17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 11 ŞUBAT 2019 pazARTESİ [email protected] olaylar ve görüşler Okurun eleştiri ve önerileri... CENGİZ YILDIRIM Okur Temsilciliği, gazete yönetimi ile okur arasında bir arabulucu, hakem değildir. Okur Temsilcisi, gazetecilik ilkeleri doğrultusunda okur ile gazete yönetimi arasında kendi görüşlerini değil, yazılı, uygulamada kendini kanıtlamış ilkeleri anımsatıyor, bu doğrultuda hareket ediyor. Bilindiği üzere bizim gibi ülkelerde gazeteciliğin pek çok zorlukları bulunuyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün verilerine göre Türkiye, basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında 149. sırada yer alıyor. Türkiye’de tutuklu bulunan ve tutuksuz yargılanan gazeteciler, haberlerinden, yazılarından dolayı hemen her gün adliyelerdeler. Ülkemiz bu sicille basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü sıralamasında ne yazık ki Katar’ın, Afganistan’ın ve Sudan’ın gerisinde kalıyor. Okur Temsilciği, öncelikle siyasi iktidarı ve muhalefeti de eleştirme görev ve sorumluluğunu taşıyor. Gazeteciliğin temel ilkeleri gereği; yanlışa, haksızlığa, yolsuzluğa odaklanan Okur Temsilcisi, okurdan da destek alarak bu görevini yerine getirmeye çalışıyor. Gazeteciliğin temel ilkeleri; yalnız gazeteciler için değil, okurlar için de yol gösterici olmalıdır. Gazetedeki yanlışlar, mükerrer haberler, yinelenen dil yanlışları, teknik aksaklıklar vb. hatalar konusunda okurun desteğini yol gösterici olarak görüyoruz. Daha iyi bir gazete, daha iyi Cumhuriyet için okurlarımızın önerilerini de çok önemsediğimizi, bu eleştiri ve önerilerin bize yol gösterici olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Okurlarımız tarafından Cumhuriyet’in tirajının artırılması, yeni genç okur kazandırılması için bize yöneltilen eleştiriler ve öneriler özetle şöyle:  Cumhuriyet için n Cumhuriyet’te küçük ilanlara neden yer verilmiyor? İlke olarak böyle bir kararımız yok, ilan geldikçe kullanıyoruz. n Fotoğraflar çok küçük kullanılıyor, anlaşılmıyor. Bazen yer darlığından küçük kullanmak zorunda kaldığımız fotoğraflar oluyor. Haklısınız, bu konuda daha dikkatli olacağız. n Haberlerdeki tekrarlar, haberi gereksiz yere uzatıyor. Bu durum yazıişlerine iletildi, editörlerin bu konuya dikkat edeceği ve daha özenli hareket edileceğinin sözü alındı. nGazetemizin fiyatı 1.5 TL’ye düşürülsün, okur kazanınca artırılabilir. Okurlara gazeteyi 2.5 liradan ulaştırmak bizim için de üzüntü kaynağı. Ancak, ne yazık ki liberal politikalar sonucu dışa bağımlı hale getirilen ülkede kâğıt da ithal edilen bir ürüne dönüştü. Döviz kurlarındaki yükselme ile gelen kâğıt fiyatlarındaki artış, bizi fiyat artışına mecbur bıraktı. Ekonomide hissedilir bir düzelme ve lirada ciddi bir değer artışı sağlanamadığı sürece ne yazık ki, gazetenin fiyatını düşürmek zor görünüyor. Çünkü Cumhuriyet gücünü ve gelirini sadece ve sadece oku ‘Cumhuriyet’i, Cumhuriyet ile koruyacağız’ Cumhuriyet Ankara Büronuza kitap almak için uğradım. Hemen girişte misafirler için sandalye, masa ve üstünde Cumhuriyet için “Düşünceler” defteri açılmış. Arkadaşım duygu ve düşüncelerini pek kısa ama öz yazmış. Güzel bir yazı, pekâlâ ifade etmiş. Ne demiş? “Koruyacağız... Cumhuriyet’i Cumhuriyet ile koruyacağız.” Yani; muhafaza edeceğiz. müdafaa edeceğiz. Yani; savunacağız. Savunma bir iddiadır. Sırasıyla, kronolojik olarak: Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik, Devrimcilik. Savunulan, korunan nedir? “Cumhuriyet”tir. Herkes bir devrimci! Herkes halkçı!... Herkes bir milliyetçi! Hatta devletçi!... Ama! Cumhuriyetçi değil?  ‘...Benim mirasım akıl ve bilimdir...’ Atatürk diyor ki: “...Benim mirasım akıl ve bilimdir...” “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.” Anılar müzelerdir, kütüphanelerdir, filmlerdir, şarkılardır, karikatürler dir. Değişimler ve gelişimlerdir. Anılarımızı çoğaltmaz isek, koruyamaz isek, savunamaz, hatırlamaz isek... Çalarlar, unuttururlar... Kayboluruz, siliniriz. Bu, bir yok oluştur. Kültür, sosyal yani kişiler arası ilişki ile ilgilidir. Cinsiyet, ırk, yaş, dil, din farkını gözetir. Tam yargı, tam bağımsızlık İşte korunması gereken bu Cumhuriyet. Cumhuriyet Kitap, Cumhuriyet Bilim, Cumhuriyet Sanat, Cumhuriyet. Sağlıcakla, mutlu kalın. M. Haluk ONAT rundan alıyor. n Okurun isteklerine yönelik mutlaka bir anket düzenlensin. Haklısınız, bu konu gazete yönetiminin gündeminde bulunuyor. n Haftalık Bilim ve Teknik, Tarım ve Strateji ekleri mutlaka yeniden çıkarılmalı. n Cumhuriyet’e yeni kaynaklar yaratılması için çalışma yapılmalı. n Koyu renkli fonlara yazılan yazıları okuyamıyoruz. Örneğin 16 Ocak 2019 tarihli Cumhuriyet’in 14. sayfasında “Dans Tutkunları Akbank Sanat’ta” haberini okumak mümkün değildi. Av. Ali Gönen , Fethiye İlgili sayfa sekreteri ve editörü uyarıldı. n “Bilim ve Teknoloji” sayfaları 1415’te yer alıyor. Güncelliğini hemen kaybetmediği için ayrıca saklanabiliyor. Daha doğrusu ben saklıyorum. Bu durumu kolaylaştırmak için söz konusu bölümün 1011’e veya 714’e taşınmasının daha uygun olacağı kanaatindeyim. Başarı dileklerimle... R. Cemal Kadıoğlu (Yük. Müh. Emekli MKE Roket Fb. Md.) n Yıllardır Cumhuriyet okuruyum, zor zamanlarda da elimden geldiğini yapmaya çalıştım, gazetenizden alıp komşulara dağıtmak gibi vs. Gazetenizde TV programlarının olmaması inanılır gibi değil. Programları herkesin internetten mi ögrenmesi gerek? Ben gazetemden önemli bilgileri almak istiyorum ve başka gazete almıyorum. İkincisi, film bilgileri yetersiz. Başka gazeteler bütün filmler hakkında bilgi veriyor. Tiyatro bilgileri de yeterli değil, kültür açısından daha çok beklentim var. Ayrıca gazetemizin birinci sayfası hep karamsar, evet durumumuz çok kötü, ama insanlara bunların arasında bir ümit ışığı da göstermeli. Eleştiri ve önerilerimize önem vermenizi rica eder, saygılarımı gönderirim. Leyla Pekcan Televizyon sayfasının en azından TV programlarının gazetede yer alması için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. En kısa sürede televizyon programları yeniden yer alacak. Dijital yayınlar ve şifre n Sizin dijital yayınlarınızın abonesiyim. Yaşadığım sorunları paylaşarak bunların düzeltilmesinin her tarafa katkısı olacağını düşünüyorum: Arama motoru vasıtasıyla yazar ismine göre makalelerin bulunması, verilen hizmetin kalitesini artıracaktır diye düşünüyorum. Her gün girerken şifre sorması erişim hızını bayağı aşağı çekiyor. Umut Kemal Vefkioğlu Çık hele Anadolu’ya Nusret ERTÜRK Anadolu üstüne Ankara’da, İstanbul’da uzun uzun nutuk atılır da, oraya gitme işi hep yasak savma cinsinden olur. Unutmayalım, başarıyı belirleyen her zaman Anadolu’dur. Mustafa Kemal’in öncülüğünde Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması, TBMM ile Cumhuriyet’in kurulması büyük oranda Anadolu halkıyla başarılmıştır. Önce onun gönlü kazanılmıştır. O günün koşullarında Samsun’a, Sivas’a, Erzurum’a gitmek Ay’a gitmek kadar güçtü. Ama Mustafa Kemal kimi atla, kimi yaya Anadolu’yu dolaştı. Üstelik korunmasız. Saraya varıncaya değin herkes düşmanıydı. Anadolu eskiden romanlardan, öykülerden, şiirlerden öğrenilirdi. Yakup Kadri’nin Yaban romanı ilk göz ağrımızdır. Arkası çığ gibi geldi: Memleket Hikâyeleri, Bingöl Çobanları, Hakkâri Dedikleri... Dağlarca’nın “Kızılırmak Kıyıları” adlı şiirini ne zaman okusam, bu gür ses umutsuzluk bulutlarımı dağıtır. Anadolu adına görevini yerine getirmeyenlerin yüzüne bu şiir bir şamar gibi çarpar: “Kardaş, senin dediklerin yok/ Halay çekilen toprak bu toprak değil/ Çık hele Anadolu’ya/ Kamyonlarla gel, kağnılarla gel gayrı/ O kadar uzak değil” Gitmek isteyenler için o kadar uzak değil. Beyler, uzak olan sizsiniz! “Yersin, içersin sofrasından, üç yüz senedir/ Kuvvetlisin ama kuvvet hak değil” Bilgece bir söyleyiş. Yanıt yerine susulur burada. “Gün doğar, tarla kuşları uçuşurlar/Ağır bir aydınlık, bildiğin şafak değil/Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna/ Uyandırmazsan / Utanacak değil” Bir de ülkemizi kaplayan karanlıklardan yakınılır! Size kim inanır? Politikacı gelecek seçimi, devlet adamı ise geleceği düşünürmüş. Geleceği düşüneni pek göremiyoruz. Yaptıklarından belli oluyor. Örneğin, Anadolu’da bir ilçe belediye başkan adayı kim olsun diye masa başında saatler, günler, haftalar harcanıyor! İnsan gidip orada yaşayanlara, siz kimi istiyorsunuz, diye neden sormaz? Bir de bunun adına, demokrasiyi çalıştırıyoruz, demeleri yok mu! Anadolu eski Anadolu değil. Orada Dağlarca’nın dediğine göre: “Kardaş, görmüyorum ama hâlâ duyabiliyorum/ Geçmiş zamanlar gelecek zamanlardan parlak değil/ Akşam parıltısından bütün zaferler üzerine/ Dağlar dalgalanmakta, bayrak değil” Anadolu’da Dağlarca’nın deyişiyle “dağlar dalgalanıyor!” Haberiniz olsun! İnanmayan gidip görebilir. Çık hele Anadolu’ya... Üç eski genel başkanın buluşması... CHP, 31 Mart yerel seçimlerinde yarışacak belediye başkan adaylarını dün Ankara’da tanıttı. CHP lideri Kılıçdaroğlu partisinin yerel yönetimlerdeki temel ilkelerini kamuoyuna açıkladı. Kılıçdaroğlu, İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara adayı Mansur Yavaş ve İzmir adayı Tunç Soyer ile yan yana oturdu. Üç aday birlikte fotoğraf verdi. Toplantı geniş katılımlıydı. Belediye başkan adaylarının yanı sıra 24 Haziran seçimlerinde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce de vardı, eski bakanlar, CHP yöneticileri ve milletvekilleri de... H Eski genel başkanlar Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın da salondaydı. Aday tanıtım toplantısına katılan üç önemli isim, eski genel başkanlar daha sonra basına gözükmeden bir araya geldi. Öymen, Çetin ve Karayalçın’ın buluşmasında 31 Mart öncesi CHP’de yaşanan “iç tartışmalar” konuşuldu. Türk siyasetine damga vuran üç ismin buluşmasında parti içinde yaşanan tartışmalarla ilgili fikir birliği oluştu: l Sorun yapısal... l Bu süreçte partinin bütünlüğü için dayanışma içinde olunmalı... l 1 Nisan tarihinden itibaren sorunların kavga etmeden ele alınması gerekiyor... H Üç eski genel başkanın konuşmasından satırbaşlarını kısaca böyle özetleyebiliriz. Bu görüşmenin içeriğinin, bilgi notunun CHP lideri Kılıçdaroğlu’na aktarılacağı da malum... Öymen, Çetin ve Karayalçın’ın da 1 Nisan sonrasını işaret etmesi, ana muhalefet partisinin 31 Mart’tan sonra yine en çok tartışılacak parti olacağını gösteriyor... 1.5 yaşındaki Eylül’ü yaşatamadık Geçen hafta yüreklerimiz yandı. İstanbul Kartal’dan gelen acı haberle sarsıldık. Yine enkaz altında kaldık, 21 kişi yaşamını yitirdi. Kartal’da 3 katı kaçak sekiz katlı binanın enkazının altında kalan sadece 21 kişinin bedeni miydi? 1.5 yaşındaki Eylül’ü yaşatamayan, enkaz altında can verdiren bir toplumun bireyleriz biz... Kuralsız belediyecilik, iktidarda kalma hırsı, rant paylaşımı; ne ararsan var. Para kazanma hırsı her şeyin önüne geçmiş durumda. Oy ve para için kaçak yapılara göz yumuluyor. 21 yurttaşımız ölmüş, istifa eden bir isim yok. Ne diyor TMMOB Başkanı Emin Koramaz: “Halen ülkedeki yapı stokunun yüzde 60’ı kaçak!” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, 2018 yılında 9 milyon 210 bin bağımsız bölüm af kapsamında ruhsatlandırılmış. Kaçak katları affeden, imar barışıyla yasallaştıran anlayış sürdükçe biz daha çok Eylül’leri kaybederiz. Biz daha çok 1.5 yaşındaki çocuklarımızı yaşatamayız!.. İYİ KALPLER ARANIYOR NEDEN SİZ OLMAYASINIZ? İnsanlık düşmanı ilan edilen kalp damar hastalıklarına karşı farkındalık yaratma çalışmalarını aralıksız sürdüren. “İyi Kalpli Ol”un diyor... TÜRK KALP VAKFI www.tkv.org.tr turkkalpvakfi turkkalpvakfi iyikalpliol C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle