17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 17 ŞUBAT 2019 PAZAR [email protected] TASARIM: İLKNUR FİLİZ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Artan gıda fiyatlarında asıl sorun gizleniyor Tarım alanları üretime açılmalı, iyi bir planlama yapılmalı. Üretici her açıdan desteklenmeli. Tanzim satış değil tüketim kooperatifleri kurulmalı, tüm ürünler üretim kooperatiflerinden temin edilmeli. Yüksek girdiler giderilmelidir. Turgut Ünlü / Eğitimci Son dönemde artan gıda fiyatlarının aşağıya çekilmesi için hükümet tarafından “palyatif” geçici tedbirler ve uygulamalar öneriliyor. Oysa, fiyatların böylesine bir artış göstereceği belliydi. Nasıl mı? 2018’de 3 milyon 697 bin hektar tarım arazisi nadasa bırakıldı, 2018’de bir önceki yıla göre tahıllar ve bitkisel ürünlerde yüzde 5.8, sebzelerde yüzde 2.6 azalma oldu. İklim koşulları Tarımın milli gelirdeki payı 2000 yılında yüzde 10’un üzerindeyken, bugün yüzde 3.7’ye geriledi. 2000 yılında nüfusumuz 68 milyon iken, 7.7 milyon insanımız tarımla uğraşıyordu. Bu gün 82 milyon nüfusumuzda 5.3 milyonluk insanımız tarımla uğraşıyor. Çiftçilerimiz yüksek maliyetler altında ezilirken hiçbir teşvik alamadığı gibi bir de olumsuz iklim koşullarıyla uğraşmaktadırlar. Üreticiye destek verilmezken, 126 ülkeden sebze ve meyve ithal edilir oldu. Dahası Sudan’dan araziler kiralandı. Üretimde hiçbir planlamaya gidilmedi. Üretici, kooperatiflerde örgütlenmeye özendirilip desteklenmedi. Tüm bunlar ortadayken, artan fiyatları “spekülatif”, “fırsatçılar” vb. algı ya ratarak, ithal ederek, belediyelere, hiçbir yapısal ve gerçekçi, sonuç alıcı, üreticitüketici birlikteliğini sağlamadan “tanzim satış mağazaları” ile satış yaptırmak, ana sorunu gizlemekten öte bir anlam taşımaz. Çözüm Tarım alanları üretime açılmalı. İyi bir planlama yapılmalı. Üretici her açıdan desteklenmeli. Tanzim satış değil tüketim kooperatifleri kurulmalı, tüm ürünler üretim kooperatiflerinden temin edilmeli. Üretimtüketim kooperatifleri özendirilmeli, teşvik edilmelidir. Tarımda yüksek girdiler giderilmelidir. Aksi halde, son çare olarak gösterilen Hal Yasası gibi tanzim satış da fiyatları düşürmeye yetmeyecek. Belki çok kısa süre –yerel seçimleri atlatıncaya kadar– küçük fiyat azalışları olabilecektir. 74. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2019 Cumhuriyet gazetesinin kültür ve sanat ödülleri kapsamında düzenlenen karikatür yarışmasına, uluslararası karikatür sanatçılarından yarışma sergisi ve albümüne destek devam ediyor. Anatolıy Stankulov / Bulgaristan AB üyelik süreci için son bir hamle DOÇ. DR. BURAK COP / AB’nin henüz açmadığı ve yakın gelecekte de açmayacağı müzakere İstanbul Kültür Üniversitesi fasılları kapsamında, AB’yi beklemeden yasama faaliyetine girişmek Yasal altyapısı 20042006 yıllarında bazı kanunlarda yapılan değişikliklerle hazırla muhalefetin TBMM’deki hedefi olmalıdır. Konjonktürel olarak AB ile ilişkilerin gerilmemesine ihtiyaç duyan AKP’yi bu konuda ikna etmek imkânsız olmayabilir. En azından denemeye değer. nan ve 2007 seçimleri son olacağının belli olmadığı, üyelik kriterlerine uyum yıllarındaki reformcu maske rasında görünür hale ge on yıllarca da sürebilecek sürecindeki çabaları bağla sini kenara atacak kadar ken len otoriterleşme sürecinin, bu müzakere modeli, birli mında gündeme gelen bir dini özgüvenli hissettiği nok Türkiye’nin AB üyelik pers ğin demokratikleşme kaldı dizi öncelik, değiştirilen tada gerçek gündemini hayata pektifini ortadan kaldıran racı olma işlevini zayıflattı. maddeler kapsamında gün geçirmesinin yanı sıra, AB’nin başlıca etmen olduğu herkesin malumu. AKP, iktidarının ilk yıllarında heves AKP ‘Gülen örgütü’ deme gelmiştir.” Bunlara ek olarak, An nan Planı adanın güneyin de payı bulunuyor. Fakat bu durum AB’nin demokratikleşmede kaldıraç rolü oynama po li göründüğü AB’ye üyelik Dahası AB, Türkiye’deki deki referandumda reddedi tansiyelini ortadan kaldırmı hedefini, küresel ve ulusal otoriterleşmenin önemli bi lince, yani Kıbrıs meselesi yor. AB’nin siyasi aktörlerinin güç odakları nezdinde meş leşenlerinden biri olan siya ne bir çözüm bulunamamış Türkiye’ye yönelik politikala ruiyetini sağlama alacak bir sal tasfiye süreçlerini (Erge ken Güney Kıbrıs tüm ada rındaki hata ve noksanlardan kaldıraç olarak kullandı. nekon gibi) destekledi. Kuv yı temsilen, Kıbrıs Cumhu bağımsız olarak, birliğin ku Ancak Türkiye’nin bugün vetler ayrılığının zayıflama riyeti adıyla AB’ye üye ka rum ve kurallarına uyum sağ geldiği nokta salt AKP ikti sı ve AKP “Gülen örgütü” bul edildi. Türkiye ile AB lama çabalarının yeniden baş darının eseri değil. AB’nin koalisyonunun yüksek yar arasındaki üyelik müzake laması, çoktandır unutulmuş de bunda payı bulunuyor. gıyı ele geçirmesi bakımın releri 19’u henüz açılma olan “demokratikleşme” kav AB 2005’te Türkiye ile ne dan kritik önemdeki 2010 mış 35 fasıldan oluşuyor ve ramını ülke gündemine geri zaman ve nasıl sonuçlana referandumunun ardından, 6 adet fasıl Güney Kıbrıs ta getirecek bir araç olabilir. cağı belirsiz, ucu açık bir müzakere süreci başlattı. Türkiye’nin söz gelimi Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi şunları söyleyebildi: “Bu re rafından bloke edilmiş durumda. Ezcümle Türkiye’de de 19 başlıkta AB kriterleri Hırvatistan’dan farklı ola formlar doğru yönde atılmış mokratik düzenin aşınma Bunun için AB’nin yeni mü rak AB’ye ne zaman üye bir adımdır. Türkiye’nin AB sında, AKP iktidarının, ilk zakere fasılları açmasını bekle mek bir zorunluluk değil. Bir lik yeni bir fasıl açma kararı al masa da, 35 fasıldan geçici ola Macera çok renkli, çeviri pek bir bitirim! rak kapatılan biri ve halen açık bulunan 15’i dışında kalan 19 Huckleberry Fınn’in Maceraları Yordam Edebiyat’ta! başlıkta AB kriterleri doğrultusunda kanun, tüzük ve yönetmelik değişiklikleri yapmanın önünde hiçbir engel yok. Bu noktaya ana muhalefet li deri Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Ha ziran seçimleri öncesinde dik kat çekti. Kılıçdaroğlu, “Fasıl açılmasını beklemeden AB’de demokrasinin hangi kuralla rı geçerliyse tümünü yapacağız (...) AB ile uyum yasalarının ta mamı yeni fasıl açılması bek lenmeden parlamentodan çıka cak (...) Oturalım, demokrasi standartlarını kendimiz hayata geçirelim, sonra dönüp ‘sende ne kadar demokrasi varsa bizde de o kadar var’ diyelim” ifadele rini kullandı. Türkiye’nin AB’ye üyelik sü reci 2016’dan beri bitkisel ha yatta. En son Haziran 2016’da yeni bir fasıl açılabildi. Ba şarısız darbe girişiminin ar dından ilişkiler hızla kötüleş ti. 2016’nın sonunda AB dışiş leri bakanları Türkiye ile yeni Yeni çıktı! fasıl açılmamasına karar ver Türkçesi: Burak Şakır Türkçesi: Burak Şakır di. 2017 referandumuyla kabul 384 sayfa, 25TL edilen sistemi Venedik Komis yonu “Türkiye’nin demokra Ernest Hemingway’e göre, “Çağdaş Amerikan edebiyatı tek bir kitapla başlar: Huckleberry Finn’in Maceraları.” İşte çağdaş Amerikan edebiyatını başlatan o maceralar, şimdi yeni ve farklı bir çeviriyle okurların huzurunda! tik anayasal geleneğinden geriye doğru atılmış tehlikeli bir adım” diye tanımladı. Kasım 2017’de Türkiye’ye üyelik sü Bu kitapta taranmış saçları, temiz gömleği, şık ayakkabılarıyla yürüyen cümleler yok, çünkü kurallı, “güzel” cümlelerin sahipleri burada yaşamıyor. reciyle ilişkili mali yardımlar kısıtlandı. Huck Finn, Mark Twain nasıl yazdıysa öyle... Ama Türkçede! 2018 Türkiye ülke raporu yordamedebiyat yordamedebiyat YordamKitap www.yordamkitap.com Avrupa Komisyonu’nun 2018 Türkiye Ülke Raporu ise o zamana kadarki ilerleme raporları arasında en negatif olanıydı. Türkiye’nin AB’den “dev adımlarla uzaklaştığını” tespit eden rapor, Türkiye’yi yalnızca Suri yeli sığınmacılar konusundaki çabalarından dolayı övdü. Bir de gümrük birliğinin güncellenmesi önerildi. Haziran 2018’deki AB Konseyi zirvesinde ise bu öneri bile kabul edilmedi. Zirvede alınan kararda ayrıca katılım müzakerelerinin durma noktasında olduğu ve yeni fasıl açılmayacağı belirtildi, “Konsey, Türkiye’nin AB’den daha da uzaklaştığını not eder” denildi. AKP iktidarının geçen yıl önde gelen AB ülkelerinin hükümetleriyle ilişkilerindeki göreli iyileşmenin ise AB’ye katılım süreciyle hiçbir ilgisi yok. Yaz aylarında Türk ekonomisindeki çöküşün görünürleşmesinin AB’de uyandırdığı kaygı, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin gerildiği noktada iktidarın AB’yi bir dengeleyici unsur olarak kullanmak istemesi ve bunun AB nezdinde de karşılığının olması, en önemlisi de Suriyeli sığınmacıların Avrupa’ya geçişine karşı Türkiye’nin 3 milyar Avro karşılığında bariyer olması... ABTürkiye ilişkilerindeki sınırlı iyileşmenin kaynağı bu tür realist dış politika kaygıları. Mayısta AP seçimleri Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin Birliğin kurumsal çerçevesi dışında gelişiyor olması, üyelik sürecinin komada olduğu gerçeğini perdeleyemiyor, aksine teyit ediyor. Kılıçdaroğlu’nun kasım ayında Alman gazetesi FAZ’a yazdığı gibi “kısa vadede Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde önemli bir gelişme beklemek gerçekçi olmayacaktır.” CHP liderinin yazısı AB’ye hitaben “Türkiye’deki demokratlar yalnız bırakılmamalılar” başlığını taşıyordu. Günümüzde CHP başta olmak üzere muhalefetin AB’ye tam da bu doğrultuda mesajlar iletmesi, Türkiye’nin AKP’den ibaret olmadığını vurgulaması gerekiyor. Özellikle mayısta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Avrupa kamuoyuna “başka bir Türkiye”nin de olduğunu, dahası memleketi sosyal ve ekonomik açıdan ayakta tutan ‘Türkiye’nin o olduğunu göstermek önem taşıyor. Türkiye’nin, asli bileşeni olduğu yegâne Avrupa kurumu olan Avrupa Konseyi’nin parlamenterler asamblesi bu mesajın verilebileceği en önemli platformdur. AB’nin henüz açmadığı ve yakın gelecekte de açmayacağı müzakere fasılları kapsamında, AB’yi beklemeden yasama faaliyetine girişmek ise muhalefetin TBMM’deki hedefi olmalıdır. Konjonktürel olarak AB ile ilişkilerin gerilmemesine ihtiyaç duyan AKP’yi bu konuda ikna etmek imkânsız olmayabilir. En azından denemeye değer. Cumhurbaşkanına hakaret suçu kaldırılmalıdır Ceza yasasındaki cumhurbaşkanına hakaret suçu, tarafsız, partisiz cumhurbaşkanı için konulmuş bir hükümdür; kaldırılmalıdır. Cumhurbaşkanı, artık bir “yamalı bohçaya” dönmüş olan bu “Ucube Anayasa”ya göre, hem taraflı ve partili olduğu, hem de hukuken ve fiilen yürütmenin başı olarak bütün icra fonksiyonlarını yüklendiği için: Siyasilerin muhatap olduğu her eleştiriye, hatta onlardan çok daha fazla yetkili olduğu için, politikacılara yöneltilen eleştirilerden çok daha fazlasına muhatap olmalı ve özel koruma altında bulunmamalıdır. HHH Denge ve Denetleme Ağı, DDA, 14.02.2019 tarihinde bir basın bülteni yayımladı. “Mevcut Hükümet Sisteminde, Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Yeri Yok” başlığını taşıyan bu bültende DDA, cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen 299. maddenin, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum kapsamında yürürlükten kalkması için Meclis’e çağrı yaptı. Hakareti suç olarak gören bütün yasa hükümlerine ifade özgürlüğünü kısıtlamak amacıyla sıklıkla başvurulduğunu belirten DDA, cumhurbaşkanına hakaret suçu özelinde ise, ‘Seçilmişlerin, siyasi sorumluluklarının gereği olarak, ağır ya da hafif her türlü sözlü ifade, eleştiri, hiciv ve ithama karşı toleranslı davranmayı kabul etmeleri gerekir. Bu, idareye talip olmanın doğal sonucudur’ ilkesini anımsattı.    HHH Başta 299. madde olmak üzere, yasadaki hakaret suçunun yarattığı sorunları sıralayan DDA, mevcut hükümet sisteminde devlet başkanının tarafsız olmadığı, dolayısıyla fazladan bir hukuki koruma elde etmesinin meşru olmayacağını savundu. DDA, “Hakaret suçu gerekçesiyle açılan davalar, medya, sivil toplum ve vatandaşların, ifade ve meşru protesto haklarının, ceza yoluyla ve kamu kaynakları kullanılarak askıya alınmasına neden oluyor. Herhangi bir yasanın, temel hakları sınırlamak için kullanılması, infial yaratmak ve kutuplaştırmayı derinleştirmekten öte bir caydırıcılık da taşımıyor” dedi. HHH DDA, sorunun çözümü için aşağıdaki önerileri yapıyor: 1) Hakaret suçu bütün halinde ceza kanunundan çıkarılamayacaksa, Venedik Komisyonu’nun da tavsiyesi üzere, Cumhurbaşkanını koruyan 299. maddenin kaldırılması için Meclis’te temsil edilen tüm partiler harekete geçmeli. 2) Ya da Anayasa Mahkemesi’ne yeniden başvurarak, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uyarınca, yeni bir norm denetimi talep edilmeli. 3) 299. maddenin kaldırılması durumunda, sert siyasi eleştirilerin önüne geçilmesi için, genel olarak hakaret suçunu düzenleyen 125. maddeye başvurulması ihtimaline karşılık, bu maddeye, suç siyasilere karşı işlendiğinde, yaptırımın 125. maddede tanımlananın da altına çekilmesini sağlayacak bir güvence konmalı.  4) Eğer hem 125, hem de 299. maddeler korunacaksa, 299. maddenin tanımladığı cezalar, seçilmişlerin eleştiriye karşı daha toleranslı olmaları gerektiği ilkesinden hareketle, 125. maddenin de altına çekilmeli, sembolik düzeye indirilmeli. HHH Demokratik bir rejimde, hem partili ve taraflı olan hem de bütün politikacılardan ve yöneticilerden daha yetkili olduğu halde, onlardan ve herkesten daha fazla korunmuş bir Cumhurbaşkanı, demokrasinin ruhuna da lafzına da aykırıdır. İYİ KALPLER ARANIYOR NEDEN SİZ OLMAYASINIZ? İnsanlık düşmanı ilan edilen kalp damar hastalıklarına karşı farkındalık yaratma çalışmalarını aralıksız sürdüren. “İyi Kalpli Ol”un diyor... TÜRK KALP VAKFI www.tkv.org.tr turkkalpvakfi turkkalpvakfi iyikalpliol C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle