22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Karabenli kimdir? KENEVİR hafta sonu BÖYLE OKUR DESTEĞİ GÖRÜLMEDİ! Dayanışma ile gelen kitap Yazar Güven Karabenli, okurlarının da desteğini alarak yeni kitabını yayımlamanın mut luluğunu yaşıyor: Güzel insanlar hâlâ var. Hiçbir yere gitmedi onlar... SİBEL BAHÇETEPE Bir okur ve yazar dayanışması örneği... Kâğıt fiyatlarının artması ile yeni kitabı “Hatmi Adam”ı okur desteği ile yayımlayan yazar Güven Karabenli’nin öyküsü bu. Karabenli’nin okurları, yeni kitabını sabırsızlıkla beklediklerini iletince yazar, maliyeti karşılayamayınca farklı bir yola gidiyorlar. Ve yeni kitabının basımına yardımcı oluyorlar. Karabenli, bu anlamlı desteği ve süreci şöyle anlatıyor: “İlk 5 kitabımı kendi imkânlarımla bastırdım. Altıncı kitabımı yazdım bitirdim. Kitabın yayın maliyeti iki mislinden fazla çıktı. Bu şartlar altında kitabı bastıramazdım. Sonra Facebook’taki okurlarıma yazmaya karar verdim. Onlara elimde önceki kitaplarım olduğunu, bunların fiyatının 80 TL olduğunu, 6. kitabımı beklemediğim bir maliyet artışı yüzünden bastıramadığımı yazdım. Eğer 80 TL ödeyip elimdeki kitapları satın alırlarsa 6. kitabımı bastırabileceğimi aksi takdirde beklememiz gerektiğini vurguladım. 100’e yakın okurum adreslerini hemen yazdılar. Ben de kitaplarını yolladım. Böylece kitabın baskı parası çıktı. Kemik bir okur kitlem var benim. Bana sahip çıkacaklarını biliyordum. Ama çok duygulandığımı ve gözyaşı döktüğümü itiraf ediyorum. Güzel insanlar hâlâ var. Hiçbir yere gitmedi onlar. Okur ve yazar örgütlenmesi. Birbirlerini desteklemeleri çok güzel olur.” ‘Yaşamınız değişir’ Marmaris’te yaşayan Karabenli’nin bugüne dek yazdığı 5 kitabı bulunuyor. 6. kitabı “Hatmi Adam” ise geçen günlerde raflardaki yerini aldı. “Yazarlık zor meslektir. Bir kitap yazmak doğum yapmak gibidir, sancılıdır, yorucudur. Eziyetlidir, zaman alır. Ama ta 175 ÖYKÜ Güvenli son kitabı “Hatmi Adam”da neyi anlatıyor: “Bu kitabımda 175 öyküm var. Anlattıklarım, yaşanmış birebir sevgi, hoşgörü, evlilik, yaşam öyküleri. Her okurun kendinden bir şeyler bulacağı öyküler bunlar.. Belki de okurlarımla aramızda bir gönül bağı kurulmasının nedeni de bu. Kitabı 7 ay önce yaşamını yitiren ağabeyim İsmet Karabenli’ye ithaf etmiştim. Kendisi çok iyi bir sporcu ve çok özel biri aynı zamanda Kore gazisiydi. Kitabımda bir bölümü “abim abim” adı altında ona ayırdım.” mamlayınca yaşamınız değişir” diyen Karabenli, yeni kitap basım sürecinde yazarları bekleyen sıkıntıları şöyle özetliyor: “Zaten kitaplarımızı bastırmak için uzun zaman yüzümüze tokatlar yiyerek bekledik. Şimdi bu artan maliyetler yüzünden çok daha fazla sıkıntı çekecekler. Kendimi de buna dahil ediyorum.” Okur telefonu... Yazar Güven Karabenli, 75 yaşındaki bir okuruyla yaşadığı ve unutamadığı anısını paylaşıyor: “Geçen yıl bir telefon aldım 75 yaşında bir okurumdan. Bana benim Yasemin & Güven kitabımı bitirip masanın üstüne koyduğunu, sonra da mutfağa gidip karısının elini tuttuğunu ve ona onu sevdiğini söylediğini anlattı. ‘Güven Bey biz 55 yıllık evliyiz ve ben ilk kez eşime onu sevdiğimi söyledim, Allah sizden razı olsun’ dedi. ‘Eşiniz ne reaksiyon verdi’ diye sordum. ‘Sandalyeye yığıldı kaldı ve ağlamaya başladı. Sonra da çocuklarımıza telefon açıp olup biteni onlarla paylaştı’ dedi. İşte bu ve bunun gibi anılar bir yazara bütün yorgunluğunu unutturuyor.” ‘Deniz Gezmiş çocukluk arkadaşım’ “1946yılında Sivas’ta doğdum. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde arkeoloji okudum. Deniz Gezmiş çocukluk arkadaşımdı. İlkokuldan lise son sınıfa kadar birlikteydik. Üniversiteden sonra Kanada’ya gittim. Orada otel ve lokanta işletmeciliğinden mezun oldum. Sonra işletmecilik üzerine master yaptım. Yıllarca otellerde çalıştım. Yöneticiliğe kadar yükseldim. 20 yıl Kanada’da kaldım. 1981’de evlendim. 1987’de kızımız olunca Marmaris’e kesin dönüş yaptık.” EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 920 OCAK 2019 PAZAR TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın açıklamasında verilen bilgiler çok çarpıcı. İlaç, kâğıt, biyoyakıt, kumaş, kozmetik alanlarından sabun üretimine ve otomotiv sektörüne kadar oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan kenevir, petrol ve petrokimyanın kullanıldığı her alanda alternatif bir bitki. Her geçen gün bir yenisi eklenen üstün özelliklere sahip. Dost ve ucuz Eğer kenevirden kâğıt üretiliyor olsaydı bilgisayar çıktı kâğıdı dahil, tüm kâğıt ürünlerinin yaklaşık yüzde Mustafa K 70’inin yerini alacaktı. Ağaçlar kesilmeyecekti.. Erdemol Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve yeniden kenevir üreteceğiz’ açıklamasından sonra ne kadar yol alındı bilemem ama bu açıklamadan sonra kenevir yeniden gündemimize girmiş oldu. Aslında Anadolu’da kenevir tarımının MÖ 1500 yıllarından beri yapıldığı biliniyor. Ülkemizde kendir olarak da adlandırılan kenevir Kastamonu başta olmak üzere belirli illerde üretilen tek yıllık bir bitki. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın konuya ilişkin verdiği bilgiye göre kenevir üretiminin değerlendirilmesi amacıyla kamu tarafından yapılan ilk yatırımlar Kastamonu’da gerçekleştirildi. Bölgede üretilen kendirlerin havuzlama ve soyma işleminin yapılarak değerlendirilmesi amacıyla Sümerbank tarafından 1946 yılında kurulan Taşköprü (Kastamonu) Kendir Fabrikası ilk tesislerden biri. 4 bin ton çubuk kendir işleme kapasitesine sahip fabrika, bölgede 16 bin 24 bin ton üretim olmasına karşın, çeşitli nedenlerle kapasitesinin yarısı kadar kendir alabilmiş. Fabrikanın zarar etmesi nedeniyle Sümerbank 1949 yılı sonunda kendir havuzlama ve soyma tesisinin kapatılması kararını alarak 1951 yılı ortalarında faaliyetine son vermiş. ‘1001 Gece Masalları’nda Tarihini MÖ 8 bine kadar götürürler ki, Tayvan bölgesinde 10 bin yıldan eski bir antik köy sahasında bulunan kimi çömleklerde de izine rastlanmıştır. İlk olarak nasıl kullanıldığı sorusunun yanıtı da herhalde yine MÖ 6 binde Çin’de yemek için kullanılan kenevir yağıdır. Çin imparatorlarından Shen Neng tarafından ilaç olarak kullanıldığını belirten kaynaklar da vardır. Eski bir Farsça metin olan Zerdüşt Zendavesta’da kenevirden “iyi narkotik” olarak söz edildiğine göre uyuşturucu özelliği de başından beri bilinmekte. Kenevirden söz eden başka kutsal metinler de var. Bunlardan biri olan Hint Atharvaveda’sında Hindistan’ın 5 kutsal bitkisinden biri olarak geçer adı. İnananları tanrı Shiva’ya sunarlarmış keneviri törenlerde. Sadece bu metinlerde değil 1001 Gece Masalları’nda da kenevirin “sarhoş edici, afrodizyak” özelliklerinden söz edilir sıklıkla. Sicim ve kanaviçe TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Kastamonu’da kurulan diğer bir tesisin de Kendir Sanayii Müessesesi olduğunu belirtiyor. Kendir elyafından sicim ve kanaviçe üretimi amacıyla 1945 yılında ivedili sanayi planına dahil edilerek 1949 yılında inşasına başlanmış. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin çuval ihtiyacını karşılayan fabrika, hammadde olarak kullanılan kendirin randıman ve kârlılığın düşük kalması nedeniyle 1953 yılından sonra, çok daha ucuz olan, kendirin muadili olarak kullanılan jütü Hindistan’dan ithal etmeye başlamış. Kendir üretimini olumsuz yönde etkileyen bu durum İzmit’te kurulu SEKA’ya ait fabrikaya kâğıt üretiminde kullanmak amacıyla kendir alınmaya başlanması ile telafi edilebilmiştir. 1976 yılında Taşköprü’de SEKA tarafından kâğıt fabrikası kurulma kararı alınmış, fabrika 1984 yılında faaliyete girmiştir. 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınana fabrika, 2004 yılında özelleştirilerek satılmıştır. Özelleştirme sonrası fabrikanın kendir ihtiyacının, daha ucuz olduğu için yurtdışından temin edilmesi yoluna gidilmesi, kendir üretimini bitirme noktasına getirmiş, sonrasında fabrika birçok özelleştirme örneğinde olduğu gibi faaliyetine son vermiştir. Türkiye’de 1940’ta yasaklanan bir ürün kenevir. ABD baskıları sonucu dönemin yönetimine kabul ettirilmiş olan bu yasağın asıl nedeni büyük tekellerin kenevirin çok ucuza mal edilmesiyle ortaya çıkacak ürünler karşısında tekellerini yitirmesi kaygısıydı. Üretimi kolay olduğu için tekeller kenevir üretmek yerine, büyük endüstriyel yatırımlardan vazgeçmediler. Yasaktı ama yetiştirildi TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın yaptığı açıklamaya göre “Kamuoyunda kenevir üretiminin yasak olduğu gibi bir intiba olmakla birlikte”, Türkiye’de her dönem kenevir üretimi yapıldı. Bitkinin üretimi ile ilgili düzenlemeler 1933 yılında çıkan 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun ile yapılmıştı. Kanunun 3. maddesiyle “Münhasıran esrar yapmağa yarayan nebatın (Hint keneviri) ekilmesi ve Türkiye’de 19 ilde izinli kenevir üretiliyor her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı memnudur” hükmü getirilmişti. Aynı madde 1979 yılında “Münhasıran esrar yapmak için kenevir ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı yasaktır” olarak değiştirilmiştir. İzinli ekim Kenevirin izinli olarak ekilmesiyle ilgili düzenleme 1990 yılında 2313 sayılı kanunun 23. maddesinde yapılan değişiklikte hayata geçirildi. Değişiklik uyarınca, “Lif, tohum, sap ve benzeri amaçlarla kenevir ekimi” Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine bağlanmış, Bakanlığa “kenevir ekimi yapılacak yerleri tespit, ilan ve üretimini kontrol” etme yetkisi verilmişti. Yapılan bu değişiklik sonrası bakanlık tarafından hazırlanan “Kenevir Ekimi ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” de 21/10/1990 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmelik 29.09.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik’in yayımlanması ile yürürlükten kaldırılmış oldu. Kenevir yetiştiriciliğine bir önceki yönetmelikte 18 ilde izin verilmişken yeni yönetmelikte Şanlıurfa listeden çıkarıldı. Zonguldak ilinin bölünmesi ile il olan Karabük ve Bartın listeye eklenerek, izin alınması koşulu ile, kenevir üretimi yapılacak il sayısı 19 oldu. Yani Türkiye izinli kenevir üretiminin yapıldığı bir ülke. Medya tekelleri... Oysa kenevir, bir uyuşturucu maddesi ya da endüstriyel bir nesne olmanın dışında kâğıt yapımında da kullanılan bir ürün. 1916’da ABD Tarım Bakanlığı’na bağlı bilim insanları Jason L. Merrill ve Lyster H. Üretimimiz yok denecek kadar az Türkiye’de kenevir üretimi son yıllarda yok denecek kadar az. Geleneksel olarak üretim yapılan Kastamonu’da son 10 yıldır üretim yok. Samsun’da kenevir üretiminin geliştirilmesiyle ilgili yapılan çalışmalar kapsamında bir miktar üretim gerçekleştirilmiş. Oysa 1961 yılında yaklaşık 20 bin hektar alanda lif ve tohum olarak 15 bin tonu aşkın kenevir üretimi yapılırken 2017 yılında 12 hektar alanda 9 ton kenevir lif ve tohumu üretimi gerçekleşmişti. Kenevir üretimimiz yok denecek düzeyde olmasına karşın, bir miktar ihracat yapılmaktadır. Ancak ihracat rakamlarına bakıldığında, bu miktarın bir kısmını ithal edilen kenevir tohumları olabileceği tahmin edilmektedir. Kenevir tohumu ithalatımız yıllık olarak değişkenlikler göstermektedir. İthalatın yapıldığı başlıca ülkeler Afganistan, Çin ve Kanada’dır. Dewey, “kenevir posasından” yapılan kâğıt hamurunun diğer kağıtlardan daha iyi olduğu sonucuna vardılar. Eğer kenevir kâğıt hamuru işlemi bugün yasal olsaydı, bilgisayar çıktı kâğıdı dahil, oluklu kutular ve kâğıt torbalar dahil tüm kâğıt ürünlerinin yaklaşık yüzde 70’inin yerini alacaktı. ABD’deki medya tekellerinin sahipleri aynı zamanda kâğıt üreticisiydiler. W.R. Hearst, Rockefeller gibi. Sadece kendi gazeteleri için kullanmıyor, ürettikleri kâğıtları başka basımevlerine de satıyorlardı. Bu nedenle kenevirden kâğıt üretimine karşı oldular. Hükümet üzerindeki güçlerini kullanarak kenevirden kâğıt üretimini engellediler. Eğer kenevirden kâğıt yapılıyor olsaydı ağaçların kesilmesine gerek kalmayacaktı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle