Katalog

6 3 HAZİRAN 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERHAN EREN HABER TCDD ÇALIŞANLARI SÜRGÜNLERE KARŞI HAREKETE GEÇTİ EMEKLI TÜMAMIRAL CEM GÜRDENIZ, DENIZ JEOPOLITIĞINDEKI GELIŞMELERI DEĞERLENDIRDI: Doğu Akdeniz BTS İzmir Şube Başkanı Akyol, “TCDD’nin kurumsal tarihinde şu ana kadar görülmemiş şekilde siyasi kadrolaşmaya ve ayrımcılığa imza atıldı. Sürgün edilenler arasında halen ağır hasta olan, engelli olan var” dedi. Sürgünlere karşı Ankara yürüyüşü başladı Birleşik Taşımacılık İş Sendikası (BTS), TCDD Genel Müdürlüğü tarafından alınan kararla 100’den fazla çalışanın sürgün edilemesini protesto etmek amacıyla İstanbul, Diyarbakır, Adana ve İzmir’den Ankara’ya eşzamanlı yürüyüş başlattı. TCDD’de çalışan ve aralarında BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol’un da olduğu 13 sendika üyesinin kendi istediğinde görev yerleri değiştirildi. BTS İzmir Şubesi, alınan karara tepki göstererek yaklaşık bir haftadır Alsancak Tren Garı önünde oturma eylemi başlatmıştı. Sendikadan dün yapılan açıklamada, “Sendikamız tarafından hukuka aykırı ve ayrımcı kararın geri alınması amacıyla kamuoyu oluştur mak, ilgili kurumlara sesimizi duyurmak ve toplumu bilgilendirmek üzere ‘Sürgünler geri alınsın!’ adı altında demiryollarında yürüyüş kararı alınmıştır. Yürüyüşümüz İstanbul, İzmir, Adana ve Diyarbakır’dan başlayacak olup güzergâh üzerindeki gar ve istasyonlar ziyaret edilerek 4 Haziran 2020 tarihinde Ankara’da TCDD Genel Müdürlüğü önünde saat 11.30’da yapacağımız basın açıklaması ile tamamlanmasının ardından TCDD Genel Müdürü ile görüşme gerçekleştirilecektir” denildi. Diyarbakır’da engelleme İzmir Alsancak Garı önünde bir araya gelen BTS üyesi emekçilere KESK’e bağlı diğer sendika şubeleri ile CHP de destek verdi. Grup adına basın açıklamasını okuyan BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol, “TCDD’nin kurumsal tarihinde şu ana kadar görülmemiş şekilde siyasi kadrolaşma, liyakatsiz atama ve kurum içi barışı yok eden bir ayrımcılığa imza atıldı. Sürgün edilenler arasında halen ağır hasta olan, eşi ve oğlu engelli olan, eşi yatalak hasta olanlar ile kronik hastalar vardır” dedi. Diyarbakır’dan yola çıkan demiryolu emekçileri Elazığ Maden’de engellendi. Engelleme üzerine açıklama yapan BTS Malatya Şube Başkanı Hasan Akdemir, Elazığ Tren Garı önünde yaptığı basın açıklamasında, yürüyüşün Malatya, Sivas, Kayseri, Ankara’da devam edeceğini söyledi. l Haber Merkezi T.C. ERGANİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/264 Esas DAVACI: İPEK ÖZ DAVALI: MUSTAFA ÖZ Davacı İpek Öz vekili Av Mesut Gündüz tarafından davalı Mustafa Öz aleyhine açılan Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma(Çekişmeli) davasının yapılan yargılamasında; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan boşanma davasında; tarafların 26/02/2007 tarihinde evlendikleri, tarafların Muhammed Öz, Zeynep Öz, Azra Öz isimli 3 müşterek çocuklarının bulunduğu,davalının evliliğin sorumluluklarını yerine getirmediği, davalının davacı ve müşterek çocuklardan ayrı İzmir ilinde imam nikahlı olarak biri ile yaşadığı, tarafların 510 seneden beri bir araya gelmedikleri, davacı açısından ortak hayatın çekilmez seviyeye geldiği, davalının davacı eş ve müşterek çocuklara maddi manevi yardımda bulunmadığı, davalı ile davacının aile birliğini devam ettirmesinin mümkün olmayacağı, davanın kabulüne, adli yardım talebinin kabulüne, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacıya verilmesine, davacı yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, hükmün kesinleşmesinden sonra bu miktarın yoksulluk nafakası şeklinde devam etmek üzere davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, müşterek çocukların her biri için 500,00 TL olmak üzere toplam 1500,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakası şeklinde devam ederek davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 20.000,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği, davanın mahkememizin 2019/264 E. Sırasına kayıt edildiği, duruşmasının 23/09/2020 günü saat 09:25’e bırakıldığı,son ilan tarihinden itibaren 3 ay içerisinde itirazları olanların mahkemeye başvurması gerektiği ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1168951) T.C. ERGANİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO : 2019/269 ESAS DAVACI : ZÜLFİYE İPEK DAVALI : MURAT İPEK Davacı Zülfiye İpek vekili Av Yahya Yavuz tarafından davalı Murat İpek aleyhine açılan Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma(Çekişmeli) davasının yapılan yargılamasında; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan boşanma davasında; tarafların yaklaşık 10 sene önce evlendikleri, tarafların Yusuf Mert, Sudem, İklim Ceren isimli 3 müşterek çocuklarının bulunduğu,davalının evliliğin sorumluluklarını yerine getirmediği, davalının sürekli tefecilerden borç aldığı, işlerini batırdığı, evi, arabayı, tüm mal varlığını sattığı, davalının 4 sene önce Ergani’den gittiği, davacının ailesinin ve yakınlarının desteği ile kirasını ödediği, davalının 4 senedir davacı eş ve müşterek çocuklara maddi manevi yardımda bulunmadığı,davalı ile davacının aile birliğini devam ettirmesinin mümkün olmayacağı, davanın kabulüne, adli yardım talebinin kabulüne, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacıya verilmesine, davacı yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL çocukların her biri için 150’şer TL olmak üzere 450 TL tedbir nafakası takdirine, hükmün kesinleşmesinden sonra bu miktarın yoksulluk nafakası şeklinde devam etmek üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği, davanın mahkememizin 2019/269 E. Sırasına kayıt edildiği, duruşmasının 23/09/2020 günü saat 09:20’ye bırakıldığı, son ilan tarihinden itibaren 3 ay içerisinde itirazları olanların mahkemeye başvurması gerektiği ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1168952) T.C. İSTANBUL ANADOLU 10. AİLE MAHKEMESİ’NDEN / BAŞKANLIĞI’NDAN ESAS NO : 2018/460 Esas DAVALI : HABİL ÖZTÜRK Davacı tarafından aleyhinize açılan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davasının yapılan yargılamasında; Ön inceleme duruşma gününü davalıya ilanen tebliğine karar verilmiş olup, H.M.K. 139. maddesi uyarınca, sulh için gerekli hazırlığı yapmanız, ön inceleme duruşmasına gelmediğiniz takdirde yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve karşı tarafın sizin muvafakatiniz olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceğinden, HMK. 150/1 maddesi gereğince, belirlenen duruşma gününde geçerli bir özrünüz olmadan duruşmaya gelmediğiniz taktirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, HMK. 150/2 maddesi uyarınca, duruşmaya gelen karşı tarafın talebi üzerine yargılamaya yokluğunuzda devam edildiğinde yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğinizden bu nedenlerle ön inceleme duruşma günü olan 27/10/2020 tarih 10:10 da mahkemede bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz ilanen tebliğ olunur. 01/06/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1168942) ikinci Sevr’dir “Küresel jeopolitik, çok hızlı değişiyor. Tek kutuplu dünya düzeni, çok kutuplu dünya düzenine evriliyor. Asya yüzyılı başladı” diyen Gürdeniz, “Türk milleti kendine güvensin. Sahte Atatürkçülerin ve müesses nizamın tuzaklarına düşmesin” değerlendirmesinde bulundu. BARIŞ DOSTER Salgın hastalık, her ne kadar gündemde ilk sırada olsa da dış politikadaki gerilimler hız kesmiyor. İç siyasetteki tartışmalar, zaman zaman, dış politikaya ilişkin tutumlar üzerinden şekilleniyor. Son gelişmeleri, seçkin bir Türk komutanı olan, Mustafa Kemal’in askeri olmanın bedelini Silivri zindanında ödeyen, “Mavi Vatan” kavramını dilimize kazandıran emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’le konuştuk. n Türk deniz jeopolitiğinde neler yaşanıyor? Türk deniz jeopolitiğini küresel jeopolitikten ayıramayız. Küresel jeopolitik, çok hızlı değişiyor. Tek kutuplu dünya düzeni, çok kutuplu dünya düzenine evriliyor. Asya yüzyılı başladı. ABD’nin “Washington Konsensüsü” diyebileceğimiz düzen kurma yeteneği azalıyor. Covid19 sonrasında bu süreç daha da hızlanacak. İzleri, dünyanın her köşesinde görülüyor. Bu konjonktürde Türkiye, Doğu Akdeniz’de vazgeçilmez çıkarlarına karşı, büyük bir meydan okuma zinciri ile karşı karşıya. Zira bulunduğumuz alan; enerji jeopolitiğini, kenar kuşak jeopolitiğini ve İsrail’in güvenlik jeopolitiğini ilgilendiriyor. Bu üç alanda en kritik ortak payda, Türkiye’nin deniz jeopolitiği. n Bu meydan okumalar neler? Birincisi, Türkiye’nin güneyinde, denize çıkışı olan bir kukla Kürdistan’ın kurulması. İkincisi, KKTC’deki kolordumuzun geri çekilip güvenlik garantilerinin ve son tahlilde KKTC’nin varlığının sona erdirilmesi, dolayısıyla Türkiye’nin güneyden kuşatılması. Üçüncüsü ve en önemlisi, “Mavi Vatan” dediğimiz, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığında, “Münhasır Ekonomik Bölge”de (MEB) hakkı olan 150 bin kilometrekare alanın gasp edilip Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan’a verilmesi. n Türkiye’nin attığı adımlara emperyalizm nasıl cevap verdi? 1990’larda bağımsız dış ve güvenlik politikasına yönelen Türkiye’ye emperyalizmin cevabı sert oldu. Özellikle 2008’den sonra başlatılan Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi kumpasların stratejik hedefi, Türkiye’nin 21. yüzyılda Doğu Akdeniz odaklı, milli çıkarlara dayalı siyaset ve strateji uygulamasını önlemeye yönelikti. Zira Türkiye’nin bağlı bulunduğu NATO ittifakı başta olmak üzere Batı, yukarıda saydığım üç alanda Türkiye’yle tamamen zıt kutuplarda. 2002 2014 arasında “askeri vesayet ile mücadele” şemsiyesi altında FETÖ tarafından o dönem iktidarla beraber yönetilen kumpas davalarda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Doğu Akdeniz’de, KKTC’de, Karadeniz’de Mavi Vatan’ı koruyan; PKK terör örgütüyle mücadelede kahramanlık ve liderlikleri öne çıkan amiral, general ve subaylar Bekirağa Bölüğü’ne, yani Hasdal ve Silivri’ye gönderildi. Hedef, Doğu Akdeniz jeopolitiğinde ortamın şekillendirilmesiydi. Bu süreç daha ileriye, devletin şekillendirilme ve ele geçirilme projesine dönüştürüldü. FETÖ temizliği şart n FETÖ’nün darbe girişimi sonrasında atılan adımları nasıl görüyorsunuz? Devleti korumak için FETÖ temizliği şarttı. Diğer taraftan FETÖ temizliği, ABD Türkiye ilişkilerinin bozulma sürecine koşut seyretti. 15 Temmuz gecesi yaşanan pek çok ihanet yanında, halkını, hava sahasını, füze sistemleri ile koruyamayan bir Türkiye gerçeği ortaya çıktı. Bu travma, hayatta kalma güdüsü ile Ankara’yı, Rus S400 füze sistemlerine yönlendirdi. Bu karar, NATO ve ABD’de, yani kenar kuşağın ev sahiplerinde büyük kırılma yarattı. Soğuk Savaş sonrası NATO’yu zaten sorgulamaya başlayan Türkiye, artık kendi kararlarını kendi vermeye yöneliyordu. Bu kararların en önemli örneğini Doğu Akdeniz’de gördük. Karşımızda Yunanistan, GKRY, ABD, AB, İsrail, Mısır, Ürdün, hatta Filistin’den oluşan, Türkiye karşıtı cephe oluştu. Böylece Mavi Vatan, denizde Türkiye’ye dayatılan ikinci Sevr’e karşı, büyük bir savunmanın simge adı oldu. Gambot, sismik ve delme diplomasileri ile şekillenen Mavi Vatan doktrini üzerinden Doğu Akdeniz, Türkiye’nin emperyalizmin dayatmalarına karşı duruşunun başat jeopolitik alanı olarak öne çıktı. Türkiye’nin, Suriye’de Kürtlerin denize çıkış koridorunu engellemesi, Libya’yla 27 Kasım 2019’da deniz sınırlandırma mutabakat muhtırasını imzalaması, bu jeopolitik mücadelenin diğer kilometre taşları oldu. Türk milleti kendine güvensin n ABD Doları ile Doğu Akdeniz arasında nasıl bir ilişki var? Emperyalist cephede Doğu Akdeniz’i, ABD Doları ile teslim almayı amaçlayan bir strateji arayışı var. Jeopolitik çıkarların dolar kuru ile ilişkisi olmadığını hatırlatalım. Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan’dan, Kıbrıs’ta kolordudan vazgeçen, güneyimizde denize çıkışı olan kukla Kürt devletine izin veren hiçbir hükümet, iktidarını koruyamaz. Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra 40 Cent’e muhtaç hale geldik. Ambargo uygulandı. Ermeni terörü başlatıldı. Ama Kıbrıs’tan geri çekilmedik. Doğu Akdeniz ikinci Sevr’dir. Birincisine ne yaptıysak ikincisine de yaparız. Türk milleti kendine güvensin. Sahte Atatürkçülerin ve müesses nizamın tuzaklarına düşmesin. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NDAN KAPSAMLI AÇIKLAMA 98 muvazzaf için gözaltı kararı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, FETÖ üyesi olup TSK içine sızdığı iddia edilen 98’i muvazzaf toplam 118 şüpheli hakkında yakalama ve gözaltı kararı verdi. Soruşturmalar kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen isimlerin itirafçı beyanlarından ve ankesörlü hatlar üzerinden örgüt mensuplarıyla iletişim kurdukları öne sürüldü. Bu şüphelilerden 15’inin Jandarma Genel Komutanlığı, 23’ünün Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 2’sinin Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 2’sinin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli 3 subay, 23 astsubay, 4 uzman çavuş ve 12 askeri öğren ci olduğu belirtildi. Operasyona ilişkin yazılı bir açıklama yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürütülen soruşturmalar çerçevesinde bugüne kadar haklarında adli işlem yapılan 1639 şüpheli hakkında inceleme yapıldığını, 1131 kişinin FETÖ’nü sivil yöneticileriyle iletişim kurmak için büfe, market gibi yerlerde kurulu telefon hatlarını kullandıklarını açıkladı. Bu kapsamda 68 albaydan 49’unun, 35 yarbaydan 29’unun, 70 binbaşından 57’sinin, 222 yüzbaşıdan 198’inin, 160 üsteğmenden 132’sinin, 67 teğmenden 65’inin, 20 asteğmenden 6’sının, 260 astsubaydan 168’inin, 378 uzman çavuşerbaştan 155’inin ve 369 askeri öğrenciden 272’sinin örgüt mensuplarından sorumlu sivil yöneticileriyle sabit telefon hatları üzerinden irtibat kurdukları belirtildi. Açıklamada, örgüt mensuplarından sorumlu sivil şahıslar tarafından örgüt içi iletişim amacıyla kullanılan açık büfe, market gibi yerlerde kurulu telefon hatlarının incelenerek 29 Kasım 2017’den bugüne kadar yürütülen soruşturmalarda ise 3 bin 34 şüpheli hakkında gözaltı talimatı verildiği, 667’sinin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak serbest bırakıldığı, 1604’ünün tutuklandığı kaydedildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet