14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: EMİNE BİLGET 520 OCAK 2019 PAZAR Gar Meydanı’nda toplanan on binlerce işçi ve vatandaş TSK’ye ait fabrikanın Katar ortaklı BMC’ye verilmesine karşı çıktı. Mitingde sendikacılar “Bu yol yanlış yol” dediler. ‘Peşkeşe izin vermeyiz’Türkİş tarafından düzenlenen Tank Palet mitingi on binlerin katılımı ile yapıldı Türkiye uyuma, fabrikana da, yurduna da sahip çık... Anadolu’dan tiz mi tiz bir düdük sesi yükseliyor. Hey! Duyuyor musun Saray... Dudağında düdük, elinde bayrak, bak ne diye bağırıyor işçi: “Ankara, Ankara duy sesimizi, gelen işçinin ayak sesleri!” Bak nasıl sesleniyor Tank Palet işçisi: “Türkiye uyuma, fabrikana sahip çık...!” Bir şey diyeyim mi, reisin IŞIK işi zorda. Yandaş BMC’nin, KANSU candaş Katarlı’nın Sakar ya Gar Meydanı’ndaki 10 binlerden daha büyük olduğunu sanıyorsa, yanılıyor! Onun dediğine bakarsan, fabrika özelleştirilmemiş de devredilmiş. Nasıl devredilmiş? Bedelsiz, ihalesiz devredilmiş... Nasıl olmuş bu? ABD’den liyakat madalyalı emekli paşanın bakanlığı, önce bir yazı göndermiş: “Sakarya Tank Palet Fabrikası’na ait iki atölyenin, yerli ve de milli motor yapımı için BMC’ye bedelsiz devredilmesi...!” Yetmemiş, bir yazı daha göndermiş: “Fabrikanın şu şu atölyelerinin ve de arazisinin bir bölümünün de yine bedelsiz BMC’ye devredilmesi...” Ve mutlu son: Reis, Sakarya’ya gelmiş: “Fabrikayı tümden devrettim, bitti.” Seka fabrikasını piknik alanı yapmıştı. Tank fabrikasını da ihalesiz, sorgusuz, sualsiz Katarlılar ile yandaş BMC’nin oyun alanı ilan etti. Kansu Bozal İŞÇİNİN ÇIĞLIĞI Dün Sakarya’da; Çorlu’dan Adana’ya, İzmir’den Samsun’a, Çanakkale’den Kayseri’ye on bini aşkın işçi buluştu hep bir ağızdan çığlıklandı: “Harbİş işçisi, vatan bekçisi!” Tank fabrikasının işçilerinin arasına daldık: “Söylentilere kulak asmayacaksın kardeş” dediler. Söylentiden kasıtları şu: “Reis, BMC 10 bin yeni işçi alacak, demiş.” Harbİş Sendikası Başkanı Bayram Bozal’a “Doğru mu?” diye soracak olduk, yanıtladı: “Yeni işçi alımı yapılacaktı, 46 kişinin güvenlik soruşturmaları bile tamamlandı. Hiçbiri henüz işbaşı yapmadı. Dahası, bunlara ‘Marmara dışı bir yere giderseniz, işe alalım’ teklifini yapıyorlar.” 46 işçiyi işe başlatmayan 10 bin işçi alacak, öyle mi? Sakaryalı, bu masala pek kulak asacak gibi gibi görünmüyor... Yürüyüş kolunu izleyenlerden biri merakını gidermek istedi: l İşçiler neden yürüyor? l Tayyip fabrikayı sattı ya, ondan. l En iyisini yapıyorlar vallahi... Miting alanından düdük sesleri yükseliyor. Türk bayrakları şıkır şıkır. Geçmişte çok işçi mitingi izledik. Genel gözlemimizdir: İşçi, hele de Türkİş’e bağlı işçi kıpırdanmaya görsün, kıpırdatanı iflah etmez. Zaten dün Sakarya’da toplanan Türk Harpİş Sendikası Temsilciler Kurulu’ndan karar çıkmış: 31 Mart’ta şapkamızı önümüze koyacağız artık. O şapkadan tavşan çıkmayacağı kesin! l SAKARYA T SK’ye ait 50 yıllık savunma sanayi, deneyimi olan Adapazarı’nda kurulu Tank Palet Fabrikası’nın Katar ortaklı BMC’ye veren hükümet, Sakarya Gar Meydanı’nda on binlerce işçi ve vatandaşın katıldığı mitingle uyarıldı. Mitingde konuşan Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bu yol yanlış, bu yoldan vazgeçin” diyerek hükümeti uyardı. Harbİş Genel Başkanı Bayram Bozal ise “Bu bir peşkeşkir. İzin vermeyeceğiz” dedi. ‘Ne dediniz de yapmadık’ Mitingin açılışında konuşan Tank Palet Fabrikası’nda örgütlü Türk Harbİş Sendikası Şube Başkanı Yaşar Yavuz, “Bize neyi yapın dediniz de biz yapmadık. Milli tankımız olan Altay’ı yapın dediniz de biz yapamadık mı? Memurlar, işçiler, mühendisler olarak bilgi birikimimizi başka ülkelerle paylaşmak istemiyoruz. Tank Palet vatandır, Tank Palet namustur. Türkiye uyuma fabrikana sahip çık” dedi. ‘Savunma millidir’ Daha sonra meydanı dolduran on birlere seslenen Türk Harbİş Sendikası Genel Başkanı Bayram Bozal, “Burada çok önemli işlere imza atan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en önemli fabrikası, özelleştirme adı altında peşkeş çekiliyor. Bize söylenen işçinin bir kaybı olmayacak. Biz işçinin kaybı ile ilgili mücadele vermiyoruz. Mücadelemiz buranın peşkeş çekilmesi. Mücadelemiz bu. Hiçbir özel kuruluşta olmayan tezgâhlarımız var. Bugün tersanelerimiz konuşuluyor, bugün başka şeyler konuşuluyor. Savunmamızı başka ülkelere ihale ediliyor. Savunma millidir milli kalacak. Bizim mücadelemiz tabii ki burada çalışan tüm katmanlar için. Ama şu an yaptığımız tek mücadele bu kadar altyapısı olan bir işyerinde asla ve katta fabrikanın devletin elinden çıkmaması” diye konuştu. Milletvekillerine katılım ve destekleri için teşek CHP VE İYİ PARTİ’DEN DESTEK CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un yanında CHP ve İYİ Partili 20 milletvekilinin de destek verdiği mitinge, CHP, İYİ Parti, Adalet Partisi, Saadet Partisi il başkanları ve bazı sivil toplum örgütü başkan ve temsilcileri de katıldı. kür eden Bozal, “ Onlar sağ olsunlar yaklaşık bir aydır meclis gündemin de tuttular, tutmaya da devam edi yorlar. CHP buraya daha önce geldi 30 milletvekili ile yürüdü. Bugün ara mızda İYİ Partili çok sayıda milletve kili de var. 15 Temmuz’u bu siyasiler çok net biliyor. Sayın Cum hurbaşkanımız bu rada yapılan 140 Obüs kaynağı nı yapıyor, keş ke yapmasay mış. Çok az bir yatırımla burayı uçu ruruz diyor, BMC’ye peş Atalay keş çekiyor. Bizim Erzu rum, Diyarba kır, Erzincan, İz mir, İstanbul’dan, yurdun dört bir ya nından üyelerimiz geldi. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Bunun hesa bını zamanı gelince Sakarya halkı da, Türk halkıda soracaktır” dedi. ‘Harbİş emrinde’ Konuşmasına “Ben işçiyim” sözleri ile başlayan Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay; “12 ay çalışıyoruz, 11 ay maaş alıyoruz. EYT ile ilgili sıkıntımız var, bas bas bağırıyoruz, duymamazlıktan geliyorlar. 85 bin taşerondan geçmeyen arkadaşlarımız var. Devletin bütün kademeleri söz verdi, hâlâ tık yok. Sabırla neticeyi bekliyoruz. Bundan 1 ay evvel 20 Aralık’ta bir Resmi Gazete yayımladı. Tank Palet’in özelleştirmeye açılacağı yer aldı. Diyorlar ki bunun adı özelleştirme değil. Özelleştirme değil de nedir? Anlayan varsa biri anlatsın” dedi. ‘En güzelini yaparız’ “Bizden ne istiyorsanız Türkİş üyesi 1 milyon işçi Harbİş Sendikası’nın emrinde” diyen Atalay, “Bu fabrika Milli Savunma Bakanlığı’nın emrinde kalsın. TC Devleti’nin emrinde kalsın. Tek kalemiz bu. Harbİş işçisi, Milli Savunma Bakanlığı’nın personeli olsun. Biz Altay Tankı’nın en güzelini bu fabrikada yaparız. Özel sektör niye gelsin. Biz patron olalım onlar bizim yanımızda çalışsınlar. Savunma millidir, milli kalmalı. Türkiye’nin sesine kulak verin, yarın çok geç olur. Uyuyor numarası yapan siyasetçiler, sendikacılar var. Bugün buradaki mücadelemiz, vatana sahip çıkma, millete sahip çıkma mücadelesi. Bu mücadele milli bir mücadeledir” dedi. l SAKARYA / Cumhuriyet Birleşik Kamuİş’in ‘Yerel Yönetimler’ Sempozyumu’na katılan Prof. Dr. Boratav: ‘Ya IMF ya kemer sıkma’ Birleşik Kamuİş Konfederasyonu’nun hazırladığı ‘Yerel Yönetimlerde Kamucu Tavır Sempozyumu’nda çok sayıda akademisyen yerel yönetimleri değerlendirdi. Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Korkut Boratav, AKP hükümetinin 31 Mart’a kadar ödemesi gereken borçlarının yığıldığını vurgulayarak “Çaresiz bir şekilde marta kadar idare etmeye çalışıyorlar. Marttan sonra ya açıkça IMF’ye başvuracaklar ya da kemer sıkma politikasını ağırlaştıracaklar” dedi. Sempozyumun birinci oturumunun başkanlığını yürüten Boratav, konuşmasına “Krize nasıl geldik” sorusunu sorarak başladı. Boratav, “Kendisine büyük işlevler yükleyen bir iktidarın söylemine kanmamak lazım. Bu iktidar, emperyalizme bağımlıdır” dedi. İstihdamın, üretimin düştüğü, işsizliğin tırmandığı bir ekonomi ile karşı karşıya olunduğunu belirten Boratav, hükümetin “çaktırmadan” IMF politikalarına girdiğine dikkat çekti. Boratav, şunları kaydetti: “Faizleri ve kemer sıkmacı bir programı kabul ettiler. İsmine de ‘Yeni Ekonomi Politikası’ (YEP) dediler. O programı da bütçeye taşıdılar ve yabancı sermayeye 2019’un kemer sıkmayla geçeceğini taahhüt ettiler. Ama uygulamayı bir türlü başlatamıyorlar, erteleyecekler. 1 yıl içinde ödenmesi gereken dış finansman gereksinimi 182 milyara çıktı. Üstelik bu sadece dış borçların tutarı. Borçlar yığıldı. Çaresiz bir şekilde marta kadar idare etmeye çalışıyorlar. Marttan sonra ya açıkça IMF’ye başvuracaklar ya da kemer sıkma politikasını ağırlaştıracaklar” dedi. Boratav ‘Halkçı, kamucu, emekten yana’ Sempozyumda Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Aziz Konukman, Prof. Dr. Oğuz Oyan’ın yanı sıra çok sayıda akademisyen konuşma yaptı. Etkinliğe Tüm Yerel Sen Genel Başkanı Hakan Kıran, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Vehbi Bakırlıoğlu, CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener ve ilçe başkanları, sendika başkanları ve çok sayıda sendika üyesi katıldı. ‘Muhalifler kıskaçta’ Konuşmacılardan Prof. Dr. Oğuz Oyan da merkezi yönetim ile yerel yönetim arasındaki krizin derinleştiğini belirterek “Cumhurbaşkanı’nın her bir belediyeye dilediğince para aktarabilmesine imkan veren yasa ile muhalif partilerde olan yerel yönetim birimleri merkezi denetimin kıskacı içine sokuldu. Amaçları bütün illeri büyükşehir modeline göre dönüştürmek, ilçe belediyelerinin yetkilerini iyice budamak. Büyükşehirleri ‘şube’ gibi yönetecekleri bir kent yapısı kurmak istiyorlar” dedi. Prof. Dr. Aziz Konukman ise “kriz koşulları”nın yalnızca ekonomik krizi değil “siyasi rejim krizini” de kapsa dığını belirtti. Otoritenin artık yerel yönetimlerde de egemen olduğu bir sürece girildiğini kaydeden Konukman, “Her bir ilde ‘tek adamın’ temsilcisi var. Bunun adı parti devletidir” dedi. Sempozyumda CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş da söz alarak eleştirilerini ve projelerini dile getirdi. Sempozyumun sonuç bildirgesinde ise yerel yönetimlerin “halkçı, kamucu ve emekten yana” olması gerektiğinde uzlaşıldı. Bildirgede “Bu anlayışın, memleketteki mücadele birikimini sahipleniyoruz. Ve bu anlayışı memleketin her yerinde yeniden canlandırmayı hedefliyoruz” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Buzlaşma! Son 10 yılda Türkiye’nin nereden nereye geldiğine ilişkin araştırma, pek çok alanda yaşanan “uçurum derinleşmesinin” boyutlarını ortaya koyuyor. Ekonomide, toplumsal yaşamda, ortak değerlere bakışta, akla gelebilecek her alanda, uçurum, kutuplaşma, kamplaşma gibi sözcüklerin yetersiz kaldığı bir tablo var. Ekonomiden başlayalım... 2000’lerin başında emeğin gayrisafi milli hasıladan aldığı pay yüzde 35’ti, şimdi yüzde 17. Buna karşılık her dört aileden biri yardımla geçinir hale geldi. Hakkını değil, yardım isteyen bir toplum! Emekli aylığı bağlama oranları 2008’den bu yana her yıl ortalama yüzde 5 düşüyor. Emeklilik hakkını elde etmiş bir kişi üzerinden baktığınızda, çok çalışarak emekli maaşınızın az bağlanmasını sağlıyorsunuz. Aziz Nesin’lik bir durum. Maaş bağlama oranları o kadar düştü ki, sonunda lütfedip en düşük maaşın bin liranın altında olmaması için torba yasa çıkardılar. Son 10 yılda konut inşasında büyük artış var. Ancak kiradaki aile sayısı yüzde 21’den yüzde 29’a çıkmış. Sadece para değil, binalar da belli ellerde toplanıyor. HHH Toplumsal uçurum, köykent dengesinden ortak değerlere bakışa kadar her alana yansıyor.  Yerel seçimlere gidiyoruz. 2014 yılında 1285 belediye kapatıldı. Köyler de mahalle oldu. Böylece insanın toprakla bağı koptu. Akla gelen gelmeyen her türlü tarımsal ürünü ithal ediyoruz. En son kuru soğanın da gümrüksüz ithal ürünleri arasına girmesi, insanın sadece gözlerini değil, yüreğini de acıtıyor.  Bunca tarım ürünü topraklarımızdan kaybolup giderken itibar iadesine kenevirden başlamak, insana “Dileriz arkası gelir” dedirtiyor. Son tartışmalarla kenevirle ilgili de pek çok şey öğrendik. Belki mercimeğin, nohutun da topluma faydalı olacak yönleri vardır. Yaşam biçimine ilişkin uçurumlar şu aşamada toplumsal katmanlardan çok kişiler üzerinden derinleşiyor. Bu derinleşmenin kamuoyunda tanınmış kişiler üzerinden yapılması tabana çarpan etkisiyle yansıyor. Gelelim siyasal uçuruma... Bu konuda liderlerin salı konuşmalarıyla şekillenen fay hatları var. İktidarın kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan etmesi, orta vadede uçurum sözcüğünü yetersiz hale getirebilir. Ancak İstanbul ve Ankara belediye başkan adaylarının daha farklı bir dil kullanmayı yeğlemesi genel ezberi bozmuş görünüyor. Bu tutumun taplumda kabul gördüğü anlaşılıyor.  Kim bilir bu durumdan belki de Erdoğan da etkilendi! HHH Erdoğan’ın Fazıl Say’ın konserine katılması bütün bu uçurumların ortasında her kesim için farklı bir yere oturdu. Dünya sanatçısı Fazıl Say’ı nihayet ülkesinin yöneticileri de dinledi!  Fazıl Say’ların telefonlarının değil, konserlerinin  dinlendiği bir Türkiye, ortak istem. Türkiye o hale geldi ki;  bir konserden bile hem uzlaşma hem buzlaşma çıkabiliyor. Balkanlar’da duyduğum şu söz sık aklıma gelir: Kardeşe kardeş demeyen, yabancıya efendi der! Türkiye’nin de büyük bir toplumsal uzlaşmaya, büyük bir kardeşlik buluşmasına çok ihtiyacı var. Bunun için atılacak adımlar, seçim hesaplarından öte, uzun soluklu olmalı.  2023’e giderken AKP’nin hesaplarından daha büyük bir Türkiye buluşması hayal etmek gerekiyor. MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI 15 Temmuz’dan sonra TSK’den 15 bin ihraç Genelkurmay Başkanlığı’nda düzenli olarak yapılan basını bilgilendirme toplantılarına 2010 yılında son verilmesinin ardından Milli Savunma Bakanlığı’nda ilk kez bilgilendirme toplantısı yapıldı. Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Tanıtım Subayı Deniz Binbaşı Şebnem Aktop, darbe girişiminin ardından TSK’deki ihraçla ra ilişkin olarak, “FETÖ ile mücadele kapsamında 15 bin 213 personel ihraç edildi, 6 bin 838 personel hakkında adli, idari işlem sürüyor” dedi. Aktop, 2018’in başından bugüne kadar 74’ü lider kadroda toplam 2 bin 442 teröristin etkisiz duruma getirildiğini belirtirken bunların Şebnem Aktop 1801’inin öldürülüğünü, 186’sının yaralı ele geçirildiğini, 334’ünün teslim olduğunu, 121’inin ise yakalandığını kaydetti. Aktop, operasyonlarda 88 askerin şehit olduğunu, 270 askerin yaralandığını kaydetti. Yeni askerlik sistemi Bedelli askerlik tartışmalarının önüne geçmek için hazırlanan yeni askerlik sistemi çalışmalarının sürdüğünü belirten Aktop, “Gençlerin mesleklerini aksatmamak için yükümlüler ve uzman askerler arasında denge sağlamak için yeni askerlik sistemine geçilecek. Tamamen uzman olarak tahsis, Türkiye’de askerlik kültür yapısına uygun değil. Çalışmaları tamamlayıp Cumhurbaşkanımızın onayına sunacağız” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle