18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 2 ŞUBAT 2019 CUMARTESİ HABEREDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY Bir ülkede aynı anda birçok gündem başlığı olabilir. Bu başlıklar farklı kesim lere, şehirlere göre değişebilir. Değişmeyen, her yerde ve milletin geneli için ortak olan konularsa “milli mesele” haline gelmiştir. Bugün Türkiye’de “milli mese Siyasi boşluk le”, yani bizi ortaklaştıran sorunlar nelerdir? Tüm araştırmaların ortaya koyduğu bir gerçek var. Hangi par oranı yüzde 42.2’ydi, bu oran 2018 sonunda yüzde 14.2’ye ge tiden, görüşten, şehirden olursanız rilemiş. Toplamda başarılı bulanla olun, bugün hepimizi birleştiren ko rın oranı ise yüzde 56.4’ten yüzde nuların başında hayat pahalılığı ve 38.9’a düşmüş. Aynı şekilde, des ekonomik kötüleşme geliyor. Çar teklenme oranı da yüzde 49.7’den şıda, pazarda, marketteyiz. Haya 33.6’ya inmiş. Ve bu gerilemede tını emeğiyle kazanan çoğunluk özellikle AKP seçmeninin büyük için bir numaralı “milli mesele” katkısının olduğu görülüyor. “Yeni geçimdir. sistem başarılı mı?” sorusuna  Ekonomi alanında hepimizi bir “Evet” diyenlerin oranı da yüzde leştiren “milli mesele” geçimse, bunun siyasetteki karşılığı, mevcut siyaset sınıfından, aktör ve yapılarından bıkkınlık ya da memnuni 41’de kalıyor. 24 Haziran’dan bu yana tam olarak uygulanan Saray merkezli yeni rejimi, hâkim çoğunluk başarılı bulmuyor. 6 yetsizlik anlamına gelecek şekilde ay içinde yeni rejime destekte 10 yaygınlaşan “siyasi boşluk” his puanlık düşüş demek bu. Ve rejim sidir. tek adamla özdeşleşince, rejime Geçmiş yazılarımda, dünyayla tepki de Erdoğan’ın başarı ora da karşılaştırmalı olarak Türki nındaki keskin düşüşte kendisini ye’deki memnuniyetsizlerin oransal gösteriyor. artışını aktarmıştım. Kadir Has Üniversitesi’nin bu hafta yayımladığı “Türkiye SosyalSiyasal Siyaset sınıfıyla halk arasındaki boşluk Eğilimler Araştırması” da bu tab Fakat bu memnuniyetsizlik ha loyu tamamlıyor. Gazetemizin kıy linden sadece iktidar pay almıyor. metli büyüğü Orhan Bursalı da bu “Siyasi boşluk milli mesele” demem araştırmayı köşesine taşıdı; oku bundan. İktidardan memnuni madıysanız göz atmanızı dilerim. yetsizliğin arttığı yerde, muha Tekrara düşmemek için bugünkü lefetten memnuniyetin artması ana saptamamla bağlantılı olarak gerekir, öyle değil mi? Oysa araş gözüme çarpan kısmına değinece tırmaya göre, halkımız neredeyse ğim araştırmanın. tüm parti ve liderlerin başarısız  Yeni bir tabloyla karşı karşıyayız. olduğunu düşünüyor. CHP başarılı Türkiye’de sadece ekonomik gidi diyenlerin oranında bir yılda 12 pu şattan değil, siyasetten de mem anlık düşüş var. Yüzde 21’e inmiş. nuniyetsizlik oranında önemli artış Aynı şey MHP ve İYİ Parti için de var. Örneğin Erdoğan’ı 2017’de geçerli. HDP başarılı diyenler yüz “kesinlikle başarılı” bulanların de 10.6. CHP lideri Kılıçdaroğlu için “başarılı” diyenlerin oranında 14 puanlık gerileme var örneğin. Yüzde 20.6’da. Diğer parti liderleri için de aynı durum söz konusu. Dikkat çeken olgu şu: Partileri ve liderleri başarılı bulanların oranıyla bu partilerin son seçimde aldıkları oy oranları birbirine yakın. Demek ki Türkiye’de parti tabanlarına sıkışmış, diğer tabanlara seslenme, kendi içinde kan değişimi sağlama yeteneğini giderek yitiren, başarısızlığa rağmen koltuklara yapışmış kadrolara dayanan bir siyasal liderler/partiler sınıfı oluşmuş durumda. Siyasi boşluk, tam da böyle zeminlerde genişler.  Doğrudan, “siyasi boşluk var mı?” sorusu da sorulmuş. Geçtiğimiz yıla göre bu oran yüzde 43’ten yüzde 28.6’ya inmiş, ama yanıltmasın. Bunda İYİ Parti etkisi görülüyor. Milliyetçi sağ seçmende “siyasi boşluk” hissi görece gerilemiş. Yine de MHP seçmeninin yüzde 29.5’i “siyasi boşluk var” diyor son araştırmada. Ancak biraz daha yakından baktığımızda, “siyasi boşluk var” diyenlerin ağırlıkla muhalefet partilerinin seçmenleri olduğunu fark ediyoruz.  Öyle ki HDP seçmeninin yüzde 44’ü, CHP seçmeninin yüzde 42’si “Türkiye’de siyasi boşluk var” diyor. Önemli oranlar. “Boşluk nerede” sorusuna ise halkın yüzde 35.7’si “merkezde”, yüzde 30.8’i de “solda” yanıtını veriyor. Yani iktidar seçmeninde memnuniyetsizlik, muhalefet seçmenindeyse buna ilave olarak “siyasi boşluk” hissi yayılıyor. Etkilerini hemen olmasa da, yavaş yavaş hissedeceğimizi düşündüğüm bir temsil krizinin ayak sesleri bunlar. Aday, rant kavgalarına değil; geleceğe, kuşatıcı siyasi çarelere odaklanmak en mantıklısı. ‘Kayyım atama’ ve ‘istifa ettirme’ politikasının dozu yükseltiliyor Nefes aldırmayacak Erdoğan’ın açıkladığı manifestoda, Saray’da kurulacak izlemedeğerlendirme sistemiyle, belediyeleri üzerindeki baskının artacağı belirtiliyor. Sistem AKP’ye de kurulacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 11 maddelik yerel seçim manifesto sunda, tüm belediyelerin planları, projeleri, yatırımları ve hizmetleri nin takip edilmesi için Cumhurbaş kanlığı bünyesinde izlemedeğer lendirme sistemi kurul ması hedefi dikkat çe kiyor. AKP’nin bu yol la muhalif partilerde emine kaplan olan belediyelere yönelik “kayyım” uygulaması, kendi belediyelerin de “istifa ettirme” politikasını derin leştireceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı ve partisinin yerel se çim hedeflerinin yer aldığı 11 mad delik manifestosunda, belediyelerin izlenmesiyle ilgili bölümü, tüm yet kileri elinde toplayan Saray’ın yerel yönetimleri de “fiili olarak kendisine bağlama” modelini gündeme getirdi ği yorumuna neden oldu. Erdoğan, “Bakanlıklarımızdan en küçük belediye birimlerimize ka dar, şehirlerimizle ilgili tüm plan ları, projeleri, yatırımları, hizmetle ri bu strateji belgeleri üzerinden ta kip edeceğiz. Kısa vadeli hedefleri her yıl, orta vadeli hedefleri beledi ye başkanlarımızın dönemlerinin bi timinde, uzun vadeli hedefleri de ül kemizin 2023, 2053, 2071 vizyonla rıyla bağlantılı şekilde değerlendire ceğiz. Bu süreçleri tüm belediyeler de takip etmek için Cumhurbaşkan lığı bünyesinde bir izlemedeğerlen dirme sistemi kuracağız. Merkezi yönetim birimlerimizin 81 ilimizde ki yatırımlarının takibiyle ilgili bir sistemi zaten kurmuştuk. Bu siste me, belediyelerimizi de entegre ede ceğiz” derken, AKP’li belediyelerin yakından takibi için benzer sistemin AKP Genel Merkezi’nde de faaliyete geçirileceğine dikkat çekti. Ayrım yapılmayacak Manifestoda, Cumhurbaşkanlığı’nda kurulacak izlemedeğerlendirme sistemiyle ilgili bir ayrım yapılmaması, iktidar ya da muhalefette olup olmadığına bakılmaksızın tüm belediyeleri kapsayacağı şeklinde yorumlandı. Cumhurbaşkanlığı’nda tüm belediyelerin takip edilmesinin yalnızca planları, projeleri, yatırımları ve hizmetleriyle sınırlı kalmayacağı, özellikle muhalefet partilerinin elinde olan belediyelere baskı aracı ha ‘Müteahhitleri bana şikâyet edin’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İstanbul Kısıklı’daki konutundan çıkarak, Üsküdar Burhaniye Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Hacı Harun Ekşi Camisi’nin açılışına katıldı. Cuma namazının ardından cami önünde toplananlara hitap eden Erdoğan, “Bizim bir kentsel dönüşüm tezimiz var ya, malum buralar da kentsel dönüşüm kapsamında. Bizim zorla bir kentsel dönüşüm adımımız yok. Burada depremle ilgili bir sıkıntı var. Ama bütün mesele gönüllülük esasına dayalı olarak yapılmalı” diye konuştu. Yurttaşların müteahhide evini vermek zorunlu luğunun olmadığını kaydeden Erdoğan, “Bazı müteahhitler diyormuş ki, ‘Ben yüzde 6070’ini alırım. Ondan sonra da seni kapıya koyarım.’ Sen müteahhite evine vermek zorunda değilsin. Böyle bir şey yapamazlar. Böyle bir sıkıntı olduğu anda siz muhtara, belediye başkanına durumu bildirin. Ben burada komşunuzum zaten. Gelin bana bildirin. Cumhurbaşkanının, bakanların, belediye başkanının dediğini dinlemiyorsunuz müteahhidin dediğini dinliyorsunuz” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Üsküdar’ın plansız ve projesiz olduğunu da söyledi. l İç Politika line dönüşebileceği kaydediliyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ar dından getirilen OHAL kapsamında çıkarılan kararnameyle “terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık” gerekçesiyle belediye başkanları, başkan vekilleri ve meclis üyelerinin görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyım atanmasının önü açılmıştı. AKP hükümeti, bu düzenlemenin hemen ardından bölgede HDP’li belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyım atamıştı. Cumhurbaşkanlığı’nda oluşturulacak takip sistemiyle Erdoğan’ın hem muhalefetin elinde olan belediyelere kayyım ataması hem de İstanbul ve Ankara’da yaptığı gibi istemediği AKP’li belediye başkanlarını istifa ettirme politikasını daha kolay yapabileceği kaydediliyor. Cumhurbaşkanlığı’nda oluşturulacak izlemedeğerlendirme sisteminin hangi hukuki çerçevede oluşturulacağı, izleme ve değerlendirme sonrasında belediyelere yalnızca tavsiyelerde mi bulanacağı yoksa yaptırım yetkisinin olup olmayacağı ise henüz bilinmiyor. l ANKARA ODTÜ’lülere ‘Erdoğan ötelemesi’ ODTÜ’de öğrencilerin ders seçim ve danışman onaylarının tarihleri ertelenirken, değişikliğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı tarihlerde katılacağı açılış töreni nedeniyle yapıldığı ileri sürüldü. ODTÜ Rektörlüğü, bir hafta önce öğrenci ve akademisyenlerine attığı epostada, 68 Şubat’ta yapılması planlanan ders seçimlerinin ve danışman onaylarının 1112 Şubat’a ertelendiğini duyurdu. Bununla birlikte, ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nin tadilata gireceği gerekçesiyle, 910 Şubat’ta yapılması planlanan 13. Aykut Kence Evrim Konferansı’nın “söz konusu salonda gerçekleşemeyeceği” bildirildi. Hem öğrenci ders seçim tarihlerinin hem de konferansın, Erdoğan’ın 6 Şubat’ta ODTÜ TEKNOKENT Bilişim İnovasyon Merkezi’nin açılış törenine katılımı nedeniyle iptal edildiği ileri sürüldü. ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu ertelemelere tepki gösterdi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle