Katalog

KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Ali Poyrazoğlu’ndan ‘Tak Tak Takıntı’ Ali Poyrazoğlu’nun oyunculuğunun yanında yönetmenliğini de üstlendiği, Laurent Baffie imzalı “Tak Tak Takıntı” adlı oyun, 8 Ocak’ta saat 20.30’da Trump Sahne’de tiyatroseverlerle buluşacak. Gündelik yaşam içinde kıyısından geçtiğimiz, farkına varmadığımız, sıradan sandığımız küçük olayları örtülerden sıyırıp önümüze koyan “Tak Tak Takıntı” bir güldürü. Oyunda, Melih Ekener, Eser Ali, Güneş Berberoğlu, Güneş Emir, Hasan Akdemir ve Aylin Dönmez rol alıyor. ‘Uzun Zaman Önce’ Dublin’de Cihan Sağlam’ın yazıp yönettiği “Uzun Zaman Önce”, İrlanda’nın başkenti Dublin’de düzenlenen Silk Road Uluslararası Film Festivali’nde gösterilecek. Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, Boğaziçi Film Festivali’nde de En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini kazanan film, uluslararası prömiyerini yapacağı Silk Road’da Türk sinemasını temsil edecek ve Abel Ferrara, Joe Carnahan gibi yönetmenlerin son filmleriyle birlikte yarışacak. Başrollerini Onur Dikmen, Serdar Orçin, Reha Özcan ve Nihan Okutucu Dengiz’in paylaştığı dram ve gerilim türündeki film, Türkiye’de mayıs ayında gösterime girecek. Sinema seyircisi yerli ve milli seviyor Yerli film üreticisi 2019’da en yüksek parayı kazandı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre sinema sektöründe 2019’un kazananı yerli film yapımcıları oldu. Yerli film izleme oranı ile Avrupa’da 8 yıldır birinci olan Türk seyirci, 2019’da da yüzde 55 oranı ile Avrupa birinciliğini korudu. Üstelik, 33.6 milyon kişinin izlediği yerli filmler 980 milyon liralık gişe hasılatıyla yıllar içinde bugüne kadarki en yüksek değeri yakaladı. Yerli filmlerin içinde en büyük seyirci sayısı ise 5,3 milyon kişi ile bir Güney Kore filminin uyarlaması olan 7. Koğuştaki Mucize oldu. Onu Recep İvedik 6 ve Organize İşler Sarmalı filmleri izledi. Yerli animasyon filmi, Kral Şakir Korsanlar Diyarı ise 2.1 milyon izleyiciye ulaştı. 2019’da en çok izlenen 10 filmin 6’sını yerli filmler oluştururken yabancı film izleyen seyircilerin sayısı ise 26 milyona yaklaştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı geçen yıl “Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın” projesini hayata geçirmişti, bu proje ile ülke genelinde 1 milyon öğrenci sinema ile tanıştı. In Hoodies’le yılın ilk konseri Bağımsız müzik sahnesinin üretken ismi In Hoodies, 2020’nin ilk konseri için 10 Ocak Cuma akşamı 22.00’de Kadıköy Sahne’de olacak. In Hoodies’e synthesizer ve çelloda Yasemin Özler; synthesizer, klavye ve drum machine’lerde Zeynep Oktar eşlik edecek. David Bowie’nin ölüm yıldönümünde yapılacak konserin setlist’inde efsanevi müzisyenin şarkıları da yer alacak. 77. Altın Küre Ödülleri önceki gece yapılan törenle sahiplerini buldu ‘1917’ dışında ödüller bekleyenlere gitti Önceki gece Los Angeles’ta düzenlenen Altın Küre Ödülleri’nin çok konuşulanları, ikişer ödüle değer görülen Sam Mendes imzalı “1917” ve Quentin Tarantino imzalı “Once Upon a Time... in Hollywood” oldu. Her iki kategoride de favoriler arasında görülmeyen “1917”nin iki büyük ödül alması şaşkınlıkla karşılanırken bu yılın en beğenilen filmlerinden biri olan “The Irishmen” ise geceden eli boş döndü. “Joker” filmindeki unutulmaz performansıyla hafızalara kazınan Joaquin Phoenix, beklendiği gibi drama dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülünün sahibi olurken aynı dalda En İyi Kadın Oyuncu ödülünü ise yine tahmin edildiği üzere “Judy” filmindeki rolüyle Renee Zellweger aldı. Yabancı Dildeki En İyi Film ödülü de şaşırtmadı ve herkesin üzerinde birleştiği G. Koreli Bong Joonho tarafından yönetilen “Parasite” filminin oldu. Sinema ve TV dalında verilen Altın Küre Ödülleri, şubat ayında verilecek Akademi Ödülleri’ne (Oscar)uzanan bir gösterge olarak kabul ediliyor ve orada da sürpriz olmayacağı tahmin ediliyor. Sivri dilli sunucu Bu yıl 77’ncisi düzenlenen Altın Küre Ödülleri’nin sunuculuğunu, töreni dört defa sunmuş olan komedyen Ricky Gervais yaptı. “Sözünü esirgemeyen” tavrı ile tanınan Gervais de kendisinden bekleneni yapıp ödül alan sanatçıları adeta aşağıladı: Apple, Amazon, Disney gibi tartışmalı şirketlerin dijital platformlarındaki dizilerde rol alan oyunculara: “Eğer bugün bir ödül kazanırsanız, bu sahneyi politik bir konuşma yapmak için kullanmayın. İnsanlara öğüt verecek bir konuma zerre kadar sahip değilsiniz. Gerçek dünyadan tamamen bihabersiniz. Olur da kazanırsanız, gelip küçük ödülünüzü alın, menajerinize ve tanrınıza teşekkür edin ve s... olup gidin” dedi! Mendes ve Tarantino’nun gecesi Bu yıl drama dalında En İyi Film ödülü, Sam Mendes’in yönettiği I. Dünya Savaşı filmi “1917”nin oldu. “The Irishman”, “Marriage Story”, “Joker” ve “The Two Popes” gibi yapımların arasından sıyrılan film, yönetmeni Sam Mendes’e En İyi Yönetmen ödülünü de kazandırarak 2 ödü lün birden sahibi oldu. Komedi ya da müzikal dalın Quentin Tarantino Quentin Tarantino imzalı “Once Upon a Time... in Hollywood” En İyi Film (Komedi ya da Müzikal) seçildi. En İyi Kadın Oyuncu ödülünü “Judy” filmindeki rolüyle Renee Zellweger (sağda) aldı. da En İyi Film ödülü ise Tarantino imzalı “Once Upon a Time... in Hollywood”un oldu. Film, Quentin Tarantino’nun En İyi Orijinal Senaryo ödülüne değer görülmesiyle iki ödül aldı. Komedi ya da müzikal dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülü “Rocketman” filmindeki rolüyle Taron Egerton’a verilirken, aynı dalda En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi “The Farewell”deki rolüyle Awkwafina oldu. Film endüstrisine önemli katkılarda bulunan oyuncu, yönetmen, senarist ve yapımcılara verilen Cecil B. DeMille Ödülü’nün bu yılki sahibi usta oyuncu Tom Hanks oldu. Televizyon dünyasına büyük katkı sunan isimlere verilen ve ilk kez geçen yıl dağıtılmaya başlanan Carol Burnett Ödülü’nün bu yılki sahibi ise sunucu ve komedyen Ellen DeGeneres oldu. Brad Pitt Leonardo di Caprio SİNEMA DALINDA ÖDÜLLER En İyi Film (Drama): “1917” En İyi Film (Komedi ya da Müzikal): “Once Upon a Time... in Hollywood” En İyi Yönetmen: Sam Mendes (“1917”) En İyi Kadın Oyuncu (Drama): Renee Zellweger (“Judy”) En İyi Erkek Oyuncu (Drama): Joaquin Phoenix (“Joker”) En İyi Kadın Oyuncu (KomediMüzikal): Awkwafina (“The Farewell”) En İyi Erkek Oyuncu (KomediMüzikal): Taron Egerton (“Rocketman”) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Laura Dern (“Marriage Story”) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Brad Pitt (“Once Upon a Time… in Hollywood”) Yabancı Dilde En İyi Film: “Parasite” En İyi Senaryo: Quentin Tarantino (“Once Upon a Time… in Hollywood”) En İyi Animasyon Film: Missing Link En İyi Orijinal Şarkı: Love Me Again (“Rocketman”) En İyi Film Müziği: Hildur Guonadottir (“Joker”) TV DALINDA ÖDÜLLER En İyi Dizi (Drama): “Succession” En İyi Dizi (KomediMüzikal): “Fleabag” En İyi Mini Dizi/Film: “Chernobyl” En İyi Erkek Oyuncu (Drama): Brian Cox (“Succession”) En İyi Kadın Oyuncu (Drama): Olivia Colman (“The Crown”) En İyi Erkek Oyuncu (KomediMüzikal): Ramy Yousef (“Ramy”) En İyi Kadın Oyuncu (KomediMüzikal): Phoebe WallerBridge (“Fleabag”) En İyi Erkek Oyuncu (Mini Dizi/TV Filmi): Russell Crowe (“The Loudest Voice”) En İyi Kadın Oyuncu (Mini Dizi/TV Filmi): Michelle Williams (“Fosse/Verdon”) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Dizi, Mini Dizi, TV Filmi): Stellan Skarsgard (“Chernobyl”) GELİYOR Amelie Müzikali, Piu Entertainment Organizasyonu ile ilk kez istanbul’a geliyor. Müzikal 11 16 Şubat tarihleri arasında İstanbul Uniq Hall’da, 21 23 Şubat tarihleri arasında Bursa Merinos AKKM’de sahnelenecek. Müzikalde başrolleri, Audrey Brisson ve Danny Mac paylaşıyor. Müzikal, Paris’te garsonluk yapan masum, saf, sessiz fakat yüreğinde çığlıklarla yaşayan şaşırtıcı bir genç kadının hikâyesini konu alıyor. Amelie, etrafındaki herkese mutluluk saçan, şefkatli biridir. Bir gün hayat karşısına aşkı çıkarır. Mutluluğu için her şeyi riske atması gerektiğini anlar ve kalbinden geçenleri yüksek sesle söylemeye başlar. António Zambujo İş Sanat’ta Portekiz müziğinin başarılı erkek seslerinden António Zambujo, 24 Ocak’ta İş Sanat’ta konser verecek. Avrupa’daki birçok ülkede konserler veren sanatçının “Até Pensei Que Fosse Minha” albümü  2017 Latin Grammy Ödülleri’nde “En İyi Albüm” dalında aday oldu. Portekiz’in saygın köşe yazarlarından João Gobern, sanatçının 2018 yılında yayımladığı son albümü “Do Avesso” (Of the Flip Side) – (Madalyonun Diğer Yüzü) albümü için; “Bu albüm bize dünyada yalnızca siyah ve beyazın olma dığını, farklı renklerin de olduğunu, bu çeşitliliğin arasındaki köprü ve sentezlerin de arzulanabilir olduğunu anımsatıyor” yorumunu yaptı. António Zambujo “Do Avesso” albümünde, “Once Upon A Time in America” (Bir Zamanlar Amerika’da) filminin Ennio Morricone imzalı müziklerinden biri olan, “Amapola”yı yeniden seslendirdi. Bu albümde Zambujo, Lizbon Senfoni Orkestrası’yla işbirliğinin yanı sıra Portekiz’in müzik insanları Nuno Rafael, Filipe Melo ve João Moreira ile çalıştı. Kültür sanat tutkunu BJK’li futbolcular Caner Erkin ve eşi oyuncu Şükran Ovalı. Yeşil sahalarda oynadıkları topun dışındaki ilgi alanlarını araştıran habere göre sanat ve kültüre meraklı futolcular da var: Hürriyet Gazetesi’ndeki habere göre Beşikaşlı futbolculardan Caner Erkin iyi bir tiyatro seyircisi. Erkin, tiyatro mevsiminde ilk gösterim yapan hiç bir oyunu kaçırmıyormuş; bunda oyuncu olan ve bu sezan Evlat oyununda oynayan eşi Şükran Ovalı’nın da rolü olsa gerek. Enzo Roco’nun fotoğraf makinesi koleksiyonu olan var ve fotoğraf çekme yi, yeni kentler keşfetmeyi ve çektiği fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaşmayı çok seviyor. Douglas: Müziğin her türlüsünü dinliyor; aynı zamanda iyi bir aksiyon film seyircisi. Umut Nayir; tam anlamıyla bir kitap kurdu. Nayir’in, siyasi, bilimsel ve teknoloji kitapları ilgi alanına giriyor. Pedro Rebocho ise Fibula adlı rap şarkısıyla klip çekti, tam anlamıyla bir Rap müzik tutkunu. Netflix dizilerinin bağımlısı olan Oğuzhan Özyakup ise boş zamanlarını dizi seyrederek geçiriyor. 137 OCAK 2020 SALI Fadik Sevin Atasoy’un dünyasındaki esin perisi: ‘Muse’ Fadik Sevin Atasoy son yıllarda izlemediğimiz, ama tiyatro ve sinemada azımsanmayacak oranda emeği olan genç bir sahne sanatçısı. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden lisans ve yüksek lisans derecelerini aldıktan sonra ABD’nin çeşitli üniversitelerinde yazarlık ve dramaturgi konularında eğitim görmüş olan Atasoy, 2000 yılından başlayarak Devlet Tiyatroları’nda beş yıl çalışmış. Bulgaristan Devlet Tiyatrosu’nun davetiyle “Carmen Müzikali”nde başrolü oynamış. 2008’de babası Sönmez Atasoy’un New York’ta kurduğu ilk Türk tiyatrosunda “Kanlı Nigâr” oyununun Nigar’ını ve “Keşanlı Ali Destanı”nın Zilha’sını oynayarak tanınmış. Son olarak da özgün adı “Muse 90401” olan kendi yazdığıbir müzikal oyunla ABD’de sahne almış. Gülmece yüklü bir müzikal Bu tek kişilik müzikal oyun şimdilerde Ankara Tatbikat Sahnesi’nde sunuluyor. Müziğini Emir Işılay’ın yaptığı, Erdal Beşikçioğlu’nun sahnelediği ve Fadik Sevin Atasoy’un oynadığı, bu 65 dakika süren tek perdelik gösterinin giysi tasarımcısı Özlem Süer, koreografı Bahar Keleş, piyanisti de Murat Köselioğlu. “Muse” Ankara Tatbikat Sahnesi’nde 78 ve 2223 Ocak tarihlerinde sunuluyor. Sevimli ve gülmece yüklü, “kadın” konusuna adanmış bir ileti taşıyan oyun bizi fantezi bir dünyaya götürüyor. Konumuz, mitolojideki tanrıların buyruğu altında çalışan körpecik bir esin perisinin (Muse’un), yeryüzündeki insanlara hizmet verirken, yaratıcı ustalarda izlediği “erkek egemen” yaklaşıma karşı çıkışıyla başlayan tedirginliği ve sonuç olarak da “kadın”ın hakkını veren yapıtlar üretmek için, yeryüzüne “insan” olarak gitme isteğidir. Erkek egemen dünyanın yapıtlarında kadına biçilen yazgı Sanat Gezegeni’nin tanrısal yargıçları ise bu isteğe sıcak bakmadıkları gibi, Muse’u yeryüzündeki erkek ustalardan aldıkları şikâyetler doğrultusunda, görevi kötüye kullanma suçuyla yargılamaktadırlar. Oyun, Muse’un, Tolstoy’un “Anna Karenina”, Shakespeare’in “Antonius ve Kleopatra” ve Leonardo da Vinci’nin “Mona Lisa” adlı yapıtlarında odaklanan savunmasını şarkılar, resitatifler ve içseslerin dışavurumu yoluyla dile getirdiği yargılanma sürecini gösterir. Muse karakteri yanında, oyunda adı geçen kadın kahramanları da canlandıran Fadik Atasoy, gerek fiziği, gerek oyunculuğu gerekse sesiyle artık pek sık rastlamadığımız bir enerji yüklemesiyle dolduruyor sahneyi. Bir başka deyişle, sahne sempatisi yüksek. Daha da önemlisi, seyircisiyle sıcak bir iletişim kurmak için kendini paralamadan sunuyor yorumlarını. Sahneye egemen olan görselişitsel karizmasıyla, 1960’lı/70’li yıllarda müzikal oyunculuğunda zirve yapan Ayten Gökçer’i çağrıştırıyor hemen. ‘Muzip’ bir sahneleme Erdal Beşikçioğlu yalın bir sahneleme öngörmüş. Piyanist figürü, görüntünün bir parçası olarak etkin. Özenli bir ışık kullanımıyla, hem Muse hem de yorumladığı kadın kişiler canlandırılıyor. Sanat Gezegeni’nden gelen yıldırım ve şimşekleri imleyen ses efektleri de oyundaki ve sahnelemedeki “muzip” yaklaşımı destekliyor. “Muse” oyunuyla Edinburgh Fringe Festivali’ne de katılan Fadik Atasoy’u daha büyük yapımlarda izlemek isteriz. ASSOS’ta felsefe Antikçağda Anadolu’da Felsefe ve Bilim Assos’ta Felsefe adlı sempozyum etkinliği 78 Şubat’ta, “Antikçağda Anadolu’da Felsefe ve Bilim” konusunda yapılacak. Bu çerçevede antikçağda Anadolu topraklarında yaşamış olan Thales, Anaksimandros, Anaksimenes, Anaksagoras, Herakleitos, Leukippos, Pitagoras, Eudoksos, Aristarkhos, Hippokrates, Herodotos, Strabon, Diyojen, Kleanthes, Krisippos, Straton, Epikuros, Epiktetos ve Aristoteles gibi filozofların ve bilim insanlarının düşünceleri ve kuramları ele alınacak. Felsefe Sanat Bilim Derneği’nin Kurucu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Örsan K. Öymen’in öncülüğünde gerçekleşen sempozyum etkinliğine öğretim üyeleri, öğrenciler ve alan dışından felsefe meraklıları katılıyor. Sempozyuma Prof. Dr. Örsan K. Öymen, Prof. Dr. Hatice Nur Erkızan, Prof. Dr. Doğan Göçmen, Doç. Dr. Cemil Güzey, Doç. Dr. Cengiz İskender Özkan ve Dr. Ömer Aygün konuşmacı olarak katılacaklar. Toplantı ücretsiz ve herkese açıktır. Katılımcıların kayıtları www.philosophyinassos.org adresi üzerinden alınmaktadır.