18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi DOLAR EDİTÖR: SERHAT ALİGİL TASARIM: SERPİL ÜNAY avro sterlin FAİZ BORSA 28 MART 2019 PERŞEMBE 11 ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.4200 12.7 kuruş 6.2120 6.7 kuruş 7.1730 16.7 kuruş 21.34 1.36 puan 91.855 5524 puan 1528.87 42.74 lira 230.15 5.23 lira Ekonomi ‘ani durdu’Londra’daTLbulamayanyabancı,hissevetahvilsattı,bankalarkorkudanraporyayımlayamadı ‘Birileri bizi şey Seçim öncesinde kuru frenleme operasyonunun maliyeti, borsada çakılma ve faizlerde sıçrama oldu. Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Brooks, Türkiye ekonomisinin ikinci ani duruşu yaşadığını yazdı. Seçim öncesi dolar/ TL’deki artışı durdurma operasyonunun sıkışan yabancılar, TL geri ödemelerini yapmak için borsa ve tahvil piyasasın maliyeti ağırlaşıyor. Siya da Türk varlıklarını elden si talimatla Türk bankalarının Londra’da dolarTL emre deveci çıkardı. Dolar/TL ise dün 5.30 ile 5.46 arasında sert takası (swap) yapılan pi dalgalandı. Yabancıların yasaya TL sunması, yabancıyı Türk tahvillerini elden çıkar ellerindeki Türk varlıkları yo masıyla iki yıllık gösterge fai ğun olarak satmaya yönlendirdi. zi yüzde 21.34’e, 10 yıllık tahvil BIST 100’de günlük kayıp yüz faizi yüzde 18.96’ya kadar yük de 6’ya ulaşırken, 21 Mart’tan selerek yılın zirvesine oturdu. bu yana yüzde 10’u, bankacılık 21 Mart’ta 2 yıllık gösterge faizi ta ise yüzde 18’i buldu. yüzde 18.28, 10 yıllık tahvil fa Londra’da gecelik takas faiz izi yüzde 15.95’ti. İki yıllık gös lerinin yüzde 1300’ü aşmasıyla terge tahvil faizi 16 Ocak’ta yüz de 17.98, 10 yıllık tahvilin faizi Kamu bankaları ekonomiyi ısıTTI ise 31 Ocak’ta yüzde 14.27 idi. Bir aracı kurum hisse sene di uzmanı, “Swap piyasası üze IIF Başekonomisti Robin Brooks, TL’nin baskı altında olmasının ve Türkiye ekonomisinde ikinci ani duruşun asıl rinden TL’ye geçen yabancı yatırımcı TL ihtiyacı yüzünden geniş bantta satışa geçti. Tahvilden de çıkıyor” dedi. nedeninin birinci çeyrekteki kredi büyümesi olduğunu, bunun ödemeler dengesinde son dönemde elde edilen kazanımı geriye çevirdiğini, piyasaların bu kredi büyümesini finanse Ağustosu hatırlattı Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks, dolar/TL kuru 5.50’nin altına gelirken Türkiye ekonomisi etmek istemediğini ileri sürdü. nin bir yıldan az bir süre içinde BDDK verilerine göre, 4 ikinci kez ‘ani duruş’ (sudden Ocak15 Mart döneminde ka stop) yaşadığını söyledi. Brooks, mu bankalarının kredi hac faizlerdeki sıçramaya ve bunun mi 46 milyar TL arttı. Aynı dönemde yerli ve yabancı bankalardaki kredi hacmi artışı sadece 3 milyar TL oldu. Ankara’dan gelen faizlerde düşüş ve kredi hacminde artış baskısına rağmen özel bankalar kredi musluklarını açmamayı tercih etti. ekonomi üzerinde olumsuz etkisi olacağına dikkat çekti. ‘Ani duruş’, piyasalara sermaye girişlerindeki ani yavaşlamaları ya da ani çıkışları anlatmak için kullanılan bir terim. Türkiye, ağustoseylül aylarında yabancı sermaye girişlerindeki ani duruş ile ağır bir şok yaşamıştı. Uzun dönem feda ediliyor Reuters’ın haberine göre, yurtiçi bankaların Londra takas piyasasına TL sağlamama eğilimi en azından seçim sonrasına kadar sürecek; uzun dönemde ise bu zor. Reuters’a bilgi veren kaynaklar Londra swap piyasasında TL için ana fonlayıcı Türk bankalarının işlemlerini “önümüzdeki günlerde yasal limit olan yüzde 25’in oldukça altında kalacak” şekilde şekillendirdiklerini söylemişti. İngiliz The Financial Times gazetesine konuşan gelişmekte olan piyasalar kıdemli yatırım uzmanı Esther Law, Londra’da TL’nin kurutulması adımının taktiksel olarak TL’yi destekleyici olduğunu ancak sorunları çözmediğini, Türk tahvil piyasasına zarar verdiğini belirtti. Bir başka yatırımcı, “Swap (takas) piyasasını öl dürmek, yabancıları ayağından vurmak demek” değerlendirmesinde bulundu. Rapor korkusu FT, 22 Mart’ta yayımladığı ve TL’de düşüş öngören rapor nedeniyle SPK ve BDDK tarafından hakkında soruşturma başlatılan JP Morgan ile diğer kurumlardan Türkiye piyasası hakkında rapor akışının durduğunu, bunun da yatırımcılar için sorun oluşturduğunu yazdı. Gazete, Erdoğan’ın finansal kurumlarını tehdit etmesine de yer verdi. Bloomberg, gelişmelere ilişkin haberini “Erdoğan piyasalara karşı” başlığıyla verdi. “Eğer yatırımcılar Türkiye’ye sırtını dönerse Erdoğan’ın oynadığı kumar geri tepecek ve ekonomideki problemler de çürümeye bırakıldı” denilen haberde, seçimler öncesinde çok sayıda sektörün hükümetin isteklerine boyun eğmek zorunda kaldığı yorumu yapıldı. Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Refet Gürkaynak, Bloomberg’e yaptığı değerlendirmede “Kötü ekonomi politikaları kötü sonuçlar yaratıyor ve kötü sonuçlara daha kötü politikalarla yanıt veriliyor” dedi. Londra’da Investec Bank Plc’den Julian Rimmer, Londra’da swap piyasında yaşananları kastederek “21 yıldır böyle bir adım görmediğini, bunun kısa dönemli politik amaçlar için uzun dönemin feda edilmesi olduğunu” söyledi. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın ise açıklamasında “Türk bankalarının yabancı bankalara likidite vermedikleri bilgisi doğru değil” dedi. Kredi kartıyla taksitli ziynet Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, “Kuyumculuk sektöründe işleri canlandırmak adına işçilik gerektiren ziynet, takı ve mücevherat ürünlerinde kredi kartına 4 taksit imkânı getirecek düzenleme yapacağız” dedi. Çeyrek altın, gram altın, külçe altın gibi ürünlerde taksit yapılamayacağının altını çizen Akben, yeni düzenlemenin hem tüketiciler hem sektör için faydalı olacağını sözlerine ekledi. Karardan memnun olduklarını belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, taksit sorunu nedeniyle sektörlerinde sepet ortalamasının tek çekimde 750 TL’ye kadar düştüğünü bildirdi. ‘Düşük karbonlu kalkınma öncelik’ TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, düşük karbonlu kalkınmanın Türkiye için kritik bir öncelik olduğunu vurguladı. CDP Türkiye İklim Değişikliği Konferansı’nda konuşan Kaslowski, “Paris Anlaşması ile çerçevesi çizilen yeni iklim rejiminin önemi, Türk ekonomisi açısından da giderek artıyor. Rekabet gücünü korumamız, öngörülebilirliği tesis etmemiz, hem kapasite hem teknoloji geliştirmeye yönelik adımları hızla atmamız gerekiyor” dedi. Kaslowski ayrıca, şirketlerin sürdürülebilirliklerini devam ettirmek için iklim bağlantılı riskleri şeffaf bir şekilde tanımlamaları ve tedbirler geliştirmeleri gerektiğini belirtti. Türkiye, Uzan’a karşı davayı kaybetti Cem Uzan, Türkiye’ye karşı bir davayı daha kazandı. Euronews’in haberine göre, Fransa’nın başkenti Paris’te görülen davada, Uzan’ın Türkiye’ye 375 milyon Avro ödemesi yönünde 29 Mart 2013 tarihinde İstanbul’da verilen mahkeme kararının, davanın savcısı ve hâkiminin evli olmaları sebebiyle uluslararası hukuk normlarını ihlal ettiğine hükmedildi. Uzan’ın avukatı Matthias Pujos, “Eylül 2018’den bu yana Uzan’ın TMSF’ye karşı kazandığı üçüncü kesin zafer. Artık TMSF’nin Uzan’ın tüm mal varlıklarının geri verilmesi için müzakere etmeyi kabul etmesi çok önemli” dedi. l Haber Merkezi Türkİş 4 kişilik bir ailenin zorunlu ihtiyaçları için gereken harcamayı açıkladı Açlık sınırı 2014 lira ‘Yöneticiler milli parayı korumalı’ TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) Üyesi Özcan Kadıoğlu, TL’den altı sıfırın atıldığı 2005’ten buyana 100 liranın alım gücünün nasıl değiştiğini ortaya koydu. Twitter’dan açıklama ya pan Kadıoğlu “Yönetenlerin görevi milli paraya olan güveni sağlayıp değerini korumaktır” dedi. TÜİK verileriyle yaptığı hesaba göre 2005’te 100 lira ile 244 kilogram patates alınabilirken, rakam bu gün 26 kilograma düştü. Kaşar peyniri miktarı da 8.2 kilogramdan 3.1 kilograma indi. Yine, 2005’te 100 lira ile 74.6 dolar alınabilirken, bu rakam bugün 19 dolara düştü. l Ekonomi Servisi Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türkİş) mart ayıyla ilgili açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Buna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı), martta 2 bin 14 lira oldu. Gıda ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplamı ise (yoksulluk sınırı) 6 bin 561 TL oldu. Bu rakamlar geçen yılın aynı ayında sırasıyla 1663 lira ve 5 bin 416 liraydı. Yine mart ayında evli olmayan (çocuksuz) bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 2 bin 455 lira olarak hesaplanırken, gıda enflasyonunda son 12 ay itibarıyla artış oranı yüzde 21.13 oldu. Gıda enflasyonu bir önceki aya göre ise yüzde 0.73 düştü. l Ekonomi Servisi Et ve süt fiyatında artış devam ediyor Et ve süt fiyatlarındaki artış geçen sene de devam etti. 2017’de yüzde 7 zamlanan inek sütü fiyatları, 2018’de yüzde 19.1 zamlanarak 1.47 TL’ye çıktı. 2017’de yüzde 7.6 artarak 2.41 TL olan koyun sütü ise 2018’de yüzde 14.7 arttı ve 2.77 TL oldu. Kırmızı ette; sığır eti fiyatı 2018’de yüzde 4.8 artarak 28.76 TL’ye, koyun eti fiyatı ise yüzde 14.5 artarak 31.85 TL’ye çıktı. TÜİK’in açıkladığı ‘Canlı Hayvan ve Hayvansal Ürün Fiyatları ve Üretim Değeri, 2018’ sonuçlarına göre yine küçükbaştan büyükbaşa tüm canlı hayvanların da fi yatlarının yükseldiği görüldü. 2018’de kültür sığır fiyatı yüzde 21.5 artarak 7 bin 347 TL’ye; melez sığır fiyatı yüzde 26.7 artarak 6 bin 1 TL’ye çıktı. Merinos koyun fiyatı yüzde 15.9 artışla 922 TL’ye, kıl keçisi fiyatı ise yüzde 29.9 artışla 742 TL’ye yükseldi. Kümes hayvanlarından et tavuğu fiyatı yüzde 10.7 artarak 16.38 TL ve yumurta tavuğu fiyatı yüzde 38.5 artarak 24.20 TL oldu. l Ekonomi Servisi Türkiye yüzde 3.3 küçülecek Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM), Türkiye ekonomisinin 2019’un ilk çeyreğinde 2018’in aynı dönemine göre yüzde 3.3 daralacağı öngörüsünde bulundu. Kesinleşen ocak ve kısmen açıklanan Şubat ayı GSYH öncü göstergeleri ile yapılan hesaplamalara göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle 2018’in son çeyreğine göre ise GSYH’nin yüzde 0.5 küçüleceği öngörüsü açıklamada yer aldı. l Ekonomi Servisi Enerjide dev borç yapılandırması Bereket Enerji Grubu’nun, Türkiye’nin önde gelen 9 bankasının yer aldığı finansal yeniden yapılandırma sürecinde bankalarla mutabakata vardığı açıklandı. Üst Yönetici (CEO) İdris Küpeli’nin yaptığı açıklamaya göre grubun 4.6 mil yar dolar tutarındaki konsolide borcu, uzun vadeye yayılarak yapılandırıldı. Öte yandan Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı da bankalara olan kısa ve uzun vadeli kredileri protokol imzalayarak yeniden yapılandırdığını açıkladı. ediyor’ Pazar günü belediye seçimleri var. Pazartesi günü 1 Nisan. Bir “eşek şakası” ile karşılaşabiliriz. Siyasal İslamın liderliğinin gerçeklikle bağlarının sık sık koptuğunu biliyoruz. Yine öyle bir andayız. Adeta, bir çocuğun elinden kaçmış uçan balon gibiler. İdeal dünyada böyle tipleri paranoyakşizofren tanısıyla müşahede altına alırlar. Bizde ise... Neyse, konuyu dağıtmayalım. Gerçeküstücü ressam Magritt’in “Bu bir pipo değildir” isimli tablosu aklıma geliyor: “Bu yerel seçimler aslında yerel seçimler değil.” Siyasal İslam, sandık başına gidenlerden, belediyelerini yönetecek olanları seçmek için değil, adeta iki varoluşsal konuda tavır almış olmak için oy vermelerini istiyor. Bu konulardan biri bu dünyaya ilişkin, öbürü de öteki... AKP’nin adaylarına oy verenler hem bu dünyada siyasal İslamın (pardon ülkenin diyecektim) “bekasından yana olduklarını” kanıtlayacaklar, hem de “emaneti ehline verip” ahrette rahat edecekler. “Türkiye çok büyüdü, çok güçlendi, bölgeselin ötesinde küresel oyuncu oldu.” İşte bu yüzden içerde birileri, dışarda birileri ile el birliği yapmış, bu büyüklüğü çekemedikleri için kolları sıvamışlar bizi “şey ediyorlar”. AKP liderliği bu komploya karşı savaşıyor. Muhalefete ise vatan haini olmak ve ahirette hesap vermek düşüyor. Siyasal İslamın liderliğinin ve onu destekleyen entelijansiyanın gerçeklik algısı işte böyle. Bu ülkenin ve dünyanın gerçekliğinden kopuk, gerçekten bir “beka sorunu yaratmaya” aday bir algı. Şizofreni, paranoya.. ve şiddet “Türkiye çok büyüdü, çok güçlendi, bölgeselin ötesinde küresel oyuncu oldu.” Bu işin şizofren kısmı. Birileri tüm AKP karşıtı güçleri bir araya getirerek, bir cephe yaratarak, Türkiye’nin “işte bu oyuncu rolünü sınırlamak” istiyorlar. Bu da paranoya kısmı. “Türkiye çok büyüdü, çok güçlendi...” Ancak ekonomi resesyonda, işsizlik hızlanarak artıyor, ihracat yüzde 60 oranında ithalata bağımlı, TL yabancı paralar karşısında değer kaybediyor, Merkez Bankası’nın rezervleri hızla eriyor. Siyasal İslamın liderliği ve entelijansiyası, bunları yok sayarak kafasının içindeki, kurmaca dünyanın içinde yaşamayı seçiyor. Gerçekliğin bir bileşeni daha var: Türkiye ekonomisi, günlük döviz işlemlerinin hacmi de 5.3 trilyon dolara ulaşan bir kapitalist dünya ekonomisinin parçasıdır. Spekülatif sermaye hareketleri de oyunun kurallarından biri. Siz bunları unutarak, “ben sizden hesap soracağım” gibi hezeyanlarla sarsılır, sermaye hareketlerini ekonomi dışı yollarla engellemeye kalkarsanız, bu kuralların içinde yaşayanlar da, örneğin bir Commerzbank analisti gibi, “Korkunun egemen olduğu piyasaya kim yatırım yapmak ister” deyiverirler. Uluslararası jeopolitik tartışmalarında Türkiye’nin adının sık geçmeye başlamasının ardında da “bölgeselin ötesinde küresel oyuncu” olmak değil, başka bir şey yatıyor. AKP’nin, Suriye macerasının sonuçları, Rus uçağını düşürdükten sonra atılan taklalar, “Kürt sorunu”nun çıkmaza sokulması, AB olmayınca, ABD’ye, FETÖ fiyaskosundan sonra da Rusya ve Çin tarafına yamanma çabaları, Türkiye’nin, büyük güçler arasındaki nüfuz alanı paylaşım çabalarının hedefi olarak konuşulduğunu gösteriyor. Siyasal İslamın liderliğinin abuk sabuk çıkışları da bu konuşmaların tonunu belirliyor. Aklındaki realitenin içindeki arzuları, dışardaki realitenin duvarına çarpınca, “hastamız” ortaya çıkan durum karşısında sorumluluk almak yerine, arzularını hep birilerinin engellediğine, kendisine bir şeyler yapmaya çalıştığına inanıyor. Bu inanç, kendisini şey ettiğine inandığı “adamın arkasındaki” adama, “üst akla” karşı giderek artan bir öfkeye, bu öfke de şiddete yol açıyor. Bu nedenledir ki hem “içerde” hem de “dışarda”, “hastamızın” ciddi bir tehlike oluşturmaya başladığına inananların sayısı artıyor. Türkiye, “aslında başka bir şey olan yerel seçimlere” bu marazi durum içinde, oy verme sürecinde ya da ertesinde, “hastamızdan” kaynaklanacak bir öfke ve şiddet patlamasının hedefi olma tehlikesiyle gidiyor. Akbank’a talep yüksek Akbank’ın, kaynak sağlamak için çıktığı uluslararası piyasalarda büyük ilgi gördüğü açık landı. Bankanın 600 milyon dolar hedefiyle çıktığı sendikasyon kredisine yabancı bankalardan he defin yaklaşık yüzde 160’ına karşılık gelen 950 milyon dolar talep geldi. Uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin de vam ettiğine dikkat çeken Ge nel Müdür Hakan Binbaşgil “Bankamız, güçlü finansalları ve uluslararası piyasalardaki yüksek itibarıyla ülkemize finans man sağlamaya devam ediyor” dedi. Maliyet geçen eylüle göre 25 bps iyileşti. Hakan Binbaşgil C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle