Katalog

HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 3 HAZİRAN 2020 ÇARŞAMBA SAĞANAK VE DOLU İç Anadolu’nun doğusunda sağanak, Kayseri, Sivas ve Tokat’ta dolu yağışı bekleniyor. Yağış nedeniyle su baskını, sel, yıldırım düşmesi ve ulaşımda aksamalar gibi muhtemel riskler bulunuyor. 110/2 2 0 170/2 5 0 130/2 2 0 240/1 3 0 220/9 0 220/8 0 230/5 0 70/2 0 0 150/2 6 0 250/1 3 0 240/1 0 0 240/1 6 0 250/1 2 0 250/1 7 0 270/1 4 0 160/1 0 0 260/1 7 0 300/1 5 0 190/1 2 0 240/1 4 0 270/1 8 0 280/1 9 0 TARİHTE BUGÜN 1963: Şair Nâzım Hikmet Ran, Moskova’da 61 yaşında öldü. 1964: Futbolun ordinaryüsü Lefter Küçükandonyadis, Fenerbahçe ve Beşiktaş arasındaki maçla futbola veda etti. Mayıs ayında erkek şiddetine kurban gittiler, cezalar caydırıcı değil 21 kadın artık aramızda değil Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2020 Mayıs raporunu açıkladı. Rapora göre, mayıs ayında 21 kadın erkekler tarafından öldürülürken 18 de şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Öldürülen 21 kadından 17’sinin neden öldürüldüğü tespit edilemediği belirtilen raporda, 3’ünün ekonomik “bahaneyle”, birinin de kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldüğü açıklandı. Raporda, 17 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesinin, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının sonucu olduğu vurgulanarak cezasızlık politikasının şiddeti artırdığına dikkat çekildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: “Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.” l Haber Merkezi Çağla Tuğaltay’ın katili 20 yıldır bulunamadı. Cinayetle ilgili verilecek bir ifade zamanaşımı süresini 10 yıl uzatabilir. VICDANLAR SUSMUYOR Çağla Tuğaltay (15), 20 yıl önce İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki evinde komşuları tarafından boğazı kesilmiş halde bulundu. 20 yıldır faili meçhul bir cinayet olarak duran dosya, 5 Haziran’da zamanaşımına uğrayacak. Türk Kadınlar Konseyi Derneği (TKKD) Adana Şube Başkanı avukat Meryem Türktekin, bu tür dosyaların zamanaşımına uğramasının vicdanları rahatsız ettiğini ve suçlular için bir kaçış noktası olduğunu söyledi. Faili meçhul kaldılar Çağla Tuğaltay gibi, Hande Çinkitaş (12), Gizem Sel (10), Damla Çelik (12) ve Nigar Kevser Şahin’in (12) de faillerinin bulunamadığını kaydeden Türktekin, “Bu çocuklarımızın da ölümünden sorumlu kişiler henüz bulunamadı. Bu tür dosyalarda şüpheli olabileceği düşünülen herkesin, Cumhuriyet savcıları huzurunda ifade vermesi gerekiyor. Bu şekilde dosyaların zaman aşımı süresi, 20 yıldan 30 yıla çıkabilir. Bu dosyalarda zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verilmesi kamu vicdanını sızlatır. Vahşice katledilmiş kız çocuklarımızın faili meçhul dosyalarının aydınlığa kavuşturulmasını, zamanaşımına uğratılmamasını istiyoruz” dedi. ARAÇTAN INDIRIP BIÇAKLADI Isparta’da bir markette çalışan Şefika Ç. ile eşi Mesut Ç. arasında henüz bilinmeyen nedenle dün gece tartışma çıktı. Tartışma kavgaya dönüşünce Şefika Ç., evden çı kıp otoparkta bulunan otomobiline bindi. Mesut Ç. de peşinden gi dip bıçakla otomobilin lastiklerini kesti. Ardından Mesut Ç., Şefika Ç’yi zorla araçtan indirip bıçakladı. Şefika Ç., ambulansla Isparta Şehir Hastanesi’ne götürüldü. Mesut Ç. ise gözaltına alındı. l DHA CEZASI ONANDI Kars’ın Sarıkamış ilçesinde, 8 aylık hamile eşi Sezen Alkan’ı (23) bıçaklayarak öldüren Barış Alkan’a (33) verilen ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası onandı. 1. Ceza Dairesi, Barış Alkan’ın an nesi Hediye Alkan’a yönelik ya ralama suçundan verilen bera at kararını ise yargılamanın yeni den yapılmasına karar vererek ye rel mahkemeye ge ri gönderdi. 33 haf talık erkek bebek, sezaryenle alınmış, yaşama döndürü len bebek, Sevgi Evleri’ne yerleştiril Barış Alkan mişti. l DHA BAKAN KOCA Normal uyarısı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün yaptığı bir diğer paylaşımda normalleşme uyarısında bulundu. Koca “Sokağa çıkma kısıtlamasının kalkması, her şeyin normale döndüğü anlamına gelmesin. Eğer tedbirlerle kendinizi virüse karşı güvenceye almazsanız, karşılaşacağınız sonucu bilemezsiniz. Türkçesi: Bir koronavirüs hastasının yoğun bakımda yaşadıkları size Çince kadar yabancıdır” dedi. l Haber Merkezi PROF. TÜKEK: Toplumsal bağışıklık düşük İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Tufan Tükek, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Yeni nesil antikor testlerinin ilk sonuçlarına göre virüsle karşılaşmış, hastalığı semptomsuz geçirmiş, antikor testleri pozitif olmuş hasta oranı zannettiğimizden çok düşük. Toplumsal bağışıklık için çok gerideyiz. Dikkatli olalım lütfen” uyarısında bulundu. l Haber Merkezi HASTANE UYARISI Acil durumda kullanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salgın hastanelerinin sayılarını 1 Haziran’dan itibaren azaltarak hastanelerin hasta kabulüne ve normal işleyişine başlayacağını açıklamıştı. Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ahmet Demircan, hastanelerde normalleşme süreci için hazırlıkların yapıldığını belirterek vatandaşlara çok gerekli değilse acil servislerin aşırı kullanılmaması uyarısında bulundu. l DHA 2 HAZİRAN SALI 32 BİN 325 786 22 974 2 MILYON 103 BIN 44 165 BIN 555 4585 271 633 129 BIN 921 Nostaljik tramvay ilk seferini yaptı Koronavirüsle mücadele tedbirleri kapsamında 5 Nisan’da seferlerine ara verilen nostaljik tramvay, dün ilk seferini yapmak için Taksim Meydanı’na geldi. Sabah saat 07.00 itibarıyla yolcularını alan nostaljik tramvay, ilk seferine başlamasıyla İstiklal Caddesi bilinir haline dönmeye başladı. Tramvaya ait zil seslerinin İstiklal Caddesi’nde yankılandığını duyan yurttaşlar ise telefonlarını sarılarak o anları kaydetti. Cadde kalabalıktı. l DHA Bakanlık, idari izinleri ve yeni dönemdeki çalışma sistemini açıkladı: Kamuda normalleşme Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, kamuda esnek çalışma modelinin sona ermesiyle kamu kurum ve kuruluşlarında alınması gereken önlemler belirlendi. Buna göre, servis araçları ile hizmete mahsus araçlarda el antiseptiği ve tek kullanımlık maske bulundurulacak. Yığılmaların önüne geçilmesi için servis hareket saatleri yeniden belirlenecek. İşyerlerine girişlerde tüm çalışanların temassız ateşölçer ile vücut sıcaklıkları kontrol edilecek, geçiş kontrol sistemi bulunan işyerlerinde bulaşma riskine karşı temassız sistemler kullanılacak. Ofisler, sık aralıklarla havalandırılacak. Toplantı, görüşme ve eğitimler çevrimiçi veya telekonferans görüşmesi yoluyla yapılacak. Tüm personel çalışma süresince maske kullanacak, yemekhanelerde daha az sayıda kişinin bir arada bulunmasını sağlayacak şekilde, tek kullanımlık ürünlerle kumanya verilecek, ortak alanlardaki su sebilleri ve çay makineleri kullanılmayacak. 24. hafta kriteri Sağlık Bakanlığı da kamu çalışanları için idari izne esas olacak hastalıkları belirledi. Buna göre, çalıştırılma biçimine bakıl KAMU EMEKÇILERINDEN DÖRT ACIL TALEP MUSTAFA ÇAKIR Normal mesaiye geçen kamu çalışanları hükümetten dört acil talepte bulundu. Büro Emekçileri Sendikası (BES), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na gönderdiği yazıda, hamilelik ve emzirme döneminde bulunan kadın çalışanlar açısından riskin devam ettiğine işaret etti. BES, kamu binalarında mevcut haliyle engelli çalışanlar için yapılan sosyal alan düzenlemelerinin yetersizliği dikkate alındığında, engelli kamu çalışanlarının işe gidiş gelişlerde ve çalışma alanlarında daha fazla virüs riskiyle karşı karşıya kalacağını vurguladı. BES, 1 Haziran’da normal mesainin başladığını an cak okulların kapalı olması nedeniyle kamu çalışanlarının çocuk bakım sorunu ile karşı karşıya kaldıklarını bildirdi. Çözüm için ise dönüşümlü ebeveyn izninin uygulanmasını istedi. BES, hizmet binalarının fiziki koşulları ve başvuru yoğunluğu göz önüne alındığında gerekli fiziksel mesafenin sağlanamayacağını dile getirdi. BES, taleplerini şöyle sıraladı: “Dönüşümlü çalışma devam ettirilsin. Asgari seviyede personel bulundurulsun. Halen risk altında bulunan engelli kamu çalışanları ile hamile ve süt izni kullanan kadın çalışanlar idari izinli sayılsın. Dönüşümlü ebeveyn izni uygulansın.” MemurSen de Bakanlığa gönderdiği yazıda, aynı talepleri dile getirdi. l ANKARA maksızın Sağlık Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı hariç kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan yönetici kadro ve pozisyonunda bulunanlar dışındaki 60 yaş ve üzerindekiler ile Sağlık Bakanlığı’nca belirlenen kronik hastalığı bulunanlar idari izinli sayılacak. Covid19 hastalığı için risk grubunda olduğu belirtilen kronik hastalıklar arasında “kanser hastaları; organ nakli, kemik iliği veya kök hücre nakli yapılanlar; kronik akciğer hastalığı olanlar; insüline bağlı diyabet hastaları; hipertansiyon, kalp, böbrek yetmezliği olanlar” yer aldı. Ayrıca kamuda çalışan hamileler için de idari izin düzenlemesi yapıldı. Sağlık Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı hariç kamu kurum ve kuruluşlarında hamile personelin, gebeliğinin 24. haftasından 32. haftasına kadar idari izinli sayılacağı belirtildi. l ANKARA/Cumhuriyet Menderes Menderes’in başbakanlığındaki Demokrat Parti yönetimi, benim ortaokul ve lise yıllarıma rastladı. Aile büyüklerimiz seçim sırasında oylarını sanırım Cumhuriyet Halk Partisi’ne vermişlerdir. Fakat sözünü ettiğim yıllarda aile içinde siyaset konuşulduğunu anımsamıyorum. Buna karşılık, Atatürkçü ve yurtsever olmak tartışmasız değerlerimizdi. Altmışlı yıllara doğru (lise döneminde) yaşamıma edebiyat üzerinden hümanizm girecek, o da beni 60 sonrasındaki sosyalizme hazırlayacaktı. Okulda da siyaset konuşulduğunu anımsamıyorum. Ne öğretmenlerden bu yönden telkinler geldiğine ne de biz öğrencilerin kendi aramızda siyaset konuştuğumuza ilişkin bir anı ya da izlenimim var. Sadece (sanırım daha önce de sözünü ettiğim) tek bir anımı paylaşayım... Bir dersimizde bir öğretmenimizin, o sırada o şehri ziyaret etmekte olan muhalefet lideri İsmet İnönü hakkında küçültücü sözler söylemesini yüksek sesle protesto ederek sınıfı terk ettiğimi şu andaymışçasına anımsıyorum. (Günümüzde bir gencin yedi yıl önceki bir tweet’i nedeniyle yargılandığını düşündüğümde, anlattığım olay nedeniyle başıma bir dert gelmemiş oluşunu; o günlerde hiç değilse sıradan, günlük yaşamda daha özgür ve korkusuz olunduğu sonucuna varıyorum.) HHH Demokrat Parti döneminde işlenen suçlar, 27 Mayıs 1960 sonrasında bir bir ortaya dökülecekti. Bunların en başında Kore Savaşı’nda Amerikan emperyalizminin yanında taraf olmamız gelir. Yasaklı Nâzım Hikmet’in orada akıtılan kanların hesabını sorduğu şiirlerini sonradan okuyacaktık. Bugün Menderes’i demokrasi şehidi olarak göklere çıkaranlar, örneğin, “Kore’de Ölen Bir Yedek Subayımızın Menderes’e Söyledikleri” başlıklı şiiri okumalılar. Bir başka büyük suç, İstanbul’da yaşayan Rum kökenli Türk yurttaşlarına karşı 67 Eylül 1955 tarihinde girişilen, ölümlere ve yaralanmalara da yol açan ve bu insanların her şeylerini geride bırakarak anayurtları Türkiye’den kovulmalarıyla sonuçlanan zorbalık, yağma ve çapul hareketinin örgütlenmesidir. Nâzım Hikmet’in vatan haini ilan edildiği, sola karşı 1940’larda başlayan baskı ve zulmün daha da şiddetlenerek sürdüğü 1950’lerin özellikle ikinci yarısında, ülkenin tek parti ve tek adam diktasına sürüklenmekte olduğu hiçbir yalanın ve demogojinin örtemeyeceği gerçeklerdir. Sözünü ettiğim lise öğrenciliğim döneminde radyolarda okunmaya başlanan “Vatan Cephesi” listeleri ise bıktırıcı can sıkıcılığıyla, şu andaki gibi kulaklarımda ve belleğimdedir. O yılların Menderes’i de fotoğraflarındaki şık giyim kuşamı, özenle taranmış saçları, kibar ve uygar görünümüyle bağdaşmayan söylevlerindeki suçlayıcı sözleri ve ses tonuyla yine şu andaymışçasına belleğimdedir... Siyaset insanlarına (ve genellikle insana) bakarken sözler kadar onları söyleyen kişinin bireysel özelliklerini de gözlemleyip hissetme gibi bir özelliğim o yıllarda da olmalı ki 1960’lara yaklaşan bir süreçteki Menderes’te, bir sıkışmışlığın çırpınışlarını hissettiğimi ve içimde ona karşı bir acıma duygusu uyandığını itiraf ederim... HHH Yassıada duruşmalarında, kibar, fakat fazlaca aşağıdan alışları da sanırım pek çok kişi gibi bana da üzüntü verici görünmüştür. Tutukluluk günlerinde aşağılandığı, hakarete uğradığına ilişkin söylentiler ne ölçüde doğru, ne ölçüde abartılıdır bilemem. Fakat hiçbir biçimde ve ölçüde kabul edilemez. Yürürlükteki ceza yasasına göre verilen idam hükümlerinin uygulanmasının ise darbe hukuku bakımından açıklanması olsa bile, insani ve vicdani bir açıklaması olamaz. HHH Benim için 27 Mayıs darbesi bir devrimdir.. Kimliğimi, o devriminin sonucu olan 1961 Anayasası’nın sağladığı özgürlük ortamına borçluyum. Bunu da yüksek sesle dile getirmekten onur duyarım. Günahları ve sevaplarıyla tarihe mal olmuş bahtsız bir siyasetçinin adını kullanarak kendi suçlarını örtmek isteyenlerin çabaları ise boşunadır. Tarih, kimi kez geriye doğru gidiyor görünse de asıl ve temel gidiş hep ileriye doğru olmuştur. İstanbul Tabip Odası’ndan rapor: Kaygıyla izliyoruz İstanbul Tabip Odası’nın raporuna göre, mayıs sonu itibarıyla hastanelere başvuru ve yatan hasta sayılarında azalma olmasına rağmen, İstanbul’da tehlike ciddiyetini sürdürüyor. Erken başlatılan normalleşme sürecinin İstanbul halkının sağlığı açısından ciddi kaygıyla izlendiği belirtilen raporda şunlar vurgulandı: n Derlediğimiz bilgiler yatan hasta sayıları azalmakla birlikte dalgalanmalarla devam ediyor. n Türkiye’de şimdiye kadar hayatını kaybeden 4 bin 540 yurttaşın ismi yok. Akşamdan akşama yayımlanan istatistiklerde sadece birer rakam olarak anılıyorlar. n Salgın on ikinci haftasını doldururken Covid19 dışı hastaların ertelenemez sağlık hizmeti ihtiyaçları için sıkıntılar giderek büyüyor, hastanelerdeki “normalleşme” sürecinde ”eski normal”e dönme ihtimali endişe yaratıyor. Mayıs sonu itibarıyla hastanelere başvuru ve yatan hasta sayılarında azalmaya rağmen İstanbul’da tehlike ciddiyetini sürdürürken erken başlatılan “normalleşme” sürecini İstanbul halkının sağlığı açısından ciddi kaygıyla izliyoruz. l Haber Merkezi