23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 7 OCAK 2020 SALI HABER/YORUM Yeni Türkiye, yeni İstanbul ve yeni Boğaziçi! Geçmiş yıllarda “Batıcı” ve “Doğucu” diye ayrıştırılan dış politika “seçeneklerine” AKP iktidarından sonra “Ortadoğucu ve Arapçı” siyasal İslam boyutu da eklendi. Buna özelinde, “Müslüman Kardeşler”i eklemek gerek. Cumhuriyet döneminde 24 ve 61 anayasalarının genel çerçevesi esas olurken bugün, iç ve dış politikada siyasal İslamcılık odaklı bir çizgiye gelinmiş bulunuyor. Siyasal İslam tanımı içinde de Müslüman Kardeşler ve Ortadoğu kimlikleri öne çıkarılıyor. Türkiye, Suriye bataklığına sokulurken, eğitimde siyasal İslamcı yapı uygulanırken iş, günlük yaşama ve sokağa kadar uzatılıyor. Hatta siyasal İslama has, “özel kuvvetlerden bile söz edilebiliyor”. AKP iktidarının tek adam rejimi altında dayattığı bu yapılanma, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ile çatışma halindedir”. Ekonomiden dış politikaya, kadınerkek ilişkilerinden eğitim düzenine, uygar ve çağdaş yaşam değerlerinden demokrasiye bu anlayış egemen olmaya başladı. Kimlerle, nelerle örtüşüyor... ABD’nin “yeşil kuşak” operasyonları ile örtüşme halindedir: onlar da Türkiye’de çağdaş toplumsal örgütlenmeler yerine tarikat ve cemaat liderlerini kullanarak hedefe gitmek istiyorlar: FETÖ örneğinde olduğu gibi. Türkiye’de, Avrupa’da olduğu gibi sivil toplumsal örgütlenmelerin gelişmesini istemiyorlar: ulusal çıkarları koruyan parlamenter bir sistemin bulunması işlerine gelmiyor. 1 Mart 2003 tezkeresindeki durumla karşılaşmak istemiyorlar. Bu yüzden de Ergenekon ve Balyoz’u desteklediler, işi tek adam rejimine kadar getirttiler, içimizdeki FETÖ’cülerle birlikte çalıştılar. Bugün iktidarda bulunan AKP de parlamenter sisteme karşı, cemaat ve tarikatların palazlanmalarını istiyor, aynen Batı’da, kimi hesap yapanlar gibi. İşte bu noktada emperyalist devletler ile içimizdeki siyasal İslamcıların hedefleri örtüşüyor. Ankara’daki kimi danışmanların, “Batı ile amaçlarımız 200 yıldır ilk defa birleşti” dediği gibi. Suriye ve Libya bunun devamı Siyasal İslam odaklı rejimin uygulamaları bizi dün Suriye, bugün de Libya bataklığına sürükledi. 2003’te 1 Mart’ta reddettiğimiz tuzağa bugün, Müslüman Kardeşler odaklı olarak düşmüş bulunuyoruz. Dün Suriye ve Libya Türkiye’nin ekonomik ve siyasal olarak en yakın olduğu iki komşu ülkeydiler. Bugün Şam ile kavga ediyoruz: Libya ile iç savaşın bir parçası olarak yeni bir çöl fırtınasının içine sürükleniyoruz. Kimler mi seviniyor? 2011’den itibaren Suriye politikamız sayesinde ellerini ovuşturan ülkeler, yeni Libya kararından sonra bayram ediyorlardır. Suriye yüzünden ortaya çıkan ekonomik, askeri, siyasal ve sosyal kayıplarımız Libya kararı sonrası katlanarak sürecek demektir. İktidarın Kanal İstanbul projesindeki inanılmaz ısrarı sonucu ABD ve AB acaba şöyle düşünmezler mi? Ankara 5 milyon Suriyeliyi geri gönderemiyor. Kanal İstanbul “sayesinde” kentin bu bölgedeki nüfusunun birkaç milyon artması bekleniyor. Herhalde 45 milyon Suriyeliyi yeni Kanal İstanbul bölgesine yerleştirecekler. Böylelikle oy vermeyen İstanbullulara (ve Ekrem Bey’e) günlerini gösterecekler! Yeni seçimlerle de İstanbul’u “geri alacaklar”! Öyle ya, eski İstanbul’un yanına , “yeni İstanbul’u” göçmenler kanalı ile inşa etmiş olacaklar. Rant inşaatı ve “yeni İstanbul’un” inşası birlikte yürüyecek. Panama Kanalı sayesinde (ve yüzünden) Panama’nın ne hale getirildiğini bilmiyor muyuz? Erdoğan, azalan oyları karşısında çıtayı sürekli yükseltmek zorunda: Libya’ya asker gönderme kararı da bunun sonucu. “Sürdürülebilir üstünlükler kuramı” bunu kaçınılmaz yapıyor, tabii belli bir noktaya kadar, iş tamamen dibe vuruncaya kadar... 7 OCAK 2020 SAYI: 34425 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:51 06:34 06:55 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:22 13:15 15:37 08:03 12:59 15:24 08:22 13:22 15:51 Akşam 17:58 17:45 18:13 Yatsı 19:24 19:10 19:35 Reisi Cumhur Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Konya’dan, 19 Şubat 1931’de Başvekil İsmet İnönü’ye “Acele ve Mühimdir” özellikli şu telgrafı gönderdi: “Son tetkik seyahatimde muhtelif yerlerdeki müzeleri, eski sanat ve medeniyet eserlerini de gözden geçirdim. İstanbul’dan başka Bursa, İzmir, Antalya, Adana ve Konya’da mevcut müzeleri gördüm. Bunlarda şimdiye kadar bulunabilen bazı eserler muhafaza olunmakta ve kısmen de ecnebi mütehassısların yardımı ile tasnif edilmektedir. Ancak memleketimizin hemen her tarafın Ata İçin 1931’de, ‘Acele ve Mühim’ da emsalsiz defineler halinde yatmakta olan kadim medeniyet eserlerinin ileride tarafımız Olan Neydi? dan meydana çıkarılacak olanların ilmi bir su rette muhafaza ve tasnifleri ve geçen devirlerin “Bir çılgın projenin gerçekleşebilme sürekli ihmali yüzünden pek harap hale gelmiş si için bize hendek atlattılar. Üç dört sene olan abidelerin muhafazaları için müze müdür bir projeyi gecikmeli olarak çıkarıyoruz. Ni lüklerinde ve hafriyat işlerinde kullanılmak üze ye? Önümüzde çok ciddi engeller var. Ör re arkeoloji mütehassıslarına kat’i lüzum vardır. neğin Marmaray projemiz var, basit çanak Bunun için Maarifçe harice tahsile gönderi çömlek hikâyesi bize dört sene kaybettir lecek talebeden bir kısmının bu şubeye tahsi di. 34 sene önce Marmaray açıklanacak sinin muvafık olacağı fikrindeyim!” tı. Bak şimdi bu 29 Ekim’e yetiştirmeye ça HHH lışıyoruz. Yazık değil mi, günah değil mi? Ata 1931’de Türk Tarih Kurumu’nu, 1935’te Her geçen zaman bu ülkenin aleyhinde ra DTCF’yi kurdu… Hem de dünyayı sarsan kam gidiyor. Muasır medeniyetler seviyesi “ekonomik buhranlı” yıllarda! üzerine çıkacaksak bu yatırımlarımızı hızla Ata’nın önerisi üzerine yurtdışına gönderilip gerçekleştirmeliyiz.” de sonradan üniversitelerde arkeoloji bölüm HHH lerini kurarak yüzlerce arkeolog yetiştirip ordi Arkeologlar, arkeolojik kazılara ayrılan öde naryüs profesör ya da profesör olanlardan ba neğin işçi giderlerini dahi karşılamaya yetme zılarını anımsayalım: Ekrem Akurgal, Halet diğini ifade ederek kazıların durma noktasına Çambel, Sedat Alp, Jale İnan… geldiğini söylüyorlar… HHH Bakanlık, 2018’de 3 milyar 997 milyon TL’lik Son yılların önemli buluntularına da kısaca bütçesinin yalnızca yüzde 3’ünü arkeolojik ka göz atalım… zılara ayırmıştı. Oysa Bakanlık, aynı yıl dinlen İstanbul Theodosius Limanı’nın öne me, kültür ve din hizmetleri için 222 milyar TL mi, “neolitik dönem” buluntularıyla birlikte, harcadı. Bakanlığın bu kalem için harcadığı İstanbul’un tarihini 8 bin 500 yıl geriye götür para, toplam bütçenin yüzde 55’ini oluşturdu. mesinden kaynaklanıyor. İstanbul Arkeolo HHH ji Müzeleri’nin denetiminde sürdürülen kazılar Arkeologlar Derneği’nin verilerine göre, da, 36 batık ve Türkiye’de gençlerin arkeoloji öğ binlerce kültür renimine ilgisi azalıyor. 20172018 varlığı ortaya akademik yılında, 3 bin 958 kişilik çıkarılmıştı. kontenjanı bulunan 71 arkeoloji bö Theodosi lümüne, yalnızca 1592 öğrenci yer us Limanı’na leşirken, 2 bin 366 kontenjan boş ait mendireğin kaldı.  müze yetkilile Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümle ri, Osmanlı döneminde kıyı 8 bin yıllık buğday başı rinden her yıl yaklaşık 4 bin mezun verilmesinin öngörülmesine karşın, iş daki yapıları dalgalardan korumak amacıyla bulan mezunların sayısı yılda ancak 10 ile 20 yapılmış olduğunu düşünüyorlar. kişi arasında değişiyor. HHH Arkeologlar Derneği Genel Başkanı İlkay Peki, bu buluntular hakkında Reisi Cum İvgin, Anadolu’nun bereketli topraklarının, hurluğa yükselmeden önce, İstanbul Beledi jeopolitik konumu dolayısıyla farklı uygarlık ye Başkanlığı’ndan sonra, Başbakanlık koltu lara ev sahipliği yaptığını belirterek bu coğ ğuna oturduğunda Recep Tayyip Erdoğan rafya için arkeoloji biliminin büyük önem ta ne demişti? şıdığını vurguluyor. Son dö nemlerde ise arkeolo ji bölümleri ne olan ilgi nin azaldığı nı belirten İv gin, şöyle ko nuştu: “Nitelikli ar Çanakçömşel alanı keoloji bö lümlerine ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Kon tenjanların zirve yaptığı son yıllarda bölümler, öğrenci eksikliğinden kapanmaya yüz tuttu. İş bulma kaygısı nedeniyle üniversitelerdeki arke oloji bölümlerine ilgi azalıyor. Geçen yıl 18 üni versitedeki arkeoloji bölümü, kontenjanın boş kalmasından kapandı. Bu yıl 10 civarında bölü mün daha kapanacağını tahmin ediyoruz.” HHH Geçen aylarda, Kül tür ve Turizm Baka nı Mehmet Nuri Ersoy, 20 farklı arkeolojik ka zının “yıl boyu sürdü rüleceğini” açıklamıştı. Önümüzdeki yıl bu sa yının 40’a çıkması bek leniyordu. Ancak Bakanlık, iki ay süren kazılara bile ye Yenikapı’da Roma başı terli maddi desteği sağlamıyor. Durum böyley ken 12 ay sürmesi planlanan kazıları yürüten kazı başkanları da durumdan bir hayli endişe li. Zira kendilerine ayrılan bütçe, bir yıl boyun ca arkeolojik kazıların sürmesini sağlayabile cek miktarda değil! HHH Ata’yı bir yana, Erdoğan’ı bir başka yana, Kültür Bakanı olmayan turizmci Ersoy’u şimdi lik bir yana bırakalım… Shelby Vhite ve Leon Levy çiftinden “Yor gun Herkül heykelinin” üstünü yıllarca uğraşı dan sonra Antalya’ya kazandırdığım, heykelin Müze olarak ortağı olan ve her yıl Türkiye’de inceleme (!) gezileri yapan Boston Müzesi Mü dürü Cornelius Clarkson Vermeule III., göz leri ile gördüğü, yaşadığı Türkiye’deki anti ka piyasasının gelişmesi hakkında 1972’de bir Amerikan gazetecisine şöyle demişti: “15 yıl önce Yakındoğu’da herhangi bir ça murlu köye gittiğimde, sanki zaman içerisinde geriye doğru adım atmış gibi olurdum. Bugün en küçük bir Türk köyünde, yerel bir tüccarın dükkânına girdiğinizde, Sotheby’nin (müzaye de evi) en son müzayede fiyat listesinin duvara asılmış olduğunu görürsünüz. Artık, ‘aptal köy lü’ dönemi sona ermiştir.” Acaba Varmeule bugün dolaşsaydı, kim bi lir ne derdi? DOĞA KOLEJI VELILERI ÇÖZÜM maaşlaÖrığördeetmnseinnBEKLIYOR İzmir’deki Doğa Koleji velileri, kurumun İTÜ Vakfı’na devrinin üstünden 1 hafta geçmesine rağmen öğretmenlerin ve diğer personelin hâlâ maaşını alamadığını öne sürdü. Okulun önünde toplanan veliler, duruma tepki göstererek yetkililere personel maaşlarının bir an önce yatırılması için çağrı yaptı. Doğa Kolejleri, öğretmenlerin aylarca maaş alamayıp iş bırakması nedeniyle İstanbul Teknik Üniversitesi §Vakfı’na devredilmişti. İzmir Karşıyaka’daki okulun önünde toplanan veliler, tepki göstererek yetkilileri göreve çağırdı. Çalışanların yaklaşık 5 aydır mağduriyet yaşadığını söyleyen veli Gülcan Kaplan, “Bu kış günü faturalarını ödeyemedikleri için evlerinde doğalgazı, elektriği kesik olanlar var. İnsanlar çok zor durumda. Herhangi bir açıklama yapılmıyor, tarih verilmiyor. Sadece okulun devrolduğunu biliyoruz. Kulaklarının üzerine yatmış gibi görünüyor lar. Bir an önce çalışanların ve öğretmenlerin maaşlarının yatırılmasını bekliyoruz” dedi. Kaplan, şöyle devam etti: “Erken kayıt dönemi geliyor. Eğer maaşlar yatırılmazsa hiçbir velinin erken kayıt yaptıracağını sanmıyorum. Üstelik çok sayıda öğretmen kaybına uğradık, maalesef bazı dersler boş geçiyor. Eğitimin artık normale dönmesi için bir an önce maaşların yatırılıp herkesin rahatlatılması gerekiyor.” l İZMİR /Cumhuriyet ÜRKÜTEN İDDİA İzmir’de, eşi İbrahim Tekin tarafından öldürülen Filiz Tekin’in (38) organlarının nakledildiği 2 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi de yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, konuyu Meclis’e taşıdı, “Filiz Tekin’in, vefatı öncesinde menenjit olduğu iddiası doğru mudur” diye sordu. Yoğun bakımdaki Ali Uslu’nun kızı Başak Van Hove, “Nakil işlemlerinde ihmal olduğunu düşünüyoruz” dedi. Ege Üniversitesi’nden yapılan açıklamada da konuyla ilgili incelemenin devam ettiği belirtilerek “Nakil yapılan hastanın vücudunun organı kabul etmesi de zorlu bir süreçtir” denildi. İzmir Ödemiş’te, eşi İbrahim Tekin’in darp etmesi sonucu hastaneye kaldırılan ve geçen 15 Aralık’ta beyin ölümü gerçekleşen Filiz Tekin’in organlarının bağışlanması kararı alınmış ve aynı gün Ege Üni Menenjit miydi? versitesi Hastanesi’nde yapılan operasyonlarla, Tekin’in 2 böbreği Münire İnanç ve Ali Uslu’ya, karaciğeri ise Arife Aykut’a (60) nakledilmişti. Hastalardan İnanç perşembe, Aykut cuma günü hayatını kaybetti. Ali Uslu ise 28 Aralık’ta fenalaşarak yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Ai Organ nakli yapılan hastalardan 2’si öldü, 1’i yaşam savaşı veriyor Ali Uslu’nun kızı Başak Van Hove “Babamın durumu çok ciddi” dedi. leler, olayla ilgili suç duyurusunda bulundu. Ali Uslu’nun kızı Başak Van Hove, “Önce menenjit olduğu düşünüldü, sonra bunun izine rastlanmadığı söylendi. Diğer 2 hasta vefat etti, sadece babam kaldı. Bir çözüm bulunamıyor. Babamın durumu çok ciddi” dedi. l Haber Merkezi Sertaç Göçmen tahliye edildi Bakırköy’de 2018’de, kız arkadaşıyla tartıştığı sırada kendisine tepki gösteren yurttaşların üzerine aracını süren ve 6 kişiyi yaralayan Görkem Sertaç Göçmen tahliye oldu. Göçmen’in annesi oğlunu savunabilmek için hâkimliği bırakarak avukat olmuştu. Göçmen’in hakaret, tehdit, adam yaralama gibi birçok suçtan yargılandığı ortaya çıkmıştı. Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreyi ve delillerin büyük oranda toplanmış olmasını gerekçe göstererek Göçmen’in adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasına hükmederek tahliyesine karar verdi. Göçmen’in tahliye edilmesine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. l DHA Köpekten korktu araba çarptı İzmir Menemen’de, iddiaya göre köpekten korkup yola çıkan Rojin Yakıt (14), otomobilin çarpması sonucu yaşamını yitirdi. İzmirÇanakkale yolunda önceki akşam saatlerinde 8. sınıf öğrencisi Rojin Yakıt, havlayan bir köpekten korkunca yola koşmaya başladı. Bu sırada Ö.K. yönetimindeki otomobil, yoldaki Yakıt’a çarptı. Sağlık gö revlilerince ilk müdahalesi yapılan Rojin, Çiğli Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Rojin, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı. Gözaltına alınan otomobil sürücüsü Ö.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken; küçük Rojin’in cenazesi, dün kılınan namazın ardından Ulukent Mezarlığı’nda toprağa verildi. l DHA CAN PAKSOY IÇIN MÜEBBET TALEBİ İstanbul Beyoğlu’nda 26 Eylül 2010’da Boğaziçi Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun apartman boşluğuna düşerek yaşamını yitirmesine ilişkin Paksoy Holding’in veliahtları Mahmut Emre ve Can Paksoy kardeşlerin yargılandığı davada, savcı mütalaasını bildirdi. Savcı, sanık Mustafa Emre Paksoy’un delil yetersizliğinden beraatini isterken, diğer sanık Can Paksoy hakkında da “Kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istedi. Duruşma 5 Şubat’ta görülecek. l DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kafkaslar’a 1 M A V İ T U N A özgü bir tür 2 akordeon. 2/ 3 Temel, esas... Dört tekerlekli ve üstü açık bir at arabası. 3/ Darbukaya benzer bir çalgı. 4/ Tümör... 4 5 6 7 8 9 ALAY SAVA V İ R İ L GA L İ DA AKALA NANAHAN Ç OT KOVADA T P İ SA OK AT İ K TAK I ANA V ADOR Akdeniz yöresinde yetişen ve dalları sepet örmekte kullanılan bir ağaççık. 5/ Bir şiir üzerine bestelenmiş müzik yapıtı... Torun sahibi ka dın. 6/ Spor karşılaşması... Kötülük, fenalık. 7/ II. Abdülhamit’in sürgüne gönderildiği Selanik’te ikamet ettiği köşkün adı. 8/ Önü hendekli siper... Yerli bir limon cinsi. 9/ Her çeşit mikroptan arınmış olan... Bir cetvel türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bulgar müziğine özgü yaylı bir çalgı. 2/ Tıpta, idrar salgısının azalmasına verilen ad... Borsada belli miktardaki hisse senedini belirtmekte kullanılan işlem birimi. 3/ Bo yun eğen, kendini başkasının buyruğuna bı rakan... Belirti, ipucu. 4/ Çok şekerli bir tür yerelması. 5/ 106 taşla oynanan bir oyun... Acı ve kırmızı renkli bir biber. 6/ Tabanı ıslak yerlerde kullanılan bir çeşit takun ya... Hizmet hayvanlarının ayağına çakılan demir. 7/ Bireyler arasında ortak simgeler sistemiyle gerçekleştirilen anlam ve bilgi alışverişi. 8/ İlave... Bir soru sözü... Satranç ta bir taş. 9/ Uğraş... Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları çekül ipi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle