17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
hafta sonu TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 345 sayfa da yetmediTürkiye’de sanat yıllığı ülkenin aynası: Tutuklama, kitap toplatma, yasak, sansür... Tiyatro oyuncularının bir araya gelerek kurduğu ve sanat alanında yaşanılan gelişmeleri aktaran Gazete Müstehak, ‘Sansürsüz Kültür Sanat Yıllığı’nın 2018 yılı raporunu yayımlandı. Sanat camiasının soruşturma ve davalarla geçirdiği 2018 yılında, sanatçılar tutuklandı, kitaplar, şarkılar, konmehmet serler, tiyatro oyunları yakızmaz saklandı, büyükelçiliğin festivale müdahale etmesiyle sansür yurtdışına kadar uzandı. Sansür diz boyu Yılın 12 ayının da sansürle geçtiği belirtilen raporda olaylar gün gün verildi. Sansürlerden bazıları şöyle: Adana Devlet Tiyatrosu’nun (DT) ‘İndia Bankası’ adlı oyunu yetkisi olmadığı halde, Batman İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nce ‘sansür’ uygulandı. TRT’nin 208 şarkıyı yasakladığı ortaya çıktı. Gazeteci Büşra Sanay’ın ensesti anlattığı, ‘Kardeşini Doğurmak’ kitabının iki imza günü ‘sakıncalı’ bulunarak iptal edildi. İstanbul Valiliği, ‘Yeva’ adlı filmi yasakladı. Sanatçı Levent Üzümcü’nün, ‘Anlatılan Senin Hikâyendir’ oyununun Çoruh Üniversitesi’ndeki temsili valilik tarafından, Hatay’daki temsili ise baskı sonucunda iptal edildi. TBMM’de ‘Çanakkale Anması’ etkinliği için gösterilen bir tiyatroya, Meclis Başkanı İsmail Kahraman tarafından kadın oyuncuların sahneye çıkmaması kararı alındı. Kadınların, Ankara DT Genel Müdürü tarafından da tehdit edildiği belirtildi. Sınırları aştı Avrupa’nın önemli film festivallerinden Doclisboa’ya, Türkiye Büyükelçiliği tarafından, Yılmaz Güney’in Yol filminin kataloğunda ve bir başka filmin de özetinde yer alan yazıların kaldırılması yönünde baskı yapıldığı belirtildi. Köln’de ise, ressam Ali Zülfikar’ın tabloları bir sergide, Türkiye Başkonsolosluğu’nun şikâyeti üzerine sansürlendi. Oyunlar yasak Barış Atay’ın sahnelediği, ‘Sadece diktatör’ oyunu birçok şehirde va Bağımsız kültür ve sanat gazetesi Müstehak, her yıl, kültür sanat olaylarını ‘Sansürsüz Kültür Sanat Yıllığı’ adında raporlaştırıyor. 2018 yılının kültür sanat alanındaki tüm baskı ve sansürlerinin toplatıldığı ve 36.’sı yayımlanan rapor 345 sayfayı buldu. Cenk Dost Verdi, 2018’de tutuklananlar arasındaydı. Verdi, sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 10 ay 15 gün ceza aldı. lilik tarafından yasaklandı. Salonları kontrol eden polis, oyunu sergileyen bazı salonların kapılarına ise kilit vurdu. Manisa’da, ‘Çevreci Afacanlar’ isimli çocuk tiyatro oyunu MEB tarafından, ‘Savaş karşıtlığı gibi söylemler çocuklarımıza sakıncalı’ yasaklandı. Lüküs Hayat müzikalini sahnelemek isteyen Samsun 19 Mayıs Anadolu Lisesi öğrencilerine de MEB, ‘argo ve müstehcen’ bulduğu gerekçesiyle izin vermedi. İstanbul DT’de sahnelenen ‘Avrupa’ adlı oyun ‘küfür yer aldığı’ gerekçesiyle programdan kaldırıldı. Müjdat Gezen Tiyatrosu’nun Eskişehir’de sergile yeceği ‘Artiz Mektebi’ için ise Valilik izin şartı koydu. Munzur Kültür ve Doğa Festivali ve Genç Bi Şenlik Sömestr valilikler tarafından iptal edildi. Tiyatrolar kapatıldı İstanbul Teknik Üniversitesi, Taşkışla Sahnesi üyelerinin okula girişini yasakladı. Muğla Üniversitesi ise bir tiyatro topluluğuna, kadınların ve erkeklerin birbirine temas etmemesi gibi isteklerde bulundu. Toplu luk, oyunda sansürlenen kısımları ironik biçimde yer verince kapatıldı. AKP milletvekili Metin Külünk, bir sahnede ‘Pollyanna’ adlı oyunu iptal ettirerek ailesine özel olarak ‘Bizim Aile’ oyununu sahnelettirdi. Soruşturma ve hapisler ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ettiği gerekçesiyle sanatçı Zuhal Olcay’a 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Sanatçı Nuri Kurtcebe (69), çizdiği bazı karikatürlerden, aynı gerekçeyle 1 yıl 2 ay 15 günlük hapis cezası aldı. Oyuncu Berna Laçin’e, idam karşıtı paylaşımlardan dolayı soruşturma açıldı. Yönetmen Kazım Öz ve oyuncu Orhan Aydın’a da sosyal medya paylaşımları ve katıldığı etkinliklerden dolayı ‘örgüt propagandası’ suçlamasıyla davalar açıldı. Katıldıkları bir TV’de, eleştirel ifadeler kullanan sanatçı Metin Akpınar ile Müjdat Gezen’e de, ‘İç savaş ve darbe çağrısı’ iddiasıyla soruşturma açıldı. Sanatçılar, gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanat tutuklandı Rap sanatçıları Ezhel ve Khontkar, şarkılarından dolayı ‘Uyuşturucu kullanımını özendirmek ve kolaylaştırmak’ suçlamasıyla tutuklandı. Sosyal medya paylaşımlarında, ‘örgüt propagandası’ yaptığı gerekçesiyle, 10 ay 15 günlük hapis cezası alan tiyatro oyuncusu Cenk Dost Verdi, cezaevine girdi. Altın Portakal’da ‘En İyi Sanat Yönetmeni’ ödülü alan Giyasettin Şehir, ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklandı. Kitaplar toplatıldı Nihat Behram’ın bir kitabı 25 yıl sonra yeniden yasaklandı. Avesta Yayınları’ndan çıkan ve 18 yıldır satılan bir kitabında aralarında olduğu dört kitap yasaklanıp, toplatıldı. Aynı yayınevinin, bir kitap fuarındaki standında, başka bir kitabın daha yasaklı olduğunu gerekçesiyle el konuldu. l İSTANBUL Yeni nesil Köy Enstitüsü: Meraklı Kedi ‘Başka bir okul mümkün’ diyerek yola koyulan gönüllüler, kurdukları dernek ile kendi okullarını yapmaya koyuldular. Geçmişin önemli deneyimi Köy Enstitüleri ilhamları oldu ve her ‘Çocukça’ yönetilen okulbiri kendi mesleki deneyimiyle imeceye katkıda bulundu. 5 senelik zorlu mücadelenin ardından Meraklı Kedi İlkokulu, bugün farklı deneyimlerin yaşandığı bir eğitim yuvası. OZAN ÇEPNİ Çocukların kendi yönettikleri okulda, haklarının olduğunun bilincinde yetiştikleri, matematiği ve temel biyolojiyi manavda birlikte öğrendikleri, haftanın bir günü ormanda doğayla yürüdükleri ve toprağa değebildikleri, köylülerle yaşlarına bakmadan sosyal kampanyalar düzenleyebilen bir okul... Ankara’da, çocuklarının geleceğini şansa bırakmak istemeyen aileler yan yana gelerek, önce bir kooperatif kurdu; Ardından eğitim alanında bir ‘ütopya’, gerçeğe dönüştürüldü. 65 yıl önce kapatılan Köy Enstitülerine göz kırpan, bozkırda sessizce filizlenen Meraklı Kedi İlkokulu, bu yıl ilk mezunlarını verecek. Kooperatif okulları Bugün 20 milyon öğrencisi ile Türk eğitim sistemi, ülkedeki her evde tartışma konusu. İşte bu noktada, sadece eleştirmek yerine çocuklarının geleceğini öğretmen, okul ve sistemin şansına bırakmak istemeyen aileler son 10 yılda “Başka bir okul mümkün” diyerek, geleceği inşa etmeye başladı. Önce bir dernek kuruldu, sonra kooperatifler örgütlendi. 2014 yılında Ankara’da bir grup veli, çocukları okul yaşına gelince kendilerine ‘zorunlu’ kılınan seçeneklerden farklı ne yapabilecekleri arayışı İncek’te bu mütevazı bina, ihale yoluyla kiralandı, çocuklar ve veliler tarafından onarıldı, şimdiki haline geldi. na başladı. Aynı soruya yanıt arayan aileleri bulma çalışması, onları Başka Bir Okul Mümkün (BBOM) Derneği ile bir araya getirdi. Kafelerde yapılan toplantılar kartopu gibi büyüdü ve ilk olarak BBOM Ankara Eğitim Kooperatifi’ne dönüştü. Kişilerin yeteneklerine göre görev bölüşümleri yapıldı. Fikren ortaklaşanlar için ilk ihtiyaç bir okul binasıydı. O sırada eski bir köy okulunun ihale ile kiralanacağı duyuldu. Bu önemli bir fırsattı ve kooperatif ilk adımlarını orada attı. Herkes az çok demeden maddi imkân yaratırken, ihale deneyimi olan bir veli de dosyaları hazırladı. Artık bir binaları vardı. Ondan sonra gerçek işbölümü başladı. Çocukları nın geleceği için bir avuç veli, maddi kaynak yaratmakla kalmadı, emekleri ile okul inşaatına katıldı. Çocuklar da anne babalarıyla geleceklerinin inşasında yer aldı. Asıl akademik eğitimin ortaokulda başladığını düşününen veliler, çocuklarının merakı ölmesin, kendisini evinde hissetsin, katılımcı olabilsin ve okullarını sahiplenebilsin diye adımlarını atmaya devam etti. Her veli kayıt öncesi katılım payı ile kooperatife ortak oldu ve tam olarak şeffaf bir yapı yaratıldı. Öğrenci başına yıllık ücret 20 bini aşsa da diğer özel okullardan en büyük fark, kooperatifin sıfır kârla bütün toplanan paraları yeniden okul ve çocuk ‘Meraklı Kedi’ oylaması Okulun öğrencisi olacak ço cuklar bir araya getirildi ve ilk toplantı gerçekleştirildi. Okulun adına çocuklarla oynanan bir oyundan sonra karar verildi. Farklı seçenekler arasında ‘Renkli Tırtıl’ ve ‘Meraklı Kedi’ öne çıkarken, çocukların önüne sandık koyuldu ve ‘katılımcı demokrasi’ yolunda ilk seçim gerçekleştirildi. Bir velinin 3 yaşındaki oğlunun çizimi okulun logosuna dönüştü. lar için harcama çalışması oldu. MEB müfredatı yeterli MEB’in çokça eleştirilen müfredatını inceleyen okul öğretmenleri ve uzmanlar MEB’in öğretim programlarındaki kazanımların eğitimde alternatif modeller yaratmak için mümkün olduğu sonucuna ulaşmış. Okul yönetimi ve veliler böyle bir alternatif model yaratma sürecinde MEB’den baskı ve soruşturma ile karşılaşmak değil, aksine desteklendikleri kanısında. Bakan Ziya Selçuk’un göreve gelişinin ardından ilk görüştüğü derneklerden birinin de BBOM olmasının bunun göstergesi olduğu düşünülüyor. l ANKARA 1124 ŞUBAT 2019 PAZAR Hıfzı Veldet Velidedeoğlu  ve 100. yıl! Bugün Kurtuluş Savaşı’ndan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna, Meclis’teki devrim yasalarının hazırlanmasından Atatürk’ün kaleme aldığı NUTUK’un kendisi tarafından okunuşuna, 1961 Anayasası’nın yazılışından hukuk dilinin sadeleştirilmesine kadar 20. yüzyılın tüm aşamalarına aktif tanıklık etmiş, Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu Ordinaryus Profesör Doktor Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun 27. ölüm yıldönümü.  1904 yılında doğan Velidedeoğlu, 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal’i Ankara’ya gelişinde Dikmen Keklikpınarı’nda karşılayan lise öğrencileri arasındaydı. O günden sonra Atatürk’ün yanından ve izinden ayrılmadı. NUTUK okunurken 6 gün, 36.5 saat baştan sona dinledi. O nedenle dilini bugünkü kuşakların anlayacağı hale getirmekte zorlanmadı. 1933 yılında hukuk doktorası için İsviçre’ye gittiğinde eğitimini tamamlar tamamlamaz Türkiye’ye döndü. Devamında akademik unvanların en yükseğine ulaştı. HHH Prof. Muammer Aksoy 1989 yılında Atatürkçü Düşünce Derneği’ni (ADD) kurarken, Onursal Genel Başkanlık Velidedeoğlu’nundu.  Daha 20 yaşına gelmeden TBMM’de görev alan, devlet inşasının kaydını tutan Velidedeoğlu, ADD’nin kuruculuğunu üstlendiğinde 85 yaşındaydı. O, yeni kuşaklara mücadelenin yaşı olmadığını gösterdi. O, koşullar ne olursa olsun mutlaka yapılacak bir şeylerin var olduğunu gösterdi. O, dilin uygarlık sürecinin çok önemli bir parçası olduğunu anlatmakla kalmadı, bu alanda eserler verdi. Hukuk alanında yetiştirdiği öğrenciler, iki kuşak sonra yeni öğrenciler yetiştirdi. Çok az hocanın ulaşabildiği, “hocaların hocası” unvanını sonraki kuşakların armağanı olarak gururla taşıdı.  Cumhuriyet gazetesindeki yazılarıyla tarihe güncel bakış getirdi. Eşi Meriç Velidedeoğlu, hukuksuzlukla mücadele bayrağını hiçbir zaman hiçbir koşulda bırakmadı. Bugün nerede bir hukuksuzluk varsa, orada Meriç Hanım vardır. Bu alanda yazılması gereken bir sorun varsa ilk kaleme alanların arasında Meriç Hanım gelir.  HHH Bu yıl, Kurtuluş Savaşı’na giden sürecin 100. yılını yaşıyoruz. Erdoğan, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılı kutlamaları için bir genelge yayımladı. Buna göre kültürden spora her alanda etkinlik yapılacak. Devlet kurumlarında 100. yıl logosu kullanılacak. Görünen o ki, Cumhuriyetin kuruluş kökenleri bu yıldan itibaren çok konuşulacak. Ne güzel! Ancak bunun aklın ve bilimin ışığında olması, gerçeklerin yerli yerine oturtulması, 19 Mayıs ruhunun iyi anlatılması gerekiyor. Burada en önemli kaynak da o çağın tanıklarıdır. İşte Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, bu yanıyla ayrıca günceldir. Atatürk ve devrimlerini, büyük Söylev’ini kuşaktan kuşağa aktaran en önemli damardır. 115. yaşındaki Velidedeoğlu’nu saygıyla selamlıyoruz. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle