25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi EDİTÖR: SERHAT ALİGİL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1111 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ 5.2’lik kur kaybettirirKurdaki aşırı oynaklık nedeniyle hazırgiyimde 19 dolar olan birim fiyat 18 dolara indi İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe: Uzun vadeli plan yapamıyoruz. Biz rekabet edeceğimiz, malımızı satabileceğimiz bir kur istiyoruz. Aksi takdirde herkesin kaybı olur. ŞEHRİBAN KIRAÇ İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, döviz kuru seviyesinin ihracatçının para kazanağı ve hayatını sürdüreceği bir seviye olmadığına dikkat çekti. Gültepe, “Bütün maliyet hesapları, müşteriyle yaptığımız pazarlıklar ve fiyatları verdiğimiz kur seviyesi doların 6 TL, Avro’nun 7 TL ve Paund’un 8 TL olmasına yönelikti. Şimdi 5.2 TL’lik dolar kuruyla para kazanmak mümkün değil” dedi. Hedef yüzde 10’du Bu yıl 19 milyar dolar hazırgiyim ihracatı hedeflediklerini anlatan İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe ile ihracatçının sorunlarını ve sektörü konuştuk. n 2018 sektör açısından nasıl geçti? Kötü bir yıl değildi. Ama yüzde 10 büyüme hedefine ulaşamadık ve yılı 17 milyar 642 milyon dolarla kapattık. Bir önceki yıla göre değer bazında yüzde 3.6, miktar bazında yüzde 7 artış oldu. Sektör olarak ihracatta ikinci büyük sektör konumumuzu devam ettirdik. Hedefe ulaşamamamızın ana nedeni 12’nci ayda Avrupa’ya yaptığımız ihracatın düşmesi. Avrupa’da kış geç geldi. Kalın dış giyim İhracatçılar aylık planla dönüyorlar n Kur dediğiniz seviyelere çıkar mı, bu yıl için var mı bir öngörünüz? Biz rekabet edeceğimiz, malımızı satabileceğimiz bir kur istiyoruz. Tabii ki kurun birden 6 liraya çıkmasını istemiyoruz. Ama kademeli şekilde oraya doğru hareket etmesi lazım. Türkiye’nin ithalat yapmadan ihracatının da büyüme şansı yok. Bizim sektörde yüzde 1520 oranında ithalat var. Kimi sektörde yüzde 50. Her şeyin ani artışı ve düşüşü sıkıntı. Yıl ortalamasında kurun 6 TL’ye gelmesi lazım. Hemen yarın 6 TL olsun biz de istemeyiz. Ama bilmeliyiz ki kurlar yıl sonuna doğru 6 TL’ye yaklaşırsa biz de fiyat politikalarımızı stratejilerimizi ona göre planlarız. Aksi takdirde herkesin bundan bir kaybı olur. n Bu dönemde ve hareketli kur ortamında uzun vadeli plan yapabiliyor musunuz? Tabii ki yapamıyoruz. Daha kısa vadelerle dönülüyor. Çünkü kurun oturacak olduğu seviyeyi bilmediğimiz için çok uzun vadeli plan yapmak firmalara zarar verebilir. Aylık ya da maksimum 2 aylık planlarla planlarla dönüyoruz. ürünlerini satamadık. Yılbaşına denk geldiği için de bazı siparişleri ileri tarihe ertelediler. İhracatımızın yüzde 75’i AB’ye. 2018 dalgalı bir yıldı. Özellikle ağustosta kurun yükselmesi başta hammadde enerji ve diğer maliyetleri çok yükseltti. Maliyet yapma noktasında sıkıntı yaşadık. Yurtdışı müşterilerimiz indirim istedi. Doların 2.5 ay 6 liranın üstünde kalması bize hem yeni maliyet yüklerken hem fiyat indirdik. O nedenle kilogram başına birim fiyatlarımız 2017’ye göre düştü. Ortalama 19 dolar olan birim fiyat 18 dolara geriledi. n 2019’a nasıl başladınız, hedefleriniz neler? Ocak ayı ihracatı yüzde 0.4 düştü. Geçen yıl ile başa baş. Kurların aşağıya hareket etmesiyle sektörün ihracatında hafiften bir yavaşlama görünüyor. Yılı yeni yatırımlar ve katma değerli ürünlerle yüzde 10 ihracat artışıyla kapatmayı planlıyoruz. 19 milyar dolar ihracat hedefi koyduk. Kurdan rahatsızız n Şu anda kurun bulunduğu seviye sizi memnun etmiyor mu? Kurun bulunduğu seviye ihracatçının para kazanacak ve hayatını sürdüreceği bir seviye değil. Çünkü bütün maliyet hesapları müşteriyle yaptığımız pazarlıklar ve fiyatları verdiğimiz kur seviyesi doların 6 TL, Avro’nun 7 TL ve Paund’un 8 TL olduğu seviyedir. Ama kurda aşırı bir dalga var. şimdi 5.2 TL olan kurla para kazanmak mümkün değil. Bu sürdürülebilir değil. Parayı bulma ve finansa erişmede ciddi sıkıntı var, faizlerin geldiği seviye yüzde 2025. Bir de sattığın ürünün fiyatında kura bağlı yüzde 15 gerileme var. Kurların bu seviyesi ihracatçılar açısında olumlu bir durum değil. Ücretlere yılbaşı olduğu için her firma enflasyon oranında zam yaptı. Asgari ücret arttı. Enflasyon oranında da kurun yıllık bazda artması lazım. Aksi halde herkes bundan zarar görür. Maliyeti kurtarma anlamında sürdürülebilir olmaz. Mustafa Gültepe, arkadaşımız Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtladı. Oyunda ahenk Yeter ki kâr edilsin n Hazırgiyim katma değeri yüksek bir sektör. Kilogram birim fiyatımız 18 dolarla üçüncü sıradayız. Birinci sırada mücevherat ikinci sırada savunma sanayii var. n Türkiye son 10 yıldır fason yapmıyor. İhracatın yüzde 8085’i kendi yaptığımız tasarımlar. Avrupa başkentlerinde tasarım ofislerimiz var. n Türk markalarının yurtdışında 2 bin 500 civarında mağazası var. n İnsanlar kazandıklarını kendi sektörlerine yatırsınlar. n Bizim sektörde kârlılık yüzde 5 ile 10 arasında değişiyor. Yeter ki insanlar kâr edebilsin. Kâr ettiği sürece yatırıma devam eder. n Büyüme, yatırım olmadan kimse mutlu olmaz. Mesela çocuk hep 3 yaşında kalsa olur mu? Evlensin şunu görelim denir. Şirket de böyle, o yüzden büyümeliyiz. olmalı n Yakın zamanda arala meli. Son 45 ayda maalesef rında Collezione’nin de ol bankalar çok fazla ihracatçı duğu birçok büyük tekstil ya yardımcı olmadı. Bu olma firması konkordato ilan et yınca da firmalar konkordato ti, niye bu aşamaya gelindi? ya ya da farklı noktalara gidi Özellikle mağazalaşma ve yorlar. Oysa Türkiye üretirse perakende sektöründeki so bir noktaya gelebilir. Sektör runlardan kaynaklanıyor. Fi bazlı stratejiler ortaya kon zibilite çalışması yapılma malı. En az 10 yıllık planlar dan çok fazla mağa yapılmalı. Burada ana za açanlar oldu. rol devlete düşü Herkes aya n AB hazır yor. Tabii ki in ğını yorga giyimin ne kadarını şaat da, ha nına gö Türkiye’den alıyor? zırgiyim de re uzat Üçüncü sıradayız. Birinci Çin, kimya da malı. İç ikinci Bangladeş. Dünyada beşin büyüsün. piyasa ci büyük tedarikçisiyiz. 78 yıl ön Birimiz da satış ce AB’nin en büyük ikinci tedarik oynar larda da çisiydik. Hem sektörden çıkanlar ken diğe düşüş ya hem son 23 yıldaki yetersiz ya ri düşme şandı. Fi tırımlar nedeniyle geriye düş meli. Ka nansa ulaş tük. Yeni yatırımlarla ikin radenizli ma noktasında da firma ciliğe 5 yıl içinde çıkabiliriz. yim, horonda ahenk için her lar sıkıntı yaşadı. kesin ayağını yere Yüzde 25 faizle ekono aynı anda vurması ge mi dönmez. rekiyor. Herkes farklı oynarsa n Bankalarla bu sorunları oyunun ahengi bozulur. çözmediniz mi, sürekli gö n Kilogram başına birim rüşüyorsunuz? fiyatlarını tekrar 19 dola Bir tahsilatım var, alama ra çıkarmanız ne kadar sü yınca gideceğim yer neresi, recek? banka. Banka da bana kre Sözleşmeleri genelde 6 di vermeyince, 1 yerine 3 te aylık bağlıyoruz. O fiyatlar minat isteyince işi döndürme ekim ve kasımda verildi. Si şansı yok. Bankalar firmaları parişler yeni yapılıyor. Tahsi biraz daha ortak olarak gör lat şubatnisan gibi gelecek ama bu paralardan ihracatçılar zarar edecek. Çünkü herkes kurun 5.8 TL olacağı varsayımıyla hesap yaptı. Ama önemli olan iki üç aylık zararlar değil, kurun nereye doğru gittiğini bilmek. Bilsek ki kur 2019’da 5.5 6 TL arasında gidecek ona göre stratejik plan yapılır. Bunu bilmediğin zaman plan yapılmaz. Sıkıntı buralarda. Kurda dalga çok yüksek. Üretim cazip değil n Hazırgiyim ihracatı son 45 yıldır hep 1617 milyar dolarda kaldı? Üretim çok cazip bir alan olmadığı için kimse çok fazla yatırım yapmak istemiyor. Son yıllarda kâr çok düşük olduğu için kapasitede büyüme yaşayamadık. Mutlak suretle Marmara dışındaki yerlere yeni fabrikalar yapmak gerekiyor. Burada TOKİ bize ya yeni bina yapsın ya da devletin elindeki eski binaları fabrikalara dönüştürsün. Mevcut tesisleri de teşvik kapsamına almak lazım. Taşınma teşviki olmalı. Sadece yeni makinelere teşvik var. Sektörde kullanılan makinelerin yüzde 95’i ithal, eski makineye de teşvik olmalı. Ek istihdam tahmini 15 bin n Yeni yatırımlar için başka hangi adımlar atılmalı? Finansa kolay ulaşılırsa, hazırgiyimde yatırım yapılır. Ekim ayı itibarıyla TÜİK’e göre hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründe 515 bin çalışan var. Yatırımlar hayata geçebilirse bu yıl 10 15 bin kişilik ek istihdam sağlanabilir. Her şey düşündüğümüz ve planladığımız şekilde giderse ve kurlar istediğimiz seviyelerde olursa bunlar hayata geçer. n Ya bu dedikleriniz olmazsa, işten çıkarmalar hızlanır mı? Amaç mevcut çalışan sayısını korumak. Kurlar daha da aşağıya inerse o zaman olumsuz senaryo olabilir. Eğer Türkiye 10 büyük ekonomi arasına girecekse en az 300 milyar dolar ihracat yapılması gerekiyor. 2018’de 168 milyar dolar oldu. Bu nedenle önümüzdeki yıllar üretim yılları olmalı, her sektörün kendi stratejik planlarını yaparak ihracata yönelmesi gerekiyor. Bir fünye olarak Venezüella Irak fiyaskosundan 16 yıl sonra, yine dünya ekonomisi bir durgunluk hatta bir depresyon düneminin eşiğinde. Ve savaş davullarının sesi giderek yükseliyor. IrakVenezüella ABD, 2003 yılında, Batı ekonomilerinde bir depresyon başlamak üzereyken Irak’a saldırdı. Ortadoğu yeniden yapılandırılacak, ABD de bir küresel imparatorluk olduğunu kanıtlayacaktı. Bir milyondan fazla ölüden, 2 triyon dolarlık faturadan sonra, bu projenin etkilerinden biri ABD hegemonyasını daha da zayıflatmak, öteki de 4 yıl sonra büyük mali krizle sonuçlanan bir mali genişlemeyi tetiklemek olmuştu. ABD’de Trump yönetiminde dış politikada yeniden etkin olan neocon ekip bu kez, Çin ve Rusya’nın, Monroe doktriniyle ABD’nin nüfuz alanı olarak belirlenmiş Latin Amerika’da gittikçe gelişmekte olan etkilerini kırmak için hızla ilerliyor. Bu kez, neoconların hedefi Venezüella. Venezüella da Irak gibi enerji ve mineral zengini bir ülke. Irak’tan farklı olarak, Veneüzella’da halkçı ve antiemperyalist karakterli Maduro rejimi var. Ancak, bu rejimin, petrol fiyatlarındaki gerilemelerin, kapitalist sınıfın gittikçe artan direnişinin, ABD ambargolarının etkilerinin karşısında ülkenin derin bir toplumsal krize düşmesini engelleyemediği görülüyor. Kapitalist sınıf sonunda, Maduro rejiminin karşısına kendi alternatifini koydu. ABD, Kanada, 12 Latin Amerika ülkesi, Avrupa Birliği ülkeleri bu alternatif iktidarı desteklediler ve Maduro’yu gayri meşru ilan ettiler. Böylece ülke, bir iç savaşın eşiğine geldi. İlk bakışta, ABD açısından, bir askeri müdahale için koşullar, Irak’takinden çok daha uygun. Örneğin ABD Irak’a saldırdığında ülke ikiye bölünmüş değildi. Bu nedenle işgale karşı direniş bastırılamadı. ABD bir Şii Sünni iç savaşını tetikleyerek kendisine bir manevra alanı açmaya çalıştı. Venezüella’da daha baştan ABD yanlısı güçlü bir toplumsal hareket var. ABD, Venezüella’da bir iç savaşın tarafı olabilir. ABD Irak’a saldırdığında bölge ülkelerinden aktif destek alamadı. Türkiye, o zamanlar bir parlamenter rejime sahip olduğundan, Irak’a kuzeyden giriş projesi Meclis’ten geçmedi. Buna karşılık, günümüzde Venezüella’nın komşuları, faşist Bolsonaro yönetimindeki Brezilya (Latin Amerika’nın en zengin ülkesi) ve yine aşırı sağcı bir rejimle yönetilen Kolombiya, Venezüella’da bir rejim değişikliği, hatta iç savaş sürecine ABD’nin yanında katılmak için sabırsızlanıyorlar. Rusya ve Çin Ancak 30 milyon nüfuslu, sınıfsal temellerde kutuplaşmış Venezüella’da, bir ABD müdahalesinin, yüz binlerce insanın canına mal olma riski bir yana, nükleer silahlara sahip ABD, Rusya ve Çin’i karşı karşıya getirme olasılığı çok güçlü. Rusya ve Çin’in Venezüella’da ABD’yi tedirgin edecek düzeyde askeri, ekonomik, stratejik yatırımları var. Aralık sonunda, Rusya’nın 5500 km menzilli, nükleer başlıklı Kruz füzeleri taşıyabilen stratejik bombardıman uçakları Venezüella’yı ziyaret ediyordu. Uçaklar dönerken, ABD hava sahasına adeta değerek geçmişler. Rusya, Venezüella’da kalıcı bir üs elde etmeye çalışıyor. Çin, Venezüella’ya 65 milyar dolar borç verdi. Bu yolla enerji ve mineral kaynaklarına ulaşmaya başladı. Çin’in, Guarico’daki Manuel Rios hava üssünde bir uydu izleme istasyonu var. ABD’de Council on Foreign Relations, Gatestone Institute, Harp Akademileri gibi dış politika üreten kurumlarında uzmanlar, başka Latin Amerika ülkelerine de nüfuz etmeye başlamış olan Çin’i ve Rusya’yı çok geç olmadan bölgeden tamamen çıkarmak gerektiğini savunuyorlar. Bu sırada, dünya ekonomisi yeni bir yavaşlama, hatta önceki mali krizden kalmış sorunları da düşününce, belki de bir depresyon dönemine giriyor. Güneydoğu Asya denizlerinden Ortadoğu’ya, Ukrayna’dan Afrika’ya, büyük güçler arasındaki ekonomik, teknolojik, nüfuz alanları rekabeti giderek sertleşiyor. Yeni bir nükleer silahlanma yarışı başlıyor. “Siber uzayın”, daha şimdiden bir açık savaş alanına dönüştüğü anlaşılıyor. Kısacası karşımızda “Tükidides tuzağı” olarak tanımına uygun, girift ittifaklarla örülmüş patlayıcı bir karışım var. Venezüella’daki gelişmelerin, bu patlayıcı karışımı ateşleyecek bir fünyeye dönüşme olasılığı hızla artıyor. Sıfır faizli evlilik kredisi istendi Evlilik maliyetlerinin yaklaşık yüzde 40 arttığını söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkaârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Gençlerimiz evlenmekten çekiniyor. Evlenip yuva kurabilmelerinin önünü açmak için geçmişte olduğu gibi evlenecek çiftlere sıfır faizli ve 2 yıl geri ödemesiz kredi imkânı verilmeli” dedi. Evlilik maliyetinin bütçeye göre değişmekle birlikte 50 bin liradan başlayıp, 500 bin liraya kadar çıktığını ifade eden Palandöken, “Evlilik kredileri en az 50 bin lira olmalı” diye konuştu. KOBİ’lere çözüm ortağı olduk ING Bank Türkiye’nin 2018 sonunda konsolide aktif toplamı 68.4 milyar TL’ye, özkaynakları 7.7 milyar TL’ye yükseldi. Aynı dönemde vergi öncesi kârı 1.5 milyar lira olan, net kârı 1 milyar 141 milyon liraya yükselen bankanın, sermaye yeterlilik oranı ise yüzde 21.11. Bankanın toplam krediler 47.2 milyar liraya, mevduatı 32.3 milyar liraya ulaştı. Hem küresel hem yerel bazda yaşanan dalgalanmalara rağmen 2018’i başarılı bir performansla tamamladıklarını belirten Genel Müdür Pınar Abay, KOBİ Bankacılığı’nda da başarılı bir yıl geçirdiklerini ifade etti. Payı yüzde 95 “KOBİ’lerin sürdürülebilirliği ile rekabetçiliği noktasında çözüm ortakları olarak yanlarında olmayı sürdürdük” diyen Abay, KOBİ’lere yönelik ürün ve hizmetlerde robot teknolojilere önem verdiklerini anlattı. Geçen yıl inovatif ürün ve hizmetleri hayata geçirebilmek için şubelerini yeniden tasarladıklarını da kaydeden Abay, yeni şube konseptinin karşılık bulduğunu. dijital kanalları kullanan müşteriler içerisinde ING Mobil’i tercih edenlerin payının yüzde 95’e çıktığını söyledi. Genel Müdür Pınar Abay ayrıca, tüm kredilerin adet bazında yüzde 87’sini, hacim bazında ise yüzde 67’sini şube dışı kanallardan kullandırdıklarını söyledi.l Ekonomi Servisi Pınar Abay Teknoloji yatırımları ötelendi International Data Corporation şünen işletmelerin teknolojiye yatı Türkiye Ülke Direktörü Nevin Çiz rım yapmaya devam ettiklerini göz mecioğulları, “Geçen yıl TL’deki lemliyoruz. 2019 IDC Türkiye Ön hızlı değer kaybı kamu ve özel görüleri raporuna göre, 2019’da sektörün bilişim ve iletişim tekno Türkiye’deki kurumların gerçekleş lojisi harcamalarını ötelemesi tireceği BT harcamalarının 17.1 ne yol açtı” dedi. milyar dolar olması bekleniyor. Bu ötelemenin 2018’in Önümüzdeki dönemde bü ikinci yarısından sonra ar yüyen startup ekosistemi tan makroekonomik zorluk nin de katkısı ile, blok zinciri, larla yaşanmaya başladığı siber güvenlik, 5G gibi yeni nı aktaran Çizmecioğul teknolojilerde birçok iş ları şöyle devam etti: birliğinin, yeni yatırım “Ancak tüm olumsuz ların ve projelerin ha luklara rağmen Tür yata geçmesini ön kiye pazarında kalıcı yer edinmek isteyen ve uzun vadeli dü Nevin Çizmecioğulları görüyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle