19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 3 HAZİRAN 2020 ÇARŞAMBA Covid19 salgınının ihracat üzerindeki yıkıcı etkileri mayıs ayında da devam ediyor hracat ine akıldı İ yç Amerika’da isyan Mayıs ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 40.9 düşerek yaklaşık 10 milyar dolar oldu. İhracat, nisan ayında da yüzde 41.4 düşmüştü. İhracatta ilk 5 aylık azalış da yüzde 19.7 oldu. Yılın ilk 3 ayında Türkiye ekonomisinin büyümesine de negatif katkı veren ihracattaki sorunlar, mayıs ayında da devam ediyor. Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından dün açıklanan verilere göre, özellikle Covid19 salgını nedeniyle dış ticarette nisan ayında hızlanan düşüş, oransal olarak azalsa da mayısta da sürdü. Dış ticaret verilerine göre, ihracat geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 40.9 düşerek 9 milyar 964 milyon dolara indi. Nisan ayında ise ihracat yüzde yüzde 41.4 gerileyerek yaklaşık 9 milyar dolar olmuştu. Ayrıca yılın ilk 5 ayında geçen yılın aynı dönemine kıyaslar, yüzde 19.7 gerileyerek 61.6 milyar dolara inen ihracat, Mayıs 2020’ye göre son 12 ayda ise yüzde 8.4 gerileyerek 180.9 milyar dolarda kaldı. Açıkta patlama Mayıs ayında ithalat ise yüzde 27.7 azalarak 13.4 milyar dolara gerilerken, dış ticaret açığı yüzde 104.2 artarak 3.4 milyar dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 90.9’dan yüzde 74,3’e düştü. İlk 5 ayda da ithalat yüzde 5.1 düşerek 82.6 milyar dolar olurken, dış ticaret açığı da yüzde 102.6 artarak 21 milyar dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 88.1’den yüzde 74.6’ya indi. Mayıs ayı dış ticaret verilerinin detaylarına bakınca, yatırım malı ihracatının yüzde 46.2 düşüşle 1.1 milyar dolar, hammadde ihracatının yüzde 37.8 düşüşle 5.2 milyar dolar ve tüketim malı ihracatının yüzde 43 düşüşle 3.7 milyar dolar olduğu görülüyor. İthalaT ise yatırım mallarında yüzde 11.4 düşüşle 1.9 milyar dolar, hammadde de yüzde 29.1 düşüşle 10.3 milyar dolar ve tüketim malında yüzde 38.1 düşüşle 1.1 milyar dolar oldu. Tarımda sınırlı Yine mayısta, TİM’in verilerine göre sanayi malı ihracatı yüzde 45.4 düşüşle 5.4 milyar dolar, tarımsal ihracat yüzde 21.4 düşüşle 1.6 milyar dolar ve madencilik ihracatı yüzde 40.5 düşüşle 273 milyon dolar oldu. l Ekonomi Servisi 2019 yılında teknokentlerde yaratılan ciro bir önceki yıla göre yüzde 43 artarak 22.9 milyar TL’ye ulaştı. BİT pazarı döviz bazında daralıyor Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü 2019’da TL bazında yüzde 14 büyüyerek yaklaşık 153 mil yar liralık hacme ulaştı, ancak dolar bazında daralma sürü yor. Bilişim Sanayicileri Derne ği (TÜBİSAD) tarafından açık lanan 2019 yılına ilişkin “Bil gi ve İletişim Teknoloji Sektörü Pazar Verileri” raporuna göre, istihdamını 143 bin kişiye çı karan sektörün ihracatı ise 6.5 milyar TL olarak gerçekleşti. Sektörün TL bazında kaydettiği büyüme performansının do lar bazında görüle mediğine dikkat çeken TÜBİSAD Başkanı Kübra Erman Karaca, şu açıklamayı yaptı: “2017’den bu yana devam eden da Kübra Erman Karaca ralma trendi, içinde bulunduğumuz dönemde özellikle üzerinde durmamız gereken bir konu. Mevcut potansiyelini göz önünde bulundurduğumuzda çok daha yüksek büyüme oranlarına ulaşmamız gerek.” Rapora göre, sektörün büyüklüğü dolar bazında yüzde 3 daralarak 26.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Salgın sürecinde telekomünikasyon sektörünün uzaktan bağlanma ve bireysel kesime olan hâkimiyeti ile gelişme potansiyeline sahip olduğunu belirten Karaca, buna karşın bilgi teknolojileri sektörünün ise yatırımların azalması ve hizmet ihtiyacının da yavaşlaması nedeni ile süreçten olumsuz etkilenebileceğine işaret etti. Rapora göre, toplam sektör büyüklüğünü oluşturan iki ana unsurdan birisi olan bilgi teknolojileri TL bazında yüzde 22 büyüme ile 56.1 milyar TL’ye, iletişim teknolojileri ise yüzde 11 büyüme ile 96.6 milyar TL’ye ulaştı. l Ekonomi Servisi Elektrik tüketimi mayısta da düştü Türkiye’nin elektrik tüketimi mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16.7 azalarak 19 milyar 640 milyon 23 bin kilovatsaate geriledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre elektrik üretimi de yüzde 17,8 azalışla 19 milyar 550 milyon 20 bin kilovatsaate geriledi. Elektrik üretiminin yüzde 46’sı hidroelektrik santrallarından, yüzde 14.86’sı yerli kömür santrallarından, yüzde 16,63’ü de ithal kömür santrallarından sağlandı. Türkiye’nin elektrik ithalatı mayısta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 54.15 artarak, 210 milyon 703 bin kilovatsaate çıktı. Elektrik ihracatı ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 63.13 azalarak 120 milyon 700 bin kilovatsaat oldu. Mayıs 2019’da 327 milyon 360 bin kilovatsaat elektrik ihracatı yapılmıştı. Öte yandan, nisan sonu itibarıyla elektrikte toplam kurulu kapasite 91 bin 565 megavata ulaştı. l Ekonomi Servisi Zaman aşımı için ek süre Covid19 salgını süreci ve alınan önlemler nedeniyle, 2019 yılı itibarıyla zamanaşımına uğrayan mevduat için son başvuru tarihi 15 Haziran’dan 15 Eylül’e uzatıldı. Resmi Gazete’de dün yayımlanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararına göre, bu kapsamda mevduat, emanet ve alacağı bulunan hak sahibi veya mirasçılar, 15 Eylül’e kadar başvuru yapabilecekler. Bu süre sonunda hesap sahipleri veya mirasçıları tarafından aranmayan tutarlar ise 30 Eylül’e kadar TMSF’ye devredilebilecek. ateşleri PEKCAN: EN KÖTÜ GERIDE KALDI Verileri yorumlayan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, mayıs ihracatının, Covid19 etkisiyle dış talep azalması ve resmi tatiller nedeniyle yıllık bazda düşmesine rağmen nisana göre yüzde 10.84 arttığını bildirdi. “Mayıs ayı dış ticaret verileriyle birlikte ihracatımızda da en kötü geride kaldı, toparlanmaya başlıyoruz” ifadelerini kullanan Pekcan, “Mayısta ara malı ve yatırım malı ithalatı, toplam ithalatın yüzde 91.2’sini oluşturdu. Bu, üretim ve ihracat ar tışı için önemli bir gösterge” dedi. TİM Başkanı İsmail Gülle ise şu yorumu yaptı: “Salgının ihraç pazarlarında yoğun olarak hissedildiği bir periyodu geride bırakıyoruz. Normalleşme dönemi ve sonrasında ihracatta beklentimiz ‘normalin de ötesi.” EPDK’ye göre akaryakıtta kâr marjı olması gerekenden çok Benzin fiyatlarına ‘tavan fiyat’ yolda Pazarın yüzde 84.1’ini vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlar oluşturdu. Oto pazarı küçüldü Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), otomobil ve hafif ticari araç pazarının 2020 Mayıs ayında 2019’un aynı ayına göre 2.4 küçülerek 32 bin 235 adede gerilediğini açıkladı. Bu azalış geçen nisan ayında yüzde 14.6, Mayıs 2019’da ise yüzde 54.6 olmuştu. 2020 yılı mayıs ayı verileri kapsamında, otomobil pazarı yüzde 7.6 küçülerek 25 bin 73 adede düşerken, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 21.6 büyüyerek 7 bin 162 adede çıktı. Ancak toplam pazar 10 yıllık mayıs ayı ortalama sa tışlara göre yüzde 55, bu kapsamda otomobil pazarı yüzde 53.8 ve hafif ticari araç pazarı ise yüzde 58.9 küçüldü. Yılın ilk 5 ayında ise toplam pazar geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 20.1 büyüyerek 183 bin 95 adet, otomobil pazarı yüzde 21.7 büyüyerek 146 bin 528 adet ve hafif ticari araç pazarı da yüzde 13.9 büyüyerek 36 bin 567 adet oldu. İlk 5 ayda benzinli otomobil satışları artarken, dizel araçlarda azalma oldu. Elektrikli otombil satışı ise 76’dan 133’e çıktı. l Ekonomi Servisi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz akaryakıt fiyat marjlarının olması gerekenin çok üzerinde olduğunu belirterek, ya şirketlerin bunu düzelteceğini ya da EPDK’nin tavan fiyat kararı ile bunu sağlayacağını söyledi. Dün EPDK’den yapılan açıklamada, kurumun, son aylarda akaryakıt sektöründe yaşanan bazı fiyat hareketlerinin hem tüketiciyi “mağdur eden” hem “rekabet ortamını bozan” bir hal aldığını tespit ettiği belirtildi. Tüm iller için geçerli akaryakıt fiyat marjlarının geçmiş dönemlere göre makul olmayacak biçimde arttığını tespit ettiklerini kaydeden EPDK Başkanı Yılmaz şöyle dedi: Gereken yapılsın “Akaryakıt fiyat marjları olması gerekenin çok üzerinde. Daha önce 3 kere uyguladığımız gibi bir kez daha gereken adımı atmaktan çekinmeyiz. Ya şirketler fiyatları makul seviyeye çekecek ya da tavan fiyat kararı alarak biz makul seviyeye çekeceğiz.” Açıklamaya göre ayrıca EPDK akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren dağıtım şirketlerine bir yazı göndererek fiyat marjlarının bir an evvel makul seviyeye çekilmesi için gerekenin yapılmasını da istedi. TSKB 70’İNCİ YILINI KUTLUYOR ‘Sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık önemli’ Türkiye Sınai Kalkınma Ban meler yapan Börü sözlerine kası (TSKB), Genel Müdür şöyle devam etti: “Salgın ne Vekili Ece Börü, “70 yıllık biri deniyle gelirleri azalırken, na kimimizle ülkemizin kalkınma kit akımları olumsuz etkilene yolculuğunda gelecek 70 yıla bilecek müşterilerimize sağ hazırız” dedi. Bankanın 70’in ladığımız vaka bazlı çözümler ci yılıyla ilgili açıklamalar ya le, piyasa koşullarından asga pan Börü, köklü bilgi birikimi ri düzeyde etkilenmeleri yö ve geniş yelpazede sundukla nünde destek sunduk. Pan rı kurumsal bankacılık, yatı demi sonrası şekillenecek ye rım bankacılığı ve danış ni dünyada özellikle sürdürü manlık hizmetleriyle lebilirlik ve kapsayıcılık her ülkenin üretim eko kesin daha çok gündeminde nomisinin sürdü olacak. Biz de TSKB olarak rülebilir olmasına alandaki deneyimimizi eko katkı sağlamaya nominin ve üretimin tüm devam ettik aktörleri ile paylaşmayı lerini vurgu önemli bir sorumluluk ladı. olarak görüyoruz.” Covid 19 Börü ayrıca, 70’inci salgınıyla il yıla özel 70 kız öğ gili de de renciye burs verdik ğerlendir Ece Börü lerini duyurdu. Salgın bisikletin hızını kesmedi Bisiklet Endüstrisi Derneği (BİSED) Yönetim Kurulu Başkanı Esat Emanet, koronavirüs salgını sürecinden sektörün kayıpsız çıkmasını beklediklerini belirterek, “Bu süreçte toplu taşıma araçlarını kullanmak istemeyenlere bisiklet umut oldu” dedi. 3 Haziran Dünya Bisiklet Günü konusunda değerlendirme yapan Emanet, yeni dönemde bisikletin işlevselliğinin daha net anlaşılacağını da belirterek “Bisiklet sanayii olarak ‘pedal basmaya’ devam ediyoruz. Zengin kombinasyonlarda yıllık 1.5 milyona yakın bisikleti sevdalılarıyla buluşturuyoruz. İhracatta yarım milyon adede koşuyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi 25Mayıs günü Amerika’nın Minneapolis kentinde siyahi Amerikan vatandaşı George Floyd’un beyaz polis ekipleri tarafından tutuklanması sırasında uygulanan insanlık dışı ve acımasız muamele yüzünden öldürülmesi bütün dünyada tepki yarattı. O günden bu yana ırkçılığa ve orantısız polis şiddetine karşı gösteriler Amerika’da olduğu kadar, tüm dünyada da yayılıyor. Bu satırların yazıldığı sırada Amerika’da sokağa çıkma yasağı uygulanan kentlerin sayısı yirmi beşi bulmuş ama isyanın ateşi durulmamış idi. Sergilenen ırkçılık temelli şiddet gösterisi, haklı olarak tüm dünyanın tepkisine yol açtı. Ancak 25 Mayıs Pazartesi ve sonrasında yaşananların, sadece “beyaz” bir polis memurunun kin ve nefret dolu bir aşırı güç gösterisi ile “siyahi” bir vatandaşın ölümüne neden olduğu ırkçılığın da çok ötesine taşan bir birikimin sonucu olduğunu görmemiz gerekiyor. Minneapolis’ten yayılan isyanın, Gezi Parkı, Fransa’da Sarı Yelekliler ve daha öncesinde de “Occupy Wall Street Wall Street’i İşgal: Yüzde 0.1’e karşı direniş” benzeri yaygın gösterilerde bardağı taşıran son damlanın ortak bir noktası olduğunu biliyoruz: kapitalist tahakkümün yarattığı eşitsizlik, baskı ve doğal tahribata karşı koyma istenci… Bu tahakküm ve tahribat, yirminci yüzyılın son çeyreğinde ulusötesi şirketlerin ve uluslararası finans kapitalin tüm dünyaya dayattığı neoliberal küreselleşme dalgası ile yeni bir zirveye ulaşmış idi. 1980’lerden başlayarak sosyal refah devletinin sağlamış olduğu görece daha eşitlikçi ve paylaşımcı kamu hizmetlerinin tamamen tasfiyesi ve emeğin acımasızca sömürüsü ile beslenen küresel sermaye, “başka alternatif yok” dogmalarıyla gezegenimizi ticari bir mal haline dönüştürmüş ve sınıflar arası çelişkilere; inanç, etnik ve cinsiyet bazlı eşitsizlikleri de katarak küresel şiddet çağına yol açmış idi. Bu şiddet çağının Amerikan toplumu üzerine etnik bazdaki yansımaları çok yakından bilinmekteydi. Örneğin: l Amerikan işgücü piyasalarında 2019 itibarıyla işsizlik oranı beyazlarda yüzde 3.1 düzeyinde iken Hispanik nüfusta (Meksikalı ve Orta ve Güney Amerikalı göçmenler) yüzde 4.5, siyahilerde ise yüzde 6.5’e çıkıyordu. l Vaşington merkezli, emek yanlısı Economic Policy Institute verilerine göre, cinsiyet ve etnik kökene dayalı ücret eşitsizliği dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı: siyahi kadın emekçilerin ücretleri, beyaz Amerikalı erkeklerin ücret ortalamasının ancak yüzde 62’sine erişmekteydi. Bütün etnik kökenler bir arada düşünüldüğünde, kadın emekçilerin ortalama ücreti, erkek emekçilerin ücretlerinden yüzde 18 daha gerideydi. EPI araştırmacıları, söz konusu ücret farklılıkları telafi edilebilse siyahi kadınların 2.5 senelik üniversite ve yüksekokul öğretim harçlarının finanse edilebileceğini ya da çocuklarının 31 aylık kreş ve bakım masraflarının karşılanabileceğini paylaşmaktaydı. Eğitim ve doğum sonrasındaki fırsat eşitsizliği, kuşkusuz ki kapitalist ücretli emek pazarlarının kadın işgücüne kapanan kapılarının doğrudan bir göstergesidir. l Okulu terk eden gençlerin (16 24 yaş) toplam sayısı 2.1 milyon kişiye ulaşmış idi (2017 itibarıyla). (Amerika) Ulusal Eğitim İstatistikleri Merkezi (NCES) verilerine göre bu rakam, toplam genç nüfusta ortalama yüzde 5.8’e ulaşmaktadır. Ancak etnik kökenlere bağlı olarak dağıtıldığında, okulu terk eden gençlerin oranı Hispaniklerde yüzde 9.5, siyahilerde yüzde 5.7, beyazlarda ise yüzde 4.5 düzeyinde farklılaşmaktadır. Koronavirüs salgını sonrası Tarihe dayalı tüm bu eşitsizlikler koronavirüs salgını süresince de kendini göstermektedir. American Public Media, 19 Mayıs itibarıyla Amerika’da koronavirüse bağlı kayıp sayısını 99 bin kişi olarak vermekteydi. Siyahilerde ölüm oranının, beyazlara göre 2.4 misli; Asyalı ve Latin Amerikalılara göre ise 2.2 misli olduğu belirtilen raporda, New Mexico, Arizona gibi siyahilerin yoğunlukta olduğu eyaletlerde bu oranların 8 misline çıkmakta olduğu vurgulanıyordu. Tüm bu bulgular Amerika’da ırkçılığın kökenleri ve uzantılarının sadece beyaz polis siyahi vatandaş çatışmasından ibaret olmadığını açıkça gösteriyor. Aynı 7. yıldönümünü andığımız Gezi Parkı Direnişi’nin aslında sadece Taksim Meydanı’ndaki “birkaç ağaç” meselesinden ibaret olmadığı gibi. Fiyata zam yapanlar kapsam dışı kalacak Önceki gün ‘uygun maliyetli’ kredi paketleri açıklayan kamu bankaları, finansman imkânını ürün veya hizmetlerinde fiyat artışı olarak müşterilere yansıtan firmaların kredi paketi kapsamı dışına çıkartılacağını duyurdu. Üç bankadan dün yapılan ortak açıklamada, “27 Mayıs’tan itibaren fiyat artışı yapmış olan firmaların da ürün ve hizmet fiyatlarını artış öncesi seviyeye çekmeleri koşuluyla kampanyalara katılması ve bankalarımızla çalışmaları mümkün olabilecektir” denildi. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle