18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] 1528 MART 2019 PERŞEMBE Suna Keskin, Hakan Altıner Nilgün Belgün Göksel Kortay, Haldun Dormen, Nevra Serezli ‘HABERİMİZ YOK...’ Televizyon ve sosyal medyada yayımlanan “Sanat Varsa Hayat Var” başlıklı klipte yer alan sanatçılar, bu klibin Cumhurbaşkanlığı için çekildiğinden habersiz olduklarını söylediler ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK / AYÇA HAN Dünya Tiyatro Günü, dün tüm memlekette büyük bir coşkuyla kutlandı demek isterdik. Fakat bir yandan Kadıköy Kaymakamlığı, Kadıköy Tiyatro Platformu’nun Dünya Tiyatro Günü yürüyüşünü yasakladı. Tüm bunlara rağmen dün Genco Erkal başta olmak üzere birçok sanatçının katılımıyla sanatçılar toplandı ve bildiri okundu. Bu etkinliğin ayrıntılarını birazdan bu haberde yazacağız... Ama önce... Tüm bu kutlamaları ve yürüyüşleri engelleyen, memleketteki tiyatro binalarını yıkan ya da kaderine bırakan iktidar, önceki akşam televizyonlarda ve sosyal medyada “Sanat Varsa Hayat Var” adlı bir klip yayımladı. Klibin sonunda ‘Cumhurbaşkanlığı’ amblemini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya Tiyatro Günü”nü kutlayan yazısını gördük. Şaşırdık mı? Hayır, çünkü seçim yakın... Merak ettik ve klipte şarkı söyleyen duayen sanatçılara işin aslını sorduk. Suna Keskin, Haldun Dormen, Göksel Kortay ve Nevra Serezli gibi neredeyse tüm sanatçılar bu klip için Nilgün Belgün’ün kendilerini arayıp çağırdığını söylediler. Sanatçılar, klibin Cumhurbaşkanlığı için çekildiğini hatta klibin sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dünya Tiyatro Günü mesajını bilmediklerini söyledi. Şaşırdık mı? Evet... Konuyla ilgili konuştuğumuz Nilgün Belgün ise yapılan klibin Kültür Bakanlığı desteğiyle yayımlanacağını klipteki sanatçılarla paylaştıklarını; fakat Cumhurbaşkanlığı desteğiyle değil de Kültür Bakanlığı desteğiyle olarak aktardıklarını belirtti. “Kültür Bakanlığı da Cumhurbaşkanlığı’na bağlı değil mi?” diyen Belgün; seçimlerden hemen önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm televizyon kanal larında yayımlayarak Dünya Tiyatro Günü’nü kutladığı klibin sonuna kendi mesajını ekleyeceğinden sonradan haberdar olduklarını aktardı. ‘Nilgün’ün kurbanı olduk’ Klipte yer alan duayen sanatçılar Haldun Dormen, Suna Keskin, Nevra Serezli ve Göksel Kortay ise konuyla ilgili şunları söylediler: Haldun Dormen “Tamamen Nilgün’ün kurbanı olduk diyorum, hiçbirimiz bunun siyasi bir sonucu olacağından haberdar değildik. Ben bu zamana kadar AKP’den gelen hiçbir davete, hiçbir yemeğe katılmadım. Nilgün’ün haberi var mıydı yok muydu bilmiyorum, kendisi de olmadığını söylüyor.” Suna Keskin “Teklif bana Nilgün Belgün’den geldi, söz konusu tiyatro ve sanat olunca benim için akan sular durur. Dünya Tiyatro Günü için bir klip dediği için kabul ettim. Ama ben klibin Cumhurbaşkanlığı için çekildiğini bilmiyordum. Ben de klip yayımlandıktan sonra öğrendim.” Nevra Serezli “Tiyatro için bir şarkı yapıldı ve Dünya Tiyatro Günü’nde yayımlanacak dedildi. Onun için gittim sorgulamadım açıkçası... Haldun Dormen ve diğer arkadaşlarımın ismini de duyunca... Nilgün Belgün beni aramış ulaşamamış, BKM’nin müdürü aradı Tiyatro Günü için bir klip çekiliyor dedi. Bir nebze yardımcı olunursa diye gittim. Ama sonradan klibin sonuna bir şeyler konulmuş bil miyorum. Olumlu yönden de bakmak gerekirse Cumhurbaşkanı Dünya Tiyatro Günü’nü kutlamış. Yaşını başını almış insanlarız, kolay kolay kullanılmayız, art niyet aramıyorum. Biz sanatçılar, çocuklar için ya da engelliler için denildiğinde tabii varım diyoruz. Bazı zamanlarda bunu düşünmezsiniz tiyato lafı denilince gittim.” Göksel Kortay “Nilgün Belgün’ün davetiyle gittik haberimiz yoktu. Videoyu da akşam 17.00’de izleyince gördük ne olduğunu. Ama biz bu ülkenin sanatçılarıyız, bu ülkenin halkına sanat yapıyoruz, tası tarağı toparlayıp gidemeyiz. Cumhurbaşkanlığı için yapıldığını bilseydim gider miydim, net bir şey söyleyemiyorum tabii ama; sanat ayrımcı değil, birleştiricidir. Ben her türlü yasaklamaya karşı özgürlükten demokrasiden yanayım. Sanata emek vermiş sanatçıların Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun, dilerim tiyatrolar hiç boş kalmaz. Tiyatro bitmez, tiyatro benim bitmez sevdamdır.” ‘Affedilir gibi değil’ Diğer yandan Kadıköy Tiyatro Platformu da Dünya Tiyatro Günü sebebiyle Kadıköy’de bir yürüyüş düzenlemek istedi. Kadıköy Kaymakamlığı tarafından yasaklanan yürüyüş, bu yıla kadar düzenlenen yürüyüşlerin içinde hem tiyatrocuların hem de tiyatro izleyicilerinin en yüksek katılım sağladığı gösteri olarak tarihe geçti. Kadıköy Tiyatro Platformu 27 Mart Dünya Tiyatro Günü için yayımladığı “Bir replikle değişir dünya, bir haykırışla...” başlıklı mesajında “En karanlık, en sessiz anı yaşadığını san dığında, sokaktan, hayattan, sahneden ve kendinden sakın vazgeçme!” ifadeleri yer aldı. Dünya Tiyatro Günü vesilesiyle görüşlerini aldığımız Orhan Aydın: “İlk kez bu kadar kalabalık oyuncu ve seyircinin katıldığı bir yürüyüş oldu. Bunun nedeni Kadıköy kaymakamının kendisini Salozun Mavalı yerine koymasıdır. Sanattan, sanatsal yaratıcılardan o kadar korkulması içinden geçtiğimiz süreçte sistemin nereye savrulduğunun bir belirtisidir. İnsanlık tarihinin en eski ve en saygın mesleği olan tiyatro, yalnız bizim ülkemizde değil dünyanın her yerinde saldırılara, dayatmalara, ötekileştirmelere ve düşmanlıklara rağmen ayaktadır ve ayakta kalmaya devam edecektir. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde, bizi üzen şeyler de var. Tiyatrocu arkadaşlarımız Nazlı Masatçı ve Cenk Dost Verdi arkadaşlarımızın tutuklanarak cezaevine konmasıdır. Biri sahnelediği oyun gerekçe gösterilerek, biri düşüncelerini açıkladığı için iki oyuncunun cezaevinde olması korkunç bir şeydir. Yine de her şeye rağmen yaşasın 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü, yaşasın tiyatro!” dedi. Cumhurbaşkanlığı tarafından paylaşılan “Sanat varsa hayat var” klibi için de açıklama yapan usta oyuncu “Bazı utanmazlıklar affedilir gibi değil, hele Türkiye tiyatrosunda duayen olduğunu bildiğimiz bazı isimlerin bir müsamerenin dekoruymuş gibi kullanılarak siyasi erk adına “figüran” yapılması hiç affedilir gibi değil” ifadelerini kullandı. Genco Erkal ise “Bugüne kadar Kadıköy’de yapılmış Tiyatrolar Günü yürüyüşleri içerisinde en kalabalık olan yürüyüştü. Hem tiyatrocuların hem de izleyicilerin inanılmaz katılımı oldu, bunu yasaklama kararına bir tepki olarak görüyorum” diyerek, duayen oyuncuların yer aldığı kliple ilgili bir şey söylemek istemediğini belirtti. CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI 7 NİSAN 2019 PAZAR Saat 11.00’de KÖY ENSTİTÜSÜ GERÇEĞİNİ SEVGİLİ ÖNER YAĞCI “TONGUÇ EFSANESİNDEN BUGÜNE…” KONULU KAHVALTILI AYDINLANMA TOPLANTISINDA KENDİNE ÖZGÜ DİLİYLE ANTALIYOR ve SONRA KİTAPLARIMIZI İMZALIYOR. LÜTFEN YER AYIRTINIZ. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ İletişim Bilgi: 0532.391 11 27 0533.472 77 23 0535.412 68 68 0532.281 54 54 YER: ADEN OTEL RESTORANİstanbul Kadıköy Vapur İskelesi Karşısı www.cumokistanbul.org Tiyatroda yılın en iyileri açıklandı Tiyatro Eleştirmenleri Birliği üyelerinin, 20182019 se zonunda sahnelenen tiyat ro oyunları arasından yaptıkla rı değerlendirme sonucu be lirlenen ödüller, 27 Mart Dün ya Tiyatro Günü’nde açıklan dı. Bu yıl 28.’si düzenlenen TEB Ödülleri çerçevesinde, Onur Ödülleri’nden birinin, tiyatro sa natına verdiği maddî ve manevî desteğin yanı sıra yaşamının son günlerine dek yakından ta Ayşegül Yüksel kip ederek, izleyerek ve yapı yatro yapımı “Dünyada Karşılaş cı eleştirilerini esirgemeyerek genç mış Gibi” adlı oyun Yılın Yapımı oyuncuların daima yanında olan, ha Ödülü’ne, Funda Eryiğit Yılın Kadın yata veda etmeden önce tüm mal Oyuncusu Ödülü’ne, Deniz Karaoğ varlığını Nesin Vakfı gibi güzide bir lu Yılın Erkek Oyuncusu Ödülü’ne, eğitim kurumuna bağışlayan Gül Kadıköy Tiyatroları Platformu riz Sururi’nin anısına verileceği, di TEB Özel Ödülü’ne değer görül ğer bir Onur Ödülü’nün de akade dü. 2019 TEB Ankara Ödülleri’nde misyen ve eleştirmen olarak Türk ise Yılın Yönetmeni Ödülü M. Akif Tiyatrosu’nun son elli yılına damga Yeşilkaya’ya, Yılın Oyuncusu Ödü sını vuran, titiz araştırmaları, kitap lü Ankara DT yapımı “12 Öfkeli” adlı ları ve süreklilik arz eden eleştiri ya oyunun tüm oyuncularına, TEB Özel zılarının ötesinde tüm sıcaklığı ve Ödülü Ankara Devlet Tiyatrosu Mü enerjisiyle yetiştirdiği öğrencilerine davimleri platformunun kurucusu bakıldığında hocaların hocası vasfını Sibel Kahramanlar’a, TEB Onur Ödü da hakkıyla taşıyan gazetemiz yaza lü de Sanat Kurumu’na veriliyor. rı Prof. Dr. Ayşegül Yüksel’e takdim Ödüller sahiplerine, nisan ayında edileceği açıklandı. İstanbul ve Ankara’da yapılacak tö Berkun Oya’nın yönettiği Krek Ti renlerde takdim edilecek. um:ag Mehmet Eroğlu ile Yaratıcı Yazarlık, Kurgu ve Senaryo Atölyesi Roman İnceleme Sanat Felsefesi Yazma Felsefeye Giriş Felsefe Yazın İlişkisi Dijital Sosyal Medya Okuryazarlığı Lacancı Psikanalatik Kuram Öğretisi "Öznenin Diyalektiği" Film Atölyesi Editörlük Atölyesi Güzel Konuşma ve Kendini İfade Etme Atölyesi Felsefe Okumaları Siyasal Düşünceler Tarihi Eğitmenlerimiz: Mehmet Eroğlu Ahmet İnam Çiğdem Ülker Gürsel Korat Ahmet Özer A.Celal Binzet Mehmet Okyayuz S.Halil Turan Mutluhan İzmir Erdem İliç Şebnem Gürsoy Tuncer Yığcı Zafer Elgin İpek Çeken Ali Gül Elif Çongur Tuğrul Çomu Umut Erdal Gökhan Bulut um:ag Üç gün kala... Yerel seçimlere üç gün kaldı. Bu üç günden sonra sonuç ne olursa olsun bu seviyesizlik, bu küfürler, bu korkutmalar, bu öfke, bu ayırımcılık bu zehirli dil bitecek mi, dinecek mi? Bilmiyorum... Hep birlikte göreceğiz... Seçime üç gün kala ne yazarsak yazalım, kimsenin görüşünü değiştirmeyeceğinin bilincindeyim. Ondan bugün kendime “Haydi Zeynep, sen yine şiire dua et” deyip şiire sığındım. Ne diyordu zengin gönlünden bol bol veren şair Bedri Rahmi Eyüboğlu: “Bir yanım tuz, bir yanım şeker / tuzdan yanayım. Bir yanım toprak, bir yanım deniz / denizden yanayım. Bir yanım ben, bir yanım sen / senden yanayım.” Nelerden yanasınız??? Hepimiz bir şeylerden yanayız... Sevgili Bedri Rahmi’ye özenerek ben de neden yana olduklarımı sıralayıverdim: Bir yanım nefret, bir yanım sevgi; sevgiden yanayım. Bir yanım öfke, bir yanım uzlaşma; uzlaşmadan yanayım. Bir yanım kin, bir yanım dayanışma; dayanışmadan yanayım Bir yanım aydınlık, bir yanım karanlık; aydınlıktan yanayım. Bir yanda yalan dolan, bir yanda gerçekler; gerçeklerden yanayım Bir yanda gösteriş, şatafat, bir yanda yalınlık; yalınlıktan yanayım Bir yanda tehdit, korkutma, bir yanda kucak açma; kucak açmadan yanayım. Bir yanda yurttaşlık, bir yanda kulluk; yurttaşlıktan yanayım. Bir yanda ayırımcılık, bir yanda kucaklaşma; kucaklaşmadan yanayım. Bir yanda bangır bangır bağırma, bir yanda fısıldama; fısıldamadan yanayım Bir yanda çatık kaş, sallanan parmak, bir yanda güler yüz; güler yüzden yanayım. Bir yanda doğaya saygı, bir yanda doğayı talan. Saygıdan yanayım. Sevgili okur, baktım listem uzuyor, bundan sonrasını sana bırakıyorum. Dilediğin gibi kendi seçimlerini ekleyebilirsin... Söz konusu hangi seçim olursa olsun, bir de yıllar önce Nevzat Çelik’in “İtirazın İki Şartı” başlıklı şiiri gelir yüreğime yerleşir... Buyurun, paylaşıyorum: ‘İtirazın iki şartı’ “çok olmadığımız kesin  çok olan tarafta değiliz  çok olan tarafta olmayacağız  Türkiye’de Kürt olacağız  Kürtlerde Ermeni  Ermenilerde Süryani  gidip Almanya’da Türk olacağız  Hollanda’da Surinamlı  Fransa’da Cezayirli  İran’da Azeri  Amerika’da zifiri zenci olacağız  çoğalan zencide mutlaka Kızılderili  İsrail’de Filistinli  köpeğin karşısında kedi  kedinin karşısında kuş olacağız  kuşun karşısında börtü böcek  hakemler hep karşı takımı tutacak  ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı  çiçeklerden kamelya olacağız  az kolumuzun tarafında  solda olacağız  bu itirazın ilk şartı  solda da az olacağız  devrimi çoğaltırken çünkü  bir başka devrime hızla azalacağız  bu da itirazın ikinci şartı” TEB Ödülleri Dün tam bu yazımı yazıyordum ki Tiyatro Eleştirmenler Birliği’nin (TEB) Tiyatro Ödülleri haberi geldi önüme. Dün Dünya Tiyatro Günü’ydü. Derhal şiirden, tiyatro sanatına yöneldim. (Haberini bu sayfalarda okursunuz.) Ödül alan tüm sanatçıları kutluyorum. Muhteşem bir iş başarıyorlar. Tiyatrolar dolup taşıyor... Yaşadığımız gergin ortama karşın Don Kişotluğu sürdürüyorlar! Onur ödüllerinin birinin Gülriz Sururi’nin anısına; birinin ise Ayşegül Yüksel’e verilmesi bence çok yerinde bir seçim. İkisi de arkadaşım. Birbirinden çok farklı disiplinlerden gelen bu iki insanın sonsuz enerjisi; çalışkanlığı, tiyatro tutkusu ve en önemlisi genç tiyatroculara verdikleri destek, keşke tüm aydınlarımıza örnek olsa... Gülriz Sururi, yaşamdan ayrıldıktan sonra bile İKSV bünyesinde oluşturduğu bursla genç tiyatroculara destek vermeyi sürdürüyor... Ayşegül Yüksel’i ise Cumhuriyet’teki yapıcı eleştirileriyle, kitaplarıyla okurlar çok iyi tanıyor... Onlara ve tüm ödül alanlara var oldukları için teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de kuruluşunda çok emeğimin geçtiği Tiyatro Eleştirmenler Birliği’ne. İyi ki varsınız! Varlığınızı çoğalarak, güçlenerek sürdürüyorsunuz. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle