18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 28 MART 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Ayrıntılar Seçmen kimdir, neden oy verir? Berberdeyim, televizyonda Kılıçdaroğlu konuşuyor, haklı olarak Saray’a veriyor veriştiriyor, yoksulluktan söz ediyor. Berber mahalle nabzını tutmak için uygun zemin, adamın biri yanındakine, “sanki bu başkan olsa sarayda oturmayacak mı, itibardan tasarruf olmaz” dedi. Aynadan baktım, diğeri başını sallıyordu. Diyeceksiniz ki, “bunda garip olan nedir, memleket böyle...” Şu konuşan iki adamın yaşı da ellinin üstündeydi, yani AKP yıllarına doğmuş değiller, güngörmüş insanlar. Konuşma tonlarından anladım ki, tüm cumhurbaşkanlarının sarayda oturduğu gibi bir kanıya sahipler. “İtibar” sözcüğünü/kavramını kullanmalarını saymıyorum bile! Üstelik bu kimselerin en az birinin CHP seçmeni olduğunu da anladım sonrasında. Diyeceğim; AKP’nin becerisi, toplumun unutkanlığından yararlanmış olmasıdır. Cumhuriyetin sağlam sandığımız temeli derinden sarsılmış. Düşünün gençlerin halini... RTE günlerine doğdular. Seçim sürecinde laiklik, Cumhuriyet, sosyalizm, eşitlik, emek, devrim türü kavramlardan söz açılmamasına dikkat edin. 12 Eylül 1980 başarıya ulaştı işte. Seçmen davranışı (!) “AKP’ye kim oy veriyor” sorusunun gündemde olduğu zamanlardı, tatil beldesinin birinde, beyaz yakalı/okumuş bir aileyle birlikteydik. Tartışma uzayınca, neden AKP seçmeni olduklarını sorunca “Adam otoban yaptı, yollar çift yön oldu” demişti. Şaşırmıştım. İki kişiden birine denk gelmiştim sonunda! “Yoksul, okumamış insan aldanıyor” efsanesi çoktan çöktü aslında. Piyasa iktisadı zihinleri esir almıştı. Şimdi o çevre dertli, konforu bozuldu.   Seçimlerden önce kamuoyuna “seçmen davranışı” adlı çalışmalar sunulur, hep gülerim. Bizde seçmen sadakati yoktur. Sencer Ayata böyle bir sunum hazırlatmıştı zamanında, gevezelik bittikten sonra bir soru sordum: “Mahzun Kırmızıgül, döner ekmek, bedava kontür, yakışıklı adam, sıyrılmış beyaz gömlek bu ülkede yüzde sekize yakın oy aldı, bilimsel olarak açıklar mısınız?” diye. Üstelik CHP’nin çok güçlü olduğu İzmir’de yüzde on yedi aldı! Genç Parti’den, Uzan’dan söz ediyorum. Eğitim şart, ama herkes için. Kadıköy ve Antalya örneği Seçim sürecinin mertçe geçmediği açık! Kadıköy’de Şerdil Dara Odabaşı’nın afişlerini tuhaf bir el indiriyor, hakkında ırkçı iftiralar atılıyor. Antalya’da gizemli birileri broşür dağıtıyor, amaç CHP ile HDP birlikteliği vurgusu yaparak algı yaratmak. Evleri arayan sözde araştırma şirketleri seçmeni yanıltacak türden sorular yöneltiyor. Onlarca örnek bulunabilir... Yurttaşlık güç iş! Katılımcı olmak, görevini yerine getirmek ister. Salt sandığa giderek sorumluluktan kurtulamaz kişi. Günün sorusu şu: “Pazar akşamı herkes sandıktan çıkan sonuca saygı gösterecek mi?” Etrafta sıkça dolaşan videoyu izledim yine: “Demokrasi trenine nerede binilip, nerede inileceğinden” söz etmiş zamanında Erdoğan. İradenin tecellisi Pazar akşamı İstanbul’u İmamoğlu kazanırsa, görev ona demokratik biçimde verilecek mi? 7 Haziran seçiminden sonra “istikşafı” görüşme süreci ardından Kılıçdaroğlu’na bir türlü “hükümet kurmayı deneme” görevi verilemedi de, ondan sordum! Başkan adayları ile konuşuyorum, seçim akşamına savaşa gider gibi hazırlanıyorlar. Bu demokrasinin gereği değildir herhalde. Hiçbiri ülke geneliyle, büyük siyasetle ilgili değil. Düşünün ki, seçim günü için yerelde kendi güvenliğini, önlemini almaya çalışıyor adaylar. Öylesine tekinsiz ortam... İyimser ya da karamsar değilim. Bildiğim, solcular için tüm koşulların uygun olduğudur. Buna hazırlıklı olmak lazım! Açlık grevi eylemcilerinin annelerinden tepki MAHMUT ORAL Terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde tecrit ugulandığı gerekçesiyle, süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi başlatan HDP milletvekili Leyla Güven, 141 günden bu yana eylemini sürdürüyor. Güven’e destek için ülke genelinde onlarca cezaevinde de yüzlerce tutuklu ve hükümlü, eylem başlattı. Son 10 gün içinde ayrıca 4 kişi de eylemlere destek için bulundukları cezaevlerinde intihar etti. Bu durumdan endişe ettiklerini belirten Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve tutuklu aileleri, dün Diyarbakır’da İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) basın toplantısı düzenledi. Meclis üyelerinden Nezahat Teke, “Sesimizin duyulması için illa AKP’li mi olmalıyız” sözleriyle tepki gösterdi. Kendilerinin de açlık grevine başlamak istediklerini ama eylemde olan tutukluların buna izin vermediğini dile getiren Teke “Cezaevinden dört cenaze çıktı. Neden bir çözüm bulunmuyor” dedi. l DİYARBAKIR Üst düzey PKK yöneticileri ilk kez toplu hedef oldu. Operasyon 21 Mart’ta yapıldı PKK’ye büyük darbeAyrıntılar Ayrıntılar Irak’ın kuzeyinde Kandil Dağı’nın İran sınırına yakın bölgede terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticilerini hedef alan ve bir hafta önce gerçekleştirilen operasyonun seçime günler kala İHA’ların tespit ettiği otomobil F16’yla vuruldu. duyurulması dikkat çekti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, (TSK) Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile ortak düzenlediği operasyonda terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticisi Cemil Bayık’a en yakın isimlerden Rıza Altun ve beraberindekiler, Kandil’e yönelik hava harekâtıyla vuruldu. Kandil’e yönelik operasyon 21 Mart’ta gerçekleştirildi. Operasyon bilgileri, bir hafta sonra, seçime 4 gün kala Anadolu Ajansı aracılığıy la duyuruldu. Saldırılarda terör ör gütünün dış bağlantılarını sağla yan isimlerin öldürüldüğü duyurul du. Açıklanan isimler arasında Rıza Altun’un ağır yaralandığı ve akıbe tinin bilinmediği bilgisi verilirken, bu kadar üst düzey ve toplu militan grubunu hedef alan operasyonun ilk kez gerçekleştirildiği kaydedildi. Operasyonunun, etkisiz hale getiri len militanların bağlantıda oldukla rı devletlere de mesaj olduğu değerlendiriliyor. Rıza Altun Mikail Özdemir İstihbarat MİT’ten MİT tarafından, Rıza Altun’un, Kandil’in İran sınırına yakın bölgede bir toplantı yapacağının öğrenilmesi üzerine, operasyon hazırlıkları başladı. Bu kapsamda Rıza Altun’un kullanabileceği tüm yollar ve araçlar kontrol altına alındı. Altun’un, Kandil’in İran sınırı yakınlarındaki Abu Bakra Köyü’ne gittiği Bayrak tar TB2 İnsansız Hava Aracı ile tespit edildi. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından 21 Mart Perşembe günü öğle saatlerinde, MİT’in tespit ettiği hassas koordinat, F16 uçaklarıyla gerçekleştirilen hava harekâtıyla tam isabetle vuruldu. Operasyonda, aralarında PKK’nin ‘dış ilişkiler sorumlusu’ “Navdar” kod adlı Mikail Özdemir, PKK’nin ‘sözcüsü’ “Serhat Varto” kod isimli Emrullah Dursun Ali Aktaş Emrullah Dursun ve ‘Kandil bölgesi sorumlusu’ “Sinan Sor” kod adlı Ali Aktaş’ın bulunduğu üst düzey örgüt mensuplarının öldürüldüğü belirtildi. Terör örgütünün bölgedeki uluslararası aktörlerle temaslarını sağlayan ve dış ilişkilerini yürüten Rıza Altun ise operasyonda ağır yaralandı. Altun’un akıbetinin henüz bilinmediği kaydedildi. l ANKARA/ Cumhuriyet KANDİL’İN DOĞUSUNDALAR Türkiye’nin operasyon yapacağı beklentisi nedeniyle üst düzey militanlar, Kandil Dağı’nın doğusunda barınıyor. Türkiye’nin olası operasyonu durumunda hızla İran tarafına geçmek için böyle bir taktik uygulanıyor. Militanların hızla sınırı geçmeleri nedeniyle Türkiye İran topraklarına operasyon yapamıyor. Soylu: Seçim hediyesi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’nın Elmadağ ilçesinde düzenlenen AKP’nin seçim mitinginde operasyonla ilgili konuşurken “Kandil’de Apo’nun bir adamını yanındaki dördüyle götürdük. Onlara bir seçim hediyesi verdik. Siz de onlara 31 Mart seçimlerinde bir hediye daha verecek misiniz? Bunlar heveslenmişler, Diyarbakır Havalimanı’nda teröristlerin cenazesini karşılayacaklarmış. Aradım Diyarbakır Valisi’ni, ne havalimanı çevresinde ne de mezarlığın çevresinde kimseyi görmek istemiyorum dedim. Murat Karayılan, Cemil Bayık gelin gelin Gabar’a, Tendürek’e gelin de 700 kişiye komuta edecek adam lazım, gelin de sizi burada can pazarına düşürelim gelin” ifadelerini kullandı. Kalın: Daha güçlü Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da operasyonla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Silahlı Kuvvetler, 15 Temmuz’dan sonra zaafa uğradı, güvenlik boşluğu oluştu’ söylemi bir kez daha çöktü. Güvenlik birimlerimiz FETÖ’den temizlendikten sonra artık daha güçlü, daha kararlı, daha başarılı. Hiçbir ihanete, kumpasa, gevşekliğe prim vermeden yolumuza devam” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet YÖK’ün hakları ‘keyfi olarak’ izne bağlamasını ‘hukuka uygun’ buldu Danıştay’dan 12 Eylül ısrarı OZAN ÇEPNİ 12 Eylül darbecilerinin üniversiteleri kontrol altına almak için ürettiği disiplin yönetmeliğinin 40 yıl sonra yeniden yaşatılmasının önü açıldı. Danıştay, tetkik hakimi, savcı ve iki hâkimin “ifade özgürlüğü ihlali” olduğu görüşüne rağmen 1980 darbesinin ardından kurulan YÖK’ün o dönemki disiplin maddelerinde ısrar etti. 1985’te üniversite disiplin yönetmeliğine eklenen “izinsiz bildiri dağıtmak” cezasının önce kaldırılıp 2013’te yeniden eklenmesine ilişkin davada Danıştay, idarenin hakları ‘keyfi olarak’ izne bağlanmasını ‘hukuka uygun’ buldu. Danıştay 8. Dairesi, Eğitim Sen’in yönetmelik maddesinin iptali için YÖK’e karşı açtığı davada skandal bir hukuk kararına imza attı. Danıştay, bünyesindeki daha fazla hukukçunun “ihlal” yönündeki görüşüne karşın bir el farkla, “darbe disiplin maddelerinin” hukuka uygun olduğu kararına hükmetti. Konuyu ilk olarak inceleyen Danıştay Tetkik Hâkimi, yönetmelikte son yapılan değişiklikteki maddelerden “izinsiz bildiri dağıtmak”, bir diğer maddedeki “suç sayılan eylemleri işlemek” ifadelerinin iptal edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. Davayla ilgili görüş sunan Danıştay Savcısı da eyleme kınama ceza Seslerini duyurmak için bildiri dağıtan öğrenciler ‘keyfi olarak’ sık sık engelleniyor. BELİRSİZLİKTEN GERİ ADIM Danıştay, öğrencileri iki yarıyıl boyunca üniversiteden uzaklaştırılmasını öngören ve ‘belirsiz’ olarak değerlendirilen “Suç sayılan eylemleri işlemek” ifadelerinin “hangi suçları işlenmesi halinin kastedildiği anlaşılmamaktadır” denilerek oy çokluğu ile iptal etti. Diğer maddede ifade özgürlüğüne karşı oy kullanan daire başkanı ve bir üye hâkim ise bu karara karşı çıkarak “belirsiz” maddenin de kanuna uygun olduğunu savundu. sı verilmesini öngören yönetmeklik maddesine karşı çıktı ve “Bu hakkın kullanımını tamamen idarenin keyfine bırakarak, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin hukuka aykırı olarak sınırlandırması ve ihlal edilmesi sonucunu doğuracak niteliktedir” dedi. İfade özgürlüğü yönünde oy kullanan 2 hâkim yazdıkları “Karşı Oy” şerhinde, bildiri dağıtımının izne bağlanmayacağını savundu. Bildirinin içeriğinde suç unsuru varsa zaten fiile karşılık gelen cezanın verilebileceğini vurgulayan hâkimler, sınırlandırmanın keyfiliğine dikkat çekerek Anayasa AİHS’de belirtilen düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin, ifade özgürlüğünün sınırlandırıldığını belirtti. l ANKARA AYM’den fişlemeye ağır eleştiri ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi, (AYM) infaz ve koruma memurluğu sınavını kazanan bir gencin 18 yaşından küçükken işlediği suça ilişkin sabıka kaydının emniyet tarafından adalet komisyonuna göndermesinin “özel hayatın gizliliğinin ihlali” olduğuna hükmetti. Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’nin bireylerin özel hayatına saygı hakkının güvencelerini sağlayacak hükümlerden yoksun olduğu, kanunilik şartını taşımadığı ifade edilen kararda, kanunun ve yönetmeliğin “kişilerin yetki aşımı ve keyfiliğe karşı yeteri kadar güvenceye sahip olmalarını sağlayacak açık ve detaylı kuralları içermediği” vurgulandı. AYM kararına göre Adalet Bakanlığı tarafından yapılan infaz ve koruma memurluğu sınavını 2009’da kazanan F.S. adlı gençle ilgili güvenlik soruşturması işlemleri başlatıldı. Adana Emniyet Müdürlüğü, F.S’nin 18 yaşından küçükken hırsızlık suçundan aldığı adli para cezasına ilişkin kararı Kocaeli Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’na gönderdi. Bunun üzerine Komisyon Başkanlığı, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, başvurucunun devlet memurluğuna atanacaklarda aranan şartları taşımadığı ve istihdam edilmesinin uygun olmayacağı yönünde görüş bildirdi. F.S’nin bireysel başvurusunu inceleyen AYM başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Yüksek Mahkeme, kararın bir örneğini, atama işleminin iptali talebini reddeden idare mahkemesine gönderek, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasını istedi. Böylece gence infaz koruma memurluğu yo lu yeniden açılacak. AYM, kararın gerekçesinde güvenlik soruşturmasının dayanağı olan kanun ve yönetmeliğe sert eleştiriler getirdi. Özel hayata saygısızlık Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’nin bireylerin özel hayatına saygı hakkının güvencelerini sağlayacak hükümlerden yoksun olduğu belirtilen kararda, “Devletin çocukların korunması ile ilgili pozitif yükümlülükleri kapsamında hukukumuzda bazı kanuni düzenlemelere de yer verildiği görülmektedir. Bunlardan biri çocukların işledikleri bir suç nedeniyle kamu görevlerinden sürekli olarak yasaklanamayacakları ilkesidir. Buna göre kişilerin 18 yaşından küçükken işlediği herhangi bir suça ait kayıtların idari makamlara bildirilmesi hukuken mümkün değildir.” l ANKARA FETÖ DAVASI Polise SD karttan beraat ALİCAN ULUDAĞ Rize Ağır Ceza Mahkemesi, 9 bin 103 polisin açığa alınmasına neden olan Garson adlı gizli tanığın savcılığa verdiği SD kartla (bilgisayar verisi depolama kartı) ilgili dikkat çeken bir karara imza attı. Bu kartta adı yer aldığı için hakkında FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla dava açılan Ayten Y. adlı polisle ilgili davada beraat kararı veren mahkeme, hafıza kartı içinde polisle ilgili “FETÖ içerisinde olup ‘örgüt benim örgütüm’ diyen ancak bazı zaafları olan” şeklinde kodlanmasını örgüt üyeliği için yeterli bulmadı. KHK ile ihraç edilen polis memuru Ayten Y. hakkında örgüt üyeliği suçlamasıyla Rize Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Eski polis memurunun örgüt üyeliği suçlamasına delil olarak Garson isimli gizli tanıkta ele geçirilen SD tipi hafıza kartında EA (FETÖ’de olup ‘örgüt benim örgütüm’ diyen, ancak bazı zaafları olan “himmet verme, kampa kalma, her çağrıldığında gelme, sigara, karşı cins, namaz” kişileri ifade ettiği) olarak kodlanması, bazı tanık ifadeleri aleyhine delil olarak gösterildi. ‘Ev oturması gibiydi’ Ayten Y. savunmasında, SD kartta yer alan hakkındaki kodlamayı kabul etmediğini belirterek, “Evdeyken herhangi bir sohbet, namaz kılma ve Fetullah Gülen’in kitaplarını okuma gibi bir durum olmadı, sadece ev oturması şeklinde çay içip oturuldu” dedi. Emniyet, dosyaya gönderdiği Veri İnceleme Raporu’nda, sanığın örgüt tarafından EA (FETÖ içerisinde olup ‘örgüt benim örgütüm’ diyen ancak bazı zaafları olan ‘himmet vermekampa kalmaher çağrıldığında gelmesigarakarşı cinsnamaz’ kişileri ifade ettiği) olarak kodlandığını bildirdi. Mahkeme, yargılama sonucunda Ayten Y’nin beraatına karar verdi. Gerekçeli kararda masumiyet karinesine dikkat çekilip özetle “Sanığın örgüt hiyerarşisine dahil olup örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda hareket ettiğine dair mahkumiyet kararı vermeye yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin, yasal ve inandırıcı delilin elde edilemediği anlaşılmıştır. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir kesinlikle ispat edilebilmesidir. Yüksek de olsa ihtimale dayanarak sanığın mahkumiyetine karar vermek, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir. Ceza Muhakemesi Hukukunun temel prensiplerinden birisi de şüpheden sanığın yararlanacağı ilkesidir” denildi. Rize Cumhuriyet Başsavcılığı, “kanuna aykırı” olduğu gerekçesiyle beraat kararına itiraz ederek konuyu Samsun Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle