24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 28 MART 2019 PERŞEMBE gorus@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY Golan kararının çağrıştırdıkları AHMET YAVUZ ABD Başkanı Trump’ın uluslararası hukuku hiçe sayan kararlarına bir yenisi daha eklendi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) konuya ilişkin kararları çöpe atıldı. Sanki dünyanın kadısıymış gibi yine o uzun ve çirkin imzalarından bir karar daha çıktı: Golan’da İsrail’in gayrimeşru işgalini tanımış oldu... Bu, yaşadığımız dönemi en iyi anlatan gelişmelerden birisidir. ABD’nin Ortadoğu planı ağır aksak da olsa işliyor. Her istediğini yapamıyor ama en azından İsrail’i büyüten adımlarını engelleyebilen bir güç de yok ortada. Gelişimi ve önemi Golan Tepeleri, 1967 İsrailArap Savaşı sonunda, İsrail tarafından işgal edilmişti. İşgal devam ediyor. Hatırlanacağı üzere, Altı Gün Savaşları olarak anılan çatışmalar sonucu İsrail, MısırÜrdünSuriye blokuna karşı baskın tarzında başlattığı hava saldırılarıyla hava üstünlüğünü sağlamış; Arap ülkelerine ait savaş uçaklarının yarısını (700/353) imha etmeyi başarmıştı. Kendisi de 190 savaş uçağının 20’sini kaybetmişti. Irak’ın gönderdiği mekanize birliğini de intikal halindeyken imha etmişti. Kara harekâtıyla da, Mısır cephesinde Gazze ve Sina’yı ele geçirerek Süveyş Kanalı’na dayanmıştı. Ürdün cephesinde Şeria, Kudüs’ü; Suriye cephesinde ise Golan Tepeleri’ni işgal etmişti. (1) İşgal etmişti çünkü Suriye ve Ürdün ile sınır oluşturan bu arazi kesimi birkaç yönden stratejik öneme sahipti. Şam’ı dürbünle gözetleme imkânı yanında Suriye içlerine yönelik bir kara harekâtı için yığınak ve çıkış arazisi özelliği taşımaktaydı. Yeni yerleşim alanları yaratılmaya elverişliydi. Önemli bir su kaynağıydı. Bu özelliklerini günümüzde de sürdürüyor. Ek olarak, kimi iddialara göre büyük bir petrol rezervini barındırmaktadır. (2) İki taraf için de ekonomik ve askeri değer taşıdığını belirtelim. İsrail, 1979 yılında imzalanan antlaşmasıyla Sina’yı Mısır’a iade etmişti; Ürdün ile 1994’te antlaşma imzalamış ancak Suriye ile bir sonuca varılamamıştı. Filistin sorunu da bu süreçte başka bir boyut kazanmıştı. (3) Gerçi Rafael Sadi, 1974’te İsrail ile Suriye arasında bir anlaşma imzalandığını ve Kuneytra’nın boşaltılması karşılığında Golan’ın İsrail’e bırakıldığını ifade ediyor ama BMGK’nin 1981’de aldığı 497 sayılı karar Golan’ı Suriye toprağı olarak tanımaktadır. (4) Kararın anlamı Trump, Kudüs’ü yakın geçmişte başkent olarak tanımıştı. Şam’a yaklaşık 60 km mesafedeki Golan’daki işgali de bir anlamda Trump’ın kararı sonrası meşrulaştırılmış oluyor. ABD’nin Ortadoğu’daki son dönem çabaları esas olarak İsrail’in varlığını tahkim ve yeni bir İsrail yaratmaya dayalıdır. Bu çabasını Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır ve Körfez ülkelerini yanına alarak sürdürüyor. Dolayısıyla bu ülkelerden bir tepki gelmesi beklenmez. Gelse de anlam ifade etmez. Zaten genel olarak bölgede, özel olarak Suriye’deki savaşta ABD’nin dümen suyundan ayrılmıyorlar. Karara karşı tepki önce Suriye, BM, AB, Türkiye, Rusya ve İngiltere’den geldi. Ancak bu tepkilerin kısa vadede sonuç üzerinde etki yaratması mümkün değil. Ayrıca bu tepkilerin bir kısmı anlamsızdır. Zira AB, yukarıda isimleri yazılı Arap ülkeleri ve Türkiye, Suriye’deki mevcut durumun ortaya çıkmasında ABD’nin yakın ortağı olmuşlardır. Rusya ve Suriye’nin de karara karşı güce dayalı çözüm üretmeleri olanakları yoktur. Çin’in de... Türkiye’nin tepkisi yerinde olmakla birlikte tutarsızdır. Zira Suriye’nin toprak bütünlüğüne bunca vurgusuna rağmen Esad yönetimiyle işbirliği yapmıyor. Ayrıca, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in, Suriye’de sınır boyunca belirli bir mesafede “YPG’den arındırılmış güvenli bölge” konusunda Türkiye ile çalıştıkları açıklaması, bir tezadı yansıtıyor. (5) Açıklamanın tamamı okunduğunda, askeri gücün tamamen Suriye’den çekilmeyeceği, koalisyon ortaklarıyla birlikte Türkiye’nin tehdit olarak gördüğü unsurların da korunacağı anlaşılıyor. Türkiye’ye tehdit Esad rejiminden değil, ABD’nin bölgedeki varlığından geliyor. ABD’nin Golan kararına karşı çık mak ama Kuzey Suriye’de onunla işbirliği arayışına girmek içsel tutarlılığı olmayan bir yaklaşımdır. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun basına yansıyan, karara tepki açıklaması yerinde olsa bile... AB’nin tepkisi nelere gebe AB’nin tepkisi ancak uzun vadede anlam kazanabilir. Çünkü AB, yeni bir savunma kimliği arayışına girdi. Nasıl sonuçlanacağı henüz müphem olan bu gelişme, giderek ABD’den bağımsızlaşma iradesine dönüşürse bölge için anlam ifade edebilir. Mehmet Ali Güller’in değindiği gibi, Trump’ın “önce Amerika” stratejisi gereği olarak AB’ye de “küresel ticaret savaşı” açması, AB’nin ABD’den bağımsızlaşma eğilimini güçlendirmiştir. Eğer FransaAlmanya merkezli AB Ordusu arayışı hız kazanırsa, ABD’nin bölge üzerindeki etkisi zayıflayacaktır. (6) Bu gelişme ayrı bir yazı konusu ama ifade etmeden geçmeyelim: AB Ordusunun Türkiye’siz hatta Rusya’sız kurulması, AB’nin küresel bir aktör olmasına yetmez. Zira gerçek bir Avrasya vizyonu onlarsız sağlanamaz. Sonuç Sonuç olarak, ABD’nin Golan kararı İsrail’i büyütme; Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge” kararı ise Suriye’yi parçalama ve yeni bir İsrail yaratma stratejisinin bir aşamasıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve devletin egemenliğine dönüşmesi Türkiye için güvenlik sigortasıdır. Golan Tepeleri ve Kuzey Suriye adımları birbiriyle bağlantılıdır. Daha ötesi, Doğu Akdeniz ile ilişkilidir. (1) Mehmet Tanju Akad, 20. Yüzyıl Savaşları, Kastaş Yayınevi, 2011, s. 569 vd. (2) ceyhunbozkurt.blogspot.com, Golan’dan Doğu Akdeniz’e... 24 Mart 2019 (3) Bernard Lewis, Ortadoğu, Arkadaş Yayınevi, 2015, 11. Baskı, s. 457 (4) Rafael Sadi, Odatv, 26 Mart 2019 (5) Gazeteler, 2526 Mart 2019 (6) Mehmet Ali Güller, Cumhuriyet, 25 Mart 2019 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER İçişleri Bakanı’nın bombardı manı altında kalan seçmen, duygusal bir patlama ile bu se çimlerde tavır koymaya hazır lanıyor... Bu tavır iktidar çevrelerin ce de hissedildiği için, onu Sonucu küskünler, önlemek amacıyla başvurulan tehdit söylemi ise ters tepiyor! bıkkınlar ve kızgınlar HHH Seçmeni birbirine düşman belirleyecek  laştırmaya yönelik duygusal bombardıman hiç kuşkusuz, Seçmeni bölmek, halkı birbirine düşmanlaştırmak, sadece ülke zararına bir strateji de sadece iktidar yanlılarını değil, muhalefette olanları de etkiliyor: Her iki kesim de birbirine karşı ğil, bunu yapan iktidar için de çok düşmanlaştırılırken, olumsuz duygu tehlikeli bir oyundur: ların harekete geçmesi, geçim der Birbirine düşmanlaşan, bölünen di gibi günlük hayattaki zorluklarla halk bile, günlük yaşamda geçim da bütünleşince, kendi bulundukları zorluklarıyla karşılaşmaya başlayın yerdeki siyasal liderlere yönelik eleş ca, bir süre sonra gerçekleri görme tirileri de keskinleştiriyor: ye başlar... Muhalefet kesimindeki seçmenle İdeolojik ve siyasal düşmanlaştır rin bir bölümü, kendi liderlerinin ye manın gizlediği yolsuzluklar, yağma terince sert ve etkili muhalefet ya lar, kötü yönetim, belirginleşir... pamadığını düşündüğü için küskün, Seçmen, başta hayat pahalılı bıkkın ve kızgın, sandığa gitmemeyi ğı olmak kaydıyla, ulaşım ve benze düşünüyor... ri günlük yaşam güçlüklerinden do İktidar kesimindeki seçmenler ise, layı, muhalefetin değil, iktidarın ger kendi liderlerinin sorunları çözeme çek sorumlu olduğunu nihayet fark diğini gördüğü, sürekli olarak başka eder... ları suçlandığı ve ortam suni olarak Kendisine sürekli olarak kav tehditlerle çok gerildiği için küskün, ga, dövüş, ihanet, kin, intikam, bıkkın ve kızgın; onların da bir kısmı düşmanlık duyguları aşılandığı sandığa gitmeye pek gönüllü değil. için de, lider bellediği kişilere kar HHH şı pek de akılcı olmayan bir tavır İktidarın sürekli olarak pompa la, daha çok duygusal bir tepkiyle, ladığı duygusal gerilim ve çatış ters davranmaya başlar. ma ortamı, geçim derdiyle de bü HHH tünleşince insanları artık iyice bık İktidarın bugüne kadar, seçmeni tırdı, usandırdı ve kızgınlığa dö ayrıştırma, düşmanlaştırma bağla nüştü. mında kendisine olan desteği bü Bu ortamdan kurtulmak için: tünleştirmek (konsolidasyon) için Muhalif seçmenlerin tümü san kullandığı “iç ve dış düşmanlar” dığa gider, iktidara destek vermiş söylemi artık bıkkınlık vermiştir: olan seçmenlerin bir bölümü de Ünlü “Üstü çıplak adamların tür sandığa gitmez veya gittiğinde ik banlı bacıma Kabataş saldırısı” ya tidara oy vermezse... lanını andıran “Ezanı ıslıkladılar” çı Türkiye’ye zaten zorla dayatıl kışı, “Camileri ahır yaptılar” iftira mış olan “Cumhurbaşkanlığı Hü sı, “Dış güçlerin döviz lobisi” suçla kümet Rejimi” ciddi olarak destek ması, “Patlıcan, biber, domates te kaybetmiş, “Demokratik Rejim” rörü” söylemi, siyasal/ideolojik bom mevzi kazanmış olur. bardımanla zihinleri bulandırılan seç BU NEDENLE, BU SEÇİMLERİN menin gözünü boyamaya artık yet SONUCUNU KÜSKÜNLER, BIK miyor. KINLAR VE KIZGINLAR BELİRLE Sürekli olarak Cumhurbaşkanı ile YECEK DİYORUM. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle