunlar yer aldı: gürlüğünün ihlal edildiği ge Haftada bin 573 başvuru: rekçesiyle yapılan başvuru 20172019 yılları arasında sayısı 20122019 yılları ara Türkiye’de hak ihlaline uğ sında 12 bin 301 olurken; radığı gerekçesiyle Anayasa söz konusu başvuruların Mahkemesi’ne yapılan birey yüzde 81’i yeni sistemde ger sel başvuru sayısı 245 bin çekleştirildi. Toplantı ve gös 350 oldu. Resmi verilere gö teri yürüyüşleri hakkının ih re 20172019 yılları arasın lal edildiği gerekçesiyle yapı da saatte ortalama 9, hafta lan başvuruların yüzde 77’si da ise bin 573 kişi hak ih yeni sistemde yaşandı. laline uğradığı gerekçesiy l ANKARA KURTULUŞ ARI Suruç ‘Adalet Zinciri’ ile anıldı Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde terör ögrütü IŞİD üyesi canlı bombanın kendini patlatması sonucu yaşamını yitiren Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi 33 genç Kadıköy Rıhtım’da anıldı. HDP ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin (ESP) de içinde olduğu bir grup gençlik örgütü yaşaminı yitiren 33 kişinin fotoğraflarıyla “Adalet Zinciri” oluşturdu. Eyleme HDP İstanbul Mil letvekili Dilşat Canbaz ile ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş da katıldı. ‘4 yıldır sokaktayız’ SGDF Eşbaşkanı Alev Özkiraz, “Bizler dört yıldır Suruç için adaleti sokakta soruyoruz. 20 Temmuz’da da Kadıköy’de olacağız, duyulsun” dedi. Eylem, Suruç’ta yaşanan saldırıyı anlatan tiyatro gösterimiyle sona erdi. l İç Politika M.Ç, SALGIN NEDENİYLE KİRASINI ÖDEYEMEDİ Diyanet’in kiracısı dertli ZEHRA ÖZDİLEK Bingöl il merkezinde oyun salonu işleten M.Ç, pandemiden dolayı işyerini açamayınca kiracısı olduğu Türkiye Diyanet Vakfı’na kirasını ödeyemedi. Başka geliri olmadığı için yaşadığı maddi sıkıntıyı Türkiye Diyanet Vakfı’na anlatan M.Ç, sonuç alamayınca Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvurdu. “Salon kapalı olduğu için kiramı ödeyemiyorum. Ahlak ve vicdanı temsil eden bir kurumun ısrarla kira talep etmesi ne kadar vicdanidir” diyen M.Ç’ye CİMER’den “Tüzelkişilik, vakfa başvurun” yanıtı verildi. Yaşadığı sıkıntıları Cumhuriyet’e anlatan M.Ç, Diyanet Vakfı’nın dükkânının kapalı olmasına rağmen kendisinden ısrarla kira istemesi üzerine CİMER’e başvurduğunu aktardı. M.Ç, başvurusunda Diyanet Vakfı’nın tüm kiracılarının mağdur olduğunu belirterek, “Bizim şu an gelirimiz yok. Bu zor zamanlarda ahlak ve vicdanı temsil eden bir kurumun benden kira talep etmesi ve 3 aylık kiramı 6 aylık bir zaman dilimine yayması ne kadar ahlaki, ne kadar vicdanidir” dedi. M. Ç, Diyanet Vakfı’nın pandemi sürecinde yanlarında olması gerekirken tam tersini yaptığını dile getirerek şöyle devam etti: “Bir kurumun bu tür talepleri olması bağımsızlığını zedelediği kadar ahlakını ve vicdanını da zedelemiştir. Kurumunuzdan bu yönde biz esnafa destek mahiyetinde bir açıklama veya kolaylık bekliyoruz.” M.Ç’nin yardım istediği CİMER ise “Söz konusu Türkiye Diyanet Vakfı ‘Özel Hukuk Tüzelkişiliği’ni haiz bir kurum olması sebebiyle 4982 sayılı kanun hükümlerine tabi değildir. Doğrudan vakfa müracaat etmeniz gerekmektedir” yanıtını verdi. l İSTANBUL ‘İstanbul Sözleşmesi’ni feshettirmeyeceğiz’ HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin, “Ne pahasına olursa olsun İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmelerine izin vermeyeceğiz” dedi. Kadıköy Süreyya Operası’ndaki HDP Kadın Meclisi’nin “Kadın Mücadelesi Her Yerde” eyleminde Buldan, “Bu iktidar kadın düşmanı bir iktidardır. Kadın cinayetleri politiktir” dedi. İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik Buldan, “2011’de İstanbul Sözleşmesi kadınlar açısından bir güvence idi. Bu iktidar imza attı ama uygulamayan yine onlar. Biz ne pahasına olursa olsun İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmelerine izin vermeyeceğiz” dedi. l İç Politika O kaymakam değişti Konya’nın Ilgın ilçesine bağlı Çavuşcugöl Mahallesi’nde, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu için alınan acil kamulaştırma kararına karşı çıkan mahallelilerle tartışan ve yurttaşlara “Terbiyesizlik yapma lan” diyen Ilgın Kaymakamı Yunus Fatih Kadiroğlu, Konya Valiliği emrine alındı. Vali Yardımcısı Mehmet Aydın da geçici olarak Ilgın Kaymakamı olarak görevlendirildi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, mahallelilerin kaymakama tahrikte bulunduğu iddia edilerek, “Toplulukta kolluk kuvvetlerine mukavemet eden, Kaymakam Kadiroğlu’na karşı tahrikte bulunan ve hakaret edenlerle ilgili gerekli işlemler başlatılmıştır. İstenmeyen bu hadiseden sonra Ilgın Kaymakamı Yunus Fatih Kadiroğlu, Konya Valiliği emrine alınmıştır” denildi. Protesto için 4 km. yürüdüler İstanbul’u yok edecek Kanal İstanbul projesine karşı bir kez daha Küçükçekmece’de bir araya gelen “Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu”, 4 kilometrelik yürüyüş gerçekleştirdi. “Pandemide biz yaşam onlar rant peşinde” yazılı pankartlar ve Kanal İstanbul’u protesto eden dövizlerin açıldığı eylemde Fatoş Karaosmanoğlu açıklama yaptı. Halkın salgınla, ekonomik krizle, işsizlikle müca dele ederken iktidarın kenti talan edecek, doğasını yok edecek rant projesine durmaksızın devam ettiğini söyleyen Karaosmanoğlu, “Bu ülkenin daha fazla rant projelerine ihtiyacı yoktur. Halkın ihtiyacı işsizliğe, yoksulluğa çözüm bulunması, demokratik ve özgür bir yaşamdır. Bu ‘ölüm projesi’ne onay vermiyoruz, mücadele etmeye kararlılıkla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle