10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 6 OCAK 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Zararın kaynağı ne?VARLIK FONU’NA DEVREDİLEN KAMU BANKALARINDA ZARAR BÜYÜYOR Türkiye Varlık Fonu AŞ memleketin en büyük, halka ait en kârlı şirketlerinin toplandığı bir havuz konumunda. Bu havuza atılan, başta PTT olmak üzere kar lı şirketlerin olağanüstü zararlar açıkladığını ilk kez Cumhuriyet’ten okumuştunuz. Havuza devredilen kamu bankaTUNCAY larının durumu da farkMOLLAVEİSOĞLU lı değil. 3. çeyrek bilançoları, halka ait bu bankaların Varlık Fonu Yönetimi altında nasıl eridiğini gözler önüne seriyor! Ziraat Bankası’nın görev zararı 2017 yılında 2.1 milyar TL idi. 2018 yılında bu zarar 212 milyon TL arttı ve 2.3 milyar liraya ulaştı. Halkbankası’nın ise aynı dönemde görev zararı 263 milyon TL artış gösterdi ve 1 milyar 362 milyon TL oldu. Kamu bankalarının görev zararları Hazine’den kapatılıyor. 2017 ve 2018 yıllarında bankacılık kesimi ve diğer mali kurumlara ödenen para 505 milyon TL artış gösterdi. Bu kurumlara görev zararı olarak 3 milyar 821 milyon TL ödendi. Bu ödemenin Türkiye’nin gözbebeği 3 kamu bankası, Varlık Fonu’na devredildi. Bankalar Saray’a bağlandıktan sonra kârlarında olağanüstü oranda erime meydana geldi. Ziraat Bankası ve Halk Bankası’na görev zararı karşılığı 3.6 milyar TL aktarıldı. Millete ait Hazine ise; havuz müteahhitlerinin arpalığına dönüştü. yüzde 96’sı, yani 3 milyar 681 milyon TL’si Ziraat ve Halkbankası’ndaki görev zararlarından oluşuyor. Vakıfbank, daha önce KİT konumundayken AKP iktidarı bu bankayı özel statüye kavuşturdu. Sayıştay denetiminin dışında bırakılan banka iktidarın adeta arpalığına dönüştürüldü. Yandaşlara verdiği yüksek miktardaki kredilerle gündeme gelen Vakıfbank’ın Hazine’ye devredilmesi her türlü zararın 82 milyon yurttaşın sırtına yüklenmesi anlamına geliyor. Kârlarda büyük erime Ziraat, Halk ve Vakıflar Bankası’nın 20172019 bilançolarındaki çeyrek dönemler, toplam zararın büyüklüğünü de ortaya koyuyor. Bu üç bankanın iki yıllık dönem de kâr oranlarında ortalama yüzde 50’nin üzerinde düşüş yaşanmış! Bankaların vermiş olduğu şüpheli duruma düşen kredilere ayrılan karşılıklarda da büyük artışlar görünüyor. Hazine’nin fonlaması olmasa kamu bankalarının ayakta kalması mümkün değil. Bir yılda 505 milyon TL artış gösteren görev zararları için sadece iki bankaya; Halk Bankası ve Ziraat Bankası’na 3 milyar 681 milyon 742 TL aktarıldı. 2019’un son günlerinde ise Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile havuz müteahhitlerinin borçlarının tamamına Hazine garantisi getirildi! Üstelik söz konusu firmalar kendi kusurlarından kaynaklanacak şekilde borçlarını ödemezlerse bile, Hazine onlar adına kredilerini kapatacak! ŞU SORULARA YANIT ARIYORUZ Halkın bilgi edinme hakkı uyarınca soruyoruz: l Kamu bankalarından verilen ve geri dönüşü mümkün olmayan kredi miktarı nedir? l Takibe düşmüş, gerçekte tahsil kabiliyeti mümkün olmayan ancak siyasetçilerin ve banka yöneticilerinin sorumlulukları nedeniyle yapılandırılmış, canlı gibi gösterilen krediler hangi firmalara aittir? l Bu şirketlere hangi şartlarda kredi verilmiştir? l 3.6 milyar TL, görev zararı adı altında Ziraat ve Halkbank’a aktarıldı. Bu zararın kaynağı nedir? l “Kaynak yok” diyerek yapişletdevret modeli ile açık ihale yapmadan milyar dolarlık projeleri yandaşlara verdiniz. Madem kaynağınız yoktu Hazine’yi neden yandaşların kredi ödemelerinde kefil hale getirdiniz? l Projeleri havuz müteahhitlerine milletin parasını (Hazine’yi) kullanarak yaptırıyorsunuz. Bu durumda yapişletdevret modelini neden tercih ettiniz? Hazine, kamu ihalelerinin tüm kredi risklerine kefil oluyor, üstleniyorsa ihaleleri neden devlet olarak siz gerçekleştirmediniz? TEK TARAFLI FESİH AA, Sözcü’ye haber vermeyecek! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı (AA), Sözcü gazetesinin aboneliğini tek taraflı olarak sonlandırdı. Gazeteden yapılan açıklamada, AA’nın Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulduğu anımsatılarak “Sözcü’nün Anadolu Ajansı aboneliğini tek taraflı olarak sonlandırdı. Habere erişim özgürlüğünü elinden aldı. AA’nın bu tavrı basın tarihine kara bir leke olarak geçecek” denildi. Aboneliğin tüm mali yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini açıklayan Sözcü gazetesi, ödemelerin de zamanında yapıldığını kaydetti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, “Anadolu Ajansı Cumhuriyetçi bir ajans iken bugün hiçbir güvenilirliği kalmadı. Muhalif diye bilinen gazetelere servis yapmaması yanlış, ancak onlardan beklenen bir tavır. Basın üzerindeki baskılardan biri de bu. Menderes döneminde dahi Anadolu Ajansı’nın bu kadar taraflı haber yaptığı bir dönem olmamıştır” dedi. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise “AA’nın Sözcü gazetesinin üyeliğini tek taraflı ve hukuksuz şekilde feshetmesi kabul edilemez. Bu uygulamanın çok sorunlu olduğunu görüyoruz. Atatürk’ün önderliğinde halkın ve dünyanın haberden haberdar olabilmeleri için çalışan AA, tarafsız ve hukuki çerçevede hizmet vermekle yükümlüdür. Sözcü hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı yokken AA, yaptığı yayınında tarafsızlığını yitirmiştir” diye konuştu. İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Mert de “İnanamıyorum. Atatürk’ün talimatı ile kurulan bir ajans bu. Kamuoyunu bilgilendirme görevi olan ajansın böyle bir karar alması ilginç. Basının Türkiye’de geldiği nokta üzücü. Geri adım atılmalı. Sözcü’nün haber alma hakkı engellenemez. Hiçbir kurumun bu hakkı engellenemez” değerlendirmesini yaptı. l Haber Merkezi SARIKAMIŞ HAREKÂTI’NIN 105. YILINDA 20 BİN KİŞİ YÜRÜDÜ Şehitlere saygı duruşu 105 yıl önce Enver Paşa komutasındaki Sarıkamış Harekâtı sırasında donarak şehit düşen 90 bin asker, dün yurt genelinde düzenlenen etkinliklerle anıldı. 1. Dünya Savaşı’nda Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun Rus işgali altındaki toprakları kurtarmak için başlattığı Sarıkamış Harekâtı’nın 105. yılında anma etkinliği için Türkiye’nin dört bir yanından gelen, her yaştan yaklaşık 20 bin kişi, yoğun çatışmaların yaşandığı, birçok askerin çatışmada veya donarak şehit düştüğü Soğanlı ve Allahuekber Dağları arasındaki Kars Sarıkamış’ın Kızılçubuk zirvesinde toplandı. Ellerinde Türk bayrakları bulunan kalabalık grup, daha sonra kar yağışı altında AyYıldızlı Tören Alanı’na doğru yürüyüşe geçti. Hava sıcaklığının sıfırın altında 10 dereceye düştüğü Sarıkamış’ta düzenlenen yürüyüşe Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemir ile yurttaşlar katıldı. Katılımcılar, dev bayrak ve Atatürk posterleri taşıdı, sloganlar attı. Buz gibi havada yapılan zorlu yürüyüş, 6.5 kilometrelik “Şehit Kurmay Albay Faruk Sungur Yolu”nu izleyerek, Yukarı Sarıkamış Mahallesi’ndeki tören alanında sonlandı. ‘Ana kuzularımızı anıyoruz’ Milli Savunma Bakanlığı’nca (MSB) ise Sarıkamış Harekâtı’nın 105. yılı dolayısıyla Sarıkamış Harekâtı ve Mehmetçiğin karla kaplı dağlardaki operasyon görüntülerinin yer aldığı video paylaştı. “Zamanı dondurarak tarih yazanların anısına... Sarıkamış” mesajının yer aldığı videoda, Sarıkamış Harekâtı ve Mehmetçiğin karla kaplı dağlardaki operasyon görüntülerinin yanı sıra Ahmet Şafak’ın “Sarıkamış” isimli şarkısı yer aldı. Paylaşımda, “Ayyıldızlı al bayrağın gölgesinde hür ve bağımsız yaşayalım diye şehadete yürüyen 90 bin ana kuzumuzu rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” ifadesine yer verildi. l ANKARA / Cumhuriyet Bank Asya’nın avukatının, sınavsız hâkim olmasını haberleştirmişti Gazeteci Akgün’e 5 ay hapis ALİ AYAROĞLU Ocak çalışan gazeteciler bayramı. Bu Zonguldak’ta yayımlanmakta olan günlük “Halkın Sesi” gazetesi Ya da 40 yıllık meslek yaşamından önemli değil. 11 Ocak Bilal Efe Akgün’ün doğum günü. İşte mesele bu. Nasıl izah zıişleri Müdürü Cevdet Akgün, “Bank edeceğim ‘doğum günün de yokum oğ Asya’nın avukatı sınavsız hâkim ol lum’ diye. Elif’im, Sahra balım, Neva’m du” haberi yüzünden 5 ay hapis ce alışkın da. 8’ine girecek Bilal Efe’ye du zası aldı. Cevdet Akgün, 10 Ocak rumu kim anlatacak. O plan ve hedi Çalışan Gazeteciler Günü’nden bir ye seçimini yapmış” sözleriyle paylaştı. gün önce Beycuma Cezaevi’ne tes Cevdet Akgün Cevdet Akgün, sözlerini şöyle sürdürdü: lim olacak. “Bir oldubitti ile karşı “Bize tekzip tebligatı gelmeden cezai karşıya kaldım. Yandaş olmadığımız için bedel işleme başladılar. İndirim dahi yapılmadı. Bir ol ödettiriyorlar” dedi. dubitti ile karşı karşıya kaldım. Biz muhalif ga Zonguldak’ta günlük olarak yayımlanan Hal zeteciyiz. Yandaş olmadığımız için bedel ödet kın Sesi gazetesinin yazıişleri müdürü Cevdet tiriyorlar. AKP tarafından hakim yapılan Ereğli Akgün, 5 ay hapis cezası aldı ve karar kesin eski ilçe Başkanı Adem Öztürk, FETÖ’nün para leşti. 4 çocuk babası Akgün, sosyal medya he kasası Bank Asya’nın iki avukatından birisi idi. sabından aldığı cezayı “Geri sayım başladı. Son Adem Öztürk önce AKP’den milletvekili adayı 6 gün. Taptıkları Fethullah yüzünden cezaevine oldu. Sınavsız hakim yapıldı. Kamuyu ilgilendi gidiyorum. Gazetede yazılan haberin ölümüne ren bu meseleyi haber yaptık. Yaptığımız haber arkasında duruyorum. Hiç pişman değilim. 10 için cezaevine gidiyoruz” l ZONGULDAK ‘Kıyafetler edep ve inanca uygun olmalı’ İl Sağlık Müdürü Memişoğlu skandal talimata sahip çıktı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından kurum ğı açısından standartlara uyulması, gerek larda giyilecek kıyafetle tiğinde model, desen rin “edep, adap ve inan ve renkler korunarak ca göre uyarlanmasının” edep adap ve inanca istendiği yazının ortaya göre uygun şekillerde çıkması üzerine açıkla uyarlanmalıdır” ifadele ma yapan İstanbul İl Sağ Memişoğlu rine yer verildi. Kıyafet lık Müdürü Prof. Dr. Ke standardının “makam mal Memişoğlu “yazıyı kendisi onayıyla” belirlendiği fakat ge nin yazdığını ve sözlerinin arka rektiğinde kıyafetlerin uyarla sında olduğunu” söyledi. nabileceği belirtilirken; söz ko İstanbul İl Sağlık Müdürlü nusu yazı sosyal medyada tep ğü’nce kaleme alınan “Sağlık kilere yol açtı. Tepkiler üzerine Personellerinin Kıyafetleri Hak dün Habertürk’e açıklama ya kında” başlıklı yazıda, “Hem pan İl Sağlık Müdürü Prof. Me personelin aidiyet duygusu mişoğlu, “yazıyı kendisinin yaz nun gelişimi hem de hizmet ve dığını ve arkasında olduğunu” rilen kurumumuzun saygınlı söyledi. l Haber Merkezi Siz önce tıkadığınız adalet kanalını açın! Adalet kanalını tıkadınız. Hukuk sistemi “adaletsiz kararlar” mekanizması oldu. Savcılarınız var, yargıçlarınız var, binalarınız var, işlemleriniz var ama “adalet” yok! Adalet Sarayı değil, Saray Adaleti var. Saray’ın adaleti de bu işte. Reis ne isterse o olur. Sözcü gazetesi yazarlarına, Emin Çölaşan’a, Necati Doğru’ya, arkadaşlarına “FETÖ’cülük” iddiası ve bundan ceza verilmesi sözün bittiği yerdir. Cumhuriyet gazetesi eski yönetici ve yazarlarına da aynı suçlamalar yapılmış, cezalar verilmiştir. Osman Kavala, hem de AHİM kararına karşın hapistedir. Selahattin Demirtaş hapistedir. Arkadaşımız Işıl Özgentürk’e bir yazısından dava açılmıştır. Tutukluluk, bir tedbir olmaktan çıkıp bir cezaya dönüşmüştür. Ben de, Barış Derneği’ndeki arkadaşlarımla birlikte “tutuklu olarak” 38 ay hapiste yattım ve sonuçta suçsuz olduğumuz kabul edildi. O zamanlar 12 Eylül faşist cuntası dönemiydi. Bugün ise güya demokratik bir rejimde mi yaşıyoruz? Demokratik bir rejim mi? Hayır. Bugün otokratik bir rejime dönüşmüş sistemde yaşıyoruz. Önemli her şeye TEK ADAM karar veriyor. Parlamento çoğunluğunu oluşturan AKP milletvekilleri itaat disiplini içinde bu kararı onaylıyor. Bitti gitti. Üst tarafı etkisi de olmayan itiraz sesleri. Libya’ya asker gönderme kararı Meclis’te onaylanıyor. Kaç asker gidecek, ne zaman gidecek, nereye gidecek, ne kadar kalacak, ne kadar sürecek, kararda bilinmiyor. Bu soruların hepsinin yanıtı Cumhurbaşkanı’nın yetkisine bırakılıyor. Artık toplumun ne düşündüğünün hiçbir önemi kalmamıştır. Parlamentonun karar vermede önemi kalmamıştır. İşte bu sistem, artık “otokratik sistem”dir. Adalet kanalı da böyle tıkanmıştır. Çünkü adalet, ancak bağımsız yargı eliyle gerçekleşir. Adalet Sarayı, Sarayın Adaleti’ne dönüşmüştür. Saray ne karar verirse o uygulanır. Kanallar ülkesi olmak mı? Kanal İstanbul doğurmuş, bir de Kanal Çanakkale lazımmış. Eliniz değmişken bir kanal da İzmir’den Akdeniz’e açın. Kanallar ülkesi olalım. Süksemiz tam olsun. İşsizliğe de çare olur belki. Üniversite bitirenler en önde işsiz. Kanalların kazılması var, toprağın hafriyatı var, yıkımdı yapımdı derken iş alanı açılır. Bu çevrelerin yeni rantları olacak, alımdı satımdı, tanıtımdı derken bir sürü iş. Hitler, Almanya’da işsizliği otoyollarla, kent çevrelerinin yeniden düzenlenmesi ile aşmaya çalışıyordu. Nereden geldiyse aklıma. İnşaat sektörü tıkanınca kanal sektörü devreye mi sokuluyor acaba? İnşaat sektörü tıkandı biliyorsunuz. Yapılan evler satılamıyor. Oysa, inşaatın birçok yan sanayisi var. Kapıydı, pencereydi, ahşaptı, menteşeydi derken birçok yan desteği var. Bu sektör tıkanınca ekonomi bunalıma giriyor. Kanallar bunların çareleri mi oluyor acaba? Oysa, bu yapay girişimler hiçbir bunalımın çaresi olamaz. Önce “Adalet Kanalı”nı işler duruma getireceksiniz. Önce “adalet”! Neden önce adalet? Önce adalet olacak ki ülkeye güven gelsin. Adalet olmayınca ülkede “güven” kayboluyor. Güvensiz ortamda hiçbir şey olamaz. Güvensiz ortamda çalışma hayatı altüst olur. Ülkenin gençleri bu güvensizlik nedeniyle yurtdışına yöneliyor. Adalet olmayınca geleceğe güven kalmıyor. Ekonomik istikrar ortadan kalkıyor. Vurgunculuk, soygunculuk cezasız kalıyor. Geleceğe güven kalmıyor. Laik eğitim, bir ülkenin uygarlık güvencesidir. Onu ortadan kaldırırsanız ülkenin geleceğini karartırsınız. Laik eğitim her gün bir yoldan tehdit altına sokuluyor. Toplumun özgür aklı, laik eğitimin güvencesidir. Ortaçağı yeniçağa taşıyan da özgür akıl, özgür iradedir. İşte, bütün bunlar için “önce adalet”. Adalet, güven, eşitlikçi refah, halkın iradesi, demokrasi. Bunlar olmadıkça ne huzur olur ne de mutluluk. 2020 yılı, bizim özgür irademizin başarı yılı olsun. Bu yıl için de kararımız bu olsun...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle