23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 10 ŞUBAT 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT HABER OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı 1’de Bütün doğal kaynaklar benimdir demiyor mu? Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde bütün büyük devletlerin askeri üsleri olduğunu Akıncı bilmiyor mu? Akıncı artık dış güçlerin değir menine su taşımayı bırakmalıdır. Asıl kendisi “adil” olmalı ve adalet duygusuyla son gelişmeleri değerlendirmelidir. Bu noktada, çok ilginç bir denk gelişten söz etmek yerinde olacak. Akıncı’nın Guardian’a verdiği açıklamanın yayımlandığı gün, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi D. Chilcott, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de sürdürdüğü sondaj çalışmalarıyla ilgili olarak” bakın ne diyor: “Hidrokarbon kaynakları, adadaki iki toplumun da yararına kullanılmalı. Bu kaynakların gelirle rini bir toplumun tek başına alması doğru olmaz. Adanın etrafındaki kaynakların çıkarılması ve gelirlerin adil bir şekilde paylaşımı için bir mekanizma bulunmalı.” “İkinci Tayfur Sökmen olmayacağım” diyen, “Yetmez ama evet”çi Akıncı, çoğu zaman Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yanında yer alan İngiltere Büyükelçisi’nin bu sözlerinden ders almalıdır. İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi’nin bu açıklamasını görünce Akıncı’nın epeyce canı sıkılmış olduğunu tahmin etmek hiç de güç değildir. Çünkü İngiliz Büyükelçisi bile Akıncı’nın düşüncesine karşı çıkıyor, Rumları adil olmaya çağırıyor. Bugün Doğu Akdeniz’de kapitalist güçlerin paylaşım savaşı bütün şiddetiyle sürüyor. Bu paylaşım savaşında, Kıbrıs Türklerinin haklı payını alması gerekir. Bunu görmezden gelen “liberal politikalar”, “Evet be annem” politikaları terk edilmelidir. Ama Akıncı bunu yapabilir mi? Herhalde karakteri ve politik nitelikleri buna uygun değil... ‘Kuran kurslarında bir tuğlası olana, cennette ev verilecek’ sözleri ‘endüljansa’ benzetildi Cennet vaadine tepki Kahramanmaraş’ta Kuran kursu açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Bizim Kur’an kurslarımız, kötülüklerden insanları uzaklaştırmanın merkezleridir. Kur’an kurslarında bir tuğlası olana, cennette bir ev verilecek” açıklamasına ilahiyatçılardan tepki yağdı. Erbaş’ın açıklamaları, orECE taçağda Papa’nın cennete PİROĞLU girmek için sattığı “af belge si endüljansa” benzetildi. Erbaş, Hz. Muhammed’in, “Bir kuş yuvası kadar mescid yapan ve bu mescidlerin yolunu açan Kuran kurslarına, Kuran eğitim merkezlerine katkı sağlayan insanlara karşılığı cennette verilecektir” sözünü paylaştı. İlahiyatçılar Hz. Muhammed’in bu yönde bir sözü bulanmadığını açıkladı. Erbaş’ın sözleri hem sosyal medyada hem de ilahiyatçıların açıklamarıyla eleştirildi. İlahiyatçılar Erbaş’ın açıklamalarını Cumhuriyet’e değerlendirdi. ‘Peygamberi kullanıyor’ İlahiyatçıyazar Cemil Kılıç, Erbaş’ın açıklamasının dinin kaynağı olan Kuran’a ve dinin temellerine aykırı oldu ğunu belirterek şöyle konuştu: “Diyanet İşleri Başkanı’nın bu açıkla maları çoğunlukla hadis külliyatına da yanıyor. Hadis kül liyatı da aslında Hz. Peygamber’e ait olma yan çoğunlukla sonra dan uydurulmuş söz lerden meydana gel miş bir külliyattır. Peygamberin bu tür den sözleri yoktur. Açıklamasına meşrui Kılıç yet kazandırmak için peygamberi, peygambere izafe edilmiş yalan rivayetleri kullanıyor. Bir peygam berin sözü olduğu iddia edilen bir sözü yorumlayarak, ‘Kuran kursunda bir tuğ lası olana öbür dünyada bir ev verile cektir’ biçiminde açıklama, hem dini se viye bakımından, hem de akademik dü zey bakımından son derece düşük, Diya net İşleri Başkanı gibi birine üstelik pro fesör unvanı taşıyan birine bu denli sığ açıklamalar yapmak yakışmıyor. Elbet teki bu sözler bir yönüyle Ortaçağdaki ‘endüljans’ meselesini hatırlatıyor. Ben zer bir uygulamanın yüzyıllar geçmiş ol masına rağmen hâlâ Müslüman bir top lumda bu kadar rahatlıkla söyleniyor ol ması gerçekten çok şaşırtıcı ve üzücü.” Kılıç, Erbaş’ın “Kur’an kursları şeytan dan uzak bölgeler” nitelendirmesini de “isabetsiz bir açıklama” olarak değer lendirdi. Kılıç, “İslamda ve Kur’anda şeytan dediğimiz şey insandaki kötü cül duyguların sembolik bir ifadesidir. Şeytanı ontolojik bir varlık olarak dü şünmek Kuran’a aykırıdır” dedi. Diya net İşleri Başkanlığı’nın Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki görev ve işlevine dönmesi gerektiğini belirtti. ‘Tacizi engellesin’ İlahiyatçı İhsan Eliaçık da Ali Erbaş’ın açıklamaları ile “haddini aştığını” belirterek, “Cennete kimin girip girmeyeceğine kendisi karar veriyor. ‘Şuraya gidenler cenette köşk sahibi olacaktır, şunu yapanlar cehenneme gidecektir’ dediğin zaman Allah’ın yerine kendini koyup kimin cennete girip girmeyeceği konusunda ahkâm kesiyorsun. Buna da haddi aşmak diyoruz. Diyanet İşleri Başkanı eğer bir görev ifa etmek istiyorsa Kuran kurslarını denetlesin. Oralardaki tacize, tecavüze, çocuk istismarına engel olsun” diye konuştu. “Kuran kursEliaçık larını abartı bir şekilde yüceltmek ters etkiye yol açar” diyen Eliaçık, şöyle konuştu: “O zaman biri de çıkar derki ‘son zamanlarda taciz tecavüzle Kuran kursları şeytanların cirit attığı yuvalandığı yerlere dönüşmüştür.’ O zaman da buna bir şey diyemezsiniz. Türkiye’nin hafıza, imama, müezzine ihtiyacı yoktur. Türkiye’nin Kuran’ı anlayan, özünü kavrayan insana ihtiyacı vardır.” SP’NIN KUDÜS MITINGINDE ORTAK TAVIR Yüzyılın paçavrası LEYLA KILIÇ Saadet Partisi’nin (SP) düzenlediği Büyük Kudüs Mitinginde ABD ve İsrail’in “yüzyılın planı” olarak ilan Filistin’in işgalini meşru gösteren plan telin edildi. SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, ABD’nin yüzyılın planı açıklamalarına tepki göstererek, “Trump ve Netenyahu tarafından Filistin’e ve İslam dünyasına dayatılan plan, Filistin’i Siyonist İsrail’e peşkeş çekmektir. Uluslararası hukuku ayaklar altına almaktır. Bu yüzyılın anlaşması değil, yüzyılın ihaneti, zorbalığı, paçavrasıdır” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Kudüs’ün ortasına bir bomba konmuştur” dedi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’e devretmeyi öngören “Yüzyılın Planı”nı açıklamasının ardından SP dün Yenikapı Miting Alanı’nda “Büyük Kudüs Mitingi” düzenledi. ABD ve İsrail’e tepki gösterilen mitinge SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Bas¸kanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Ge nel Bas¸kanı Gu¨ltekin Uysal, Hu¨da Par Genel Bas¸kanı I·shak Sağlam, I·YI· Parti Genel Bas¸kan Yardımcısı Berna Sukas, SP İstanbul İl Başkanı Abdullah Sevim, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, çok sayıda yurttaş ve partili katıldı. Mitingde konuşan Karamollaoğlu, “Filistin ezelden ebede bir İslam beldesidir ve sonsuza kadar öyle kalacaktır. Sözde iki ayrı devlet kuruluyormuş; biri İsrail, diğeri Filistin. Peki Filistin dedikleri nasıl bir devlet olacakmış? Bu devletin ordusu olmayacak. Askeri olmayacak. Kendisine ait sınırları belli toprağı olmayacak. Yani, hava ve kara sınırları olmayacak; sınır kapıları olmayacak. Hatta başkenti olmayacak. Çünkü bu sözde plana göre Kudüs bütünüyle İsrail’e bırakılıyor. Mescidi Aksa başta olmak üzere kutsal mekânlar İsrail’in kontrolünde olacak. Trump’ın öncülük ettiği plan ile Filistin’in üzerine son çiviyi çakmaya çalışıyorlar. Bugün Filistin’i korumazsak ileride Türkiye’nin bütünlüğünü savunmayla karşı karşıya kalacağız” diye konuştu. Filistin’e İstanbul yanınızda mesajı Kılıçdaroğlu da “1092’de Haçlıların Kudüs’ü işgal ettiğinde yaptıkları ile bugün yapılmak istenen aynıdır. Kudüs’ün ortasına bir bomba konmuştur. O bombanın etkisini gidermek hepimizin görevidir. Emperyalistlere karşı bütün mazlum milletler birleşmeli. 1970’li yıllarda Türkiye’nin ahlakını ve vicdanını temsil eden gençlerimiz Filistin davasının neferleri oldular” dedi. Davutoğlu da Filistin için “İstanbul yanınızdadır, yanınızda kalacaktır” diye konuştu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise “Mazlum Filistin halkına destek olmaya, kol kola, omuz omuza devam edeceğiz” dedi. Öte yandan, konuşma kürsüsünün arkasında Necmettin Erbakan’ın posterinin yanında Osmanlı padişahı Abdülhamid’in posterinin yer aldığı görüldü. Bu posterin önünde konuşma yapılması sosyal medyada tepki çekti. l İSTANBUL Fettah Tamince dosyası kapsamı nedeniyle 16. Ceza Dairesi’ne gönderildi Terör dairesine sevk GAZETE ILANIYLA IFADE ÇAĞRISI Hâkimler Savcılar Kurulu (HSK), BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte 4 kişinin öldüğü helikopter kazasıyla ilgili yürütülen soruşturmada, FETÖ üyesi olduğu ileri sürülen hâkim Mahmut Mavi’nin, Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Nezih Damcı’yı hukuka aykırı şekilde dinlediğini belirledi. HSK, emekli Korgeneral Damcı’nın aleyhine hiçbir delil olmamasına karşın telefonların dinlenmesi ile ilgili Mavi’yi gazete ilanıyla savunma yapmaya çağırdı. FETÖ’nün, Yazıcıoğlu’yla birlikte 4 kişinin öldüğü helikopter kazasıyla ilgili soruşturmayı, dönemin Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Nezih Damcı’yı yasadışı dinlemek için kullandığı ortaya çıktı. HSK, müşteki emekli Korgeneral Damcı’nın hukukdışı dinlenmesiyle ilgili incelemesini tamamlayarak bu işlemi yapan FETÖ soruşturmasında görevden ihraç edilen firari hâkim Mavi’nin yazılı savunması için gazeteye ilan verdi. HSK ilanında paralel yapı mensubu olduğu, aldığı emir ve direktifler doğrultusunda emekli Korgeneral Damcı’yı hukuka aykırı dinlediği ve bu dinlemeyi bir kez de uzattığı belirtildi. FETÖ ile bağlantısı nedeniyle Denizli hâkimi olduğu dönemde meslekten ihraç edilen hâkim Mavi, Zirve Yayınevi davasının da hâkimiydi. Mavi hakkında “FETÖ/PDY adlı silahlı terör örgütünün amaç ve gayesi doğrultusunda planlı ve sistematik bir şekilde yürütülen organizasyonun parçası olduğu” tespiti de yapıldı. l DHA ALİCAN ULUDAĞ Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Adalet Bakanlığı’nın iş insanı Fettah Tamince hakkında verilen “takipsizlik” kararının kaldırılması için yaptığı başvuruyu, “terör suçlarına” bakan Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Kararda, takipsizliğe ilişkin soruşturma dosyasındaki en ağır suçun “terör örgütü üyeliği” olduğu, bu nedenle dosyanın 16. Ceza Dairesi’nin görevi kapsamına girdiği vurgulandı. Tamince hakkında FETÖ’den yeniden soruşturma yapılıp yapılmayacağına Yargıtay 16. Ceza Dairesi karar verecek. İş insanı Fettah Tamince hakkında, bugüne kadar FETÖ iddiasıyla iki soruşturma, bir dava açıldı. İstanbul ve Antalya’daki soruşturmalar “takipsizlikle” sonuçlanırken, Konya’daki davada ise “beraat” kararı verildi. Antalya’daki soruşturma, eski Sincan Yargıcı Osman Kaçmaz’ın yaptığı suç duyurusu ile başladı. Kaçmaz, “Tamince’nin mütevelli heyeti başkanı olduğu Uluslararası Antalya Üniversitesi’ne yapılan bağışlardan 24 milyon TL’nin nereye harcandığının belli olmadığını” belirterek “zimmet, FETÖ’ye yardım” suçlarından soruşturma yapılmasını istedi. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, ifadesini dahi almadan Ta mince hakkında “takipsizlik” kararı verdi. Kaçmaz’ın itirazı üzerine Antalya 3. Sulh Ceza Hâkimi İbrahim Hakkı Kılınç, soruşturmanın “eksik yapıldığı” gerekçesiyle Tamince hakkındaki “takipsizlik” kararını “kesin” olarak kaldırdı. Ancak daha sonra savcının talebi üzerine “soruşturmanın yeniden açılması” kararı kaldırıldı. Böylece Tamince hakkındaki “takipsizlik” kararı onanmış oldu. Bu süreçte HSK, hâkim Kılınç’ı görevden aldı. Bakanlığın hamlesi Yargıda İstanbul Grubu olarak bilinen yapılanma ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül arasında yaşanan güç mücadelesi sırasında, Adalet Bakanlığı hamle yaptı. Bakanlık, aklanmasında İstanbul Grubu’nun rolünün olduğu iddia edilen Tamince’ye verilen “takipsizlik” kararının kaldırılması için “kanun yararına bozma” talebinde bulundu. Başvuruyu inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 20 Ocak verdiği kararla, dosyanın terör örgütlerine ilişkin suçlara bakmakla görevli Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin görev alanına girdiğine hükmetti. Karar oybirliğiyle alındı. Tamince hakkında FETÖ’den yeniden soruşturma yapılıp yapılmayacağına Yargıtay 16. Ceza Dairesi karar verecek. l ANKARA Çil çil altınlar!.. Şeyh efendi, ağzı açık bir bidonun önünde duruyor. Bidonun içinde altınlar parıldıyor. Karşısında ağzı açık kalmış kişiye dönüyor Şeyh: “Sen şimdi elli bin dolar getireceksin. Ben cinlerimle konuşacağım. Bu bidona üç kilo çil çil altın gelecek. Kimseyle konuşmayacaksın. Şimdi bekle” diyor. Sonra, Kuran’a el basıyor. Görünmeyen cinlerle konuşuyor, kavga ediyor, yerlere yatıyor, inliyor, bağırıyor. Üç kilo altın bekleyen kişi dehşet içinde Şeyh efendiye bakıyor. Artık kuşku yok, altınlar gelecek. Ama altınlar gelmiyor. Şeyh efendi, aslında bir dolandırıcı. Böyle kişileri, böyle oyunlarla kandırıyor. Bir değil, iki değil, beş değil, on değil, kim bilir kaç kişi böyle dolandırılıyor. Müge Anlı’nın TV programında izliyorum bu olayı. Müge Anlı, işlenen cinayetlerle uğraşırken, bir de bu tip bir dolandırıcılık işi ekrana geliyor. Dolandırılanlara bakıyorum; gündelik kıyafetler içinde sıradan insanlar. Mardin ve Gaziantep bölgesinin insanları. Kandırılmışlar, aldatılmışlar, paralarını kaptırmışlar. Şimdi burada çare arıyorlar, paralarını geri almayı umuyorlar. Yurdumun insanları bunlar. Mağdurlar?.. Kandırılan zavallı insanlara bakıyorum. İyi de, bunlar bu paraları nasıl bulmuşlar, nereden bulmuşlar? 50 bin dolar, 250 bin dolar, 175 bin dolar. Bu paraları nereden bulmuşlar, nasıl bulmuşlar! TV programında elbette bu sorular sorulmuyor. Nasıl bir açgözlülük ki, bu paraların üstüne para koymaya hevesleniyorlar. Ülkemin pırıl pırıl insanları asgari ücretle geçinmeye çalışırken, ülkemin gençleri işsizlikle boğuşurken bu açgözlüler nasıl “mağdur” oluyor? “Nasıl aldandıkları” sorulunca işi Allah’a, Kuran’a, dine, imana bağlamaları ibret verici. Dinin, imanın nasıl dolandırıcıların eline geçtiği de olanları çok açık ortaya koyuyor. Aslında aldananların aldatanlardan pek farkı yok. İki taraf da aynı bezin farklı köşeleri. İşte bunlar memleketimin insanları. Bunlar oy veriyor, bunlar seçim yapıyor... İşte bunlar, oy veriyor, bunlar seçim yapıyor. Bu ülkenin yöneticileri bu nitelikte insanların seçimleriyle işbaşına geliyorlar. Seçenle seçilenin farkı kalmıyor. Seçilip de işin başına geçenler de sık sık aldatılıyor. Yıllar boyunca ortaklık yaptıkları Fethullah Efendi, iktidara talip olunca, bir anda “terörist FETÖ” oluyor. İşbaşındakiler de “aldatılmış” oluyorlar. Yıllar yılı Fethullah Gülen’in her yaptığını göklere çıkaran, ona yönelik her eleştiriyi saldırganca suçlayan iktidar yetkilileri, bir anda “aldatılmış” oluyorlar, kendilerini temize çıkarıyorlar. Tuhaflık burada da bitmiyor. Kendilerini temize çıkaran iktidar yetkilileri, yıllar boyu Fethullah tehlikesini ortaya koyanları “FETÖ yanlısı” olarak suçlayıp hukuk tarihinin en garip paradoksunu yaratıyorlar. Bu arada ülkede felaketler felaketleri izliyor. Elazığ depremi yaralarını sarmaya uğraşıyor. Derken, bir çığ felaketi onlarca vatandaşın ölümüne yol açıyor. Arkadan bir uçağımız pistten çıkıp üçe bölünüyor. Eskiler böyle durumlarda: “Var başımızda bir musibet, Allah sonumuzu hayır etsin” derlerdi. Başımızdaki asıl afet... Başımızdaki asıl afet, bilimin yolundan ayrılmaktır. Başımızdaki asıl afet, liyakatin yerine sadakatin konmasıdır. Başımızdaki asıl afet, inancın kötüye kullanılmasıdır. Başımızdaki asıl afet, akıl yürütmekten vazgeçilmesidir. Başımızdaki asıl afet, iktidarın hesap vermemesidir. Başımızdaki asıl afet, bu toplumun hesap soramamasıdır. Başımızdaki asıl afet, iktidar gücünün denetlenmemesidir. Bu böyle sürüp gidecek mi? Hayır, bu böyle sürüp gitmeyecek. Çünkü, bu böyle sürüp gidemez. Elbette kolay olmayacak. Önümüzdeki yol, acılarla, kayıplarla yürünecek yol olacak. Ama geleceğimizi kazanmak için bu bedeli ödeyeceğiz. Bedel ödemeden aldıklarımızı hep kaybettik. Alacağımızın bedelini ödeyeceğiz. İşte o zaman geleceğimiz bizim olacak. Hak edilmiş, bedeli ödenmiş bir gelecek. Ancak, o zaman... Yunan gazetesinden Atatürk kitapçığı Yunanistan’da haftalık olarak yayımlanan Proto Thema gazetesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını anlatan kitapçık dağıttı. “20’nci Asrın Büyük Şahsiyetleri” adlı promosyon çerçevesinde dağıtılan kitapçıkta, Atatürk için “Ülkesinde kendi vizyonunu uygulama iradesine sahip olmasaydı, çağdaş Türkiye, en azından bugünkü haliyle olmayacaktı” denildi. Yunanistan’da Atatürk ile ilgili birçok biyografi ve kitap Yunancaya çevrildi. Ta Nea gazetesi de Atatürk’ün “Nutuk”undan bazı bölümler içeren bir kitapçığı okurlarıyla paylaşmıştı. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle