12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 7 OCAK 2020 SALI EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER SODEV: Velilerin yüzde 90’ı istemiyor ama sayı çığ gibi büyüyor İmam hatip ısrarı Sosyal Demokrasi Vakfı’nın raporuna göre, yüksek bütçeli olmasına karşın imam hatipler eğitim kalitesi en düşük okullar arasında yer aldı. Sosyal Demokrasi Vakfı’nın ( SODEV) hazırladığı rapora göre, son 8 yılda imam hatipte okuyan öğrenci sayısı 8 kat art tı. Yüksek bütçelerine karşın bu okullarda eğitim kalitesi hızla düşüyor. SODEV’in velilerle yaptığı müla katlarda yalnızca yüzde 10 ora nında veli, imam hatip lisesine çocuklarını göndermek istiyor. ZEHRA ÖZDİLEK Yüzde 86’sı eğitimin kalitesiz olduğunu ve dünya standartla rında olmadığını düşünüyor. Eğitimde kalite düştü SODEV Başkanı Ertan Aksoy, “İmam hatiplerin artmasıyla beraber eğitimde kalite düştü. İmam hatip okullarına verilen bütçe diğer okullara göre çok daha fazla olmasına karşın performansı en düşük okullar arasında. İmam hatip lise sayısı 2002 yılından 2017 yılına kadar hep yükselişte. 2017 yılında biraz düşüş yaşanıyor. Bu veriler yurttaşın böyle bir talebinin olmadığı ve bir direncin olduğunu gösteriyor. Çocuklarını hangi okula göndermek istediklerini sorduğumuz velilerin çoğu imam hatibe çocuklarını göndermek istemediklerini söyledi. Bizim buradaki en temel itirazımız bu okulların varlığından öte bu okulların kalitesiz eğitim vermesidir” dedi. Dün açıklanan “İmam Hatipleşme, Beklentiler ve Memnuniyet Araştırması”, Türkiye genelinde 17 21 Kasım 2019 tarihleri arasında 600 veli ile bilgisayar destekli telefon üzerinden yapıldı. 8 kattan fazla artış Rapora göre, 20122013 yılında imam hatip ortaokullarının sayısı 1099 iken bu sayı 2018 2019 yılında 3 bin 394’e çıktı. Yani imam hatip ortaokullarının sayısı 6 yıl içerisinde 3 kat arttı. 2012 2013 yılında imam hatip okullarında okuyan öğrenci sayısı ise 94 bin 467’den 761 bin 787’ye yükseldi. Bu, 8 kattan fazla artışa işaret ediyor. Yine rapora göre, imam hatip lise sayısı 2002 2003 yılında 450 iken, 2018 2019 yılında 1623’e yükseldi. Bu okullarda okuyan öğrenci sayısı ise 2002 2003 yılında 71 bin 100 iken 20182019 yılında 498 bine yükseliyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) verilerine de yer verilen raporda, OECD ülkeleri ilköğretimde öğrenci başına 8 bin 631 ABD Doları harcama yaparken; Türkiye 1591 ABD Doları harcama yapıyor. Diğer yandan Türkiye ile diğer OECD ülkeleri arasında kademeler bazında eğitim harcamaları farklılıkları giderek de artıyor. l İSTANBUL KIYAFET DAYATMASINA SUÇ DUYURUSU: Edep, adap ve hukuka davet 88 ÖRGÜTTEN ÇOCUK ISTISMARI DÜZENLEMESINE TEPKI NECATİ SAVAŞ Başkentte kar altındaki eylemde, devletin görevinin çocukların yararını gözetmek olduğu belirtildi. ‘SUÇU IŞLEYENLER CEZA ALMALI’ Kadın örgütleri, “1216 yaş aralığındaki kız çocuklarının tecavüzcüleri ile evlendirildiklerinde, tecavüzcülerine af yolu açan yasal düzenlemeye” karşı yurt genelinde düzenledikleri eylemlerle tepki gösterdi. Ankara’da aralarında Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Yargıçlar Sendikası’nın da bulunduğu 88 kurum ve kuruluş düzenlemeye karşı Ulus’ta basın açıklaması yaptı. Kurumlar adına açıklama yapan Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler, “Bu düzenlemeyle tecavüzcülere af yolu açılmakta, bir başka deyişle ‘cezasızlık’ getirilmektedir” dedi. Devletin görevinin, çocuk hakları doğrultusunda çocukların zararına işleyen geleneksel uygulamaları ortadan kaldırmak ve çocuklara ilişkin yasaları oluştururken çocukların yüksek yararını gözetmek ve öncelemek olduğunu belirten Gökler, evliliğin çocukların korunması için çözüm olamayacağını ifade etti. Gökler, “Çözüm, çocuk koruma sisteminin güçlendirilmesinden geçmektedir. Cinsel istismara uğramış, erken yaş ta gebe kalmış kız çocuklarını ve bebeklerini koruyan, destekleyen ve bu tür durumların yaşanmasını önleyecek sosyal politikaların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir” diye konuştu. Gökler, “Çocuklarla evlenmek suçtur; suçu işleyen ve suça katılan tüm yetişkinler ceza almalıdır. Devletin görevi, çocukların yararını gözetmek ve öncelemektir” çağrısında bulundu. ‘Vicdan dışı’ İstanbul’da ise şiddetli sağanağa karşın Nafaka Hakkı Kadın Platformu ve TCK 103 Kadın Platformu’nun çağrısı üzerine Taksim’de bulunan Limonlu Bahçe’de bir araya gelen kadın örgütü temsilcileri ortak bir açıklama yaptı. Basın açıklamasını okuyan Yeşim Erkan, “Çocukları korumakla yükümlü devletin veri dahi paylaşmadan böyle bir gerekçeyle çocukların cinsel istismarını meşrulaştırmaya çalışmasını akıl ve vicdan dışı buluyoruz” dedi. Erkan, iktidara “İstismarcıları affetmek yerine çocukları koruyacak önlemleri hayata geçirin!” diye seslendi. l ANKARA/İSTANBUL /Cumhuriyet MEB’IN HAFIZ UĞRAŞI Öğretmenlere Kuran ihtisası SİBEL BAHÇETEPE Genel Sağlık İş Sendikası, personelin giyeceği kıyafetlerin “edep, adap ve inanca göre uyarlanması”nı isteyen ve kurumlara yazı gön deren İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu. Sendikanın Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, “Bu tür ayrıştırıcı, ötekileştirici söylemlerin kimseye faydası yok. İnanç temelli yönetici lik olmaz, olamaz. Anayasal bir ilke olan laik, demokratik hukuk devletinde bu söylem lere yer yok” dedi. Memişoğlu imzası ile 31 Aralık 2019’da sağlık ku Zekiye Bacaksız rumlarına gönderilen, “Sağlık Personellerinin Kıyafet leri Hakkında” başlıklı yazı da, sağlık personelinin giyeceği kıyafetlerle ilgili olarak “Kurumumuzun saygınlığı açısından stan dartlara uyulması, gerektiğinde ana model, de sen ve renkler korunarak edep, adap ve inanca göre uygun şekillerde uyarlanması” istenmişti. Bacaksız, kurum içindeki tüm birimlere gön derilen yazının, kamu kurumlarındaki gelinen noktayı gösterdiğini belirterek “Çağdaşlığın, bili min ve bilginin en büyük güç olduğu günümüzde bir sağlık müdürü binlerce çalışanına gönderdiği yazı ile onların kıyafetlerinde edepli ve adaplı ol maları ve kıyafetlerinin de inançlarına uygun ol ması gerektiğini dayatmakta” diye konuştu. ‘Aklınızı başınıza alın’ CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel ise, dini temalı talimatlara tepki göstererek “Şiddetle protesto ediyorum. Aklınızı başınıza alın. Ahlakınızı da başınıza alın. Şeklen değil fikren ahlaklı olun” dedi. OZAN ÇEPNİ Farklı yetenekleri olan öğretmenlerin bilgilerine ihtiyaç duyulduğunu belirterek il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinden “hafız öğretmenlerin” belgelerini talep eden Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), şimdi de “Kuran Tilaveti İhtisas Programı” başlattı. Öğretmenlere yaz eğitim etkinlikleri kapsamında İstanbul’da en az 1 ay süreli eğitim verileceği belirtildi. MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından bütün il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderilen resmi yazıda programın amaçları, kriterleri ve hedefleri yer aldı. İmam hatip liseleri ve imam hatip ortaokullarında zorunlu, diğer okullarda da seçmeli olan Kuranıkerim dersinin ses ve mahreç eğitimi gerektirdiğini belirten bakanlık, dersin “doğru telaffuz, duyarak öğrenme modeli ve iyi bir okuyucudan (femi muhsin)” yararlanmayı gerektirdiğini vurguladı. Geçmiş yıllarda benzer eğitimler verildiğini aktaran bakanlık, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafından halk eğitim merkezlerinde de “tahsisi huruf” seminerlerinin açıldığını anımsattı. MEB’in yeni programının gerekçesi de “mahalli hizmetiçi eğitim kurslarında veya halk eğitim merkezlerinde açılacak kurslardaki ihtiyacı karşılamak” olarak belirtildi. Bakanlık, Kuran ihtisas programı için kriteri de “özel bir gayreti ve çabası olup bu becerisini her türlü fedakârlığı göstererek hayatı boyunca öğretmede gönüllü ve azimli öğretmenlerimiz arasından belirlenecek” diye açıkladı. ‘İstekliler tespit edilsin’ İstanbul’da gerçekleştirilecek programda, öğretmenlere eğitimlerinin 29 Mayıs Üniversitesi’nden öğretim üyesi Dr. Fatih Çolak tarafından verileceği belirtildi. Ayrıca okul yönetimlerine de belirlenen kriterlere uygun ve istekli öğretmenlerin tespit edilerek hızla bakanlığa bildirilmesi talimatı verildi. l ANKARA Çokeşliliğin meşru olduğunu savundu FARUK KIRTAY Yalova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Ebubekir Sifil, bir erkeğin farklı illerde evi ve eşi olabileceğini, bu durumun “meşru” olduğuna ilişkin skandal açıklamalarda bulundu. Sifil’in katıldığı bir seminerde yaptığı konuşmasında sarf ettiği “Bir adam var, işi gereği çok geziyor. Bu adamın İstanbul’da da, Ankara’da da evi var. Buralarda gittiği yerlerde evlendiği hanımlar var. Bunların her biri onun meşru hanımı. Bu adamın evi var, çoluk çocuğu var. Bu bir nikâh. Bazen öyle olur ki Ankara’ya 35 ay uğrayamaz. Meşru bir evlilik bu” ifadeleri birçok kesimin tepkisine yol açtı. Sifil’e tepki gösteren CHP Yalova İl Başkanı Nur Koçak, “Siz öğrencilere bunu mu öğretiyorsunuz? Kadınerkek eşitliğine inanmıyor musunuz? Medeni Kanun’un kazanımlarının yok edilmesini mi amaçlıyorsunuz? Arap ülkelerini çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’ne örnek göstermek içinize siniyor mu?” diye sordu. Sifil, daha önce de katıldığı bir programda, deve idrarı içmenin şifalı olduğunu söylemiş ve canlı yayında deve idrarı ikram etmişti. l YALOVA Savaşı durduracak bir işaret yok, peki küresel yangına dönüşür mü? ABD’nin küresel çöküşünü sineye çekecek ve imtiyazlarını adım adım kaybetmeyi ve devlet olarak “normalleşmeyi” kabul edecek mi, yoksa dünyayı ateşe mi atacak, diye sormuştuk ya... Bir küresel büyük kargaşa ve dahası savaşa işaret eden edene; medya yazar ve yorumlarında, ayrıca devlet adamları arasında.. Mesela Almanya’nın eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel 1914 ilk büyük küresel savaşı anımsatıyor. Güncel neden, ABDİran çatışması. Devletler, liderler birbiri ardına yanlışların yapıldığı bir hatalar zincirine kendilerini kilitlediklerinde varacakları durak bellidir. Bir azgın savaşı çıkaracak kısa yollar da liderlerin eline geçmiş durumda: Tweet! Trump ile Hamaney arasındaki tweet’leşmeye bakarsanız, aslında savaşın ön peşrevlerini görürsünüz. İran ile ABD’nin kapışmasını önleyebilecek herhangi bir işaret gören var mı? Bir güç? Avrupa’dan bir ses, güçlü bir önleyici hamle? Rusya’nın, Çin’in bir şekilde müdahalesi? Ben göremiyorum. Çok kötümser olmakta ve savaşın çıkabileceğine ilişkin görüşleri, yorumları öncelikle ön plana almakta büyük yarar var. Belki insanları harekete geçirebilecek bir savaş karşıtı cephekuvvet yaratılabilir. Pısırık Avrupa Avrupa, ki iki büyük savaşa anavatanlık yaptı, büyük gücünü arka planda saklıyor; sanıyor ki savaş orada Ortadoğu’da olacak, hayır, Avrupa savaşın parçası olacak. İran’ın hatalarına, sertliğine vurgu yapmanın, Trump’ın emperyalist emellerini gündeme getirmenin, savaşı önlemede hiçbir yararı bulunmuyor. İran’ın karşı hamleleri ve ABD’nin İran’ı bombalamaya başlaması lokal mi kalır? Yoksa öngörülemeyen gelişmelerle ateş sağa sola sıçrar mı.. Rusya müdahale edecek bir durumda kendini bulur mu..   Hele Çin ne yapar? Görünen 51015 yıl içinde savaşsız ve doğal bir gelişme için de ABD’yi iyice geride bırakmayı öngören küresel politikasını değiştirmeye zorlanır mı? Savaş, unutmayalım ki bazen her şeyin yeniden doğumunun ebesidir. Her yönde silahlanmanın hem maliyet hem üretim hem teknolojik ve yıkıcı güç olarak tırmanarak artması ve bölgesel bloklar arası gerilimlerin artması sadece şunu gösteriyor: Dünya barışa doğru değil savaşa doğru gidiyor sanki. Gerilim çok yönlü  Gerilim her yerde ve çok yönlü, mesele salt İranABD gerilimi değil... ABDRusya.. ABDÇin... ABDAvrupa... Şüphesiz ki ABDLatin Amerika da var. Bu manzara, dünyada aktif ve güncel çıban başının kim olduğunu da gösteriyor. Bir şey daha gösteriyor: Dünyada ülkelerin ve politikanınekonominin savaşçı yapısı hiç değişmedi. Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının ve onlardan önceki Avrupa vb. savaşlarının izleri üzerinde giden bir dünyada yaşıyoruz. Bir ara bir hayal görmüştüm: Dünyada bilgi teknolojileri üretimi, ekonominin yapısını da değiştiriyor. Yeni ekonominin sahipleri ve toplumu, geçmişlerinde savaş ekonomisiyle, petrolle vb. ilişkisi olmayan bir yeni nesil. Gelecekleri savaşta değil barışın yaygınlaşmasında. Üretimleri ve müşterileri barışta büyüyecek.. Yeni ekonomi, zaman içinde siyasi iktidara ağırlığını koyacak ve yüzyılların savaşçı iktidarlarının yerini alacak. Fakat şimdilik bir değişim olmadı. Rüyamdan vazgeçmiş değilim. Henüz olgunlaşmamış bir iklimdeyiz hâlâ.. Halkın bilincini belirleyen, yüzyılların kötü kültürel, toplumsal ve siyasal mirası henüz. İçinde aktıkları nehir çok kirli! Evet, sadede gelelim, şimdilik İranABD arasında çatışmayı durduracak bir işaret görmüyorum.. Böyle giderse, yangın beklenmedik bir şekilde genişler ve büyür mü? Peki, biz ne yapmalıyız? İLKOKUL MÜDÜRÜ, TOPU ÇOCUKLARINA ATTI Karma eğitime karşı çıktı Gaziantep Nizip’te Mehmet Akif Ersoy Ağca’nın paylaşımlarına tepki göstererek “Bu na İlkokulu’nun müdürü Cu sıl bir okul müdürüdür? ma Ağca, “karma eğiti Bu ülkenin okulunda mü min baş belası” olduğunu dürlük yapıyor ama kar savunan paylaşımda bu ma eğitim hakkında ‘baş lundu. Ağca, “Telefon ak belası sistem’ diye payla şamları çocuklarımın elin şım yapma cesareti gös de oluyor. Muhtemelen Cuma Ağca teriyor. Anlaşılan bu şah onlar bunu yaptı” diyerek sı müdürlük görevi kes kendini savundu. miyor. Bu kişinin görevden alın Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li masını istiyoruz” diye konuştu. meclis üyesi Uğur Kalkan, l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle