17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 17 ŞUBAT 2019 PAZAR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ kültür Ödüllü yönetmen Kıvanç Sezer’e 2. filmi için diğer sinemacılar dayanışma elini uzattı ‘Yasalar mücadeleninönetmenKıvançSezer,2016yılında çektiği “Babamın Kanat Y önüne geçemez’ları”filmiyle53.AltınPortakal Film Festivali’nden “En İyi İlk Film” dahil 6 ödülle dönerken, 23. Uluslararası Adana Film Festivali’nde de 7 ödül birden kazanmıştı. Sezer, ikinci filmi “Küçük Şeyler”in çekimlerine kısa süre önce başladı... Kültür Bakanlığı’ndan destek alamayan projede Sezer’e dayanışma elini aynı sıkıntıları yaşamış bir diğer ödüllü yö netmen Tolga Karaçelik uzattı. Karaçelik’le birlikte yapımcı Kanat Doğramacı da Sezer’in filmine destek oldu. Sezer’in yeORHUN ni filminin oyuncu kadATMIŞ rosunda, Alican Yücesoy, Başak Özcan, Bülent Emrah Parlak, Tuğçe Altuğ, Müfit Kayacan, Seda Türkmen, Ece Dizdar, Nihal Koldaş gibi isimler var. Üç isimle bir araya gelerek “Küçük Şeyler”i, tartışmalı yeni sinema yasasını ve sansürü konuştuk. ‘Gülmeye ihtiyacımız var’ n “Küçük Şeyler”in konusu nedir? Üçlemenin ikinci filmi mi olacak? Kıvanç Sezer: İlk filmi yazmadan önce bir ilişki draması yazmak vardı aklımda. “Babamın Kanatları” çıktıktan sonra bunu üçleme yapsam nasıl olur diye düşündüm... Bir beyaz yaka Kıvanç Sezer çift. Adamın işsiz kalmasıyla beraber evlilikte bozulan dengelerin, hem bireysel hem de iliş Festivallere ‘Kelebekler’ tehdidi kisel sorgulamaların bir tür anlatısı. Bir tarafından da bir mizah oluşturmaya çalışıyorum... Gülmeye ihtiyacımız var. n “Kelebekler”, Sundance’te En İyi Film seçildikten sonra Kültür Bakanlığı’ndan resmi ya da değil, bir tebrik geldi mi? Tolga Karaçelik: Devlet meka gibi konuşmalar yaptı. Ama “Kelebekler”i açılış filmi yapmak isteyen bazı festivallerin Kültür Bakanlığı’ndan, “Yaparsanız desteğiniz kesilecektir” gibi tehditler ‘Kara listeler...’ n İlk film için bakanlıktan destek alabilmiştin, o filme neden destek verildi, bu filme neden verilmedi? K.S: Neden destek verdiğini de Tolga Karaçelik vermediğini de bilmiyoruz. Bakan lıkta şeffaf bir yapı yok. Film yapmak Kanat Doğramacı nizması çok karışık. Mesela Kültür Bakanlığı’nda çalışan bir kısım insanın filmlerimden çok fazla keyif aldığından haberdarım. İyi ilişkilerim olan iyi insanlar var bakanlığın içerisinde. Bazıları da festivallere gittiği zaman, “Evet destek vermiştik ‘Kelebekler’e” aldığını biliyorum. Dolayısıyla durumlar karışık. Ya çok iyi yalan söyleyen bir mekanizmaya sahipler ya da iyi niyetli insanlarla kraldan çok kralcı olan insanların karmaşasının yaşandığını düşünmek istiyorum. Böyle muhalif sesleri de yok edemezsiniz... isteyen insanların bir şekilde destek görmesi lazım. Ama biz, toplumda muhalif olarak görülen kişilerin projelerin içeriğinden bağımsız olarak desteklenmediğini biliyoruz. Kara listeler var, çok net görüyoruz. Buna rağmen inat ederek filmi yapma dışında da ne yapabiliriz, bilmiyorum. Tam da zaten Tolga ve Kanat’la bir araya gelmemiz bu inat etme halinin bir devamı oldu. ‘İran’a yakınlaşıyoruz’ n Yeni yasaya gelecek olursak... Denetleme kurulu, sansür yasası gibi konular hakkında siz ne düşünüyorsunuz? T.K: Eskiden de bir denetleme kurulu vardı, yine filmleri yasaklayabiliyorlardı “eser işletme belgesi” vermeyerek. Daha önce kullanmışlardı Kürt hareketiyle bağlantılı olduğunu düşündükleri filmlerde. “Bakur” vardı, seksenlerin sonunda bir film var dı. Dolayısıyla denetleme kurulu vardı zaten. K.S: Sizi sansürlemeye çalışıyorlar, siz de sansürden kaçmaya çalışıyorsunuz. Bir köşe kapmaca aslında. Sonuçta daha uç sansür mekanizması İran’da çalışıyor. Yönetmene film çekmeme cezası veren bir ülkeden bahsediyoruz, ona rağmen film çeken yönetmenler var. Sinemanın özünde olan bir şey, bir tür meydan okumadır... “Babamın Kanatları” İran’da bir film festivalinde gösterilecekti. Bir sahne var, iç çamaşırı mağazasındaki kızla çocuk konuşuyorlar, arkada da mankenlerin fotoğrafları var. Festivalden yazdılar, “Buradaki kurallar gereği burayı blurlamamız gerekiyor” diye. “Film gösterilsin de, blurlayın” dedim ben de... Sonra bizim film Star’da gösterildi. Aynı sahne aynı şekilde blurlanmıştı. Bu çok ilginç bir detay. Bir kadın bedeni orada yok, bir fotoğraf var. Çıplak bir fotoğraf da değil. Biz fark etmiyoruz ama giderek yakınlaşmaya başladık. Sansürün etkisi... n Ülkenin bu koşulları, sansür vs, bir sanatçının üretim sürecini nasıl etkiliyor? İşin teknik boyutuyla ilgilenen, yapımcılar bundan nasıl etkileniyor? Kanat Doğramacı: Benim bir örneğim var. En son vizyona soktuğumuz “Damat Takımı” diye bir film vardı, içinde alkolün de sigaranın da olduğu...Bir kanalın alım müdürü izleyip bana “Kanat, televizyona koyulmaması için her şeyi yapmışsın” demişti. Şöyle bir örnek veriyor: Sigara yok ama, “Hadi dışarı çıkıp sigara içelim” dedikleri zaman onu kesmem la zım, masada kül tablasının olmaması lazım, alkolün kesinlikle olmaması lazım vs. Dolayısıyla filmi satamıyorsunuz kanallara... K.S: Ben de hayatı bir mücadele olarak görüyorum. Bizim şu anki temel sorunumuz sansür yasası falan değil, aslında yüzde 99’dur bu ülkenin ezilenleri ve yüzde 1’dir ezenleri. Bu yüzde 99 çok parçalı duruyor, sinema sektöründe de öyle... Mücadeleyi anlamlı kılan, bir araya gelişlerdir. Bizim bu filmi yaparkenki bir araya gelişimiz gibi, birbirimize el uzatmamızdır. O zaman hangi yasa gelirse gelsin, bizim mücadele dediğimiz şeyin önüne geçemez bu. O açıdan bakınca da ben Norveç’teki, İsveç’teki sinemacılara üzülüyorum. Hiç böyle mücadele edecekleri bir şey yok, sansür yok bir şey yok... Bir şeylerin bu kadar basit olması da iyi bir şey değil... (Gülüyor) Onay ve Gökmen sahnedeydi Dünyaca ünlü piyanist Gülsin Onay, duayen şef devlet sanatçısı Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) ile birlikte konser verdi. Onay, CSO sahnesindeki konserde, 19’uncu yüzyıl romantik dönemin başyapıtlarından Edvard Grieg’in piyano konçertosunu seslendirdi. Gül sin Onay’a şef Gökmen yönetimindeki orkestra eşlik etti. Konser sonrasında dakikalarca alkışlanan Onay, tekrar sahneye çıkarak Frederic Chopin’in “Nocturne Opus 9/2”, Beethoven’ın “Ayışığı Sonatı” ve Bach’n “Busoni Koral” isimli eserlerini icra etti. CSO Genel Müzik Direktörü Şef Rengim Gökmen’in yönetimindeki başkentli sanatseverlerin büyük beğenisini toplayan konserin ikinci bölümünde ise orkestra ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu, Gabriel Faure’nin “Requiem” eserini seslendirdi. Eserin solo partilerini Antalya Devlet Opera ve Balesi solist sanatçısı soprano Nurdan Küçükekmekçi ve Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçısı bariton Arda Aktar yorumladı. Konser arasında piyanist Onay, albümünü imzaladığı hayranları ile fotoğraf çektirdi. l AA Yaşar Kemal filmleriyle anılacak “Türk edebiyatının kilometre taşı” olarak nitelenen yazar Yaşar Kemal, vefatının 4’üncü yılında Yapı Kredi Kültür Sanat’ın hazırladığı film etkinliğiyle anılacak. Program kapsamında, yazarın kitaplarından uyarlanan ve senaryosunu kendisinin kaleme aldığı 4 film gösterilecek. Dört gün boyunca günde iki seans şeklinde Yapı Kredi Kül tür Sanat Loca’da yapılacak gösterimlere katılım ücretsiz olacak. “Beyaz Mendil” ve “Karacaoğlan’ın Kara Sevdası” adlı filmler 25 ve 27 Şubat’ta, “Yılanı Öldürseler” ve “Yer Demir Gök Bakır” adlı filmler ise 26 ve 28 Şubat tarihlerinde gösterilecek. Etkinlikle ilgili detaylara http://sanat.ykykultur.com.tr/etkinlikler adresi üzerinden ulaşabilirsiniz. İran’da 5 bin yıllık insan iskeleti İran’ın kuzeyinde yapılan kazıda yaklaşık 5 bin yıllık kız çocuğu iskeleti bulundu. İranlı Öğrenciler Haber Ajansı İSNA, Mazenderan eyaletinde iskeletin bulunduğunu duyurdu. Arkeoloji ekibinin başkanı Muhammed Fazli, “Babol kentinde boynunda sedef ve taştan yapılmış süs eşyalarının yer aldığı 13 14 yaşlarında bir kız çocuğunun iskeletini bulduk. İskeletin 3 ila 5 bin yıl öncesine ait olduğunu düşünüyoruz” dedi. l AA İki koleksiyon iki sergi Dicle Derman Koleksiyonu’ndan oluşan “Osmanlı’dan Günümüze Notalara Yolculuk” ve A.İlhan Gülek Koleksiyonu “Kuruluşunun 87. Yılında Halkevi Yayınları” sergileri Bakırköy’de açılıyor. Bakırköy Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleşecek sergilerden ilki olan “Osmanlı’dan Günümüze Notalara Yolculuk”, 18 Şubat Pazartesi, saat 19.00’da Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde açılacak. “Halkevi Yayınları Sergisi” ise Halkevleri’nin 87. kuruluş yıldönümü olan 19 Şubat’ta, saat 18.00’de Bakırköy KültürSanat Konağı’nda (Eski Bakırköy HalkeviBASAD) ziyaret edilebilecek. Tiyatrocu Dede toprağa verildi Tiyatro oyuncusu Semahat Dede (48), Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı. Mide kanseri tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dede’nin cenazesi, Çorlu Merkez Otogar Camisi’ne getirildi. Burada öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Dede’nin cenazesi, Çorlu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine Dede’nin ailesi ve yakınlarıyla arkadaşları ve sevenleri katıldı. l AA ’te ‘Organize İşler’ Yapımcılığını BKM’nin üstlendiği, senaristliğini ve yönetmenliğini Yılmaz Erdoğan’ın yaptığı “Organize İşler Sazan Sarmalı” vizyona girmesinden iki hafta sonra sürpriz bir şekilde dijital platform Netflix’te yayımlandı. Film, 1.200’den fazla salonda izleyiciyle buluşurken, 2.5 milyon kişi tarafından izlenmişti. Netflix’ten önceki akşam şu açıklama yapıldı: “Netflix’te Türk filmi zamanı! Yılın en çok konuşulan yapımlarından Organize İşler Sazan Sarmalı bugünden itibaren Netflix’te. Türkiye dahil, ABD’den İngiltere’ye, Kanada’dan Danimarka’ya, 190’dan fazla ülkedeki izleyiciler, İstanbul’un altını üstüne getiren üçkâğıtçı Asım Noyan ve çetesinin maceralarına tanıklık edecek. Yılmaz Erdoğan imzası taşıyan Organize İşler Sazan Sarmalı’nın kadrosunda Yılmaz Erdoğan, Kıvanç Tatlıtuğ, Ezgi Mola, Bensu Soral, Rıza Kocaoğlu, Okan Çabalar, Güven Kıraç, Ahmet Mümtaz Taylan, Ersin Korkut ve Erdem Baş gibi isimler yer alıyor.” Öte yandan, sosyal medyada birçok izleyici bu gelişmeden dolayı memnuniyetsizliğini dile getirdi. “Organize İşler Sazan Sarmalı” filmini sinemada izleyen Netflix üyeleri Yılmaz Erdoğan ve BKM’ye tepki gösterdi. l Kültür Servisi yaEyfkaitstşiaröadnrmieını İsviçreli aktör Bruno Ganz, 77 yaşında hayatını kaybetti. Ganz, kolon kanseriyle mücadele ediyordu. Ünlü aktör, 2008 yapımı “Okuyucu” ve 2011 tarihli “Kimliksiz” filmlerinde de rol alırken, 2004 yılında “Çöküş” filminde Hitler rolünde büyük bir başarı göstermişti. Buchbinder’den Brahms yorumları Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), daimi şefleri Sascha Goetzel yönetiminde 13 Şubat ve 14 Şubat akşamları Lütfi Kırdar’da tamamı Brahms’ın eserlerinden oluşan art arda iki konser verdi. Her iki konserin solisti günümüzün en önemli yorumcularından piyanist Rudolf Buchbinder’di. Borusan Sanat’ın davetiyle Beethoven’ın tüm piyano sonatlarını seslendirdiği konserler dizisiyle alkışlanan Buchbinder, bu kez de ilk akşam “1. Piyano Konçertosu” nu, ikinci akşam da “2. Piyano Konçertosu” nu büyük ustalıkla seslendirdi. BİFO ise ilk konserde Brahms’ın “2. Senfonisi” ve ikinci akşam da “4. Senfonisi”ni çaldı. l Kültür Servisi Beşinci Karadeniz Kitap Fuarı başladı TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ tarafından düzenlenen Karadeniz 5’inci Kitap Fuarı, kapılarını ziyaretçilere açtı. 220 yayınevinin katıldığı fuarda, panel, söyleşi, atölye çalışması ve çocuk etkinliklerinden oluşan 70 kültür etkinliği düzenlenecek. Giriş ve tüm etkinlikleri ücretsiz olacak. Tramvayla fuar alanına ulaşmak isteyen kitapseverler de Tekkeköy durağında inerek fuarı gezme imkânı bulabilecek. Fuar, 24 Şubat’a kadar açık kalacak. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle