10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 6 OCAK 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: EMİNE BİLGET EĞİTİM En temel sorunMEF ÜNIVERSITESI REKTÖRÜ PROF. DR. MUHAMMED ŞAHIN: Prof. Dr. Muhammed Şahin, Türkiye’nin en iyi yetişmiş gençlerinin, en başta ekonomik kriz nedeniyle yurtdışına gittiğini ve eğitimleri bittikten sonra çok azının geri döndüğünü söyledi. LİYAKAT FİGEN ATALAY MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, Türkiye’nin en iyi yetişmiş gençlerinin Almanya ve Hollanda başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ve ABD’ye gittiğini belirterek “Giden geri gelmiyor veya çok azı geri dönüyor. Bu durum Türkiye’nin geleceği için en önemli beka sorunudur diyorum. Eskiden master ve doktora için yurtdışı hedefi konurdu, şimdi ise lise düzeyine kadar inmiştir. Şu anda Türkiye’nin en önemli konusu İstanbul kanalı açılsın mı açılmasın mı? Kanal çoktan açıldı aslında, Türkiye’den Avrupa’ya ve Amerika’ya... En iyi yetişmiş gençlerimiz ve yatırımcılarımız bu kanalı tek yönlü kullanmaya başladı bile” dedi. Prof. Şahin ile Türk üniversitelerinin durumu, özerklik, öğrenmede yeni metotlar ve yeni neslin özellikleri üzerine görüştük. n Eğitim sisteminin sizce en temel sorunu nedir?  Bana göre liyakat. Belki de çözmek istemiyoruz, böyle kalsın diyoruz. Eğitim sistemini yöneten ve yönlendiren devlettir. Kamu kaynakları en çok devlet okullarına ve üniversitelerine tahsis edilmektedir. Bu kurumların başında olanlar tam liyakat esasına göre atanmalıdır. Liyakat uygulanıyor mu peki? Uygulansaydı belki bu soruyu bana sormazdınız bu röportajda. Özerklik yok n Bir üniversite için özerklik ne kadar önemli? Türk üniversiteleri özerk mi?  Özerklikten önce akademik ve finansal olarak hesap verebilirlik ciddi bir sorun. Bir üniversitenin tüm kaynağını devlet karşılıyorsa elbette orada özerklik aranamaz. Yani bir devlet üniversitesi rektörü, benim tüm bütçemi devlet versin ama ben kimseye hesap vermeyeyim, tam özerk olayım diyemez. Türk üniversiteleri özerk de değildir, hesap verebilirlikleri de yoktur. n Genç işsiz oranı ürkütücü boyuta ulaştı. Üniversite mezunları neden iş bulamıyor? Son yıllarda ve halen devam etmekte olan ekonomik kriz en baştaki nedendir. Mevcutlar küçülmeye başladı, yabancı yatırımcılar ülkemizi terk etmeye başladı. Hatta kendi işadamlarımız bile yabancı ülkelere yatırımlarını transfer etmeye başladılar. Yeni iş alanları da yaratılamıyor. Türkiye’de yeni bir güven ortamı yaratmalı, Türkiye’nin potansiyeli her iş için çok uygun. Siyasi çekişmeler son bulmalı, hepimiz ülkemiz için çalışmalıyız. Bunun için elbete güvenilir bir hukuk sistemi oluşturulmalı, Avrupa Birliği ile müzakerelere başlayarak tüm dünyaya Türkiye’nin demokrasiden yana olduğunu göstermeli. Amerika başta olmak üzere Batı ile barışmalı ve birlikte Figen Atalay Muhammed Şahin n Yeni nesli bir öncekilerden ayıran en önemli farklar neler?  Yeni neslin en önemli özelliği bana göre çevreye, doğaya ve hayvana olan ilgileri ve sevgileridir. Bir başka en önemli özellikleri ise bireysel olmaları, özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına düşkün olmaları. Bu da şunu getiriyor: bu nesil kimseye biat edecek bir nesil değildir. Analitik düşünme yetenekleri üst düzeydedir. Bu nesil, milliyetçilik söylemleri ile ülkede tutabileceğimiz bir nesil değildir. Ülkemizin yöneticilerinin yeni nesli iyi tanımaları, bu neslin değerinin farkına varmaları gerekiyor. Yoksa bu nesil, değerini bilen ülkelere gitmeye devam edecektir ve onları ülkemizde tutamayacağız. AKTIF ÖĞRENME n Yükseköğrenimde dünyadaki son gelişmeler ve en önemli değişiklikler neler? Türkiye, bunlara uyum sağlayabiliyor mu?  Dünyada eğitim sektöründe son yıllarda, yeni nesle uygun, her öğrencinin algı ve anlama hızına göre dönüşen dijital interaktif kaynaklar ön plana çıkıyor. Yeni nesil, öğrenme sürecinde aktif olmak istiyor. Gelişmekte olan yeni trendler, eğitim öğretim sistemini tümden değiştirecektir. Öğrencinin aranan yeni yetkinlikleri kazanmasına uygun olacak şekilde eğitim süreçlerinin ve ortamlarının yeniden düzenlenmesi, esnek programlar, kısa sürede tamamlanabilen eğitim öğretim süreçleri, kurumların ortak oluşturduğu kaynaklar, eğitimde yeni ücretlendirme modelleri, açık eğitim kaynakları, uzaktan erişimli laboratuvarlar, yapay zekâ destekli ders kaynakları, gerçekliği artırılmış sanal ortamlarda öğrenme, robotik, öğrenme kazanımlarının ve davranışlarının veri analitiği ile sürekli izlenmesi, akıllı kampuslar ve blockchain’e geçiş gibi kavramlar yükseköğretimin geleceğini şekillendirecektir. Bu bağlamda MEF Üniversitesi’nde kuruluşumuzdan itibaren tamamen aktif öğrenme yöntemi olan flipped learning eğitim öğretim metodu uygulanıyor. Daha sonra adaptif öğrenme uyumlu dijital ders kaynaklarını etkin bir şekilde kullanmaya başladık. En son eğitim öğretim yöntemleri ve MEF’teki uygulamalarını kapsayan 3 uluslararası kitabı Amerika ve İngiltere’de yayımladık. bir gelecek vizyonu ile her şeye yeniden başlamalı. Yoksa en yetişmiş gençlerimizi, şu anda ilişkilerimizin kötü boyutta olduğu Batılı ülkelere göç veriyoruz, böyle giderse vermeye de devam edeceğiz. n Türk yükseköğretim sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünya sıralamaları ne kadar önemli? Türk üniversiteleri neden Çin, Güney Kore vb. gibi atak yapamıyor? Türk üniversitelerimizden İTÜ, ODTÜ ve BÜ, 2012 yılında Times Higher Education (THE) tarafından yapılan dünya sıralamalarında 275350 arasında yer alıyordu. Bölüm bazındaki sıralamalarda o dönem ilk 100’e giren bö lümlerimiz de vardı. Bugün ise THE sıralamasında üç üniversitemiz de 600 ile 800 arasında yer almaktadır. Bu durumun ülkemizi yönetenleri rahatsız etmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin ArGe’ye ayırdığı bütçe 1516 milyar dolardır. 80 milyonluk Türkiye 2018’de 9 bin 360, 17 milyon nüfusa sahip Hollanda ise 36 bin 539 patent başvurusunda bulundu. 8 milyonluk İsrail 15 bin 482, yıllardır ambargo altında olan İran 12 bin 074 patent başvurusunda bulundu. Bu örneklerden sonra Türkiye’nin bahanesi olamaz. Demek ki bir yerde hata yapıyoruz, hem de ciddi bir hata. Hatanın temelinde bana göre liyakat ve ekosistem eksikliği bulunmaktadır. Türkiye’nin 81 teknokenti var, 207 üniversitesi var ama halen Silikon Vadisi benzeri bir bilişim vadisi kuramadık. 2009’dan beri Kocaeli’ye kurulmaya çalışılan Bilişim vadisi halen kurulamıyor, bana göre kurulamayacak da... Çünkü yeri yanlış. Böyle bir vadi İstanbul’da olmalıydı. Çünkü Türkiye’deki üniversitelerin nerdeyse 3’te 1’i İstanbul’da, ArGe şireketlerimizin merkezleri İstanbul’da, uluslararası büyük şirketlerin merkezleri İstanbul’da. Ayrıca İstanbul’da 1 milyonun üzerinde üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Benim önerim İstanbul’da en hızlı şekilde böyle bir silikon vadisinin kurulması ve tüm Türkiye’deki teknokentlerin koordinasyonunun bu merkezden yapılmasıdır. Bu yetmez, Türkiye tüm dünyadan 23 yıl içinde 150200 bin ArGe personelini, büyük şirketlerin ArGe merkezlerini ve genç girişimcileri şok teşviklerle Türkiye’ye getirme projesi ortaya koymalıdır. Bu projeyi İBB ve Cumhurbaşkanlığı birlikte yürütmelidir. Giden gelmiyor n Gençlerin giderek daha büyük bir oranı üniversite eğitimi için yurtdışına gidiyor. Nedenleri nedir?  Geçen yıl sonunda Türkiye Bilişim Sektörü Derneği’nin (TÜBİDER) açıklamasına göre, her yıl yaklaşık 10 bin bilişimci gencimiz yurtdışına göç ediyor. Dijitalleşme, yapay zekâ, 4. ve 5. Sanayi Devriminin konuşulduğu bir dönemde Türkiye’nin en iyi yetişmiş gençleri Almanya ve Hollanda başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ve ABD’ye gidiyor. Giden geri gelmiyor veya çok azı geri dönüyor. MEB’de kadın yönetici yok! NASA DAÇKA’DA Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı NASA, canlı bağlantıyla Darüşşafaka Lisesi’ne konuk oldu. Siemens mühendislerinin mentorluk yaptığı, Darüşşafakalı gençlerden oluşan “Sultans of Türkiye” ekibinin yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanından gelen 600 öğrenci, uluslararası robot yarışması FIRST Robotic Competition’ın (FRC) bu seneki konusunu NASA yetkililerinden öğrendi. Gençler, 2020 yarışması için “Infinite Recharge” oyununa hazırlanacak. Da rüşşafaka Robot Kulübü “Sultans of Türkiye”, geçen yıl ABD’de 40 ülkeden 15 bine yakın öğrencinin yarıştığı FRC finallerinde “Tenten” adını verdikleri robotla “İlham Veren Mühendislik Ödülü”nü kazanmıştı. Aldığı bu ödülle, 2020 yılında bölgesel yarışmalara katılmadan doğrudan şampiyonaya gitmeye ve NASA’nın desteğini almaya hak kazanan takımın bu yıl Houston’da düzenlenecek şampiyonaya katılım bedeli de NASA tarafından karşılanacak. MAHMUT LICALI Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı çalışanların yüzde 53’ünün kadın olmasına karşın, kadın yönetici sayısı il müdürlüklerinde yüzde 2, ilçe müdürlüklerinde ise yüzde 1.3 seviyesinde kalıyor. CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, bu durumun eğitimi nasıl bir zihniyetin yönettiğini gösterdiğine dikkat çekti. Gamze Taşcıer’in kadın çalışan ve yönetici oranlarıyla ilgili verdiği soru önergesine gelen yanıt, “MEB’de neredeyse hiç kadın yönetici olmadığını” ortaya koydu. MEB’in yanıtına göre, bakanlığa bağlı 548 bin 858 kadın, 479 bin 27 erkek personel çalışıyor. Başka bir deyişle MEB’de her 100 personelden 53’ü ka dınlardan oluşuyor. Personelin yarısından fazlasının kadınlardan oluşmasına karşın, bu durum yöneticilere yansımıyor. MEB’in yanıtına göre, bakanlık bünyesinde bulunan 81 il içerisinde yalınzca 2 il milli eğitim müdürlüğünde kadın yönetici bulunuyor. İl milli eğitim müdür yardımcısı statüsünde görev yapan kadın sayısı ise 13 olurken, il milli eğitim müdürlüklerinde şube müdürü olarak görev yapan kadın sayısı da 25 ile sınırlı kalıyor. Türkiye genelinde yaklaşık 950 ilçe bulunurken, ilçe milli eğitim müdürü olarak görev yapan kadın sayısı 12’de kalıyor. Türkiye genelinde bulunan 54 bin 36 devlet okulundan yalnızca 2 bin 904’ünde kadın müdür bulunuyor. l ANKARA ‘İYI ÖRNEK’LER ARANIYOR Eğitim Reformu Girişimi tarafından düzenlenen “Eğitimde İyi Örnekler Konferansı”na başvurular başladı. 24 Ocak günü sona erecek başvurular, yalnızca www.egitimdeiyiornekler. org’ta yer alan “online başvuru” aracılığıyla yapılabiliyor. “Eğitimde İyi Örnek”, “çocukların, doğrudan ya da dolaylı olarak iyi olma haline ve öğrenmesine katkı sunan, geliştirildiği öğrenme ortamında yeni ve yaratıcı, kişisel ya da akademik gelişimine katkı yapan, bilgi, beceri ya da davranış kazandıran çalışma” olarak nitelendiriliyor. Sonuçlar, başvuru sahiplerine 23 Mart 2020’de eposta yoluyla iletilecek. Konferans, 9 Mayıs 2020 tarihinde yapılacak. Amerika çöküşünü barış içinde kabul edecek mi? Irak, İran ve Türkiye ve yırtıcı bir devletin gerileyişi ABD, Ortadoğu’da hep karıştırıcı rolde oldu. Kimi AB ile birlikte kimi ise yalnız. İran’a her zaman müdahalede bulundu. Petrolü millileştiren Musaddık’ı devirdi. İran içlerine operasyonlar düzenledi. İranIrak 10 yıl savaşını kışkırttı ve bu savaşta Irak’ıSaddam’ı destekledi. Daha sonra ise Irak’ıSaddam’ı yakıp yıkıp kül etti. Bugün Irak, ABD’nin işgali altındadır. 5 bin 500 kadar askeri, 9 tane havaalanı var. Suriye’nin iç savaşının parçalanmışlığının ardında da ABD CIA ve ülkeyi 3’e bölme politikası var. Irak Meclisi, ABD dahil tüm yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesi kararını aldı. Hükümetin bu kararı uygulayabilmesi mümkün mü? ABD’yi kontrol altına alabilecek mi? ABD ülkeyi terk eder mi, sanmıyorum; yoksa Irak’ta da bir “hükümet darbesi”ne mi yeltenir? ABD, Türkiye için de tehdit Türkiye’nin geri kalmışlığının ve “askeri vesayet” dediğimiz durumun ardında da ABD vardı, tabii ki NATO aracılığıyla da. 1946’dan itibaren Türkiye’nin kendi sanayileşme ve kendine özgü eğitim sistemini bir bir terk etme politikalarının ardında da ABD’ye, NATO’ya teslim olma politikası yatar. Marshall yardımının bedeli, Türkiye’ye kilit vurmak olmuştur. Türkiye sanayileşirken, sanayisizleştirilme sürecine sokulmuştur. Ordu Amerikancılaştırıldı ve ülkemiz Amerika’nın savaş politikasının bir aracı olarak tutuldu. ABD, ordu üzerinden ülkeyi kontrol etti, darbelerin ardındaki güçtü. 1990’lardan itibaren bu kontrol gücü zora gerdi. Daha sonra bu gücünü tam tesis etmek için FETÖ darbe girişiminin ardında durdu. Demek istediğim, ABD için Türkiye, Ortadoğu’nun bir parçasıdır. Oraya aittir. Ülkeye müdahaleleri, düşmanlık aşamasındadır. Tehlikeli bir yırtıcı ile karşı karşıyayız. Bu yırtıcı, parçalayıcı, öldürücü ülke, İran örneğinde aslında tüm dünyaya nasıl bir vahşi olduğunun örneğini veriyor. İkinci Vietnam dönemi mi? ABD’ye karşı dünya çapında kitlesel nefret tepkisi yükseliyor. ABD’nin içinde bile! Latin Amerika ülkelerine 1990 öncesi darbeci müdahaleci politikaları yeniden canlandı. 1968 dönemine mi giriyoruz? Dünya Vietnam Savaşı nedeniyle ayağa kalkmış ve dünya çapında 60 gençliğinin emperyalizme karşı mücadelesini şekillendirmişti. Bugün Trump, AB ile kavgalıdır. AB’yi Rusya’ya karşı kışkırtmaktadır. Aynı zamanda İran’a karşı da..  İran’a yaptırımlarını uymayanları cezalandırma peşinde. Avrupalı şirketler İran’dan çekiliyor. NATO aslında fiili olarak parçalanmış durumda. Avrupa ordusu bu nedenle gündeme geldi.   TrumpABD, Çin ile kavgalı. Büyük bir ticaret savaşı sürdürüyor. Ekonomik gücü kaybediyor ABD, askeri ve ekonomik gücünün doruğunda olduğu sırada, Vietnam’da ve dünyadan büyük bir yenilgi alarak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bugünkü yırtıcılığının ardında ekonomik gücünü önemli ölçüde yitirmesi yatıyor. ABD, ticaretin ve finansın küreselleşmesinde kaybedenler tarafındadır. Küreselleşmeyi kendi yararına tersine çevirmeye çalışarak ticaretin kontrolünü yeniden sağlamaya çalışıyor. Bunu da hâlâ ayakta olan dünya çapındaki askeri gücünü sallayarak yapmaya çalışıyor. Fakat bu kadar büyük askeri gücü ayakta tutmanın maliyetini de giderek kaldıramaz duruma geliyor. Doların itibarı da azalıyor ve yeni finans paraları doları tırmıklıyor. Dolar gücünü kaybettikçe, ABD’nin batışı daha da hızlanacaktır. Büyük bir savaşı göze alır mı? Dünya savaşı çıkar mı? Zor bir soru. Bu savaş şüphesiz herkes için yıkım olur, ama en çok ABD’nin yıkımı ve hızla çöküşü gündeme gelir, yeni bir dünya düzeni kurulur. Fakat olmaz olmaz diye bir şey yok. Dünya savaşlarını ateşleyen pek çok neden var. Böyle bir savaş, atomların da kullanılacağı bir savaş olur. Dünya şu iki seçenekle karşı karşıya: ABD çöküşü ve egemenliğini sessiz sedasız ve “barış içinde” kaybetmeyi kabul edecek mi? Yoksa gerektiğinde savaşı mı göze alacak...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle