17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 2 ŞUBAT 2019 CUMARTESİ EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / CAFER KURT TASARIM: İLKNUR FİLİZ HAFTA SONU Sosova Parkı Yapay plaj Porsuk Çayı Balmumu müzesi Sabancı Uzay Evi Bozkırın ortasındaki vahaEskişehirlilerin ‘Hoca ne yapacaksa güzel yapar’ dediği Yılmaz Büyükerşen yeni projelere hazırlanıyor ARİF ANBAR “Türkiye’nin en yaşanılır şehirlerinden biri olan” Eskişehir, aynı zamanda Cumhuriyet kenti olmasıyla da dikkatleri üzeri Eskişehir, çağdaş Cumhuriyet kenti görüntüsüyle Türkiye’ye örnek oluyor. 800 bin nüfuslu kent, 1999 yılında CHP’li Yılmaz Büyükerşen’in yönetim anlayışıyla tanıştı... ‘Geri kalmış bir bozkır’ şehri olan Eskişehir, Büyükerşen’den sonra ‘bozkırın ortasında bir vaha’ halini aldı... ne çekiyor. Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Bü yükerşen, “Eskişehir aynı zamanda Cumhuriyetin de hikâyesidir. 1923’te kurulan Cumhuriyetin ve onu kuranların nasıl bir Türkiye hayal ettiklerinin aynasıdır Eskişehir. Şuna inanıyorum: Atatürk, Cumhuriyeti kurup, bizlere Batı uygarlığını hedef olarak gösterirken, bu ülkenin ve şehirlerinin, bu günkü Eskişehir gibi olmasını istiyordu. Eskişehir son yıllarda, Atatürk’ün ve Cumhuriyetin o hedefi ne doğru güçlü adımlarla yürüyor. Bu yürüyüşün den asla vazgeçmeyeceğini biliyorum” diyor. “Bugünkünden daha güzel bir Eskişehir” sözü veren ve bir dönem daha Eskişehir Büyükşehir Be lediye Başkanlığı’na talip olan Yılmaz Büyüker şen, Cumhuriyetin sorularını yanıtladı. n Yılmaz Büyükerşen bir Eskişehir tanımı yapsa, ne söyleyebilir? Eskişehir, yaklaşık 5 bin yıllık geçmişi, uygar lık tarihi ile aynı yaşta olan bir şehir. Birçok me deniyete ev sahipliği yapmış, inişli çıkışlı birçok devir yaşamış. Eskişehir’in 5 bin yıllık uzun tari hi nasıl sürekli Batı akınları altında geçtiyse, bu günkü durumu da bundan çok farklı değil. Bugün kü savaş ve işgal amaçlı akınlar değil elbette ama Balkanlar’dan, Kırım’dan, Romanya’dan gelen göç ler Eskişehir’in bugünkü yapısı üzerinde çok etkili oldular. Buna Kafkasya’dan gelen hemşerilerimizi de katıyoruz elbette. Göç ederek gelen hemşerileri miz, Eskişehir’in yerli halkıyla bütünleşmiş, fark lı, renkli, aynı zamanda uzlaşmacı, hoşgörülü bir yaşam biçimi geliştirmişler. Ben de Balkanlar’dan göçüp gelmiş ama Eskişehir’de doğmuş, büyümüş, okumuş biriyim. ‘Makus talihini değiştirdik’ Cumhuriyetin hemen öncesinde İstanbulHicaz demiryolu hattının Eskişehir’den geçmesi, çok uzun yıllar süren bu geri kalmışlığı tersine çevirmiştir. Sonrasında Kurtuluş Savaşımızın en önemli savaşları da bu topraklar üzerinde olmuştur. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde birçok sanayi kuruluşuna kavuşmuştur. 1950’li yılların ikinci yarısından sonra da yeniden içine kapanmış, adeta unutulup bir kenarda bırakılmıştır. Bu dönem Eskişehir’e hem zaman, hem de emek açısından pahalıya mal oldu. Üzülerek söylemeliyim ki; Eskişehir bu yıllar boyunca, çağdaş şehircilik açısından hep geri planda kaldı. Bunun birçok nedeni vardı elbette. Bunun nedenlerini yeniden gündeme getirmenin çok gerekli olduğunu düşünmüyorum. Bizimle birlikte bu makus talihin de değiştiğini düşünüyorum. Eskişehir son yıllarda, Atatürk’ün ve Cumhuriyetin o hedefine doğru güçlü adamlarla yürüyor. Bu yürüyüşünden asla vazgeçmeyeceğini biliyorum. n ‘Makus talih’ ifadenizi biraz açalım. Büyükerşen’den önce Eskişehir nasıldı, şimdi nasıl? Eskişehir, uzunca bir dönem kendi haline bırakılmıştı. Üzerine soğuğunu, yağmurunu, çamurunu da eklediğinizde, Eskişehirlilerin bile yaşamak tan çok da mutlu olmadıkları bir şehirdi. Çok kişi, “Biz bu şehirden kurtulamadık, bari çocuklarımız okusunlar da başka şehirlerde yaşasınlar” gibi bir düşünceye sahiptiler. Şehir dışından insanlar ya mecburiyetten geliyorlardı, ya da geçip gidiyorlardı. Böyle bir Eskişehir vardı. Porsuk’un halini, şehir içi toplu taşıma sistemini, şehrin yüzde 95’inin kullandığı Kalabak suyunun halini anlatmıyorum bile... ‘En prestijli projem’ Bugün Eskişehir, hemşehrilerimin “Eskişehirliyim” demekten gurur duydukları bir şehir haline geldi. Bunu ben söylemiyorum, Eskişehirliler söylüyor. Kış mevsiminde hafta sonları, yaz mevsiminde hemen haftanın her günü onlarca tur otobüsü ile Eskişehir’i görmeye, gezmeye geliyorlar. Demek ki Eskişehir’i beğeniyor, görmeye, gezmeye değer buluyorlar. n Bir de rakipleriniz, bazen sizin ‘görev sürenizde hiçbir şey yapmadığınızı’ söylüyorlar. Bu na ne dersiniz? Benim en prestijli projem Eskişehir’dir, Eskişehir’in kendisidir, Eskişehir’i insanların gurur duyacakları bir şehir haline getirmektir. Bugüne kadar yaptığım projelerin tümünü aklımdaki ve hayalimdeki Eskişehir projesini tamamlamak için yaptım. Onların hiçbirini tek başına, diğerlerinden bağımsız bir proje olarak düşünmedim. Siyasi rakiplerimizin bizim hiçbir şey yapmadığımız şeklindeki eleştirilerine gelince... Aslına bakarsanız, bu tür eleştirilere cevap verme gereği bile duymam ama madem sordunuz, yaptığımız birkaç şeyi anlatalım isterseniz... Muhaliflerimin yapabildikleri birinci eleştiri trafik. İkincisi de “benim bir şey yapmadığım” eleştirisidir. Yıllardır şehrin trafiğinin kötü olduğunu söyleyip dururlar. Trafik konusundaki düşüncelerimi biliyorsunuz. Bu şehirde öncelik araçların değil, insanlarındır. 2 Eylül Caddesi’nin, İsmet İnönü Caddesi’nin tramvaydan önce ne halde olduğunu hatırlayanların, ki çok değil 15 yıl öncesi, bugün şehrin trafiğinden böyle söz etmelerini anlayabilmek mümkün değil. Bugün Eskişehir’de neredeyse her 3 kişiye bir araç düşüyor. Eskişehir’de lastik tekerlekli araç sayısı, nüfusumuzdan hızlı artıyor neredeyse. Dünyanın hiçbir şehrinde, bu kadar hızla artan araç sayısına karşı trafik sorunu kökünden çözülemez, çözülmemiştir de. Dünyanın en medeni, en gelişmiş ülkelerine gidin, göreceksiniz ki hepsinde trafik sorunu vardır. Çünkü bir yanda insanların otomobil merakı ve otomobili bir tür prestij aracı olarak görme alışkanlığı devam ettikçe, sizin de her gün artan bu ihtiyacı karşılamak için evvelce yapılmış binaları, istimlak ederek, yıkarak, yolları genişletmeniz gerekir ama mümkün değildir. Sürdürülebilirliği yoktur. Eskişehir’in ittifakı Cumhuriyet yıllarında Anadolu’nun ihmal edilmişliği ni, geri kalmışlığını Yakup Kadri Karaosmanoğ lu, “Yaban” romanında, Eskişehir’deki Porsuk Çayı’nın etrafındaki köyleri betimleyerek yazmış tı. O köyler son 5 yıldır Prof. Dr. Yılmaz Büyüker şen yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi’ne bağ lı. Sorumluluk alanı köylerle genişleyen Yılmaz Hoca farklı bir telaş içinde. “Köylüyü milletin efendisi yapmak için” bir kısım projeleri uygulamaya başlarken, bir kısmını da “kısık ateşte pişirmeye” al mış. Geçmiş 20 yılda Eskişehir için ya SERTAÇ EŞ pılanları da unutmamak lazım. Bu yelpaze kültür alanında senfoni orkestra sı, çevrecilikte atıklardan elektrik üre ten tesise kadar uzanıyor. Yağmurlu bir günde Eskişehir’e inince beledi yeye kadar gitmek için taksiye binmek gerekti. Kentin içinde kalmış eski stadyumun yerine “Mil let Bahçesi” yapılması planlanıyor. Sohbet etti ğimiz taksi şoförüne “Ne olacak burası” diye so runca, “Hoca yine güzel bir şey yapar” yanıtını al dık. Aldık ama kafamız da karıştı. Yılmaz Hoca ile sohbete gitmeden buluştuğumuz Eskişehirli ga zetecilere, “Millet Bahçesi’ni de mi Yılmaz Hoca yapıyor” diye sorunca, gülerek “Ne oldu ki..” so rusunu yönelttiler. Şoförün anlattıklarını aktarın ca, Eskişehir’in seçim öncesi siyasi nabzı biraz cık da olsa ortaya çıktı. Konu özetle şöyle: AKP’li siyasetçiler ve adaylar erken ve iddialı söylem ‘Şehrin gelecek 50 yılı planlandı’ lerle çalışmaya başlamışlar. Adaylardan biri “sarı çizmeleri giyerek” iktidar desteğiyle getirttiği kilit taşlarını sokaklara döşemeye başlamış. Yetmemiş... 2014’ten sonraki asfalt katılım paylarını geri ödeyeceklerini vaat ediyorlarmış. En drama tik olanıysa oldukça deneyimli bir AKP’li siyaset n Şehre kazandırdıklarınızdan da söz edelim... Önce Porsuk’u ele aldık. Sonra şehir içi toplu taşımayı ve tramvay sistemini... İçme suyu “Ekmekçi Başkan” Ne isterlerse desinler. Süt ve ekmek, insanların özellikle de süt, bebek, çocuk ve gençlerin, annelerin en temel ihtiyaçlarından biri. Beni eleştirenlere buradan haber vereyim, yakında çi, Eskişehirli gazetecilere hem dert yanan hem de yardım isteyen ses tonuyla soruyormuş: Millet bahçesini bizim yaptığımıza Eskişehirlileri nasıl inandırabiliriz?.. muz Kalabak’ı daha sağlıklı ve düzenli hale ge bunlara ilave yeni hizmetlerimiz de başlayacak. tirdik. Çeşmelerimizden akan suyun daha sağ n Peki, Yılmaz Büyükerşen bir daha seçilir lıklı olması için Avrupa’nın en modern arıtma se şehir için neler yapacak? Seçmene vaatleri tesislerinden birini kurduk. Bunlar en temel ih niz nelerdir? tiyaçlar. Sonra büyük parklarımızı ve içinde çe Ben insanlara bir şeyler vaat etmeyi sevmiyo şitli projelerle farklı kullanım alanları yarattık. rum, etmedim, etmem de. Ben vaat yerine, işi Tematik parklar yaptık: ‘Masal Şatosu’, ‘Bilim yapmayı tercih ederim... Akademi başkanlığım ve Deney Merkezi’, ‘Uzay Evi’, ‘Sualtı Dünyası’, Makamında görüştüğümüz Başkan Büyükerşen, ‘iş yapma şekli’ni anlattı. Anadolu Üniversitesi rektörlüğüm zamanlarında ‘Hayvanat Bahçesi’, ‘Yapay Plaj’ vs... Senfoni da böyleydi. Bu alışkanlığımı büyükşehir belediye Orkestrası’nı, Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nı uzunca bir süre daha geniş, daha rahat olurdu. Son dö başkanı olduktan sonra da değiştirmedim. Eskişehir’i kurduk. Bunlar için konser salonları, tiyatro oyunla nemde hizmet alanımıza tüm ilçe ve köylerimiz de ka iyi tanıyorum, Eskişehirlileri de. Onlar da beni iyi ta rı için sahneler yaptık. Eskişehir, bugün, İstanbul’dan tıldı. Tüm kırsal ilçelerimizde ilk işimiz, içme ve kullan nırlar. Önce kendi zihnimde geliştiriyorum projeyi. sonra Türkiye’nin en çok sahnesine ve salonuna sahip ma sularının sağlıklı ve düzenli bir hale getirilmesiydi. Eskişehir için ne kadar yararlı, ne kadar gerekli ve ne olan şehridir. Çöplerimizden elektrik enerjisi üretimi Bunları yaptık. Arıtma tesisleri kurduk. Dahası da var. kadar öncelikli olduğunu ölçüp biçiyorum. Proje ka tesisini yaptık. Afet riskli alan ve kentsel dönüşüm pro “Kırsal Kalkınma” projemiz kapsamında domates fidesi famda bu şekilde olgunlaştıktan sonra çalışma arka jelerine imza attık. dağıtımı sayesinde Sarıcakaya ve Mihalgazi çevresin daşlarımla istişare edip, genel bir değerlendirme ya Son 5 yıl içinde, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin deki köylülerimiz kışa girerken, 67 milyon lira gelir el parım. Ardından diğer çalışmalar başlar. Nereye ya ve Büyükşehir Meclisi’nin bu şehre en büyük hizme de ettiler. 2 buçuk milyon marul fidesi dağıttık. İpekbö pılacağı, nasıl yapılacağı, yasal açıdan sıkıntı olup ol ti nedir biliyor musunuz? Şehrin 80 yıldır yapılmayan cekçiliğini yeniden canlandırmak için 170 bin dut fida mayacağı, finansmanı belirlenir ve yapımına başlanır. 1/25.000’lik planının yapılıp, kabul edilmesi ve yürür nı dağıttık. Manda, koyun ve keçi dağıtımı yapacağız. Tamamlanan ve hizmete giren birçok proje için açılış lüğe girmesidir. Bunu sakın kimse görmezden gelmesin. Eskişehir’in 50 yıllık geleceğinin planıdır o plan. ‘Sütçü Başkan...’ törenleri falan da yapmayız. Ben hep böyle çalıştım. O nedenle, neleri yapacağımı, seçim de olsa, öyle ön Eğer bundan 50 yıl önce Eskişehir’in 1/25.000’lik pla Bakın bir de “Halk Süt” var... Bu proje yüzünden be ceden açıklamam. Vaatlerimin ne olduğunu sorarsa nı yapılmış olsaydı, elbette doğru bir şehircilik anlayı nim adımı “Sütçü Başkan”a çıkarıp, kendilerine göre, nız, size Eskişehir’i göstermek durumundayım. Benim şıyla yapılmış olsaydı, bugün insanların şikâyet ettiği istiskal ederek, güya yaptığımız işi küçümsemeye çalı bütün vaadim, bugünkünden daha güzel bir Eskişehir trafik sorunu yıllar içinde yine yaşanırdı ama yollarımız şanlar var. İnanın hiç gocunmuyorum. “Sütçü Başkan”, olabilir ancak... l ESKİŞEHİR Makarna değil üretim Makamında sohbet ettiğimiz Yılmaz Hoca, 2000’lerin başında Kalabak suyunu paketlettirmeye başladığı dönemdeki heyecanından hiçbir şey yitirmemiş. Eskişehir’de Halk Süt’ü satmaya başlamış. Talebe yetişemiyor. Eskişehir’in kavrukkurak köylerine yönelik ipek bökcekciliği projesini başlatmış. Lavanta yetiştiriciliğini teşvik ediyor. Damızlık manda dağıtmaya hazırlanıyor. Yalnızca yaşlıların kaldığı köylerin “yeniden dirilişini” hedefliyor. “Biz makarna vermiyoruz, lavanta yağı ile köylünün katma değeri yüksek üretime geçmesini sağlayacağız” diyor. “Güneş tarlası projeniz var mı, Hocam” diye sorunca, buruk bir yüz ifadesiyle yanıt veriyor: “İnşallah Eskişehir halkı, vatanseverce, belediye meclisinde de çoğunluğu bize verir. Projeyi düşünüyoruz. Ancak Odunpazarı Belediyesi’nin benzer projesi belediye meclisine takıldı.” Bu yerel seçimler öncesinde partiler arasında önemli ittifaklar ortaya çıktı. Ancak Eskişehir’de 20 yıldır Prof. Dr. Büyükerşen isminde bir ittifak var. Seçmen çoğunluğunun kafasında ise hâlâ, “İyi bir şey yapılıyorsa Büyükerşen yapıyordur” düşüncesi ağır basıyor gibi. l ESKİŞEHİR C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle