17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 11 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER / YORUM Medyada ahlakın çöküşü Kısa adıyla medya olarak da bilinen kitle iletişim araçları, halka doğru bilgi aktarmakla ve kamu hizmeti vermekle yükümlüdür. Medya hükümetlere, iktidarlara, güç odaklarına, sermaye odaklarına değil, halka hizmet vermekle sorumludur. Bu hem medya ahlakının temel ilkesidir, hem de demokrasinin temel önkoşullarından birisidir. Medyanın kendi meslek ahlakı ilkesini ihlal ettiği bir ülkede, demokrasinin varlığından söz etmek olanaklı değildir. Halkın doğru bilgi edinme hakkının gasp edildiği bir ortamda yapılan seçimlerin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü halkın kendi özgür iradesiyle sandıkta bir karar alabilmesi için, ülkedeki ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel gelişmeler hakkında doğru bilgiye sahip olması gerekir. Demokrasi, kurgular değil, olgular üzerinden yaşayabilecek olan bir düzendir. Halkın beyninin yıkandığı, kurguların olgu, olguların kurgu olarak anlatıldığı bir ülkede demokrasinin varlığından söz edilemez. Yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığı, laiklik, ekonomik ve sosyal adalet demokrasi için ne kadar önemliyse, bağımsız ve özgür medya da demokrasi için o kadar önemlidir. Türkiye’de ise AKP iktidarı, medyadaki meslek ahlakını ortadan kaldırmış, medyayı hükümetin sözcüsü konumuna sokmuştur. Bugün medyanın yaklaşık yüzde 80’i hükümetin kontrolü altındadır. Almanya’da Nazi döneminde Joseph Goebbels’in kurduğu propagandacı medyanın bir benzeri bugün Türkiye’de devreye sokulmuştur. Türkiye’de medya, halkı doğru bir biçimde bilgilendirme aracı olmaktan çıkmış, hükümetin propaganda aracına dönüşmüştür. Medya üyelerinin büyük çoğunluğu, hükümetin propaganda aracı olmak işlevini yürütmeyi kabullenerek, kendi mesleklerine ihanet etmişlerdir. Televizyonlarda ve gazetelerde, Türkiye’nin gerçek sorunları görmezden gelinmekte, başta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, ağırlıklı olarak AKP’li siyasetçilerin demeçlerine yer verilmektedir. Araştırmacı gazeteciliğin yerini, demeç gazeteciliği almıştır. Basın toplantılarında, mitinglerde ve açılış törenlerinde ülkeyi yönetenlerin yaptıkları açıklamaları yayımlamanın gazetecilik olduğu sanılmaktadır. Erdoğan’ın rutin konuşmaları bile televizyonlarda yayınlar kesilerek canlı olarak verilmektedir. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir uygulama yoktur. Demokratik ülkelerde, cumhurbaşkanlarının, başbakanların yaptıkları konuşmalar, olağanüstü bir durum yoksa canlı yayımlanmaz, bir editörlük sürecinden geçtikten sonra özetlenir ve kısa bir haber olarak yayımlanır. Türkiye’de ise konuşmanın tamamı, olağan yayın akışı kesilerek verilmektedir! CHP, İP, HDP gibi muhalefet partilerinin açıklamalarına ise ambargo uygulanmakta, bu açıklamalar ya hiç yayımlanmamakta ya da kısaca geçiştirilmektedir! Televizyonlardaki siyasi tartışma programlarında sunucuların çoğu AKP’nin söylemleri üzerinden sorular yöneltmekte, bu programlara katılan konukların çoğu, “Öğretim Üyesi”, “Akademisyen”, “Hukukçu”, “Araştırmacı”, “Gazeteci”, “Yazar” gibi unvanlara sahip kişiler olmalarına rağmen, Erdoğan’ın ve AKP’nin söylemlerini papağan gibi tekrarlamaktadırlar. Söz konusu konuklar televizyon ekranlarında hükümet komiseri üyesi gibi davranmakta, AKP’nin avukatlığını yapmakta, böylece kendi meslek ahlakı ilkelerine de ihanet etmektedirler! Böylece medya, birçok başka meslek ahlak ilkesinin de ihlal edildiği bir ahlaksızlık platformuna dönüşmektedir! Televizyonlarda ve gazetelerde, öğretim üyesi öğretim üyesi olmaktan çıkmakta, akademisyen akademisyen olmaktan çıkmakta, hukukçu hukukçu olmaktan çıkmakta, araştırmacı araştırmacı olmaktan çıkmakta, gazeteci gazeteci olmaktan çıkmakta, yazar yazar olmaktan çıkmaktadır. Çünkü bu unvanları taşıyan kişiler, halka ve topluma değil, iktidara ve kendilerine hizmet etmektedirler. Oligarşi ve egoizm, demokrasiyi ortadan kaldırmıştır. 11 ŞUBAT 2019 SAYI: 34095 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Hafta Sonu: Hilal Köse l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım [email protected] l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:32 06:16 06:38 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:57 13:23 16:12 07:40 13:08 15:59 08:00 13:31 16:24 Akşam 18:39 18:26 18:51 Yatsı 20:00 19:45 20:08 Başkan ve AKP Genel Başkanı Recep Tay yandaş çocukları ayrıca kollanıyor. Son ikiüç yıl içinde altı bin yip Erdoğan 6 Şu dolayında bilim insanı hiç bat Çarşamba gü bir somut gerekçe gösteril nü ODTÜ Teknokent meden üniversiteden uzak Bilişim İnovasyon laştırıldı; onlara yargıya baş Merkezi’nin açılış tö vurma yolu bile kapatıldı. Bi reninde yaptığı ko lim dünyası için bundan daha nuşmada, çağımızda korkutucu ne olabilir? ODTÜ ile ‘uçurmak’!teknolojinin büyük önemine değindi. ODTÜ’nün başarısını Üniversite ortamı, gerçek bilim insanlarını ülkeyi terk etmeye zorluyor. kastederek sözlerini kenetlenirsek ülkemizi uçururuz diye tamamladı. ODTÜ’nün tarihinde görülmeyen polisiye önlemler açılışa gölge düşürmekle birlikte, Erdoğan’ın konuşması yeni rejimin bilim ve teknolojiye bakışının bir özeti özelliği taşıyordu. Çatı tamam Başkan Erdoğan, günümüzün küreselleşen dünyasında ülkeler arasındaki büyük yarışın bilim ve teknoloji alanında yaşandığının altını özenle çizdi. Teknolojik bağımsızlığın ekonomik ve askeri açılardan büyük önemine dikkat çekti. Bilgiye erişimin kolaylaştırılması gerektiğine değinen Erdoğan, iktidarı döneminde üniversite sayısının 76’dan 206’ya; öğrenci sayısının 1.6 milyondan sekiz milyona ve öğretim elemanı sayısının da 76 binden 162 bine çıktığını gururla vurguladı. Almanya’da öğrenci sayısının yalnızca üç milyon olduğunu söyledikten sonra, bizdeki eksiğin nitelik ya da kalite yetersizliği olduğunu, onun da yakında çözüme kavuşturulacağını, daha önce gösterdiğinin dile getirilmesi, doğrusu, nedenlerine inilmeden varılan bir sonuç özelliği taşıyordu. ODTÜ’nün yükselişi, kuruluşundaki yapılanmasına damgasını vuran kurumsal özerkliğine; bilimsel araştırma özgürlüğünün varlığına ve özellikle de bilim insanlarının yalnızca bilimsel nitelik ve başarılarına bakılmasına dayanıyordu. AKP üniversitelerinde bu altyapının kırıntısı bulunmuyor AKP iktidara gelir gelmez, önce, üniversitelerin yakın işbirliği içinde olduğu bilim üst kurumlarını, TÜBİTAK ve TÜBA’yı, tamamıyla kendisine bağladı; sonra da 12 Eylül 1980 askeri darbesinin eseri olan YÖK’ü, yanlı rektör atamaları; kadro ve bütçe tahsisleri yoluyla üniversite üzerinde daha da ağır bir baskı aracına dönüştürdü. Atanan rektörlerin pek çoğu üniversitelerinde birer reis kesildi. Bilim nesnelliktir; bilim insanı, kendisine karşı nesnel ve yansız davranılmasını ister. AKP ve bağımlı kıldığı kurumların yöneticileri, yandaş olmayan bilim insanlarını dışlıyor; onlara yaşam hak Nitelikli üniversite, yalnız ve ancak nitelikli üniversite öncesi eğitimin üzerinde yükselebilir. AKP iktidarı o eğitimi de ilkelleştirdi. O kadar ki günümüzün bilimsel gelişmelerinin temeli olan Evrim Kuramı, 201718 ders yılı başında ders programlarından çıkarıldı. Nisan 2016’dan bu yana küresel bilgi ansiklopedisi Vikipedi’ye erişilemiyor. Bilimsel gelişmenin, özellikle günümüzde, vazgeçilmez ayağı uluslararası işbirlikleridir. Türkiye, Avrupa Nükleer Araştırma MerkeziCERN’in aday üyesiydi; 2012 sonunda AKP iktidarı ülkemizin CERN tam üyeliğine geçmesini reddetti; diğer iki aday üye Sırbistan ve G. Kıbrıs tam üye oldular. Ülkelerin araştırma ve geliştirmeye (ARGE) ne kadar önem verdiklerinin göstergesi, toplam ulusal üretimden (GSYH) ARGE’ye ayırdıkları paydır. Üniversite, diğer kamu ve özel sektör üçlüsünün ARGE’ye ayırdığı para, uzun AKP’li yıllarda ciddi bir artış göstermemiş, 2017’de ancak yüzde 0.96 düzeyine yükselebilmiştir (TÜİK, Haber Bülteni, 28 Kasım birkaç kez yaptığı gibi, yineledi. kı tanımıyor. Bilim insanını körleş 2018). Erdoğan’ın konuşmasında Temel olmayınca tiren yandaşlık yarışı, niteliğin önü övdüğü Çin’de bu oran yüzde 2.1; ne geçiyor. G. Kore’de ise yüzde 4.3’tür. Konuşmada ODTÜ’nün geç Yurtdışı görevlendirmelerde de Konuşmada bu ana sorunlara mişte ideolojik kavgalara rağmen artık kopkoyu yandaşlık belirleyici hiç değinilmeyince kenetlenerek marka değeri yüksek bir gelişme oluyor. Üst düzey atamalarda da uçmak da havada kalıyor. Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla yargılanan yurttaş kitap özeti çıkaracak ‘Erdoğan’ın hayatını oku’ cezası ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten yargılanan ve denetimli serbestlik cezası alan 75 yaşındaki Ali Şahin’e, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hayatını okuyup özet çıkarması cezası verildi. Oda Tv’nin haberine göre, İstanbul’un Maltepe ilçesi Çınarcık Mahallesi’nde bir kahvehanedeki konuşmalarında “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla Ali Şahin hakkında soruşturma başla tıldı. Denetimli serbestlik kararıyla serbest bırakılan Şahin, “Denetimli Serbestlik Bürosu’na gittiğimde, kitap okuyup özet çıkarma cezası verildiğini öğrendim” dedi. İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 24 kitaplık listesinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Nutuk” eseri, Ömer Seyfettin’in ve Necip Fazıl Kısakürek’in kitaplarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayatını anlatan “Bir Liderin Doğuşu” ki tabı da yer alıyor. Hukukçular, kararın keyfi ve yasalara aykırı olduğunu belirterek “Birini inanmadığı bir politik yayını okumaya zorlamak vicdan, kanaat, düşünce özgürlüğüne ve özel yaşama saygı ilkesine uygun olmaz” uyarısında bulundu. Avukatının karara itiraz ettiğini söyleyen Şahin ise, “Ben kitapları kısa sürede temin edip okumaya başlayacağım. Bu işlerle uğraşmak istemem” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Rusya’da 19. yüzyılın sonlarında Yahudilere yöneltilen saldırılar için kullanılan sözcük... Meslek. 2/ Üye... Anadolu’nun güneybatı kesiminin antik dönemlerdeki adı. 3/ “Cezayir menekşesi” de denilen ve beyaz ya da pembe çiçekler açan bir süs bitkisi... Bir işte bir kimse ya da şeyin üstüne düşen görev. 4/ Bizans döneminde İstanbul’da siyasal suçluların kapatıldığı ünlü zindan... Bir nota. 5/ Lityum elementinin simgesi... Hayvan masallarıyla (fabl) ünlü eski Yunan yazar. 6/ Yayla fırlatılan ucu sivri çubuk... Endonezya’nın plaka imi... Bir işi yerine getirme. 7/ Meksika’ya özgü acı bir biber cinsi. 8/ Kendisine inanılan, sır verilen kimse... Bir hedef tahtasına küçük okların fırlatıl 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SEDAT YAŞAYAN 1 2 masıyla oynanan bir oyun. 9/ 3 Alçak enlemlerde esen düzenli 4 rüzgâr... Kuzu sesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yanlış ve çapraşık düşünce. 2/ Ağır kokulu bir gaz... 5 6 7 Güzel çiçekli bir süs bitkisi. 3/ Divan edebiyatının en yaygın şiir türü... Parlak kırmızı 8 9 renkte bir süs taşı. 4/ Sarı renkli bir üzüm cinsi. 5/ Balık yakalama aracı... Kalın bükülmüş sicim. 6/ Bir nota... Tavlada üç sayısı... Büyük erkek kardeş. 7/ Kripton elementinin simgesi... Evli olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki. 8/ Saldığı koku hekimlikte antiseptik olarak kullanılan bir bileşik. 9/ Yelkenli bir savaş gemisi... Bir cetvel türü. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 T OMB İ L F A 2 ARA KARUN 3 RADYOLOJ İ 4 AKLAN K İ L 5 N E S GO İ 6 GÜNEBAKAN 7 A V ME LON 8 ER İ KA I S 9 İ ZAN TÜZE Yunanistan ve Bulgaristan’ın Türk Akımı rekabeti A nkara ile Atina arasında uzun bir “sorunlar listesi” var. Üstelik sorunlar azaltılamadığı gibi, her dönemde listeye bir sorun daha ekleniyor. Son eklenen sorun, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz yataklarından kaynaklanan deniz sınırı sorunu... Ancak Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinde sorunlar yerine yeni açılımlar öne çıktı. Örneğin İzmirSelanik deniz yolu ve İstanbulSelanik hızlı tren yolu ile iki ülke ticaretinin artırılması çabası gibi... Fakat toplamda bakıldığında, asıl öne çıkan Çipras’ın Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaret etmesi oldu. Çipras burayı ziyaret eden görevdeki ilk Yunanistan başbakanıydı ve kendisine bu ziyarette eşlik eden FenerRum Ortodoks Patriği Bartholomos ile birlikte Ankara’dan buranın açılmasını talep ediyordu. Peki bu ziyaretin perde arkasında kalan ana gündemi, esas hedefi neydi? Çipras’ın Putin’den talebi Çipras’ın ziyaretindeki asıl gündem Türk Akımı konusuydu. Zira Çipras Ankara’dan iki ay önce Moskova’ya gitmiş ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e “Türk Akımı projesine dahil olmak istediklerini” iletmişti. Putin’in yanıtı ise şu olmuştu: “Yunanistan’ın Türk Akımı projesine dahil edilmesini ihtimal dışında görmüyoruz. Bunu Türklere sormamız lazım.” Açalım: Enerji Bakanlığı’nın resmi verilerine göre Rusya, Türk Akımı ile Karadeniz’in altından birbirine paralel iki boru hattıyla Lüleburgaz’a yılda 31.5 milyar metreküp doğalgaz taşıyacak. Bunun 14 milyar metreküpü Türkiye’ye teslim edilecek, diğer kısmı ise Avrupa’ya taşınacak. Peki Avrupa’ya nereden taşınacak? İşte bu konu henüz netlik kazanmış değil. Zira Bulgaristan, Türk Akımı’nın 2. kolunun BulgaristanSırbistanMacaristanSlovakya üzerinden Avusturya’daki gaz dağıtım merkezine ulaştırılmasını, Yunanistan ise kendi toprakları üzerinden İtalya’ya ulaştırılmasını istiyor. Bulgaristan mevcut hattın tersine çalıştırılabilecek olmasının avantajıyla öne çıkıyor, ancak Yunanistan “transit geliri” elde edebilmek için projeye dahil olmayı zorluyor. Yunanistan’ın İtalya pazarı avantajı Haklı olarak sorabilirsiniz: Her iki hat da kurulamaz mı? Yani Rus gazı hem Bulgaristan hem de Yunanistan üzerinden Avrupa’ya sevk edilemez mi? Bu noktada devreye maliyetler ve daha önemlisi alım garantileri giriyor. Bir de elbette AB’nin enerji politikası... Çünkü Avrupa’ya girecek hat için AB yönetiminin onayı şart. O nedenle şu koşullarda tek bir hattın kurulması planlanıyor. Elbette koşullar değiştiğinde, yeni alım garantileri oluştuğunda, ikinci bir hat da kurulabilir. Tek hatta göre planlamada ise durum şu: Bulgaristan’ın avantajı, Sırbistan’la birlikte transit geçiş için altyapı çalışmalarını yüklenmiş ve ilerletmiş olması. Yunanistan’ın avantajı ise İtalya’nın Türk Akımı’ndan geçecek gaza talip olduğunu açıklaması. Zira İtalya, Almanya ve Türkiye’den sonra Rusya açısından üçüncü önemli pazar niteliğinde. Ya Rusya? Moskova, Bulgaristan hattının geçeceği ülkelerin AB’nin Rusya’ya yaptırımına karşı çıkmasını büyük avantaj görüyor. Diğer yandan Yunanistan’ın “bağımsız Ukrayna kilisesine” destek vermesiyle başlayan MoskovaAtina gerilimi de Bulgaristan’ı avantajlı kılıyor. Ankara’nın kullanabileceği bir kart Yunanistan ve Bulgaristan arasındaki bu Türk Akımı’na dahil olma ve “transit geliri elde etme” yarışı, aslında Türk dış politikası açısından Ankara’nın eline çok önemli bir avantaj veriyor. Ankara, Atina’nın Türk Akımı’na dahil olma hedefini bir dış politika kartı olarak ele almalı ve en azından Doğu Akdeniz’deki doğalgaz yatakları nedeniyle ortaya çıkan deniz sınırı ve “münhasır ekonomik bölge” anlaşmazlıklarının Türkiye’nin çıkarına göre çözülmesinde kullanmalıdır. Fabrikada elektrik panosu patladı: 3 yaralı Kütahya’nın Simav ilçesinde faaliyet gösteren bir yün yıkama fabrikasındaki elektrik panosunda dün meydana gelen arızanın onarımı sırasında patlama yaşandı. Olayda, işçilerden Bahri Özyurt (59) ve Durkadın Hazar ile onarım yapan Veli Aksa (26) yaralandı. Simav Doç. Dr. İsmail Karakuyu Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan Aksa’nın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Patlamanın ardından çıkan küçük çaplı yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü. l AA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle