27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 3 HAZİRAN 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL / ASLAN YILDIZ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER CHP’li Altay, gazetemize yapılan baskılara ve gönderilen tekziplere dikkat çekti: George Floyd ve Amerika’nın çakışan krizleri Siyahi Amerikalı George Floyd, polis şiddetinin son kurbanı oldu, öldürüldü. Nedeni ırkçılık, ayrımcılık; yapanın kendisini ülkesinin asıl sahibi gibi hissetmesine yol açan siyasal düzen. Sonuç mu? Amerika bir haftadır ayaklanmalarla kaynıyor. Amerika’da ırk ayrımcılığı ve polisin siyahlara uyguladığı şiddet de buna karşı protestolar da yeni değil. Martin Luther King Jr.’un başlattığı adalet ve eşitlik mücadelesi bu ayrımcılığı bitirmek için değil miydi? Bugünkü protesto dalgasının 68’de King’in öldürülmesinden sonra yüzeye çıkan öfke patlamasıyla benzer olduğunu not edelim öncelikle. Niye bu dozda? Sanırım çakışan krizler nedeniyle. Amerika bir yandan koronavirüsle mücadele konusunda dünyada en kötü sınavı veren ülke. 100 binden fazla ABD vatandaşı hayatını kaybetti. Açık ara, ölümlerde birinci sırada. Piyasalaştırılmış sağlık, zengini koruyan eşitsiz sistem sonuçlarıyla açığa çıktı. Diğer yandan siyahların virüse yakalanma oranı, beyazların kat kat üstünde. Daha yoksullar, testlere ve tedaviye kamusal olarak erişemiyorlar, dışarıya çıkıp çalışmak ve toplu taşıma araçlarını kullanmak zorundalar. Bazıları devasa evlerde, saraylarda yaşarken, onlar sıkışık evlerde, kalabalık nüfusla barınmak zorundalar. Dolayısıyla, ırk ayrımcılığına dayalı sistemle sınıf ayrımcılığına dayalı sistem üst üste çakışmış durumda. Koronavirüs bu sınıfsal gerçeği nasıl açığa vurduysa, George Floyd’un katledilmesi de bu siyasal gerçeği yeniden gözler önüne serdi. İki öfke birleşti; mecrada biriken su çoğaldı, önündeki baraja yüklenmeye başladı. Trump’ın çözümleri Yönetenler ne yapıyor? Trump, iktidara, Amerika’yı yeniden eski gücüne döndürme vaadiyle geldi. Amerika’nın güç kaybettiğini, rakiplerin çıktığını biliyordu. Dışarıdaki tabloyu bırakalım şimdilik; Trump sonrası Amerikan egemenlerinin ülke içinde sorun çözücülük kabiliyetleri ne durumda? Çünkü hegemonya dediğimiz şey, içeride ya da dışarıda fark etmez, sorunları çözebildiğini gösterebilmekle de ilgili. Sağlık krizi Amerika’yı vurmuş; ciddiye bile almayan bir yönetim görüntüsü var haftalardır. Üstüne ekonomik kriz yayılıyor. İşsizlik patlamış durumda. Açıktan bunları çözemeyince, iç ve dış düşmanlar arıyor Trump yönetimi. Sabah Twitter’la, sosyal medyayla kavga ediyor; akşam Çin’i adres gösteriyor. Yani kendi sorun çözememe halini, “iç ve dış tehditler bizi engelliyor” mazeretiyle gizlemeye çalışıyor. Şimdi George Floyd’un öldürülmesinin ardından başlayan protestolara karşı da eline İncil’i alıp kameralara poz veriyor. Üstüne de protestoların yayıldığı eyaletlerin yöneticilerine, “siz çözemezseniz ben askeri yollarım” diyor. Güvenlikçi sorun çözücülükle, “mülkiyet”e ve beyaz Amerikan üstünlüğüne el uzatanlara karşı kurtarıcı Leviathan edasıyla, kendi tabanını güçlendirmeye çalışırken her itirazı, protestoyu da bir suç haline getiriyor. Haklısınız, dünyanın her yerinde, sorun çözemeyen iktidarların elinde genelde aynı kozlar, aynı ezberler var. Kitlelerin bir kısmının buna gönüllü itaati, desteği varsa neden olmasın ki? Ancak bu tek başına hegemonya kurmaya yetmiyor. Hegemonya, karşıtlarının da belirli oranda pasifleştirilmesine, rızalarının kısmen kazanılmasına dayanıyor. Oysa Amerika’da bu bölünme derinleşiyor. Temsil krizinin işaretleri İşte bu da diğer krizle çakışmaya işaret ediyor: Taleplerini, tepkilerini akıtacak siyaset kanalı bulamayan kesimlerin derinleşen temsil krizi. Amerikan siyaseti, tekellerin, elitlerin hâkimiyetinde. Ne kadrolar ne de program bakımından bunların denetiminin dışına çıkılmasına izin verilmiyor. Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti arasında çok fark yok; pinpon topu gibi, yıllardır bir o kanatta iktidar, bir de diğer kanatta. Ancak uzun süredir işler yolunda değil. Toplumun diğer bölümü uyanıyor, rahatsızlığı artıyor. Occupy, “İşgal Et” hareketlerinin 2008 krizi sonrasında yükselişi hatırlarda. Temsil krizinin işaretleriydi. Kitleler, özellikle yeni kuşak gençler, iki parti arasına sıkıştırılan siyaset çıkmazının yeni kanallarla genişletilmesini, finans tekellerinin siyasi hâkimiyetine el uzatılmasını istiyor. Daha fazla sosyal adalet, daha fazla demokrasi, özgürlük talebiyle. Bunu en iyi Bernie Sanders okudu. Programını, vaatlerini buna göre şekillendirdi. Trump’a karşı Demokratlar’ın en güçlü adayı olarak başlamıştı bu yılki önseçim sürecine. Bir süre önde de götürdü. Sonra ne mi oldu? Amerikan müesses nizamının Demokrat Parti kanadı, “Sanders, Trump’tan tehlikeli” mantığıyla hareket edip aday adaylarını Sanders’a karşı birleştirdi ve sahneye Joe Biden’ı çıkardı. Hal böyle olunca sokak siyasetinin yükselmesi şaşırtıcı değil. Kurumsal temsili siyaset, giderek yoksullaşan, gelecek umudunu yitiren, ırkçılığa veya ayrımcılığa maruz kalan geniş kesimler açısından bir hayal kırıklığı yarattıkça, sorunları çözmek yerine derinleştirdikçe, bu kesimlerin tepkileri, öfkeleri akacak yeni mecralar arıyor, radikalleşiyor. Çaresi şiddet, baskı değil; daha fazla demokrasi, adalet ve hakça bölüşüm. İşte bu örtülü faşizm CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, gazetemiz Cumhuriyet’in “keskopyalayapıştır tekzipler” ile engellenmesinin örtülü faşizmin göstergesi olduğunu belirterek “Derebeylikte, Hitler, Mussolini faşizminde bunları göremezsiniz. Cumhuriyet gazetesinin hepsini kuşa çevirsen, Cumhuriyet gazetesinin şu ibaresi (gazetedeki ‘Cumhuriyet’ yazısını göstererek) her şeye değer. Onurlu duruşlarından dolayı Cumhuriyet gazetesinin bütün çalışanlarını kutluyorum” diye konuştu. CHP’li Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında 48 gün sonra açılan Meclis’in gündeminde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılmasına ilişkin düzenleme olması gerektiğini dile getirdi. Gazetemize yönelik baskılara da atıf yapan Altay, Erdoğan’ın yeni bir metot bulduğunu belirterek “Keskopyalayapıştır tekzipler ile gazeteleri kapatıyoruz. Bir gazeteyi istersek o gün birinci sayfası nı karartıyoruz. (Cumhuriyet gazetesi vis var. Bu yargı açısından kepazelik ni göstererek) İşte örtülü faşizm böy tir. Çok rica ediyorum Altun’un avukat le bir şey. Yani legal faşist bir düzende larından. Benim Özgür Özel’den, En matbaayı basar gin Özkoç’tan neyim eksik? sın, gazeteyi çı Aynı şeyleri ben de söyle karmazsın” de dim. Sayın Altun niye be di. Gazetemizin lediyeye bir dava açmıyor haberini okuyan sun? Sen haklıysan, Cum Altay, şunları di huriyet gazetesini bu ha le getirdi: le çevirecek kadar haklıy “Bu haberde san, insan ne yapar, bir da bir yanlışlık var va açar. Büyükşehir yıkmış sa Türkiye’de dava yok, 4 gazeteciye so hiç gazetenin ruşturma açılıyor. 4 gaze çıkmaması la teciye deniyor ki, ‘Terör ör zım. Fahrettin gütlerine hizmet etti.’ Artık Altun aslında bu Engin Altay şuraya geldik: ‘Saray’a ve haberin içeriği Erdoğan’a karşı çıkan her ni yalanlamıyor. kes teröristtir.’ Türkiye’de ‘Kişilik haklarıma saldırı oldu’ diyor. 22 milyon terörist var Erdoğan’ın kafa Grup başkanvekillerimiz Özgür Özel ve sına göre. Derebeylikte, Hitler, Musso Engin Özkoç hakkında dava açmış. Sav lini faşizminde bunları göremezsiniz. cı da fezlekeleri hazırlamış. Adliyeden Cumhuriyet gazetesinin hepsini ku Saray’a, Saray’dan da medyaya bir ser şa çevirsen, Cumhuriyet gazetesinin şu ibaresi (gazetedeki ‘Cumhuriyet’ yazısını göstererek) her şeye değer. Onurlu duruşlarından dolayı Cumhuriyet gazetesinin bütün çalışanlarını kutluyorum. Onların yılmayacaklarına da yürekten inanıyorum.” ‘ZindaştiKuzu’ tepkisi Altay, Zindaşti’nin serbest bırakılmasıyla ilgili süreçte hâkimin kullandığı “Ankara’dan baskı var” ifadesinin önemli olduğunu kaydetti. Altay, “Ankara kim? Ankara, Cumhurbaşkanı’dır ya da Meclis’tir. Ben Cumhurbaşkanı’ndan bir açıklama bekliyorum. Burhan Kuzu’ya talimatı Cumhurbaşkanı mı verdi? Hal böyleyken koku saçılmış, pislik hem görülüyor hem kokar iken Burhan Kuzu’nun orada tutulmasının sebebini merak ediyorum. Burhan Kuzu görevde kalacak mı sayın Erdoğan?” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li Toprak, AKP’nin kuruluşunda 50’den fazla vekil transfer ettiğine dikkat çekti: En zengin albüm AKP’de ÇAKICI’DAN BAHÇELI’YE ‘TEŞEKKÜR’ ZIYARET Devlet Bahçeli Alaattin Çakıcı AKP ile MHP’nin ortak imzasıyla hazırlanıp yasalaşan İnfaz Kanunu ile tahliye olan Alaattin Çakıcı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi parti genel merkezinde ziyaret etti. Sosyal medya hesabından Bahçeli ile çekilmiş bir fotoğraf paylaşan Alaattin Çakıcı, “Türk dünyasının ve Türk milletinin yaşayan efsanevi lideri, mensup olduğum camianın genel başkanı değerli ağabeyimi genel merkezimizde ziyaret ettim. Kendilerine ve Türk milletine saygılarımla arz ederim” dedi. Bahçeli, 23 Mayıs 2018’de cezaevinden tedavi için hastaneye yatırılan Çakıcı’yı Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde ziyaret etmişti. l Haber Merkezi ‘CEMEVLERI İMNPOABRİMKROTOKJAEĞAMİÇÇLİUİZN: YAPACAĞIZ’ VAR İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün Ümraniye Topağacı Mahallesi’ndeki Kazım Karabekir Cemevi’ni ziyaret etti. İstanbul genelinde Alevi yurttaşlara hizmet edecek cemevlerinin yapımına ilişkin de “Örnek teşkil edecek birkaç noktada cemevi hazırlama projemiz var. Engelleri ortadan kaldırıp, bunu İstanbul’a hediye etmek istiyoruz. Bir tanesi de burası olabilir” dedi. Öte yandan İmamoğlu, İBB iştiraki İSTON’un Uluslararası Beton Sürdürülebilirlik Konseyi tarafından altın sertifika ile ödüllendirildiği törene katıldı. Kanal boşboğazlık İmamoğlu, İstanbul’un birinci meselesinin deprem olduğunu belirterek “İstanbul’un daha canını tehdit eden bu süreci çözemediği bir ortamda, Kanal İstanbul’u konuşacak kadar boşboğazlık eden, anlamsız yöneticilik figürlerinin malzemesinin bir parçası olmayacağız” ifadelerini kullandı. l İç Politika YAVAŞ’TAN SOSYAL MEDYA GENELGESİ: Tarafsızlığa zarar vermeyin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş imzasıyla birimlere gönderilen “Sosyal Medya Genelgesi” ile personel, “tarafsızlık algısına zarar verecek” sosyal medya paylaşımı yapılmaması konusunda uyarıldı. Genelgede şu uyarılar yer aldı: “Bütün personelimiz görevlerini yürütürken tarafsızlık ilkesine riayet ederek tarafsızlık algısına zarar getirecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmalıdır. Sosyal medya kullananlar siyasi ve benzeri mesajlar vermeyecek, gkişi ve kurumları hedef alan mesajlar yayımlamayacaklar ve gereksiz siyasi tartışmalara girmeyeceklerdir.” l ANKARA IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, milletvekillerinin parti değiştirmesini engellemeye yönelik düzenleme hazırlığı içinde olan AKP’nin kuruluşunda en az 5 farklı partiden 50’nin üzerinde milletvekili, yerel seçimlerin ardından da en az 70 belediye başkanı transfer ettiğine dikkat çekti. Toprak, iktidarın hem kendi partisindeki kopuşları frenlemeyi amaçladığını hem de muhalefetin hareket alanını kuşatma peşinde olduğunu dile getirdi. CHP’li Toprak; partisinin merkez yönetim kurulu toplantısına sunduğu haftalık değerlendirme raporunda, AKP’nin siyasi partiler yasasında yapacağı değişikliği ele aldı. Toprak, iktidarın siyasi ahlak, demokrasi, seçmen ve sandık iradesini savunmak bahanesiyle Seçim ve Siyasi Partiler Yasası’nda, TBMM İçtüzüğü’nde değişiklik yapmaya hazırlandığına dikkat çekti. Toprak, iktidarın milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması için de düzenlemeye gitme hazırlığında olduğuna işaret etti. Toprak, Türkiye’nin siyasi tarihinde en büyük milletvekili transferlerinin AKP tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. 70 belediye başkanı Toprak, AKP’nin 15 Ağustos 2001 tarihinde kurulmasının hemen ardından 50’den fazla milletvekilin transfer ederek TBMM’ye girdiğini anımsattı. Toprak, AKP’nin kurulduğu zaman şu anda ortağı olan MHP’nin yanı sıra başta DYP, ANAP, HAS Parti, DSP, ÖDP ve daha birçok partinin genel başkanı da dahil en zengin transfer albümüne sahip partinin kendileri olduğuna dikkat çekti. Toprak, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından en az 100 belediye başkanının transfer edeceklerini ilan eden AKP’nin bu süre içerisinde grup toplantısında doğrudan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 5 belediye başkanına rozet taktığını anımsattı. Sürecin sonunda toplam 70 belediye başkanının AKP’ye katıldığına dikkat çeken Toprak, siyasi ahlaksızlık ve seçmene saygısızlık olarak nitelendirilen transferlerin en hızlı ve baş uygulayıcısı olan iktidarın muhalefetin önünü kesmek için böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyduğuna işaret etti. l ANKARA ‘Görevimiz yoksulluğu bitirmek’ İLAYDA KAYA Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Kerimoğlu, CHP’li Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu, pandemi sürecinde CHP’li belediyelerin zor günleri atlatmak için üstüne düşen sorumlulukları en iyi şe belediyelerin pandemi sürecindeki başarılarına dikkat çekti. Kerimoğlu, CHP iktidarında yoksulluğa karşı pansuman tedbirler değil, kalıcı ve sürdürülebilir çözümler getirileceğini söyledi. kilde yerine getirdiğini söyledi. Koronavirüs salgınının ardın larını çözmeye gayret ettik” dedi. dan normalleşme adımları sürer Bülent Kerimoğlu Dayanışmanın Bakırköy’de de üst ken Bakırköy Belediye Başkanı düzeyde yaşandığını kaydeden Dr. Bülent Kerimoğlu, ilçede yapılanları ve Bülent Kerimoğlu, “1330 aileye yapmış ol süreci Cumhuriyet’e anlattı. Salgınla bir duğumuz yardımları düzenli olarak ödedik. likte başta CHP’li belediyeler olmak üze İşini kaybeden ya da işyerini kapatmak zo re tüm belediye başkanlarının özveri ile runda kalan ailelere gıda yardımında bu çalıştığını söyleyen Kerimoğlu, “İktidarın lunduk. Öğrenci desteklerini yüzde10 artı engellemelerine rağmen süreci en iyi şe rarak ödemelerini aksatmadan yaptık. Ev kilde yürüttük. Gıda yardımı, askıda fatu lere dezenfektan ve ücretsiz maske dağıt ra ödemesi, esnafın borcunun kapatılma tık.16 branşta hizmet veren belediyemiz Evde sağlık hizmetlerine devam ettik. Engelli ailelerine desteğimizi sürdürdük. İki kız öğrenci yurdumuzu sağlık çalışanlarına tahsis ettik. Sokak hayvanlarına mama desteği sağladık... Kısacası halkçı ve kamucu anlayışımızın gereği olarak ‘kimsesizlerin kimsesi’ olduğumuzu halkımıza bir kez daha tüm CHP’li belediyeler olarak gösterdik” diye konuştu. Türkiye’nin son 20 yılda ekonomik ve toplumsal büyük bir tahribatla karşı karşı sı, ücretsiz ekmek, maske dağıtımı ve yar tıp merkezini yurttaşlarımızın sağlık so ya kaldığını, Cumhuriyetin bütün kazanım dıma ihtiyacı olan yurttaşlarımızın sorun runlarına yardımcı olmak için açık tuttuk. larının tek tek hoyratça savrulduğunu an latan Kerimoğlu, “İşsizlik, yoksulluk, basın özgürlüğü, eğitim, sağlık, hukuk ve dış politikada yaşanan sorunlar artık halının altına süpürülemeyecek düzeyde. Bu nedenle acil sosyal demokrat, halkçı, kamucu, üretimi önceleyen bir iktidara ihtiyaç var. AKP döneminde partizanca, kayırmacı dönem yaygınlaşarak,sadaka kültürü adeta kurumsallaştı. Yardım kolisi dağıtmak AKP’nin yoksulluğu yönetme anlayışıdır. Biz CHP’lilere düşen görev ise yardım kolisi dağıtmak değil, yoksullukla mücadele etmek ve yoksulluğu bitirmektir. Gelir dağılımında adaleti sağlamaktır. Üreten Türkiye’yi yeniden kurmaktır. Pansuman tedbirlerle sorunları öteleme dönemi geçmiştir. Artık kalıcı ve sürdürülebilir çözümler bulma zorunluluğu vardır. Tam da bu nedenle artık görev, halkın büyük güven ve takdirini kazanan CHP’dedir” ifadelerini kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle