18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 3 10 ŞUBAT 2020 PAZARTESİ Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 7/0 Ankara 1/4 İzmir 12/2 Antalya 13/4 Mersin 7/2 Trabzon 1/2 Diyarbakır 1/6 Kars 8/20 Bursa 80/40 Adana 70/ 10 Artvin 50/ 130 Çanakkale 130/20 Balıkesir 110/50 Sivas 80/ 1 50 Erzurum 130/250 Eskişehir 30/60 Aydın 120/ 10 Gaziantep 00/60 Konya 10 / 60 Atina 140/40 Berlin 100/80 Girne 120/40 Londra 90/50 Moskova 20/10 Paris 100/60 Madrid 160/40 Amsterdam 80/60 Roma 150/100 New York 90/30 Tokyo 90 / 1 0 TARİHTE BUGÜN 1918: Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamit 76 yaşında Beylerbeyi Sarayı’nda öldü. Üç ay tahtta kalan V. Murat’tan sonra padişah olan II. Abdülhamit, imparatorluğun en karışık olduğu sırada başa geçmişti. Abdülhamit tam bir baskı yönetimi uygulamıştı. 1909’da tahttan indirildi. GELECEĞİN DEĞİL GÜNÜMÜZÜN TEKNOLOJİSİ Yapay zekâ eğitimi müfredata girmeli KÜBRA KÖKLÜ Yapay Zekâ Araştırmaları Girişimi sözcüsü ve Door Teknoloji kurucularından Ozan Demir, “Aralarında ABD, Çin, Kenya, BAE’nin de bulunduğu 40’a yakın ülke, ekonomik kalkınmalarını güçlendirmek amacıyla ulusal yapay zekâ stratejisini hayata geçirdi. Kendi ulusal yapay zekâ stratejimizi geliştirerek ülkemizin yapay zekâ ve yüksek teknoloji üreten devletler arasında yerini almasına katkı sunuyoruz ” dedi. Yapay Zekâ Araştırmaları Girişimi, Türkiye’deki İlk ulusal yapay zekâ stratejisinin 10 maddelik ön raporunu açıkladı. İnisiyatifin Temsilcisi Ozan Demir, insanlığın kendi zekâsından kat be kat fazla olan “yapay zekâyı” icat ettiğini belirterek “Ulusal bir stratejiyle ekonominin ve kalkınmanın yeni dinamiği yapay zekâ olabilir. Ya da yıllardır ülkemizin ana hedefi olan 10 büyük eko nomi arasına girmesi yapay zekâ ile gerçekleştirilebilir. Yapay zekâ geleceğin değil günümüzün teknolojisidir. Ülkemiz durup beklemek yerine, toplumu bir bütün olarak ileri teknolojiye hazırlayacak ulusal strateji adımları atmalıdır. Onlarca ülkenin milyar doları bulan yapay zekâ yatırımlarının altında yatan neden, teknolojinin herkesten önce üretilmesi ve dünyanın geri kalan pazarlarına satılmasıdır” diye konuştu. Yapay zekânın ekonominin yeni dinamiği olacağına belirten Demir şöyle konuştu: “10 yıl sonra yapay zekânın ekonominin tüm alanlarına yayılmasıyla beraber işçi sınıfı ve birçok meslek derin krizlerle boğuşacak. İş kaybı ve gelecek endişesini artıracak bu duruma karşı yurttaşlık geliri şimdiden planlanmalıdır. Yapay zekâ eğitimi müfredata girmeli. Kötüye kullanıma karşı bilinçli nesiller yetiştirmeliyiz.” ULUSAL STRATEJI GEREK Rapora göre ulusal yapay zekâ stratejisinin adımları şöyle: “Eğitim yolu ile nitelikli iş gücü oluşturmak ve yeni beceriler edinmek, kanun, yönetmelik ve mevzuatlarda ulusal stratejiye uygun ön açıcı ve destekleyici değişiklikler yapmak, kamu görevlilerinin ve karar vericilerin yapay zekâ konusunda yetkinliğe erişmesini sağlamak, yapay zekânın emek dünyasına etkisini tespit etmek, yapay zekânın meslek ve sektörlerde yapacağı değişimi yönetmek, insan ile yapay zekânın iş ilişkisini belirlemek.” Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadınlar İstanbul’da buluştu Yalnız yürümeyeceğiz BITLIS’TE 2 gün etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz etkilerken araçlar ve evler kara gömüldü. 620 yerleşim biriminin ulaşıma kapandığı kentte yolda kalanlar için misafirhaneler açıldı. DOĞU’DA 2 BIN 166 YERLEŞIM YERINE ULAŞIM SAĞLANAMIYOR Kar hapsi Doğu Anadolu Bölgesi’nde etkili olan olumsuz hava koşulları nedeniyle Erzurum, Ağrı, Erzincan, Tunceli, Kars, Iğdır ve Ardahan’da 2 bin 166 yerleşim biriminin yolu ulaşıma kapandı. Bölgede gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 16 derece ile Erzurum’da kaydedildi. Bitlis’te 2 gün etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz etkiledi, araçlar ve evler kara gömüldü. 620 yerleşim biriminine ulaşıma kapandığı kentte yolda kalanlar için misafirhaneler açıldı. 12 kentte eğitime ara verildi Karadeniz Bölgesi’nde zaman zaman etkisini artıran kar yağışı nedeniyle 7 ilde toplam 1684 köy ve mahalleye ulaşım sağlanamadı. Yoğun kar yağışı yüzünden eğitime iki gün ara verilen illerden Trabzon’da valilik çığ uyarısında bulunarak yurttaşların yüksek kesimlere ve yaylalara gitmemesini istedi. Van, Artvin, Giresun, Ordu, Şırnak, Bitlis, Batman, Zonguldak, Düzce, Karabük ve Rize’de de okullarda eğitime bir gün ara verildi. l Haber Merkezi AFAD: DEPREM YARDIMLARI 96 MILYON LIRAYA ULAŞTI Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Elazığ ve Malatya için başlatılan yardım kampanyası kapsamında 96 milyon 173 bin 557 lira yardım toplandığını bildirdi. Kurumdan dün yapılan açıklamada, 24 Ocak’ta Elazığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin etkilerini yaralarını sarmak için yürütülen çalışmaların sürdüğü belirtildi. Açıklamada, hastanelere başvuran 1631 kişiden 1614’ünün taburcu edildiği, biri yoğun bakımda 17 kişinin tedavisinin sürdüğü ifade edildi. l ANKARA/Cumhuriyet Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri, kadın cinayetlerini durdurmak, kadınların kendi hayatlarına dair kararlarını verebilmesini sağlamak, eşit ve özgürce yaşayabilmek için mücadeleye devam ediyor. Platformun ve meclislerin öncülüğünde yaklaşık 50 ilden bini aşkın kadın, dün İstanbul Beşiktaş’ta bulunan Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde bir araya gelerek “Asla yalnız yürümeyeceksiniz. Asla yalnız yürümeyeceğiz” dedi. Öldürülen kadınların aileleri ile şiddet gören kadınların da yer aldığı toplantının yapıldığı salona “Asla yalnız yürümeyeceksin” pankartı asıldı. Üniversiteli Kadın Meclisleri de salona “Asla yalnız yürümeyeceksin” pankartını taşıyarak girdi. İlk oturumda açılış konuşmasını yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, kadın cinayetlerinin sonunu getirmek için bir araya geldiklerini ve kararlı olduklarını belirterek “Yıllardır kadın cinayetlerine karşı mücadele veriyoruz. Artık bambaşka insanlarız. Ben artık bambaşka bir ‘Gülsüm’üm. Las Tesis ile Türkiye ve dünyayı salladık. Ne yaptıysak birlikte yaptık” dedi. Şiddetin sonu Türkiye’nin bütün illerinde kadınların öldürüldüğünü dile getiren Kav, şöyle konuştu: “Her ilde örgütlenerek adaletin yakasını bırakmayacağız.” Platform Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise “Bir anda kadın cinayetlerinin duracağını düşünmüyoruz. Bu çok uzun bir yol. Hemen atılacak adımlarla hızlıca yol alınacağını biliyorum. Erkekler bu gücü nereden buluyor. Şüpheli kadın ölümlerinin arttığını görüyoruz. Biz yıllardır her ilde yürüttüğümüz mücadele ile gerçeği açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Hepimiz mücadele etmeye devam etmek zorundayız. Kadınların gözü açıldı” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet MARDIN’DE YANGIN FACIASI Anne ve üç kızı uykuda can verdi Mardin’in Mazıdağı ilçesinde bir evde çıkan yangında, Nisan Tur ile 3 kızı yaşamını yitirdi. Mazıdağı ilçesinde önceki gece, Tur ailesinin oturduğu evde yangın çıktı. Evde bulunan Nisan Tur (34) ile kızları Miran Ayaz Tur (1), Lorin Tur (5) ve Gül Ecrin Tur (7) yangına uykuda yakalandı. Komşuların ihbarı üzerine adrese itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın kontrol altına alınarak söndürülürken, evde inceleme yapan ekipler, Nisan Tur ile çocukları Miran, Lorin ve Ecrin’in cansız bedenleriyla karşılaştı. Yangın sırasında baba Yunus Tur’ın işte olduğu öğrenildi. l DHA 24 KİŞİLİK BILIM HEYETI 40 GÜN ANTARKTIKA’DA BULUNACAK Bilim seferine baklavayla gitti Bilim heyetine AKP’li belediye başkanı Fatma Şahin de eşlik ediyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilen 4. Ulusal Antarktika Bilim Seferi heyeti dün yola çıktı. 24 kişiden oluşan bilim heyetinin 40 gün sürecek olan Antarktika yolculuğu öncesi İstanbul Havalimanı’nda bir tören düzenlendi. Antarktika’ya giden bilim ekibinde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in de yer alması dikkat çekerken, Şahin’in Gaziantep’ten getirdiği baklava törende katılımcılara dağıtıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da katıldığı törenin ardından heyet Türk Hava Yolları’na (THY) ait uçakla Antarktika yolcuğunun ilk durağı olan Sao Paulo’ya gitti. l DHA Boru değil günah defteri Doktora gidiyorsun. “Bu bitmiş” diyor. Canın yanıyor. Ağzından bir diş eksiliyor. Çıkıyorsun. Günler, aylar, yıllar. İnsanın dilinin bile hafızası var. Gidip hep o boşluğa dokunuyor. Sana yokluğu da varlığı da aynı bıçağın iki yüzü olanı hatırlatıyor. Hapisteydim, gördüm. Çalarken yakalananlar, sinirlenince “hırsız” diye bağırıyordu. Muhabbet tellallığından alınanlar kızınca “p....k” diye söyleniyordu. Kendi günahlarını başkasının sayarak arınıyorlardı. Bir zamanlar FETÖ’nün Taraf’ında Fethullah Gülen’e şiir yazanları, Işık Evleri’nden yetişip Graham Fullercilik oynayanların sözlerini görünce aklıma geldi. Demir kapıyı, kör pencereyi bilen eski Genelkurmay Başkanı’na “Neden FETÖ’ye daha çok vurmadın” diye bağırıyorlardı. Oysa Başbuğ kılıcını çekse, o gün Gülen’e ilk siper olacak onlardı. Meclis’e sevk edilen yasa taslağında halen “silahsız terör” ifadesi vardı. Adalet Komisyonu’na gelen metinde de halen korunuyordu. İşte bu noktada AKP içinde etkili olan Fethullahçılar, kendilerinin lehine taslağı değiştirtti. Kimin eli etkili oldu bilinmez, Komisyonda kendi teklifini değiştiren AKP sayesinde 29 Haziran 2006’da, Terörle Mücadele Kanunu’nun “Terör Tanımı” başlıklı 1. maddesinde yapılan değişiklik ile terör örgütü tanımına cürüm işleme ve silahlı eylem şartı getirildi. O dönem komisyonda CHP’liler “silahsız terör” ifadesinin varlığını savunurken, AKP’li Hüsrev Kutlu “terörist olmayan insanları terörist göstermeye çalışıyorsunuz” diyecekti. Değişen yasayla FETÖ’nün istediği olmuştu. Karar, Gülen’in hukuki durumunu güçlendirdi ve Gülen beraat etti. Gülencilerin değiştirdiği yasa 2009’daki Fethullahçıları kurtarma yasalarını hatırlatınca İlker Başbuğ’a ne çok kızdılar. Oysa Fethullahçı terör ilk kez sanık sandalyesine oturmuyordu. İlk kez de Meclis tarafından kurtarılmıyordu. Kuşkusuz çok eksik, ancak Savcı Nuh Mete Yüksel, 22 Ağustos 2000’de Fethullah Gülen’e “terör örgütü üyeliği”nden dava açmıştı. Yüksel’e kaset kumpasının karıştığı davanın sonunda Ankara 2 No’lu DGM, 10 Mart 2003 tarihinde kararını verdi. Terör suçlarına kısmi af getiren 4616 sayılı kanuna dayanarak hükmün açıklanmasını erteledi. Kısacası Gülen hakkında karar verilmedi. 5 yıl içinde suça karışması durumunda dosyası yeniden açılacaktı. Türkiye, işte tam da bu dönemde “terörle mücadele kanunları”nı yeniden tartışmaya başladı. Hatırlatalım, 20022007 döneminde Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ti. Çiçek’in yapmak istediği terör düzenlemeleri ile, halihazırda tepesinde bir terör davası sallanan Gülen’in takipçileri arasında kavga sürdü. Çiçek, silahlı ve silahsız terör örgütleri tanımlarını yasaya sokmak istiyordu. Fethullahçılar ise “silahsız terör örgütü mü olur, niyet bizi yargılamak mı” diyerek bu öneriye karşı çıkıyordu. Geçen yıl Cemil Çiçek ile görüştüğümde o dönemki kavgayı şöyle anlatmıştı: “Bizde terör denildiği zaman akla cebir ve şiddet gelir. Ben o tarih itibarıyla da bugün itibarıyla da silahsız terör örgütü olabileceğine inananlardanım. Nihayetinde bunların o gün itibarıyla evlerinde silah, tabanca ya da patlayıcı yoktu. Ama devletin imkânlarını kullanarak yasadışı işler yapıyorlardı.” Şimdi “olur mu öyle şey” deniyor ya… Kavga o günlerde AKP içine kadar uzanmıştı. Çiçek o günleri şöyle anlattı: “Bunlar benim için ‘derin devletin adamı’ dediler. ‘AK Parti daha özgürlükçü olacak ama derin Cemil Çiçek ortalığı karıştırıyor’ dediler. Adımı ‘301 Cemil’e çıkardılar.” Cemil Çiçek’in istediği gibi “silahsız terör” tanımı yapan bir taslak 2005 yılı sonunda hazırlandı. Tasarıyı o dönem özellikle askerin talep ettiği konuşuluyordu. Yasa hazırlığını ortalığa döken Fethullahçılar kıyameti kopardı. Ellerindeki medyayla Çiçek’i ve teklifi hedef aldı. Kavga sürerken 6 Nisan 2006’da Bakanı da koltuğundan ettiler Bugün Erdoğan’ın çağrısıyla AKP’liler Başbuğ aleyhine ifade vermek için mahkemeye koşuyor. Ancak açıkça görüldüğü gibi FETÖ, AKP’nin bir bakanının Meclis’e gönderdiği yasayı kendi lehine değiştiriyor. Üstelik bunları FETÖ de doğruluyor. Üstelik o gün bile. Şöyle anlatalım… 2 Nisan 2007 günü Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, hükümet içinde etkili bir bakanın, “bu cemaat de çok olmaya başladı” dediğini yazdı. Bakan, yargı ve Emniyet’teki “cemaat örgütlenmesi”ni anlatıyor ve sözlerini şöyle tamamlıyordu: “Fethullah Hoca istihbarat işlerine meraklıdır. Ama onun merakı yüzünden olan bize oluyor.” O isim tabii ki dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ti. 5 Nisan 2007’de ise Ahmet Hakan’a konuşan bu kez Fethullahçıların etkili bir ismiydi. “Size o açıklamayı yapan bakanın kim olduğunu biliyoruz” dedikten sonra Cemil Çiçek’in ismini şıp diye söylüyordu. Kavganın sebebini Fethullahçı isim şöyle anlatıyordu: “Bakanın yaptığı bir yasa çalışmasına karşı çıktık. Hem hükümet hem AKP bizim haklı olduğumuza kanaat getirdi. Yasa tasarısı değişti. Bakan gururunun kırıldığını düşündü ve bu olayı kişisel husumete dönüştürdü. Uzun bir süredir hakkımızda tezvirat yapıyor.” Sonra ne mi oldu? 8 Mayıs 2007, Cemil Çiçek’in Adalet Bakanlığı’nın son günü oldu. Şimdi Başbuğ’un çıkışı üzerinden 2009 yılını yeniden konuştuk ya. “Bu, boru göstermeye benzemez” diyen Cumhurbaşkanı, “Meclis’in yasama yetkisini dışarıdan birilerinin atıp tutmak suretiyle yere çalma hakkı yoktur” dedi ya. Görülüyor ki 2009’dan yıllar önce de, 2006’da, FETÖ bizzat AKP içinden Meclis’e gelen yasayı değiştirtmekle kalmamış, AKP’nin bakanıyla kavga ederek onu koltuğundan da etmiş. Üstelik FETÖ de o gün “biz değiştirttik” diye anlattığında, ne Erdoğan ne de AKP’den bir başkası “ne alakası var” demiş. Şimdiki gibi Meclis’in itibarı da sorgulanmamış. Şimdi Başbuğ günahlarını hatırlatınca savcılık kapısında dilekçe kuyruğuna girdiler. Keşke bir zamanlar “Ne istediniz de vermedik” diyenler dilekçe yerine günah defterlerini çıkarsa. Belki hepimizin anlatılmamış hikâyesi oradadır. 14 okul yıkılacak Konya’nın Akşehir ilçesindeki 14 okul için, deprem güvenliği çalışması kapsamlında riskli bulunması üzerine yıkım kararı alındı. Bu okullarda eğitim gören öğrenciler, başka okullara taşınacak. Yıkımı planlanan okullarda taşınma işlemleri tamamlanıp bugün eğitime başlanacak. Atakent, Çakıllar ve Ortaköy mahallelerinde bulunan ve taşımalı eğitim gerektiren okullarda eğitime birkaç gün ara verileceği, taşıma ihalesinin süratle yapılarak, velilerin bilgilendirileceği belirtildi. l DHA 13 göçmen donarak öldü Van’ın Çaldıran ilçesinin İran sınırını kaçak yolla geçen 13 düzensiz göçmenin, tipiye yakalandıkları dağda donarak hayatını kaybettiği iddia edildi. Van Valiliği, bölgeye gitmek için hava şartlarının düzelmesini beklediklerini açıkladı. Yaşamını yitirenlerin 10’unun Afgan, 3’ünün de Kobanili olduğu belirtildi. İHD’ye başvuran bir aile, 3 kişinin kendi yakınları olduğunu ve 13 kişiden perşembe gününden bu yana haber alınamadığını söyledi. Gevaş ilçesine bağlı İn Mahallesi’nde ise insan kaçakçıları tarafından tekne ile getirilen yaklaşık 40 kaçak göçmen donma tehlikesi geçirmeleri üzerine kendilerini ihbar ederek yardım istedi. Göçmenler, tekneyle alınarak Akdamar Adası İskelesi’ne getirildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle