17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 11 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Bucak’ın ismi okunmadı CHP bugüne kadar 19 büyükşehir, 38 il olmak üzere toplam 898 belediye başkan adayını belirlerken, işbirliği kapsamında İYİ Parti’ye bırakılan yaklaşık 250 belediyede ise CHP aday çıkarmayacak. Aday tanıtım toplantısında Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından adaylar kürsüye tek tek çıkarak salondaki partilileri selamladı. CHP’de hem parti içinde hem de kamuoyunda tepki çeken Şanlıurfa’nın Siverek adayı olarak açıklanan Mehmet Fatih Bucak’ın ismi aday tanıtım toplantısında dev ekrandaki listede yer alırken sahneden anons edilmedi. İzmir’in Seferihisar belediye başkan adayı gösterilen Yelda Celiloğlu’nun adaylıktan çekilmesi üzerine yerine İsmail Yetişkin getirildi. Halkçı belediyecilikCHP, yerel seçimler için hazırladığı manifestoyu Ankara Arena Spor Salonu’nda açıkladı: CHP yerel seçim lerde yarışacak adaylarını tanıt tı, partinin yerel yönetim ilkelerini mahmut lıcalı açıkladı. CHP’nin 12 maddeden oluşan seçim bildirisinde, şeffaflık, hesap verebilirlik, ulaşım ve altya pı çözümleri ve yoksulluğun yenilmesi öne çıktı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saray belediyeciliğinde halkın değil, rantın önemli olduğunu vurgulayarak partisinin 12 maddeden oluşan yerel yönetim ilkelerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, CHP’nin halkçı belediyecilik ilkelerini hoşgörülü ve saygılı; hakça paylaşan; hesap veren ve şeffaf yönetilen; yoksulluğu yenen; üreten ve istihdam yaratan; yenilikçi ve akıllı; ulaşım ve altyapı sorunları çözülmüş; nefes alan; sosyal adaleti sağlayan; kültür ve sanatı geliştiren; doğa dostu yeşil; mutlu ve gülümseyen kentler olarak sıraladı. Toplantıda adaylar tanıtılırken, parti içinde ve kamuoyunda tepki çeken Siverek adayı Mehmet Fatih Bucak’ın isminin anons edilmemesi dikkat çekti. CHP, 31 Mart yerel seçimlerinde yarışacak belediye başkan adaylarını dün Ankara Arena Spor Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikle tanıtırken; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da partisinin yerel yönetimlerdeki temel ilkelerini açıkladı. Salonda CHP’nin yerel seçimlerde kullanacağı “Derman Belediyeciliği” ve “Martın Sonu Bahar” sloganlarının yanı sıra “Bereketli, Huzurlu, Özgür Kentler İçin” ve “Bir Arada Huzurlu Yaşamak İçin Halkçı Belediyecilik” yazıları da yer aldı. Kampanya döneminde kullanılacak tanıtım filminin gösterimi de yapıldı. Toplantının yapıldığı salona Kılıçdaroğlu, kızı Zeynep Kılıçdaroğlu ile birlikte geldi. Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu yakın zamanda geçirdiği ameliyat nedeniyle dünkü programa katılamadı. Salonda konuşmasını yapmadan önce Kılıçdaroğlu, kızı Zeynep Kılıçdaroğlu, İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara adayı Mansur Yavaş ve İzmir Adayı Tunç Soyer ile yan yana oturdu. Toplantıya belediye başkan adaylarının yanı sıra 24 Haziran seçimlerinde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, eski CHP Genel Başkanları, eski bakanlar, CHP yöneticileri ve milletvekilleri de katıldı. ‘Kutuplaşma’ uyarısı Aday tanıtım toplantısında partisinin yerel seçim ilkelerini açıklayan Kılıçdaroğlu’nun konuşması özetle şöyle: n Kutuplaşma tuzağına kimse düşmesin: Bizim mücadelemiz halk, ekmek, insan, onur, birlikte kardeşçe yaşama, kadın erkek eşitliğini sağlama, herkesle kucaklaşma mücadelesidir. Cennet gibi bir ülkede yaşamak istiyoruz. Ama ayırıyorlar, bölüyorlar, kutuplaştırıyorlar. Sakın ola ki bu tuzağa hiç kimse düşmesin. Onlar bize ne derlerse desinler biz onlara selam vereceğiz. Bu ülkenin adalete, birlikte yaşamaya ihtiyacı var. n İYİ Parti ve Saadet’e selam: İYİ Parti’yle birlikte Türkiye genelinde bir işbirliği yaptık. Buradan Sayın Meral Akşener’e ve bütün İYİ Partili arkadaşlarımıza selam ve sevgilerimizi gönderiyorum. Saadet Partisi’yle de dirsek teması yaptık. n Çözüm için CHP kadroları: 82 milyon vatandaşıma sesleniyorum: Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Herhangi bir soruna çözüm bulmak istiyorlarsa gelecekler, CHP’nin kadrolarına başvuracaklar. Çözümü üretmek için doğru teşhis koyacaksınız. Teşhis koymak sıradan bir olay değildir. Siyaset kurumu teşhis koyarken, bilgisi, birikimi, kültürü ve sorunu çözme kapasitesi olacak. 12 maddelik manifesto CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 12 maddede açıkladığı yerel yönetimlerde temel ilkeler şöyle: n Hos¸görülü ve Saygılı Kentler: Biz, yurttas¸larımızın yas¸am tarzlarına, degˆerlerine ve kimliklerine saygılı davranan; hiç kimseyi ötekiles¸tirmeyen hos¸görülü bir belediyecilik istiyoruz. n Hakça Paylas¸an Kentler: Biz, kentlerde olus¸an zenginligˆin bir avuç siyasetçinin ya da yandas¸ın cebine rant olarak girmesini degˆil, tüm yurttas¸lara hakça dagˆıtılmasını istiyoruz. n Hesap Veren ve S¸effaf Yönetilen Kentler: Biz, kent sakinlerine, ödedikleri vergilerin hesabının verildigˆi ve tüm harcamaların denetlendigˆi s¸effaf bütçeli belediyeler istiyoruz. n Yoksullugˆu Yenen Kentler: Biz, yoksullugˆun, açlıgˆın ve is¸sizligˆin olmadıgˆı; hiçbir çocugˆun yatagˆına aç girmedigˆi kentler istiyoruz. n Üreten ve I·stihdam Yaratan Kentler: Biz, tüketen ve israf eden degˆil, her alanda üreten ve insanlarımıza nitelikli istihdam yaratan belediyeler istiyoruz. n Yenilikçi Akıllı Kentler: Biz, yenilikleri ve akıllı teknolojileri kentlerin dogˆasına ve kültürel mirasına ihanet etmeden hayata geçiren belediyeler istiyoruz. n Ulas¸ım ve Altyapı Sorunları Çözülmüs¸ Kentler: Biz, kent sakinlerinin trafikte harcadıgˆı süreyi azaltan ve ulas¸ım maliyetlerini düs¸üren yenilikçi ve alternatif ulas¸ım modelleri sunulmasını istiyoruz. n Nefes Alan Kentler: Biz, yüksek binalardan olus¸an “beton ormanlarında” bogˆulmak degˆil, çocuklarımızın parklarda ve yes¸il alanlarda oynadıgˆı; planlı, temiz ve nefes alabilecegˆimiz kentler isti yoruz. n Sosyal Adaleti Sagˆlayan Kentler: Biz, yoksul, engelli ve yas¸lılar bas¸ta olmak üzere tüm dezavantajlı vatandas¸larımıza, insan onuruna yaras¸ır biçimde sosyal yardım ve pozitif ayrımcılık yapılmasını istiyoruz. n Kültür ve Sanatı Gelis¸tiren Kentler: Biz, kent sakinlerinin kültürsanat etkinliklerine ve spor faaliyetlerine kolayca eris¸ebilmesini sagˆlayan belediyeler istiyoruz. n Dogˆa Dostu Yes¸il Kentler: Biz, yalnızca insanların degˆil, kentteki tüm canlıların haklarının gözetilmesini istiyoruz. n Mutlu ve Gülümseyen Kentler: Biz, emeklisi, is¸çisi, memuru, esnafı, sanayicisi, çiftçisi, ögˆrencisi velhasıl tüm yurttas¸larımızın, hep birlikte mutlu ve huzurlu yas¸adıgˆı belediyeler istiyoruz. CHP’nin (Soldan sağa) İzmir adayı Soyer, Ankara adayı Yavaş ve İstanbul adayı İmamoğlu, aday tanıtım toplantısında birlikte poz verdiler. n İktidar çözüm üretmiyor: Bir siyasal iktidar sorunları çözme kapasitesini kaybetmiş ve sorunların peşinden gidiyorsa o siyasal iktidar sorun çözemez. O siyasal iktidar bir süre sonra şikâyet makamına dönüşür. Mevcut siyasal iktidar çözüm üretemiyor. Şikâyet üreten bir yer haline geldi. Şikâyet ediyorsan o koltuktan ineceksin ayrılacaksın. 17 yıldır iktidar olanların şikâyet etmeye hakları var mı? n Türkiye tefeciye teslim edildi: Vergi topladılar; yetmedi, özelleştirme yaptılar; yetmedi. Fabrikaları sattılar; yetmedi. Dünyanın borcunu yaptılar; yetmedi. Şimdi borç arıyorlar. Borcu ödemek için borçlanan bir hükümet gerçeğiyle karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanlı’dan sonra ilk kez Londra’daki bir avuç tefeciye teslim edilmiştir. İstedikçe borç verdiler; şimdi diyorlar ki: ‘Bizim şimdi emirlerimiz, beklentilerimiz var.’ Borç alan emir alıyor şimdi. n Türkiye ekonomik bağımsızlığını kaybetti: Londra’daki bir avuç tefeciye163 milyar dolar faiz ödendi. Saray’da oturan zat mı, dolarla ihale alanlar mı ödedi? Türkiye’de vergi ödememek için Man Adası’nda şirket kuran yandaşlar mı ödedi? Hayır. Bu ülkenin işsizi, memuru, esnafı, öğrencisi ödedi. Tefeciler için çalıştık. Türkiye’yi bu noktaya kim getirdi? Saray’da oturan zat ve onun arkadaşları. Bugün geldiğimiz noktada siyasal bağımsızlığı olmakla birlikte Türkiye ekonomik bağımsızlığını kaybetmiştir. n Yargı kararı talimatla veriyor: Amerikan Başkanı tweet atı yor. ‘Papazı bıraktın bıraktın yoksa seni mahvederiz.’ Gece mahkemeyi toplayıp hemen papazı serbest bırakıyorlar. Saray’dan alınan talimatla karar verilen bir süreç başladı Türkiye’de. Trump emrediyor, siz bırakıyorsunuz. Merkel emrediyor, siz bırakıyorsunuz. Macron emrediyor, siz bırakıyorsunuz. Ancak bu ülkenin gazetecilerini, akademisyenlerini, aydınlarını, barış isteyenleri bırakmıyorlar. Cumartesi günü toplanıp çocuklarının hakkını arayan annelere yer vermiyorlar. Türkiye’yi zulümden kurtaracak kadro Kuvayi Milliye kadrolarıdır. O kadrolar CHP’nin kadrolarıdır. ‘Kin, nefret üretiyor’ n Kimse kurşun fiyatını sormadı: Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden bir zat... Kin, nefret üretiyor. Sanıyor ki ‘Ben milleti kandıracağım.’ Geçen Sivas’ta bir konuşma yaptı: ‘Domates, patlıcan, patates diyorlar. Ya düşünün bir merminin fiyatı nedir? Siz hâlâ domates, sivri biber fiyatı konuşuyorsunuz.’ Şu anlayışa bakın. Soğanı unutmuş. Bunlar yalnızca yiğitleri değil, 82 milyonu kuru soğana muhtaç hale getirdiler. Bu ülkede 35 yıldır terörle mücadele ediliyor, hiçbir başbakan kalkıp millete ‘Kurşunun fiyatını biliyor musun’ demedi. Allah akıl fikir versin. Sanıyor ki millet akılsız ve bunlara inanacak. Askeri bu kadar seviyorsan, daha bu kışın iki asker donarak öldü. Sen bunlara kılık kıyafeti buldun mu? Eğer sen bir kurşunun hesabını yapıyorsan, kendi kötü yönetiminin faturasını askere, kurşuna çıkarmak istiyorsan, sen neden tank pa let fabrikasını satıyorsun kardeşim. n Saray belediyeciliğinde as lolan ranttır: Kayırmacı anlayış ve savurganlık AKP’li yerel yönetimlerde de var. Onlara biz ‘Saray belediyeciliği’ ve ‘Saray’ın belediye başkanları’ diyoruz. Saray belediyeciliğinde aslolan rant ve rantın yandaşlara aktarılmasıdır. TOKİ’nin hazırladığı raporlar arasında İstanbul’da 76 gökdelen dolayısıyla bir rapor var: Bir avuç insana 240 milyar rant sağlanmış. İstanbul’un yarısı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 240 milyarlık rantı elde edenler 76 gökdelenin sahibi bu ülkede asgari ücretliler kadar vergi ödememiştir. Saray belediyeciliğinde kent kültürü yoktur, rant kültürü vardır. Saray belediyeciliğinde halkın seçtiği belediye başkanı belde için karar alamaz, kararı Saray alır. Saray belediyeleri denetim dışındadır. CHP’li belediyeler ise yılın 365 günü denetlenir. Saray belediyeciliğinde seçimle gelen, seçimle değil Saray’ın şantajıyla baskısıyla gider, halka hesap verilmez, halktan hesap sorulur. Saray belediyeciliğinde ötekileştirme vardır. n Çocuklarımız, cumhuriyet için başaracağız: Çocuğumuz, bayrağımız için, Cumhuriyet için, mutlu yaşamak için başarmak zorundayız. Kimlik ve inanç ayrımının yapılmaması için başarmak zorundayız. Biz bahara özlem duyuyoruz. Biz baharı bu ülkeye getirmek zorundayız. Baharda bütün canlılar canlanır. Başarıyı sürdürmek zorundayız. Belediyelerimiz bu görevi başarıyla yapacaklar. Kavgasız ve güçlü bir söylemle bunu başaracağız. l ANKARA Yapay zekâdan korkalım mı?... Yapay zekâ korkutuyor mu? Makinelerin bir gün gelip de kendilerini programlayıp insanları da yöneteceğinden korkuluyor. Robotik gelişmeler ve etik kaygılar tartışılıyor. İşte böyle olur, iyi amaçlarla başlayan çalışmalar beklenmedik sonuçlara hizmet eder duruma gelir. Atomun yeni enerji kaynağı olarak parçalanması atom bombası ile sonuçlandı. Genlerin hastalıklardan ayıklanması amacıyla başlayan çalışmalar ‘genetik yaratıklar’ sonucuna ulaşıyor. ‘Yapay zekâ’ da akıllı telefonlardan akıllı evlere, oradan da akıllı arabalara girerken bir gün bize hükmedecek robotlara mı dönüşecek? Ama korkacak ne var ki? Biz ‘organik robotlar’ ile yaşamaya alışmıyor muyuz? HHH Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da semt semt dolaşıyor, çarşı pazar geziyor, sevecen yaklaşımla vatandaşlarla konuşuyor. Onların sorunlarını konuşup oylarını istiyor. Bir teyzenin elini tutuyor, halini ahvalini soruyor. Teyze pahalılıktan yakınıyor, dertleniyor, anlatıyor. Ekrem İmamoğlu da kendisine oy verirse daha iyi olacağını söylüyor. Teyze çok mutlu, ‘elbette’ derken aklına geliyor, partisini soruyor. Ekrem Bey ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ der demez, teyze elini ateşe değmiş gibi çekiyor, ‘yok olmaz, ben sana oy veremem’ diyor. İmamoğlu gülümsemesini bozmuyor, kadına sempatisini sürdürüyor. Ama bu sahne bize ne anlatıyor? Bir ‘zihinsel şartlandırma’ örneğidir bu. Teyze, düşünce blokajı içindedir, düşünmesi engellenmiştir. Duyguları ise şartlandırılmıştır. Parti adı tetik uyarıcı oluyor, duyar duymaz ‘şartlı refleks’ devreye giriyor. Teyze artık bu noktadan sonra bir ‘organik robot’ olmuştur. Bir video kaydı izliyorum, facebook’ta yüklenmiş. Baştan aşağı kara çarşaflar içinde yüzlerce, binlerce kadın yürüyorlar. Kaydı yapan anlatıyor: ‘Burası Çekmeköy (İstanbul’da bir semt). Bu çarşaflı kadınlar Mahmut Efendi cemaatinden. Binlerce, on binlerce. İşte görüyorsunuz. Buraya belediye otobüsleri ile gelip gidiyorlar. Topluca getirilip götürülüyorlar.’ Gerçekten, kadınlar bir arada yürüyorlar. Kara çarşaflar hareket ediyor. Burası Arabistan değil, Afganistan değil, Türkiye. Dinci siyasal iktidar bu kara çarşafların, bu tarikatların, bu cemaatlerin iktidarı. Gücünü buradan alıyor. Yeni değil, çok eski bir insan tipi bu. Katolik dünyasının çok iyi tanıdığı ‘dogmatik insan’. Hıristiyanlık olsun, Musevilik olsun, Müslümanlık olsun, dogmaya döndüğü zaman aynı insan tipini yaratacaktır: Dogmatik insan ya da organik robot. Canlı bombalar nasıl yaratılıyor sanıyorsunuz. Düşünceleri yasaklarla engellenmiş, duyguları korkularla şartlandırılmış, dürtüleri başıboş bırakılmış ‘organik robotlar’. Cinsellikle akıllarını bozmuş gibi olmaları sadece dürtülerinin serbest bırakılmasıyla bağlantılı. Düşünceler engelli, duygular şartlı olunca geriye sadece dürtüler kalıyor. Acaba hangisi daha korkutucu? Yapay zekânın robotları mı? Şartlı refleksle yönetilen insanlar mı? Karar vermek çok da zor değil. İkincisi daha tehlikeli. Gel deyince gelen, git deyince giden. İn deyince inen, bin deyince binen. Dur deyince duran, vur deyince vuran. Organik robotlar. HHH Seçimler, düşünen, özgürce karar veren insanların yapacağı iştir. Onlar seçimlerini yapar, oylarını karar vererek sandığa atarlar. Organik robotlar için seçim, ‘teslim belgesi’ni gösterilen kutuya atmaktan ibarettir. Amma; Tarih seçimlerle yazılmaz. Ortaçağ ortaçağda kaldı, geriye dönemez. Gelecek düşünen aklın geleceğidir. Özgür iradenin geleceğidir. Belki zor olacak ama biz kazanacağız. Mutlaka... YAVAŞ: YURTTAŞI ZENGİN EDECEĞİM Yoksul ailelere su indirimli, bilet bedava CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı Mansur Yavaş yurttaşlara yapılan sosyal yardımların devam edeceğini belirterek, “Yardım alan insanlara 20 tona kadar su 10 liradan verilecek, 52 de otobüs bileti vereceğiz, rahat gidip gelsinler diye. Çocuklarını okutacağız. Servis ücretlerini de biz karşılayacağız” dedi. İYİ Parti’nin Altındağ İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışına katılan Yavaş, belediyelerin en önemli görevlerinin başında temiz hava, içilebilir su, temiz ve konforlu ulaşım ile yeşil alanların artırılmasının geldiğini söyledi. Seçilmesi durumunda kendisini değil, başkentteki yurttaşları zengin edeceğini söyleyen Yavaş, “Bundan sonra harcadığı paranın her kuruşunu vatandaşa izah eden bir belediye yönetimi geliyor. Bundan sonra keyfi yatırım yok” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle