17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: SERHAN EREN 5 13 TEMMUZ 2020 PAZARTESİ Ayasofya’nın statüsünün müzeden camiye dönüştürülmesine dünyadan büyük tepki geldi ‘Karardan dönün’ çağrısı Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüştürülmesi kararına tepki gösteren Katolik âleminin ruhani lideri Papa Francis, “Ayasofya’nın ibadete açılması çok acı verici” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazan Dünya Kiliseler Konseyi, karardan dönülmesi çağrısı yaparken Moskova Patrikhanesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Metropolit Hilarion, kararın tüm dünyadaki Ortodokslar için bir darbe olduğunu söyledi. Yunanistan Komünist Partisi de kararın “kışkırtıcı” ve “aşağılayıcı” olduğunu savundu. Ayasofya’nın müze statüsünün iptali ve cami olarak ibadete açılması tartışmaları sürüyor. Dün haftalık pazar ayinini Aziz Peter Meydanı’nda yapan Katolik âleminin ruhani lideri Papa Francis’in gündeminde de Ayasofya kararı vardı. Vaaz veren Papa Francis, “Aklım İstanbul’da. Ben Azize Sophia’yı düşünüyorum ve çok acı çekiyorum” ifadesini kullandı. ‘Yeniden düşünün’ 350 kilisenin üye olduğu Dünya Kiliseler Konseyi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup göndererek Ayasofya’yı müzeden camiye dönüştürme kararından geri dönmesi çağrısı yaptı. Cenevre merkezli Dünya Kiliseler Konseyi Başkanvekili Prof. Dr. Ioan ‘TÜM DÜNYANIN ORTAK VARLIĞI’ Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko, Türkiye’nin Ayasofya’nın statüsünü değiştirme kararından dolayı üzüntü duyduklarını söyledi. Gazetecilere konuşan Gruşko, Ayasofya’nın ibadete açılması kararıyla ilgili “Üzüntü duyuyoruz. Modern dünyada geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan, insanoğlunun dönüşümü üzerinde etkisi olan böylesi yapılar pek kalmadı. Bu yapılara karşı son derece dikkatli ve saygılı bir tutum sergilen meli” dedi. Ayasofya’nın Türkiye topraklarında bulunduğunu ama ‘abartısız şekilde’ herkesin ortak varlığı olduğunu ifade eden Gruşko, “Ayasofya, özellikle de tarihi, ruhani, dinler ve kültürlerarası önemi nedeniyle 1985 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girdi” dedi. Gruşko, Ayasofya’yla ilgili bu çerçevedeki sorumlulukların tam anlamıyla yerine getirilmesini, yapının erişilebilirliği ve korunmasının sağlanmasını umduklarını ifade etti. Sauca, mektupta, “Ayasofya’yı yeniden cami yapma kararı alarak, Türkiye’nin açıklığına dair olumlu işaretleri tersine çevirip dışlama, ayrılık, bölme işaretlerine dönüştürdünüz” dedi. “Türkiye’nin UNESCO’nun görüşünü almadan böyle bir karar vermesinden üzüntü duyduklarını” belirten Sauca, “Konseyimiz, Ayasofya kararının mevcut statükoyu değiştirmek ve dini toplulukları bölme düşüncesini körüklemek isteyen grupların arzularına ilham vermesinden endişe ediyor” diye ekledi. Mektupta, Erdoğan’a “yeniden düşünmesi ve karardan geri dönmesi” çağrısı yapıldı. Rus Kilisesi ‘darbe’ dedi Moskova Patrikhanesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Metropolit Hilarion, Ayasofya’nın statüsünü müzeden camiye çeviren kararın tüm dünyadaki Ortodokslar için bir darbe olduğunu söyledi. Rossiya 1 televizyonuna demeç veren Hilarion, “Katolikler için Roma’daki Aziz Petrus Bazilikası ne ifade ediyorsa, dünya genelindeki Ortodoks Hıristiyanlar için de Ayasofya o kadar önemli bir sembol. Bundan dolayı söz konusu kararı büyük bir üzüntüyle karşıladık” dedi. Yunanistan Komünist Partisi (KKE) de Ayasofya’nın camiye dönüştürülme kararının “kışkırtıcı” ve “aşağılayıcı” olduğunu savundu. “Dünya mirası Ayasofya’yı camiye dönüştürme kararı Erdoğan hükümeti tarafından onaylandı ve bu provokasyonu tırmandırma yö JOE BIDEN: BÜYÜK ÜZÜNTÜ DUYDUM Ayasofya’yla ilgili tepki gösteren isimler arasına ABD’de kasım ayındaki başkanlık seçimlerinde Trump’ın rakibi olan Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden da katıldı. Yazılı açıklama yapan Biden şu ifadeleri kullandı: “Ayasofya pek çok inançtan insan için çok değerli bir kutsal mekân ve mimari bir harika. 85 yıldır müze olması sayesinde dünya genelindeki insanlara ziyaret etme, hayranlık duyma ve dua etme şansı tanıyordu. 1985’ten bu yana da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeydi. Türk hükümetinin Ayasofya’yı camiye dönüştürme kararından büyük üzüntü duydum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kararından dönmesi ve bu değerli yerin müze statüsünü koruması çağrısı yapıyorum.” nünde atılan yeni bir adımdır” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bu açıdan bu eylem, kararı laf üzerinde kınayanların göstermek istediği gibi sadece Ayasofya’nın niteliğine yönelik doğrudan bir hakaret değil, aynı zamanda ABD, NATO ve AB’nin bölgedeki tutum ve planlarıyla desteklenen Türkiye’deki iktidar sınıfının genel stratejisinin bir halkasıdır.” l Haber Merkezi Erdoğan, Ayasofya’nın 1934’te müzeye dönüştürülmesini ‘Milletin içini acıtan bir karardı’ diye niteledi Yine Atatürk’ü hedef aldı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını savunurken, yine Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk dönemini hedef aldı. Erdoğan, “1934’te Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesi, milletimizin içini acıtan bir karardı” dedi. Erdoğan, Kriter dergisindeki söyleşide, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 15 Temmuz’la birlikte FETÖ’cü unsurların Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) büyük oranda temizlendiğini söyleyen Erdoğan, “Hainler tasfiye edilince ordumuz adeta kendini yeniden buldu” dedi. Libya’ya ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Erdoğan, “Libya’nın bir an önce istikrara kavuşması, sadece Libya halkının değil, tüm bölgenin çıkarınadır. Libya’yı kan gölüne çeviren lejyonerler bir an önce bu ülkeden çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı: “1934’te Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesi, milletimizin içini acıtan bir karardı. Ayasofya’nın tekrar asli hüviyetine kavuşturulması gerekiyordu. Danıştay’ın kararını hukuk devleti adına, maşeri vicdanı rahatlatma adına müspet bir adım olarak görüyoruz. Dava sürecinde içeriden ve yurtdışından çıkan çatlak seslerin ise hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ayasofya’nın statüsüyle ilgili nihai karar mercii başkaları değil, Türk milletidir. Bu, bizim iç meselemizdir. Diğer ülkelere de ancak alınan karara saygı göstermek düşer.” l ANKARA / Cumhuriyet BARIKATLARIN ARDINDAKI AYASOFYA’YA YOĞUN ILGI Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılması kararının ardından Sultanahmet Camii ile arasında kalan meydana ziyaretçiler gelmeye devam ediyor. Girişe kapatılan Ayasofya’nın önündeki barikatlar güvenlik güçleri tarafından çimlere kadar genişletilirken, barikatların önüne gelen vatandaşlar hatıra fotoğrafı çekti. Yabancı turistlerin de ilgi odağı olan 235 LIRALIK NAMAZ TURU Ayasofya önünde yoğunluk oluşunca güvenlik güçleri, vatandaşlara maske ve sosyal mesafe uyarısında bulundu. Öğle ezanının okunmasıyla birlikte, vatandaşların büyük bir kısmı namaz için Sultanahmet Camii’ne giderken, bir kısmı da çimlerin üzerinde namaz kıldı. Bu arada yurdun birçok yerinde Ayasofya buluşmaları gerçekleştirilerek şükür namazları kılındı. l Haber Merkezi Müze statüsü iptal edilen ve ibadete açılan Ayasofya’da ilk namazın kılınacağı 24 Temmuz için bir firmanın 235 liralık tur düzenleyeceğini duyurduğu ilan tartışmaya neden oldu. Tepkilerin ardından firma yetkilisi, “Ben öyle bir ilan var demedim. İlan kaldırıldı” dedi. Kaldırıldığı açıklanan ilanda “24 Temmuz 2020 Ayasofya Camii Cuma Namazı Programı; kişi başı 235 lira” bilgisi yer aldı. l Haber Merkezi ESKİ ADALET BAKANI PROF. DR. HİKMET SAMİ TÜRK YAZDI: Danıştay’ın Ayasofya kararı yanlıştır “İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesi 1. fıkrasının (b) bendine göre aynı kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) ve (e) bentlerindeki ‘Ehliyet’ ve ‘Süre aşımı’ yönünden reddi gereken bir davanın kabulü ile altında Cumhuriyetin kurucusu Kemal Atatürk’ün imzası bulunan bir Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin iptali yanlıştır.” Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesine ilişkin 24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayılı İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu) Kararnamesi, Danıştay 10. Dairesi’nin açıklanan 2.7.2020 tarih ve E. 2016/16015, K. 2020/2595 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Bu konuda eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir değerlendirme yaptı: İptal davası açılabilir “Altında Reisicumhur Kemal Atatürk, Başvekil İsmet İnönü ve 11 vekilin, bu arada Adli ye Vekili Şükrü Saracoğlu, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, Maarif Vekili Abidin Özmen ve İktisat Vekili Celâl Bayar’ın imzaları bulunan 24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayılı İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu) Kararnamesi’nin amacı, Bizanslılardan kalma bir kilise olan, İstanbul’un Türkler tarafından fethinden sonra camiye dönüştürülen, bu amaçla minareler eklenen ve bazı çevresel değişiklikler yapılan, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde çeşitli onarımlardan geçen Ayasofya’yı evrensel bir açılımla tüm insanlığın sahip çıkacağı eşsiz bir kültür ve sanat eseri olarak müzeye çevirmekti. 86 yıl sonra bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin Danıştay 10. Dairesi’nce iptali, tüm insanlık âlemine yönelik bu mesajın anlaşılmaması bir yana, dava koşulları bakımından reddi gereken bir iptal davasının kabul edilerek davacının istemi doğrultusunda verilmiş bir karar niteliğindedir. İdari Yargılama Usu lü Kanunu’nun 12. maddesine göre, ‘İlgililer, haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a iptal davası’ açabilirler. Aynı kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasına göre dava dilekçeleri ‘Danıştay’da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hâkimi tarafından’ çeşitli yönlerden incelenir. Bunlar arasında (c) ve (e) bentlerine göre ‘Ehliyet’ ve ‘Süre aşımı’ da vardır. Hukuki istikrardan bahsedilemez Olayda davacı, Sürekli Vakıflar, Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği’dir. 86 yıl önce Bakanlar Kurulu’nca verilmiş bir kararla, büyük bir olasılıkla o tarihte henüz kurulmuş dahi olmayan bu derneğin hangi hakkının ihlal edildiği belli değildir. Dolayısıyla davacının böyle bir iptal davası açma ehliyeti yoktur. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesine göre, ‘Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gös terilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gündür.’ Olayda Danıştay 10. Dairesi’nce iptal edilen Bakanlar Kurulu kararı üzerinden 60 gün değil, 86 yıl geçmiştir. 10. Daire’nin, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması amacıyla Başbakanlık’a 31.8.2016 tarihinde yapılan başvurunun bağlı kuruluş olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü’nce reddine yönelik 19.10.2016 tarih ve 27882 sayılı işlemden hareket ederek, o işlemin dayanağı olan Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesine ilişkin 24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayılı Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesi doğru değildir. İdari yargıda dava açma süreleri, hukuki işlemlerde istikrar ve güveni sağlamak için konmuştur. 1934’te yapılmış bir işlem hakkında 86 yıl sonra dava açılıp iptal ettirilebiliyorsa hukuki istikrardan, bunun toplumda sağlayacağı güvenden söz edilemez. Çünkü 10. Daire’nin ka bulüne göre, uzun zaman önce yapılmış, tamamlanmış, bitmiş işlemler hakkında dahi her zaman yapılabilecek bir başvuru ile 60 günlük dava süresi yeniden başlatılabilir. Özetle İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesi 1. fıkrasının (b) bendine göre aynı kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) ve (e) bentlerindeki ‘Ehliyet’ ve ‘Süre aşımı’ yönünden reddi gereken bir davanın kabulü ile altında Cumhuriyetin kurucusu Kemal Atatürk’ün imzası bulunan bir Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin iptali yanlıştır. Danıştay 10. Dairesi, bu kararını ‘30 gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere’ vermiştir. Davalı konumda bulunan açılıştaki Başbakanlık yerine şimdi Cumhurbaşkanlığı’nın hukuk devleti adına temyiz yoluna gidip gitmeyeceğini önümüzdeki bir ay içinde göreceğiz. Temenni edilir ki bu karar, siyasette din istismarı için beklenen bir vesile olarak kullanılmasın.” METROPOLL’ÜN ANKETİ Cami olsun: Yüzde 46 Müze kalsın: Yüzde 44 Metropoll Araştırma’nın kurucusu Özer Sencar, sosyal medya hesabından Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi ile ilgili haziran ayında yapılan anketi açıkladı. Ankete göre Türk halkının yüzde 46’sı Ayasofya’nın cami olarak hizmet vermesi gerektiğini düşünürken, yüzde 44’ü ise Ayasofya’nın mevcut statüsünde kalması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Metropoll’un anketinde, Ayasofya hakkındaki görüşün parti seçmenlerine göre dağılımı da yapıldı. AKP seçmeninin yüzde 70,7’si Ayasofya’nın cami olarak kullanılması görüşünü savunurken, yüzde 21,6’sı Ayasofya’nın cami olarak kullanılmaması gerektiğini bildirdi. Yüzde 7’lik bir dilimdeki AKP seçmeni ise görüş bildirmedi. CHP’lilerin yüzde 21,8’si Ayasofya’nın cami olarak kullanılması gerektiğini belirtirken, yüzde 67,6’sı Ayasofya’nın müze statüsünde kalması gerektiğini belirtti. Yüzde 10,7’lik bir dilimdeki CHP’li seçmen ise görüş bildirmedi. İYİ Partili seçmenlerin yüzde 20’si Ayosofya’nın cami olarak hizmete açılması gerektiği şeklinde görüş bildirirken, yüzde 71,3’lük dilimdeki İYİ Partili seçmen ise Ayasofya’nın müze olarak hizmet vermeye devam etmesi gerektiğini belirtti. İYİ Parti’nin kararsızlar oranı ise 8,7’de kaldı. MHP seçmeni şaşırttı MHP’li seçmenin yüzde 44,’ü Ayasofya’nın cami olarak kullanılması gerektiğini söylerken, yüzde 50 oranındaki seçmen ise Ayasofya’nın müze kalması gerektiğini belirtti. Karar bildirmeyen MHP’liler ise yüzde 5,6 oldu. HDP’li seçmenin yüzde 33’ü “Ayasofya cami olmalı” derken, yüzde 50,4 Ayasofya’nın müze olarak kalması gerektiğini belirtti. Saadet Partili seçmen ise yüzde 81 oranında Ayasofya’nın cami olarak açılması gerektiğini belirtti. Yüzde 18,8 oranındaki Saadet Partili seçmen ise Ayasofya’nın müze olarak hizmet vermeye devam etmesi şeklinde görüş bildirdi. l İç Politika DİYANET BAŞKANI ERBAŞ: Fresk ve ikonaların üstü örtülecek Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 24 Temmuz’dan itibaren ibadete açılacak Ayasofya’ya 2 imam ile 4 müezzin atanacağını açıkladı. Erbaş, önceki gün katıldığı bir televizyon programında, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi ile birlikte “aslına rücu ettiğini” kaydetti. Ayasofya’nın içinde bulunan freskler ve ikonalar ile ilgili sıkıntı olmadığını belirten Erbaş, “O resimlerin üzerini bir şekilde perdelemek ya da teknolojik imkânlardan yararlanarak ışıkla karartmak ve namazdan sonra da tekrar perdeyi açarak ya da o karartmayı kapatarak ziyaretçilerin müşahedesine sunmak şeklinde bir uygulama yapacağız. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulumuzun da cevazı vardır, herhangi bir sakınca yoktur” dedi. Erbaş, Ayasofya’da kalması gereken taşınabilir sembollerin Ayasofya’da kalacağını, bulunma zorunluluğu bulunmayanların “bir tarafta sergileneceğini” aktardı. Ayasofya’da görev yapacak din görevlilerinin belirlendiğini de kaydeden Erbaş, “İki imam ve dört müezzinin önümüzdeki günlerde atamalarını yapacağız” ifadelerini kullandı. Açılışın Lozan Antlaşması’nın yıldönümüne denk geldiği anımsatılan Erbaş, “24 Temmuz’a denk gelmiş olması tabii ki bir anlam da ifade ediyor. Milletimizin özgürlüğünü perçinlemiş olması noktasında mutlaka katkısı olur” diye konuştu. ‘Ekip oluşturuldu’ Öte yandan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Erbaş, incelemelerde bulunmak üzere dün Ayasofya’yı ziyaret etti. Ersoy, Ayasofya’da yapılacak düzenlemeler için uzman bir ekip oluşturulduğunu söyleyerek, “Restoratörlerden, mimarlardan, Diyanet İşleri’nden, hem de tarihçilerden oluşan bir ekiple bir durum değerlendirmesi yaptık. UNESCO’dan da bir temsilcimiz vardı” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet AKP SÖZCÜSÜ ÇELİK: Ağır bir kimlik krizi yaşıyorlar AKP Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Ayasofya’ya her dinden insanın ziyaret maksadıyla erişiminin her zaman mümkün olacağını kaydetti. Çelik, “Bu topraklarda yaşadığı, bu milletin özlemlerine şahit olduğu halde, Ayasofya açıldığı için yabancı devletlerin ne kötülükler planlayacağını sayıp dökmekle uğraşanlar gerçekten ağır bir kimlik krizi yaşıyor” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle