15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 16 NİSAN 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Sokağa çıkma yasağı nedeniyle gazetelerin basım ve dağıtımında yaşanan sorunlar için çağrı: Kimse gazetesiz kalmasın Koronavirüs tedbirleri kapsamında geçen haftasonu ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle gazetelerin basım ve dağıtımında ciddi sorunlar yaşandı. Gazetelere ulaşa mayan okurlar isyan ederken basın meslek örgütleri bu hafta sonu içinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı öncesi hükümete çağrıda bulundu. 12 Eylül’deki sokağa çıkSEYHAN ma yasağında dahi gazete satışlaAVŞAR rında sorun yaşanmadığını anımsatan meslek örgütleri, gazetelerin ekmek, su gibi temel ihtiyaç olduğunu belirterek hükümetten sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde gazetelerin satışının yapılması için bir düzenleme yapılmasını istedi. Basın meslek örgütü temsilcileri Cumhuriyet’e konuştu. l Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş, son yıllarda ağır bir baskı altında olan ayrıca ekonomik kriz yaşayan basının, sokağa çıkma yasağı nedeniyle de büyük bir zarara uğradığına dikkat çekti. Sokağa çıkma yasağının halkın, haber alma hakkının engellenmesiyle sonuçlandığını vurgulayan Güneş, “Oysa vatandaşlar darbe dönemlerinde bile gazetelere ulaşabilmişlerdi. Darbe dönemlerine son verdiğini, darbe yapanları yargıladıklarını sıklıkla vurgulayan iktidar yetkilileri, vatandaşın gazeteye ulaşmasını sağlayamamışlardır” dedi. l Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise geçen hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağının halkın gazetelere ulaşmasına da yasak getirdiğine dikkat çekerek “Oysa, ekmek, su ve gazete halkın temel gıdasıdır. Temel ihtiyaçlar karşılanırken gazete satışlarının 31 büyükşehirde neden yasak kapsamında bırakıldığını anlamakta zorlandık. Gazeteler balyalar halinde ortada kaldı, gazete idareleri maddi kayba uğradı. Büyük emekle hazırlanan gazeteler, ipleri çözülemeyen balyaların içine hapsolurken aslında hapsedilen halkın haber alma hakkıydı” diye konuştu. l Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş da tüm dünyanın pandemi nedeniyle zor günlerden geçtiğini ve bu süreçte halkın doğru yönlendirilmesi ve doğru bilgi alabilmesi için medyaya büyük görev düştüğünü belirti. Durmuş, “Basın İlan Kurumu’nun da yapabileceği hamleler vardır. Resmi ilanları gazetelerin web sitelerine ekonomik bir kayıp olmayacak şekilde vererek basılı gazetelere yayımlanmama hakkı tanımalıdır. Ancak bunu işçi çıkarmama koşuluna bağlayarak hem çalışanları hem de medya kuruluşlarını korumuş olacaktır” dedi. ‘DAĞITIM SORUNU ÇÖZÜLECEK’ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) sokağa çıkma yasağı sürecinde gazetelerin baskı ve dağıtımıyla ilgili sorunların çözümü konusunda başvurdukları İstanbul Valiliği’nden olumlu cevap aldıklarını açıkladı. TGC’den yapılan açıklamada, “TGC Yönetim Kurulu’nun 14 Nisan 2020 Salı günü İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’ya yaptığı yazılı başvuru olumlu sonuçlandı. İstanbul Valiliği yetkilile rinden iletilen bilgiye göre hafta sonu uygulanacak sokağa çıkma yasağı süresince gazetelerin baskı ve dağıtım sorunu mutlaka çözülecek. Konuyu İçişleri Bakanlığı ile de paylaşan valilik yetkililerinden alınan bilgiye göre, sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde gazetelerin baskı ve dağıtımının aksamaması için sürecin nasıl ilerletileceğinin bilgisi ayrıca duyurulacak” denildi. l İSTANBUL MECLİS’TE TÜM PARTİLER UZLAŞTI TBMM Genel Kurulu’nda konuşan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, gördükleri şiddet sonrası yaşamlarını yitiren sağlık çalışanlarının fotoğraflarını kürsüden gösterdi. Ali Şeker Sağlıkta şiddete jet onay SELDA GÜNEYSU Sağlık çalışanlarına yönelik şiddette, Türk Ceza Yasası’ndaki ceza oranlarını iki katına çıkaran yasa teklifi, tüm partilerin “uzlaşısıyla”, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen, Yükseköğretim (YÖK) Yasa Teklifi’ne eklendi. Böylece “sağlık çalışanlarına şiddete yönelik düzenlemeye” Meclis, “jet onay vermiş oldu.” Genel kurulda kabul edilen düzenlemeye göre kamu ve özel sağlık kurum ile kuruluşlarında görev yapan sağlık personeliyle yardımcı sağlık persone line karşı, görevleri nedeniyle işlenen, ve Türk Ceza Yasası’nda yer alan “kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme” suçlarında, ilgili yasalara göre cezalar yarı oranında artırılacak. Cezalarda hükmün ertelenmesi de uygulanmayacak. CHP milletvekili Burhanettin Bulut, “Devleti devlet yapan demokrasiyi, toplumu birbirine kaynaştıran birtakım unsurlar var. Eğitim, hukuk, güvenlik ve sağlık gibi. Bu meslek alanlarının çalışanlarının itibarını yüksek tutmamız gerekiyor” dedi. l ANKARA Tunç Soyer’den sağlıkçılara yer tahsisi İzmir Tabip Odası’nın “yakınlarına koronavirüs bulaştırmak istemeyen sağlıkçıların arabada konakladığı” açıklaması üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, harekete geç ti. Soyer, “Onları çaresiz bırakacak değiliz. Öyle arabada yatmak falan ne demek. Yeni bir otel ve Örnekköy’de bir tesisi sağlık çalışanlarının hizmetine sunacağız” dedi l İZMİR /Cumhuriyet ‘Bağış DILEKÇE IMZALATILDI değil gasp’ SENA YAŞAR Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Orman Genel Müdürlüğü’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” kampanyasına “en az bir yevmiyesini” bağışlamayan personele maaş kesintisi için zorunlu dilekçe imzalatıldı. Dilekçede, personelin “kendi isteğiyle” maaşından kesinti yapıldığı belirtilse de imzalamayan personelin, “lojmandan faydalanmamakla” tehdit edildiği öne sürüldü. Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, kendisine bağlı tüm birimlere gönderdiği ıslak imzalı yazıyla, koronavirüsle mücadele kapsamında Erdoğan’ın başlattığı kampanyaya bağışta bulunulmasını, dekontların ise amirlere iletilmesini istemişti. Cumhuriyet’in ulaştığı belgelere göre, Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü, memurun nisan ayı maaş düzenlemesi yapılmadan önce 57 Nisan arasında, kendisine bağlı tüm işletmelere dilekçe örneği gönderdi. Bağış yapmayan memurlara imzalatılması zorunlu tutulan dilekçede, “Biz Bize Yeteriz Türkiyem adlı yardım kampanyasına katılmak amacıyla 15.04.2020 tarihinde (Nisan2020) ödenecek maaşımdan 1 günlük yevmiye kesintisinin yapılarak belirlenen ilgili hesaplara aktarılmasını arz ederim” denilerek, dilekçeye memurun TC’sini yazması ve imzasını atması istendi. Tarım Ormanİş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, “Kamu çalışanları ne kazanıyor ki ne verecek? Ayın 15’i geldi, amirler memurları çağırıp ‘Bağış yap senin için iyi olmaz’ gibi tehditlerde bulunuyor. Memurdan bağış değil, haraç kesiliyor” dedi. Durmuş konuya ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. l ANKARA TBMM’DE KABUL EDİLDİ Eğitimde yaz telafisi TBMM Genel Kurulu’nda dün kabul edilen Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yapılan değişiklikle, öğretmenlerin izinleri ve tatilleri düzenlendi. Kanuna göre, üniversitelerde, ilk ve orta öğretimde yaz tatilinde eğitim verilecek. Değişikliğe göre öğretmenler, yaz tatili içinde aralıksız 2 ay izinli olacak ancak bu 2 aylık izin sürelerine dokunulmadan kalan tatil zamanlarında yönetmelikte saptanacak meslekle ilgili çalışmalara katılmakla yükümlü olacaklar. Salgın hastalık, doğal afet, elverişsiz hava koşulları gibi nedenlerle eğitim öğretim faaliyetinin 2 haftadan fazla süreyle yapılamaması halinde uygulanacak telafi programlarının ders yılı içinde tamamlanamadığı durumlarda, yaz tatilinde yapılacak eğitim ve öğretim faaliyetleri nedeniyle öğretmenlerin izinleri kısaltılabilecek. Bu durumda öğretmenlerin izinleri bir aydan az olamayacak. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk “Düzenleme kısmi ve hızlandırılmış bir “telafi” sürecini tanımlamaktadır. Dönemin bütün bir şekilde tekrarı veya yaz tatilinin ortadan kalkması söz konusu bile değildir. Çocuklarımızın yaz tatilini doyasıya yaşamasını ümit ediyoruz” dedi. Şehir Üniversitesi’ni kapatma yolu Öte yandan Meclis’te kabul edilen YÖK Kanunu’nda yapılan bazı değişiklikle, iktidarın kapattığı Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu vakıfa bağlı İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasına yasal dayanak oluşturuldu. Değişikliğe göre borçlarını ödeyemeyen vakıf üniversitelerinin faaliyeti YÖK kararıyla tespit edilmesi halinde durdurulacak. Faaliyet izni geçici durdurulan üniversitenin borcunu ödeyemeyeceği tespiti halinde ise faaliyet izni kaldırılacak. l ANKARA Erdoğan’a mektup... Sayın Erdoğan, Dünyada medya ile kavga ederek ayakta kalmayı başarmış bir lider yoktur. Aslında en büyük medya patronu sizsiniz. Pek çok yayın organı bakımından patron ataması Saray’da ve aile içinde yapılıyor. Arta kalan yüzde 510 oranındaki “muhalif medyayı” virüse benzettiniz. “Ülkemiz medya ve siyaset virüslerinden kurtulacak” sözünüz, böyle bir dönemde bile önceliği ortak paydalara vermediğinizi, vermeyeceğinizi gösteriyor. Sizin için “birlik beraberlik”, AKP yelpazesi içinde olması gereken bir şey. Ama bakın o da olmuyor! Meclis’te ayrı bir koalisyon var, AKPMHP çıkar ortaklığı devam ediyor... Hükümette ayrı koalisyon var, Soylu olayı bunu da ayrıca su yüzüne çıkardı... Saray’daki yapı ise devletin öteki kurumları üzerinde ayrı bir otorite kurarak, sizin de sözünü ettiğiniz “devlet içinde devlet” olma yolunda devam ediyor. Örneğin pek çok bakanlık, “talimatı” bakandan değil, Saray’daki sizin memurlardan alıyor. Bakan sonradan duyuyor. Bu tabloya “sistem” denebilir mi? Hayır... Bu, tepedeki tek kişiye en yakın olma ve ondan sonra en güçlü olma yarışının kuralsızca yapıldığı bir kabile yönetimidir... HHH Önceki gün de şöyle dediniz: “Ceza yasasını yeniden ele alıyoruz!” Bunun Türkçesi şudur: 2005 yılında büyük bir devrim diye ilan ettiğiniz Türk Ceza Yasası (TCY) bir bütün olarak iflas etti. Yeni bir hazırlık yapıp onu da devrim diye sunacaksınız! 192030’lu yıllarda yapılan TCY’nin 1990’lara gelindiğinde yenilenmesi gerektiği ortak kabuldü. Dönemin Adalet Bakanı Oltan Sungurlu başta olmak üzere pek çok bakan çalışma başlattı ama mevcudu değiştirip yenisini koymanın daha ciddi sorunlar çıkaracağından endişe ettiler. Prof. Adem Sözüer ve Prof. İzzet Özgenç’in lokomotifliğinde yaptığınız yasada daha birinci aydan itibaren eklemeler çıkarmalar başladı. 15 yılda üçte biri değişti. Yine de sakatlıklar giderilemedi. Şimdi tümden yenilenmeli diyorsunuz. Büyük devriminizin mevta olduğunu 15’inci yılda siz de kabul ettiniz. Son çıkardığınız af yasası da TCY’deki sakatlıkları düzeltme çabasıydı. Bu düzenlemeden sonra kendi kadrolarınız sorunların devam edeceğini söyleyince yeni bir TCY hazırlığı başladı. Aynı mantıkla yapacaksanız yeni TCY’nin nasıl olacağını özetleyelim: Mevcut beterden daha beter olur! 2005’te tüm infaz sistemiyle oynadığınız için, cezaları intikamcı duygularla yeniden belirlediğiniz için hapishaneler doldu, taştı... Boşaltma işini de aynı hukuksuzlukla yapıyorsunuz. HHH Bir de “Cumhurbaşkanına hakaret” suçu var. Son 40 yıla bakınca ortaya şu çıkıyor: Siz ve sizden önceki 5 cumhurbaşkanına yönelik tüm hakaret davalarının yüzde 95’i sizin döneminizde açılmış. Önceki cumhurbaşkanlarının toplamı binden biraz fazla, sadece sizin 21 bini geçiyor! Bu hiçbir şey ifade etmiyor mu? Kaldı ki, önceki dönemlerde pek çok dava Cumhurbaşkanından habersiz savcılar tarafından resen açılıyordu. Cumhurbaşkanları da sonradan öğrendikleri bu davaların geri çekilmesini istemişlerdi. Bunun pek çok örneği var. Sizin döneminizde ise tam tersi, savcı dava açmazsa “kötü” oluyor. Ne yaparsanız yapın, toplumun tümünü teslim almanız mümkün değil. Bunu siz de biliyorsunuz. Karşıtlık üreterek kendi tabanınızı ayakta tutma siyasetinin sonu gelmiş görünüyor. Örneğin, muhalif belediye başkanlarının yardım toplamasını yasaklamanız AKP tabanının yüzde 60’ı tarafından kabul görmedi. Kötü bir icraatı, daha kötü hale getirerek önceki kötüyü unutturuyorsunuz. Bu alışkanlığınızdan vazgeçin demenin yararı olmadığını biliyoruz. Ancak, görün diyoruz. Bugün etrafınızda olanlar, size bağlılık yemini edenler... Hepsi bir tarafa, siyasette sizin gibi düşünenlerin değil, sizin gibi düşünmeyenlerin size duyduğu saygı kadar var olursunuz. Kaygılarımla... Uludağ ve Akça Saklanan belgeye için 3 yıl hapis istemi değil habere dava SEYHAN AVŞAR İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı,103 yurttaşın öldüğü Ankara Tren Garı katliamını gerçekleştiren terör örgütü IŞİD üyesi 2 kişinin katliamdan önce Nizip’te bir gübre bayiinden patlayıcının etkisini artıran amonyum nitrat almaya çalışmasının emniyet tarafından bilindiğini haberleştiren muhabirimiz Alican Uludağ ve Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Olcay Büyüktaş Akça hakkında dava açtı. Cumhuriyet gazetesi, 22 Kasım 2019’da Ankara’da görülen gar katliamı davasında bazı dosyaların savcılık tarafından saklanmasını manşetinden duyurdu. Haberde, 10 Ekim 2015’te 103 yurttaşın yaşamını yitirdiği katliamdan 11 gün önce Gaziantep’in Nizip ilçesinde bir gübre bayi sahibinin kendisinden “nitrat 33” gübresi almaya çalışan IŞİD üyelerini ihbar ettiği, Emniyet’in bu kişilerin adını bilmesine karşın şüphelileri yakalamadığı, bu şüphelilerin gar katliamında rol aldıkları anlatıldı. Ayrıca, bu ihbarın tutanaklarının yer aldığı dosyaların savcılık tara fından gar davasına bakan mahkemeye uzun süre gönderilmediği, davanın bitmesinden sonra evrakların dosyaya gönderildiği haberde yazıldı. Haberin yayımlanması üzerine gübre bayinin sahibi, ihbarı yaptığı Nizip Emniyet Müdürlüğü TEM Büro Amirliği’ne “giderek”, haberde adının geçmesi nedeniyle şikâyetçi oldu. Emniyet, bu durumu savcılığa bildirdi. Nizip Savcılığı da yetkisizlik kararı vererek dosyayı İstanbul’a gönderdi. İstanbul Basın Savcılığı ise haberi yapan Alican Uludağ ile Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Olcay Büyüktaş Akça hakkında Terörle Mücadele Yasası’nın 6/3 maddesi uyarınca dava açtı. Söz konusu madde fıkrasında, “Bu Kanunun 14’üncü maddesine aykırı olarak muhbirlerin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayımlayanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü yer alıyor. İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi, tarafından kabul edilen iddianamede Uludağ ve Akça’nın 3 yıla kadar hapsi istendi. İlk duruşma ise kasım ayında görülecek. l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle